Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20. April 2021, 01:01 PM   #4
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Zuhruf / 4. Ayet
Doğrusu o, katımızdaki Ana Kitap’ta bulunan çok yüce, her türlü şüphe ve değişiklikten uzak, hüküm ve hikmetlerle dolu bir kitaptır.

Kaf / 4. Ayet
Oysa biz, toprağın, onların bedenlerinden neyi yiyip eksilttiğini elbette çok iyi bilmekteyiz. Zâten katımızda her şeyin kayıtlı olduğu şaşmaz bir kitap vardır.

Vâkıa / 78. Ayet
Onun aslı çok iyi korunmuş bir kitaptadır.

Hadid / 22. Ayet
İster kıtlık, kuraklık, deprem gibi yeryüzünde meydana gelen bir musîbet olsun, ister hastalık, açlık, ölüm gibi kendi canlarınızda, onu daha biz yaratmadan önce o bir kitapta yazılıdır. Şüphesiz bu, Allah’a göre pek kolaydır.

Abese / 13. Ayet
Kur’an çok şerefli sahîfelerde kayıtlıdır;

Abese / 14. Ayet
Allah katındaki değeri yüce ve tertemiz sahifelerde.

Bürûc / 22. Ayet
Onun aslı Levh-i Mahfûz’da her türlü müdahaleden koruma altındadır.

Neml / 75. Ayet
Çünkü göklerde ve yerde gizli olan ne varsa, hepsi apaçık bir kitapta yer almaktadır.

Bu ve bunun gibi bir takım ayetler hep belirli bir referansa işaret etmektedirler. Buradaki referans bir takım konuları daha iyi anlamlandırmak ve pekiştirmek için temel oluşturmaktadır.

Fussilet / 45. Ayet
Biz Mûsâ’ya da kitap vermiştik; senin halkın Kur’an konusunda nasıl farklı tutumlar içinde ise, o kitap konusunda da farklı tutumlar içine girilmişti. Eğer azabın ertelenmesine dâir Rabbin tarafından verilmiş bir söz olmasaydı, azaplarına hükmedilerek işleri çoktan bitirilmiş olurdu. Buna rağmen, onlar hâlâ Kur’an hakkında derin bir şüphe ve kararsızlık içinde bocalayıp durmaktadırlar.

Tıpkı yukarıdaki ayette olduğu gibi "farklı tutumlara girmek" söylemi anlamlandırmadaki farklılığa işaret etmektedir. Bundan da Musa'ya verilen kitapta yazanlar ya da söylenenleri (referans aynı da olsa) herkesin farklı anlamlandırdığı ortaya çıkmaktadır. "senin halkın Kur’an konusunda nasıl farklı tutumlar içinde ise, o kitap konusunda da farklı tutumlar içine girilmişti." söylemi buna işaret etmektedir.

Din ve toplumsal konulardaki söylemler lafzen olduğunda belli bir referansa dayanmadıkça; söylence, hikaye, hadis, folklor ögeleri vb. şekillerde toplumda yer bulur.

Manen bir referans sistemi ile desteklenen dini ve toplumsal konular aksi ispat edilene kadar kabule mecbur hadiselerdir ki biz buna "iman" diyoruz.

Bence iman da "lafzen" değil "manen" oluşan bir olgudur. Referansı da ayetler gereği Kuran ve Lefhi Mafuz'dur. Bu referansları algılayabilecek ve yorumlayıp bizlere aktarabilecek beyin ve algı kapasitesine sahip kişilerin de rasuller olduğuna inanıyorum.

Diğer taraftan aşağıdaki durum da kafamı kurcalamıyor değil.

Şûrâ / 14. Ayet
Geçmiş ümmetler ancak kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden belirli bir vakte kadar azabın ertelenmesine dâir önceden verilmiş bir karar olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm çoktan verilmiş ve işleri bitirilmiş olurdu. Onlardan sonra kitaba mirasçı olanlar ise hâlâ kitap hakkında derin bir şüphe içindedirler.

ilim gelenler kim? ilim nereden ve nasıl gelmiş? bu kişiler neden kıskançlık ve ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler? bu kişilere gelen ilim neden mirasçılara aktarılamadı da onlar hala kitap hakkında derin bir şüphe içindeler? (dikkat önceki ümmetlerde böyle bir durum yok, bu konu aşılmış, ayrılık başka konulardan çıkıyor)
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla