Tekil Mesaj gösterimi
Alt 6. July 2012, 10:58 PM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın dost1.

Bir görüş sunacağım. Şöyle ki.

Şura-14. ayette belirtildiği gibi ayrılığa düşmenin bir sebebi de fesat/gelir dağılımındaki dengesizliktir. ''Beyn'' ve ''bağy'' fesada sebep gösterilmiştir.

Nahl-90. ayet yapmamamız ve ortadan kaldırmamız gerekenler arasında ''bağy''ı da göstermiştir. Yapmamız ve yapılmasını sağlamamız gerekenlerde de adaletli olmamız, ihsanda bulunmamız, mekân ve zaman olarak komşudan bütün insanlığa kadar iyiliğe lâyık ve muhtaç olanlara karşı alıcı değil, verici bir tutum takınmamız öğütlenmektedir.

''Bağy'' kavramıyla ifade edilen davranışları, böyle sayılanları iyi analiz etmek için Hacc-40 ayetini ve dolayısı ile ''Beyt'' kavramını iyice sindirmiş olmak gerekiyor. Malum olduğu üzere ''beyt'' dışa kapalı, yani içeriden bereketli, yani üretime dayalı ve nezr/fedakârlık öngörülmüş bir ekonomik ve sosyal bir sistemi-politikayı, ikâmette kalmayı, beytte mak'am/görev sahibi olmayı yani ''İbrahim Makamı''ndan yer edinmeyi, bu da "meryem"liği yani bir birimize hizmetkâr olmayı ifade eder.
Bu yolda esas olan ''mal değişimi-değer değişimi'' yapılarak alış-verişin yerine getirilmesidir. Esası ''ihtiyaç ekonomisi'', herkesin ihtiyaçların karşılanması ekonomisidir. İsraf ve lükse izin yoktur. Bir disiplindir. Bireysel değil, toplumca kalkınma ve zenginleşmeyi öne çıkarır.

Bu disiplinden dönmek, malum olduğu üzere ''bağy''dir, ticaret ehli olmak, yani dönekliktir. Dönmek ise ''kaptanlık, kervancılık, tacirlik, seyyar satıcılık v.s.......dir. Bu seyyar satıcılık günümüzdeki ancak rızkını çıkartabilen gariban insanlar değil elbette; taşımacılık suretiyle ve kâr, sömürü amaçlı taşımacılıktır. Bunlar kimsenin bir siparişi olmadığı halde, çok bol piyasa ürününü, sömürme amaçlı üretenlerin mallarını gerek hile, gerek iştah kabartan çeşitli tanıtımlarla v.s. ile lüks/ihtiyaç üstü arzular yaratıp dışarıdan temin eden veya aynı maksatla içeriden temin edilip dışarıda ''kâr'' gayesi ile piyasa ekonomisini/pazar ekonomisini dayatan piyasa işgalcileridir. Bu tüketim ekonomisi olup, bireysel, kap-kaççı bir düzendir. Eğer bu düzene uyulursa din artık ''tüccar dini'' vasfını alır.
İslam devleti, bu tüccar dinine maruz kalmamak için de bu günkü ''gümrük'' olan ''Hicaz Hattı''nı kurmuştur.

Yukarıda belirttiğim ekonomik ve sosyal ayrım, Bakara-58 ve Bakara-61. ayetlerde fark ettirilmiş ve ''karye-komün'' yani üretim ve tüketimde kollektivizmin geçerli olduğu yer ile; meşhur olmaktan gelen ''şehir'' yani kapitalizmin-anamalcılığın geçerli olduğu tüketime dayalı, bireyciliğin geçerli olduğu yer ayrımı ve neticeleri etraflıca ifade edilmiştir.

Denilecektir ki: üretilen dağıtılmayacak mı?

Tabii ki dağıtılacak, aksi stokculuk olur ki islama aykırıdır. Dağıtılacak fakat kap-kaç(tezgahtarcılık) olarak değil de, bir akarsuyun geçtiği yerlari sulaması gibi, bereket dağıtması gibi kâr amacı gütmeden (hakkaniyetle) ihtiyaç gidermek için dağıtım yapılacak. Malum ''su'' rızk demek. Aksi Bakara-275' te de kınanmıştır.

Sayın Dost1.

Kısaca arz ettiğim sebepler, ayete verilmiş mâna ve dipnotlarındaki açıklamaları kabul etmemi önlüyor.

Ben kollektivist bir bakışla ayeti şöyle anlıyorum: "Yaz ve kış (kervan) seferlerinden/bu seferlere bağımlılıktan (Beyt yaşamı ile) kurtaran, güvenlik ve esenliğe kavuşturan bu Beyt'in Rabbine (bu yaşam şekline eren) Kureyş'liler (layıkiyle) kulluk etsinler, Allah'ın gösterdiği yoldan yürüsünler"

Böylece kişisel anlayışım, ''nimete hakkıyla şükretmek/karşılığını üreterek vermek, nankör olmamak için kâr ve kazancın (insan haklarının) dışarıdan getirilip kişileştirilen liberalist sistemden vaz geçilip, müşterek üretilen ve müşterek maişetlenilen ''Beyt'' (Mekke kariyesi-Beytü'l haram) üzere, "komşuluk hukuku prensibince zekat-ı ita ile" iştirak halinde mülkiyetle mümkün'' olduğudur. Kureyş, bireyciliği, sömürü düzenini; Kureyş'liler de sömürenleri anlatır.

Sayın Dost1.

Bu yazımı bir ''İhtirazi kayıt'' olarak kabul edin lütfen.

Size ve sunuşta isimlerini verdiğiniz ve bizleri tefekküre iten, bilhassa 'dip not'lu bu eser için emek sarf edenlere teşekkürlerimi sunarım.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (20. January 2021 Saat 12:07 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (6. July 2012)