Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı
Nisa;25 den alıntı yaptığınız neden yarım bırakıyorsunuz?
Ve men lem yestetı' minküm tavlen en yenkihal muhsanatil mu'minati femin ma meleket eymanüküm min feteyatikümül mu'minat
Ve sizden her kim hür mü’min kadınları/muhsanatil mu'minati nikâh edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yasal çerçevede himayenize verilen, mü’min genç kızlarınızdan/min feteyatikümül mu'minat nikâhlamak var. Ve Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir.
|
Nisâ 25'in
bu Hakkı Yılmaz mealindeki
hür kelimesinin
Arapça metinde karşılığı yok.
Uydurmuşlar bu kelimeyi
ve içme suyuna lağım katarcasına
Allah'ın ayetine boca etmişler.
Daha önce bunu dile getirdim ve şuna da dikkat çekmeye çalıştım
Türkçeye vakıf olan bir insan bilir ki
bir yerde hür kadınlar var diyorsanız hür olMAyan kadınlar da var diyorsunuz.
Oysa "Kuran'daki islam"da hür olmayan kadın yok.
Anlatamamışım,
bundan sonra da anlatamıyacağım ortada
çünkü ne yaptığımız ne yapacağımızın teminatıdır.
Ne yaptığımız ortada.
Bir örnek daha,
buyurun:
Burada iffetlerini değil ferclerini korurlar diyor.
Bakınız Cenabı Allah Nisa;6:
"...ve men kâne ğaniyyen felyesta'fif... diyor.
Şimdi burada ne diyeceğiz? Zengin olanlar İffetli davransınlar mı diyeceğiz?
Hayır. Zenginler yetimlerin mallarını yemekten
çekinsinler diyeceğiz
çünkü bu cümle Türkçedir, buradaki iffet kelimesi o yüzden Türkçedir.
"...ve men kâne ğaniyyen
felyesta'fif" ise Arapçadır ve buradaki iffet kelimesi Arapçadır.
Türkçe cümledeki iffet = Arapça cümledeki iffet olmaz.
Arapçadaki iffet
eş anlamlı olarak geçmemiş Türkçeye yani "
çakma aynılık"tır olay,
ki İngilizcesi "
false cognate"tir
eğer mukayese bir işe yarayacaksa.
Türkçe kelimelerde Arapça anlamlar aramak
vehimdir, demiştim. Boş yere demişim.
Sözün sonuna gelmişiz.
Pes ediyorum,
bu forumda yazmıyacağım artık
Boşu boşuna niye yazayım.
.