Selamun Aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim!
Bugün "Ben müslümanım" diyen kime sorarsanız sorunuz cevabı "Allah tektir." olacaktır. Ancak sıra Allah'ın Rabliğini kabullenmeye geldiğinde ulaşacağımız sonuç çok farklı olacaktır.
Allah Resulunun İslamı tebliğ ettiği toplumun hemen hepsi "Allah tektir." diyen insanlardan oluşuyordu. Ancak müşriklikten de asla geri kalmıyorlardı. Allah'ın Rabbliğini asla kabullenmek istemiyorlardı. Yaşamlarının tek gerçeği "zulüm" üzerine olmalarıydı.
Kur`an`daki “مولى Mevlâ” kelimesi ile eş anlamlı olan "الرّب Rabb", şu özellikleri taşır:
1. Rabb; emri, kudreti altında bulunan bir şeyin yegâne sahibi ve yöneticisi olup, her şey üzerinde kendi isteği ve ilmine uygun olarak tasarrufta bulunandır.
2. Rabb; kendisine itaat edilerek boyun eğilecek, emirlerine uyulup, yasaklarından uzak durulacak yegâne, tek efendidir.
3. Rabb; her şeyi düzelten, sivrilikleri çıkıntılıkları tesviye eden, yaratılışı tam bir şekilde hâlden hâle geçirerek düzenleyen, arıtıp saflaştırıp olgunlaştıran, ıslah eden, terbiye edendir.
Özetle Rabb; “terbiye edip eğiten, yarattıklarını belirli bir programa uygun olarak bir takım hedeflere götüren, tekâmülü programlayıp yöneten” demektir.
Değerli Kardeşim.
Sancısını çektiğimiz en büyük illet şirk illetidir. Şirk, sözlükte; mülk ve saltanatta ortaklık demektir. Dinî açıdan ise; Allah`ın yetki ve imtiyazlarından, zatî ve sübutî sıfatlarından, en güzel isim ve sıfatları arasında yer alan sıfat ve tasarruflarından birinin ya da bir kaçının, Allah`tan başka somut ya da soyut herhangi bir şeye yakıştırılması, verilmesi ya da uyarlanmasıdır.
Nerede zulüm varsa orada mutlaka müşriklik hüküm sürüyordur.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
|