Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19. November 2014, 07:47 PM   #11
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli ozkanates kardeşim,

Alıntı:
ozkanates Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Benim sorum "nefsinki gibidir" mi yoksa "nefs gibidir" miden ibaret.
Arapça bilmememden dolayı bir gramer sorusu bu sadece.

Arapça demişken "ba'solunmak",
Arapçada "dirilmek ve/veya yeniden dirilmek" mi yoksa "ölümden sonra yeniden dirilmek" mi
Aslında bu sözcük diriltme ya da dirilme anlamında değildir.
بعث"BEASE" sözcüğü lügatte “tek başına veya birisiyle birlikte göndermek” demektir. (Tacü’l Arus; c.3, s. 170, 171. “ba’s” mad.)

Kur’an’a bakıldığında, bu sözcüğün “yeniden diriltme” anlamından çok, “gönderme” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Sözcüğün “diriltme” anlamı da aslında “mezardan gönderme” anlamından kaynaklanmaktadır.
Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde de: "el-Ba's sözcüğünün asıl anlamı, bir şeyi harekete geçirme ve yönlendirmedir. Araplar, 'Baastuhu fenbaase=Onu harekete geçirdim, o da hareket etti.' derler. Harekete geçirme, ilintili olduğu olguya göre farklı bir anlam ifade edebilir. Örneğin, 'Baast'ul-baire', 'Deveyi sürdüm' anlamına gelir. Bir ayette ise, 'Ve'l-mevta yeb'asuhumullah=Ölüleri ise Allah diriltir.' buyurulmuştur. Yani Allah, onları kabirlerinden çıkartır ve kıyamete doğru sürükler... Sözleri ile sözcüğün açılımını yapmıştır.
Değerli kardeşim,
Dikkat ederseniz Kur’an’da elçi göndermenin “ بعثbease” fiiliyle ifade edildiği bir çok ayetin olduğunu görürsünüz:

Allah, İsrailoğuları’ndan söz almıştı. İçlerinden on iki nakip [müfettiş/başkan] göndermiştik. Ve Allah demişti ki: “Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı ikame eder, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onları destekler ve Allah’a güzelce borç verirseniz, ant olsun ki sizin günahlarınızı örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. İşte sizden her kim de bundan sonra küfrederse, gerçekten dosdoğru yoldan sapmış olur. (Maide/12)

Ve eğer ikisinin [karı-kocanın] arasının açılmasından korktuysanız bir hakem onun [erkeğin] yakınlarından, bir hakem de onun [kadının] yakınlarından kendilerine gönderin. Bu ikisi [iki hakem] gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah onların [karı-kocanın] arasında geçim verir. Şüphesiz Allah, Alîm’dir, Habîr’dir. (Nisa/35)
De ki: “O, üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yetendir.” Bak, onlar iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl evirip çeviriyoruz [inceden inceye açıklıyoruz]. (En’am/65)

İşte o ikisinden birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik de onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Ve o yerine getirilmesi gereken bir vaat idi. (İsra/5)

Ve eğer çıkışı isteselerdi, kesinlikle onun [çıkış] için bir takım hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların gönderilmelerini hoş görmedi de onları yoldan alıkoydu. -Ve “oturun oturanlarla beraber” denildi.- (Tevbe/46)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla