Tekil Mesaj gösterimi
Alt 3. July 2013, 09:41 PM   #4
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bize verilen emanet nedir?

Canımız ve bedenimizdir.

İnsana Allah tarafından verilen bu emanetleri yine Allah yolunda harcaması gerekir.

Allaha teslim olan(Müslüman), kendine verilen emanetleri Allah yolunda harcayandır.

Bilecek görecek olan İNSAN’dır. İnsanın vasıfları nelerdir.

Düşünme, akletme, idrak etme, iradeye sahip olma, öğrenme…
Bu vasıflara sahip olabildik mi?

Emanet sahip çıkacak olan İNSAN’dır. Eğer toplum insani vasıfları sergileyecek bireyleri yetiştiremiyorsa toplum insanlıktan uzaklaşırız. İstek arzularının , hayallerinin ve duygularının peşinden giden bireyler emanete sahip çıkmazlar, insanlığı(Müslümanlık) ortaya çıkaramazlar.

Her insana Allahın verdiği ayetler nelerdir?

Göz, ağız, kulak, beden, akıl, düşünce, idrak etme, irade…

Allahın insanlığa verdiği ayetler incelenmezse, göz ardı edilirse, ön plana insani vasıflar değil hayvani(içgüdüsel) vasıflar alınırsa ilerleme sağlayamayız.

Ayetlere bakmak, okumak için gören göz, işiten kulak, konuşan ağız gereklidir. Okumamız yazmamız olmayınca KURAN(okunan)ı nda sözlerini tekrar etmiş oluruz.

Rehber(KURAN) diyor ki; OKU , neyi okuyacağız?


Degerli Kardesim Mustafabey,

Kas göz kulak vücut ve can'dan ziyade kamu göreviyle ve toplumun tutumuyla ilgili bahsedilen EMANET burada. Ameliyat masasinda yatarsak, ancak operatöre emanet edebiliriz vücudumuzu bu fani dünyada Muhakkak ki her bir organimiza da deger vermemiz, gözetmemiz gerekir. O baska bir konu.

Nisâ /58

Şüphesiz Allah size, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Şüphesiz Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah, en iyi işiten, en iyi görendir.



Burada konu edilen emânet, sözcüğünün terimsel anlamlarından biri olan, “kamu görevi”dir. Âyetteki, Şüphesiz Allah size, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor ifadesinin birinci cümlesi topluma, ikinci cümlesi de toplumsal görev alanlara yöneliktir.

Adaletle davranma ve emânete riâyet birçok âyette zikredilmiştir:

Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğütlenirsiniz diye size öğüt verir. Ve sözleşme yaptığınızda Allah'ın ahdini yerine getirin. Yeminlerinizi [sözleşmelerinizi] sağlama aldıktan ve Allah'ı kendinize kesin olarak kefil kıldıktan sonra da onları bozmayın. Şüphesiz ki Allah işlediğiniz şeyleri bilir. (Nahl/90-91)

Ey iman etmiş kimseler! Allah'a ve Elçi'ye ihânet etmeyin. Bile bile kendi emânetlerinize de ihânet etmeyin. Şüphesiz mallarınızın ve evlâtlarınızın, kesinlikle fitne olduğunu ve kesinlikle de Allah katında çok büyük ecir olduğunu bilin. (Enfâl/27-28)

Yetimin malına da yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde hariç [bu şekilde yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz]. Ve ölçüyü, tartıyı hakkaniyetle tastamam yapın. Biz kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa adil olun ve Allah'a verdiğiniz sözü tastamam tutun. İşte bunlar öğüt alıp düşünesiniz diye O'nun [Allah'ın] size vasiyet ettikleridir. (En‘âm/152)

Ey Dâvûd! Gerçekten Biz seni yeryüzünde bir halîfe kıldık [yaptık]. O hâlde insanlar arasında hakk ile hüküm ver [hakk aracılığıyla zulüm ve kargaşayı engelleyip adaleti sağla]. Hevâya [keyfe, arzuya] uyma. O takdirde seni Allah'ın yolundan saptırır. Muhakkak Allah yolundan sapanlar, hesap gününü umursamadıklarından kendileri için çok şiddetli bir azap vardır. (Sâd/26)

Ey iman etmiş kimseler! Kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, Allah için tanıklık eden kimseler olarak hakkaniyeti oldukça ayakta tutanlar/gözetenler olun. İster zengin olsun, ister fakir olsun, bilin ki Allah, ikisine de daha yakındır. Artık adaleti yerine getirebilmek için hevânıza uymayın. Eğer eğip bükerseniz veya geri durursanız, biliniz ki, şüphesiz Allah yaptıklarınıza haberdardır. (Nisâ/135)

Ve onlar [kurtulan mü’minler], emânetlerine ve ahidlerine riâyet eden kimselerdir. (Mü’minûn/8) H.Yılmaz

Selam ve Dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla