Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19. February 2014, 01:48 PM   #16
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Alıntı:
khaos Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
mustafa bey kardeşim
anlayamadım...
kur'an Tanrı'nın insanlığa göndermiş olduğu evrensel bir mesajmıdır?
yoksa insanların arasından seçtiği bir kişiye gönderdiği özel hayat rehberimi?

kur'an resule indi derken herhalde sadece ona indi demek istemiyorsunuzdur.

Bana inmeyen bir kitaba ben neden inanayım?
Biz resul değiliz.. ama resul şimdi nerede... ve kur'anı okurken hangi farkındalıkla okuyacağız.Buna nasıl karar vereceğiz.
Selam khaos kardeşim;

Dediğinde şu yönden haklısın, herkes kuranı kendi kitabı zannediyor, bize öğretilen bu veya biz öyle zannediyoruz, o yüzden kendimize inmiş gibi okumaya çalışıyoruz. Bartsimson kardeşimizin dediği gibi resullerdeki donanım ve yaratılış bizde olsa kendi kitabımızı ve Alahın ayetlerini doğrudan (kelama gerek kalmadan) okurduk.

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı

Çünkü DNAlarımızın birbirimizden farklı olması kadar net bir sebepten.

Nasibimizi arıyoruz...

Çünkü sen, ben ve herkes gerçekte OKUnması gerekenin ne olduğunu net olarak bilmiyoruz. Bilseydin yada bilseydik yada bilselerdi herkese kitap inerdi.

Araf (62) "Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihat ediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ile biliyorum."

Sanırım anlatabilmişimdir.
124. Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. "Soyumdan da dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu.

125. Biz, Beyt'i insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik.

126. İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!

127. Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı: ) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.

128. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.

129. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir resul görevlendir. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.

130. İbrahim'in milletinden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu(ibrahimin milleti) dünyada seçtik, şüphesiz o ahirette de salihlerdendir.



Semavi din İbrahimle başlamış, İbrahim milletiyle devam etmiştir.

İnsanoğlunun zihinsel yapısındaki gelişim, ilerleme İbrahimle başlamıştır.

Kelimelerle sınanma, kelimelerin ifade ettikleri görevleri anlama, yerine getirme ve sonucunda düşünce dünyasındaki ilerleyiş, yapılaşma, insanın temel yapıtaşlarının oturtulması.

İbrahim ile başlayıp, İbrahim milletiyle devam eden süreçte oluşan değerler ve bu değerlerin etrafında insanların toplanması, beytin oluşturulması hanif dinin yapılaşması ve insanların bu oluşanlardan(meyvelerinden) beslenmesi, ilerlemesi..

Allah ibrahimin duasını kabul etmiş ve rahmetinin tecellisi olarak Rabbin(eğiten, öğreten) ayetlerini okuyan resuller gelmiş insanlığa kitabı ve hikmeti öğretmişlerdir, temizlenme ve arınma yolunu açmışlardır.

Resuller Rabbin ayetlerini okuyarak insanların anlayacağı seviyeye indirerek kelam halinde sunmuşlar kelimelere dökmüşlerdir. Allah kelamı dediğimiz şey aslında; resullerin yaratılışı, yaratıcının ayetlerini okuyarak yaratıcının varlığından ve birliğinden insanları haberdar etmesi, uyarması, öğüt vermesi şeklinde hadis ve hadiselerden zuhur etmiş şerefli elçilerin Allah adına söyledikleri sözleridir.

Allahın konuşması; yaratmasıdır, Allah bir şeye ol der ve oluşum başlar!

Bizim gibi herhangi bir insan Allahın ayetlerini doğru direk olarak okuyamıyor, bu yetenek veya görev Allahın seçtiği kulların, İbrahimin milleti, soyunun görevi olduğu bakara 129- 130 da açıkca yazıyor zaten.

Biz kendi kafamıza göre veya birilerin sözde din adamlarının demesine göre her şey, Allahın tüm ayetlerinin okunması, kelam edilmesi kuranın içindedir, yani tüm mesajları, ayetleri Muhammet Resul okumuştur diye kabul etmemiz ve sınırlandırmamız ne kadar doğrudur? (bakara 129 da geçen İbrahim milletinden yüz çevirmek ne anlamdadır?)

Resullerden bize kalan en büyük miras, bıraktıkları okudukları kelamlardır, bu sözleri de yanındakiler toplayabildikleri kadar toplamış musaf haline getirmişlerdir. Elimize aldığımız Kuran’da bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Resulleri biz görmedik, onların devirlerinde de yaşamadık, elimizde kalan bıraktıkları okuduklarının toplandığı kitaplar ve devam ettirilen semboller ve şekillerdir.

Bu dünyadaki sınavımız da neyin ne olduğunu anlayıp, mücadele edip, doğru yolu bulmak ve o yolda ilerlemek üzerinedir.

Allaha iki yol gider birisi rahmani, biriside şeytanidir, her iki yoldakilerde şüphesiz Allaha döndürülecektir.

Bize resullerin bıraktıkları ise neyin ne olduğunu anlamak için rehberdir, bilgi kaynağıdır.

Kelamları anlayacak olan akıldır, belli bir akıl seviyesinde ve bilgi birikiminde ancak söylenenleri doğru bir şekilde anlamaya başlarız, evrensel olanın ne olduğunu da bu süreçte keşfederiz diye düşünüyorum.

Her şey hazır, tüm bilgiler ortaya serilmiş, tüm yollar gözükür vaziyette olsaydı ve kuranda tüm bunlar açıklanmış olsaydı, bizim bu kadar mücadele etmemize, neyin ne olduğunu anlamaya çalışmamıza gerek kalmazdı, islam alemide bu durumda cahil kalmazdı.

Herşeyin aslı yaşamın içindedir, kuranın içinde olanlar uyarıdır, rehberdir, hidayet kaynağıdır, asla ulaşmak için verilen ön bilgilerdir.

Apaçık kitap bizim burnumuzun dibinde, Allah bize şah damarımızdan daha yakın ama, bizim okumamız olmadığı ve yeterli bilgi birikimine sahip olamadığımız için çoğu şeyi şuan anlayamıyoruz, geniş bir çerçeveden durumu değerlendirebilmek gerekir diye düşünüyorum.

Kitabı abdest almayanlar(temizlenip arınmayanlar) okuyamaz, yani yetersiz bilgiyle, akıl seviyesiyle doğru bilgiye anlayışa ulaşamayız, noksanlıkları tamamlamak bir hayat boyu sürecek yolculuktur. Gece yolculuğu sonunda aydınlığa ulaşmak ta var, karanlıklar içinde kalmakta.

Hayatta yapılan bir çok yanlış, binlercesi bir doğruyu ortaya çıkarmak içindir. Biz farkında olmadan yanlışın içinde de olabiliriz. Yaptığımız tüm yanlışlar sonucu elde etttiğimiz tecrübeler bizi doğruya, doğru bilgiye ve olgunluğa ulaştırırsa, ne mutlu.

Konu mustafabey tarafından (19. February 2014 Saat 02:36 PM ) değiştirilmiştir.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
beyazasi (19. February 2014), dost1 (19. February 2014), khaos (19. February 2014)