Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26. January 2018, 12:13 PM   #6
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Zannederim yukarıdaki yazıda "Tahrim-1" yerine "Ahzab-50. ayetinin meali misal olarak verilse daha iyi olurdu.

Bakın Ahzab-50 mealini nasıl çevirmişler:
Elmalılı: "Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."

Biz de sizin anladığınız mânâda anlarsak dünyada Peygamber'in helâli olmayan kadın kalmayacak; ana bir, bacı iki hariç, neredeyse her dişi.

Kaymakam misali de uygun düşmemiş. Çünkü devrimizde kaymakam artık devletten çok siyasi iktidarı temsil eden ve onun talimatlarıyla hareket eden ve onun tarafından atanan bir unsurdur.
Fakat İslam yaşamında işler "şura" ile olduğundan kaymakam ilçe halkının tayin ettiği konuları yerine getirmek için ilçe halkı tarafından ve içinden seçilir ve konular dışına çıkamaz.
Yani biri despotik, diğeri demokratiktir.
Bu nedenle kitaba göre ifade edilmeye çalışılan erkeğin(erkek kelimesinin)-her halde kocanın diye anlaşılması gerek- kaymakama benzetilmesi İslami düşünce tarzına uygun düşmemiş. Belediye Başkanı olsa bir nebze olabilirdi.

"Rical" kelimesinde halen "adam" diye ısrar edilmesini anlayamıyorum. Geçen yazılarımdan birinde "Araf- 46. ayeti inceleye-verin bir zahmet demiştim. Hiç oralı olunmamış.

7/A'RÂF-46.- "Ve onların aralarında bir perde ve A’rafın (tepelerin) üstünde onların hepsini simalarından (yüzlerinden) tanıyan adamlar-ricalun- vardır. Henüz oraya (cennete) dahil olmamış ama ümit eden cennet ehline: “Selâmlanmak (selâm) sizin üzerinize olsun!” diye nida ettiler"

Orada bahsedilen "Rical" öylesine bir adam mı?
Çöl Arab'ının, bedevinin bildiği en yüksek şey "kum tepeleri". İşte o ricalin yüksek bir sıfat sahibi olduğu böyle anlatılmış, kum tepelerine benzetilerek; yoksa orada anlatılan "kumdan tepeler" filan değil, yani o, "adam" denilen kişiliğin sıfatı! Yani "kum tepeleri kadar haşmetli."
Oradaki "adam dediğiniz" sopa gibi dikilip duran da, değil bilgili; kişilerin yüzüne baktığında, baktığı kişinin simasından o kişinin cennetlik mi cehennemlik mi olduğunu sezip, anlayan, arif, onları sevk edecek kadar yetkili bir idareci ve oranın yöneticisi olduğu anlaşılıyor. Yani "öylesine bir adam" değil.

Dolayısı ile gerek bu ayette gerek diğer ayetlerde geçen "rical" ifadesini basitçe (bazı zaman eş, bazı zaman da koca anlamı verecek şekilde) adam diye tercüme etmek hatalıdır.

Her şeyden evvel o, "yetkili idareci, mevkii sahibi, görevli, yönlendirici"dir..

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (4. February 2018 Saat 12:41 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla