12. September 2011, 01:49 PM
|
#4
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
|
İslam oldukları halde, bozulmaya, yoksulluğa, gerilemeye maruz kaldılar; geçmişin batıl alışkanlık ve inançlarıyla İslamiyet'i karıştırdıkları ve bu suretle gerçek İslamiyet'ten uzaklaştıkları için, kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. Gerçek İslam'ın çok yüce, çok kıymetli gerçeklerini olduğu gibi almamakta inatçı bulundular. İşte gerilememizin belli başlı sebeplerini bu nokta teşkil ediyor... M.Kemal Atatürk (4 Sadi Borak, Atatürk ve Din, s. 36-37 ( Rönesans,Aralık 1991, s. 61)
ayrıca
Alıntı:
Bir HADİSin uydurma olduğu aşağıdaki hallerden daha ilk bakışta belli olur.
1- KUR’AN’a ve SÜNNETULLAH’a aykırılığı,..
Örnek: ” MUHAMMED veya AHMED isimleriyle adlandırılanlar cehenneme girmezler. ”
2- Ahlak ve edep kurallarına aykırılığı,
3- Akla ve tabiat kanunlarına aykırılığı,
4 - İçeriğinde komik ve maskaraca sözlerin bulunması,
5 - Manen ve söz olarak eğriliği bulunması,
Örnek : ” Pirinç insan olsaydı halim olurdu ”
6 - Sözde ölçüsüzlük
|
Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslam'ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı. M.Kemal Atatürk (Atatürk'ün S.D. II, 1923, s. 127)
Konu hiiic tarafından (12. September 2011 Saat 01:56 PM ) değiştirilmiştir.
|
|
|