Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22. February 2009, 08:47 PM   #7
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Şimdi de sedd kelimesinin tahlilini yapalım.

Sedd : deliği tıkamak, yarığı kapamak, ıslah etmek, sağlam yapmak,
Sedede fiilinden türemiş bir isim. Dağ,engel,baraj,gölge, siyah bulut… anlamlarında.
Tekil olarak Yasin 9 da 2 defa ,Kehf 94 de 1 defa geçiyor.
İkil olarak kehf 93 de 1 defa geçiyor.
Geçtiği yerlerde okuma ayrılıkları var. Sedd diye okuyanlar da var. Südd diye okuyanlar da var.
Yasin 9 dda sedd ve südd diye de okunuyor. Sedd diye okuyan sadece Hafs’dır.
Kehf 93 de seddeyn diye de süddeyn diye de okunuyor.
Kehf 94 de sedd diye de südd diye de okunuyor.

Sedd diye okunduğunda anlamı; insan yapısı engel, iki şeyin arasını ayıran engel,gözle görülebilen engel olur.
Südd diye okunduğunda anlamı doğal olan engel , gözle görülemeyen engel, gözü karartan engel olur.

Dünyadaki sedlere bakalım.

Derbent Seddi: Kafkasya’da Dağıstan bölgesinde Tiflis’in doğusunda Derbent kenti yakınında. Türkler demir kapı, Araplar Babül ebvab demişlerdir.

Daryal Seddi:Kafkas Dağlarında bulunan en büyük geçit olarak tarif edile Daryal Geçidinde. Kazbek dağının doğusunda Terek nehrinin doğduğu yerin yakınında.

Çin Seddi: Herkesce biliniyor.

Kur’an ayetlerinde belirtilen sedd e bakıldığında ise;

Bu güne kadar Zülkarneyn Seddinin Kurandaki vasıflarını taşıyan bir sedd bulunmamıştır, yoktur.

Kehf 96. Atuni züberal hadıd* hatta iza sava beynes sadafeyni kalenfühu* hatta iza cealehu naran kale atunı üfriğ aleyhi kıdra

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "körükleyin" dedi. Onu ateş haline koyunca da "getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim" diye seslendi.”


Dünya’da aşılamayan ve delinemeyen sedd kalmamıştır.

Kehf 97. Femestau ey yazheruhü ve mestetau lehu nakba

“Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.”

Enbiya 96 ve 97 ayetleri bu seddin kıyamet yaklaştığında gerçekleşeceğini bildirmektedir.

Enbiya 96. Hatta iza fütihat ye'cucü ve me'cucü ve hüm min külli hadebiy yensilun

“Ye'cuc ve Me'cuc'ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler.”

Enbiya 97. Vakterabel va'dül hakku fe iza hiye şahısatün ebsarullezıne keferu ya veylena kad künna fı ğafletim min haza bel künna zalimın

“Hak olan vaat yaklaşmıştır. İnkar edenlerin gözleri birden donup kalmıştır. "Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik." derler. “
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla