Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28. April 2013, 05:47 PM   #21
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Adem’in Çocukları ve İsa’nın Doğumu
posted in *PEYGAMBER |


ÂDEM’İN ÇOCUKLARI KİMİNLE EVLENDİ?

İlk etapta yalnızca iki veya ikiden fazla kız çocuğunun dünyaya gelmiş olması mümkündür, kardeş kardeşe evlilik olmaması için bu kızların yetişkinliklerinde eşeysiz, başka bir ifadeyle babasız, erkekli kızlı çocuklar doğurmaları mümkün olabilir. Örneğin bu şekilde iki kız çocuğu düşünelim. Yetişkinliklerinde her bir tanesi babasız olarak iki kız, diğeri iki erkek çocuk veya her birisi bir erkek ve bir kız çocuğu dünyaya getirseler, bu çocukların teyze çocukları olarak evlenmelerinde İslam dini açısından bir sakınca yoktur, böylece bu ilk aşamadan sonra artık eşeyli çoğalma rahatlıkla sürebilir.



İsa peygamberin babasız olarak dünyaya gelmesini örnek gösterebiliriz. “Şüphesiz, Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona “ol” demesiyle o da hemen oluverdi.” 3/59







İSA’NIN BABASIZ DÜNYAYA GELMESİ

Mesaj: İsrail soyunun ırkçı tutumuna ve erkeğin otoriter egemenliğine meydan okumadır. Ey İsrail, işte sizin soyunuzdan gelmeyen bir nesil! Ey erkekler, işte siz olmadan da kadınlar çocuk dünyaya getirebilirler. Ey insanlar, bir kadın kendi başına pek çok şeyi başarabilir.



Hz. Âdem de hem annesiz hem babasız var olmuştu; ancak, bu Allah’ın onun annesi ya da babası olduğu anlamına gelmiyordu. Allah, O’nun yaratıcısıdır. Hz İsa’nın durumu da bundan farklı değildir.




4130. soru: Erkek olmadan üreme olur mu? (Murat Elitaş): Canlılarda çeşitli eşeysiz ve eşeyli üreme tipleri görülüyor. Eşeysiz üremede zaten cinsiyetlere ihtiyaç duyulmuyor. Eşeyli üreme tiplerinin bazılarında da, erkek olmaksızın üreme gerçekleşebiliyor. Bunlar hakkında daha önce bize yollanan sorulara uzun uzadıya cevaplar verildi.

Çok “genel” karakter taşıyan sorunuzun insanlara yönelik olduğunu düşünerek devam ediyorum. Çok ender olarak, erkek gamet hücresi olmaksızın yumurta hücrelerinden gebelik oluşması görülebiliyor. Tıp literatüründe bununla ilgili, çok sınırlı sayıda da olsa, örnekler bulunuyor. Yumurta hücresinde diploidi (2n olma durumu), ya da iki yumurta hücresinin kaynaşması gibi aslında “patolojik” sayılabilecek vakalar sonucunda embriyonun gelişmesiyle “kendiliğinden üreme” gerçekleşebiliyor. Bunun dışında, dünyanın farklı yerlerinde çok sayıda araştırmacı, sperm hücresi olmaksızın yumurta hücresini başka yollarla döllemeyi başardılar. Ayrıca klonlama gibi bazı özel yöntemlerde de, erkek varlığına gerek duyulmuyor. (Deniz Candaş)

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/mer...iniz/arama.php








Seks olmadan üreme:

“Üremek için mutlaka erkek ile dişinin birleşmesi gerekmez. Örneğin bakteriler biyolojik kopya makineleri gibi çalışarak trilyonlarca benzer yaratır. Her bakteri büyür ve bölünerek iki tam bakteri oluşturur. Sekle ilgili olmayan bu aseksüel üreme sırasında her bakteri kendisini yaratan bakterinin genetik bir kopyasını oluşturur(mutasyonlar hariç). Demek ki her bakteri bir klon (aynı hücreden üremiş hücreler yığını) yaratır.

Bazı hayvanların dişileri erkekle birleşme yapmadan üremeyi sağlar. İki düzineden fazla yılan türü partenogenezle (döllenmemiş yumurtanın gelişmesi) çoğalır. Yeni Meksika kamçıkuyruk kertenkeleleri gibi bazı türlerde erkek yoktur. Partenogenez kısa vadede bazı yararlar sağlar: Çevresi değişen bir hayvan, kolayca başka bir yere göçüp çoğalmaya orada devam edebilir. Fakat partenogenez uzun vadede zararlıdır, çünkü erkek ve dişinin birleşmesi olmadığından genlerin karışması ve bundan doğan çeşitlilik yoktur. Bunun yerine aynı genetik işaretleri taşıyan hücrelerden oluşmuş kolanlar vardır; bu ise, mutasyonlar hariç, evrim açısından bir çıkmaz sokaktır. Çünkü ortama uyum, ancak bir türde değişik karakterde bireyler oluşu ile mümkündür. Bazı hayvanlarda partenogenez ve seksüel üreme bir arada bulunur. Meksika’da yaşayan üç balık türünde dişiler diğer türlerin erkekleri ile birleşme yapar; fakat sperme yalnızca yumurtaların gelişmesini başlatmak içindir. Erkek genleri yumurtaya girmez ve yeni nesil yine yumurta klonlarından oluşur. Meksika’daki diğer üç balık türü ise “hibridogenez” ile çoğalır. Yani dişiler yabancı türden erkeklerle birleşme yapar; fakat oluşan hibrid (melez), seksüel olgunluğa erişince babadan gelen genleri dışarı atar. Böylece nesilden nesile yalnızca anadan gelen genler geçer.

Arı, eşekarısı ve karıncaları içeren zarkanatlılarda (Himenoptera) erkeklerin yumurtadan çıkıp çıkmaması dişinin keyfine kalmış bir şeydir. Döllenmemiş yumurtalardan dişi çıkar. Dişi sperme depolama organındaki spermleri yumurtaya katarak veya katmayarak yumurtladığı yumurtaların cinsiyetini belirler. Genellikle yıl boyunca yumurtalardan yalnız dişiler çıkar, yalnızca üreme mevsiminden hemen önce yeteri kadar erkek üretilir.

Birçok hayvan türü, örneğin tatlısı polipleri ve bitki bitleri, çevre koşulları elverişli ise eşeysiz (aseksüel) üreme yapar. Ortam koşulları kötüleşince eşeyli (seksüel) üremeye geçerler.

Hermafroditlerde aynı bireyde hem erkek, hem dişi seks organları bulunur. Bu gibi hayvanlar üremek için kendi kendilerini döllerler. Deniztavşanı denilen deniz salyangozu böyledir. Ağzının sağında erkek üreme organı (penis) ve sırtının ortasında vagina bulunur. Bu hayvanlar birleşmeyi klasik biçimde veya bir seks cümbüşü şeklinde yaparlar. İki salyangoz eşleyebilir, o zaman biri dişi, biri de erkek rolünü alır. Ya da bir grup salyangoz zincirleme birleşme yapar, her biri aynı zamanda hem dişi, hem de erkek görevini üstlenir.

Mercan kayalıklarında yaşayan bazı balıklar, örneğin şakayık balığı, hem erkek hem de dişi özelliklerini taşıyarak doğar, fakat hayatı sırasında önce erkek, sonra dişi olarak davranır. Bu balıklar sosyal birimler halinde yaşar, her sosyal birimde iri bir dişi, küçük bir erkek ve birkaç yavru bulunur. Dişi ölür veya kaybolursa ilginç bir seks değişmesi olur, erkeklerin en irisi 60 günden az bir zamanda dişiye dönüşerek yumurtlamaya başlar. (Bilim ve Teknik, sayı 246, s.57-58, Mayıs 1988)








Bakire Doğumlar:

“Bazı yılan türlerinin dişileri bir erkekle bir araya gelmeden bile doğum yapabiliyor. Dişi yılanlar çiftleşmeden sonra sperm depolayabiliyorlar ve bilim adamları dişi yılanların bunu uzun yıllar soyutlanmış halde yaşadıktan sonra gebe kalmak için kullanabildiğini düşünüyorlardı.

Ancak, 2 yıl önce Colorado Üniversitesi’nden David Chiszar çıngıraklı yılanının ikisi ölü biri yaşayan 3 yılan doğurduğunu görmüş. Doğum yapan yılan bir erkekle hiçbir zaman birlikte olmamıştı.

Bebek yılanların babasız olduklarını ispat etmek üzere Chiszar, zehirsiz ufak bir yılan cinsi olan bir Thamnophis’in de bakire doğum yaptığını görmüş olan Arizona Eyalet Üniversitesi’nden Gordon Schuett ile birlikte, yılanlar üzerinde genetik testler yapmış. Bebeklerin annelerinin kopyaları olmadıklarını görmüşler.” (Bilim ve Teknik, sayı 360, s.10 Kasım 1997. New Scientist, 27 Eylül 1997)






İnsan kopyalayamadı ‘bakire doğumu’ buldu: WASHINGTON – Dünyada ilk kez insan embriyonunu klonlayarak kök hücre ürettiği açıklamasını yapan Güney Koreli bilim insanı Hwang Woo-suk, bu konuda yanıldı; ama bu sayede sandığından çok farklı bir buluş gerçekleştirmiş oldu. ABD’li uzmanlar, Hwang’ın 2004′te ürettiği kök hücreler üstünde yaptıkları yeniden incelemede şaşırtıcı bir sonuca ulaştı: Bu hücreler dünyada partenogenez (döllenmesiz üreme) yöntemiyle geliştirilen ilk insan embriyonik kök hücreleri. Bitkiler ve bazı sürüngenlerde yaygın bir üreme metodu olan partenogenezde dişi, döllenmemiş yumurtaların yapay aktivasyonu yoluyla, erkeğin katılımı olmadan döl üretebiliyor. Memelilerde partenogenez ise çok güç. Klonlamadaysa, bir yumurtanın çekirdeği, farklı bir bedenden alınmış bir hücrenin çekirdeğiyle değiştiriliyor ve bu işlemle, teorik olarak, genetik olarak eş embriyonik kök hücreler üretiliyor. Hwang, 2004′te insan hücreleri üzerinde bu işlemi yaptığını iddia etmiş, bir sene sonra araştırmasının hatalı olduğunu itiraf etmişti. Hwang’ın kök hücrelerinin genetik malzemesinin sadece donör kadının yumurtasından alındığı, insan embriyonundan klonlanmadığı ortaya çıkmıştı. ABD’li uzmanlar Hwang’ın ‘tesadüfen’ gerçekleştirdiği ‘bakire doğumu’nun, büyük bir buluş olduğunu vurguladı. Embriyonik kök hücreler yeni tıbbi tedaviler yaratmakta kullanılabilecek. Partenogenez kök hücrelerin, klonlanmış hücrelerden elde edilenler kadar faydalı olmasa da çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülüyor. (afp, Reuters) (Radikal-04/08/2007)
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla