Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. October 2008, 07:21 PM   #3
muvahhit
Katılımcı Üye
 
muvahhit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: Alemde bir yer
Mesajlar: 53
Tesekkür: 4
16 Mesajina 29 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
muvahhit is on a distinguished road
Standart

-SESSİZ OL,

-şimdi ne olacak

-BEN SİZİN RABBİNİZ DEĞİLMİYİM?
Güçlü olana "hayır" demenin ve itaat etmeme cesaretini göstermenin bu kadar zor olmasının bir nedeni daha var. İnsanlık tarihinin büyük bölümünde itaat erdemle, itaatsizlik de günahla özdeş kabul edilmiştir. Bunun sebebi de basittir: Şimdiye kadar tarih boyunca genellikle bir azınlık, çoğunluğa hakim olmuştur. Hayattaki iyi ve güzel şeylerin pek az kimseye yetmesi ve çoğunluğa da sadece kırıntıların kalması, bu kuralı yaratmıştır. Az sayıda kimse iyi ve hoş şeylerin tadını çıkarmak ve bunun da ötesinde, çokluk olanların onlara hizmet etmesini ve onlar için çalışmasını istemişse, bunun bir şartı vardı: Sayıca çok olanların, itaati öğrenmeleri gerekiyordu. Şüphe yok ki itaat, sadece kuvvet kullanılarak da sağlanabilir. Fakat bu yolun birçok sakıncaları vardır. Çoğunluğun da azınlığı günün birinde aynı şekilde güç kullanarak alaşağı edecek duruma gelme ihtimali, sürekli bir tehdittir. Üstelik yalnızca korkunun yarattığı itaat ile yapılamayan pek çok iş de vardır. Bu yüzden sadece kaba kuvvet kor¬kusundan kaynaklanan itaatin, insanın içinden kaynaklanan bir itaate çevrilmesi gerekir. Sadece itaatsizlikten korkmak yerine, insan itaat etmek istemeli, hattâ buna ihtiyaç duymalıdır. Bunun gerçekleşmesi için, güçlü olanın "mutlak iyi"nin ve "mutlak akıllı"nın özelliklerini taklit etmesi, "her şeyi bilen" haline gelmesi gerekir. Bu olursa, güçlü olan (iktidarda olan) itaatsizliğin günah, itaatin de sevap olduğunu açıklayabilir. Böyle bir durumda, sayıda çok, güçte zayıf olanlar itaati, itaatin iyi olduğu için benimser, itaatsizlikten de kötü olduğu için nefret ederler. Korkak oldukları için, bu kararları dolayısı ile kendilerinden tiksinmekten de kurtulurlar. Luther'den ondokuzuncu yüzyıla kadar insanlar, açık ve ortada olan otoritelerle ilgilenirlerdi. Luther, papa ve prensler ona (otoriteye) destek verirler; orta sınıf, işçiler ve fîlozoflarsa bu eğilimi insanların içinden söküp atmak isterlerdi. Hem devletteki, hem de ailedeki otoriteye karşı mücadele, aydınlanma dönemi filozoflarının ve bilim adamlarının belirgin özelliği olan entellektüel ruh halinden ayrı düşünülemez. Bu "eleştirici ruh hali", bir akla inanç haliydi ve aynı zamanda geleneklere, boş inançlara, göreneğe ve iktidara dayanan her söze ve düşünceye karşı şüphe etmek demekti. "Sapere aude" (akıllı olmak cesaretini göster) ve de "komnibus est dubitandum" (kalabalığın içinde en az bir kişi şüphe etmeli) özdeyişleri, bu tutumu çok iyi özetliyordu. "Hayır" deme yeteneğinin önünü açıp, onu teşvik eden de, işte bu akımdı.
Erich Fromm
buradan alıntı
-öylesin ya RAB......

-YA BİLİYORMUSUN ŞU RAFEL DENEN ADAMINDA HAKKINDAN GELMİŞ OLACAĞIM,BİRAZ DA BORÇLARIM VAR

-ee tabi 15 tane kadına bakmak zor olmalı

-EFENDİMİZİN YANINDA BİZİM Kİ DEVEDE KULAK BE DOSTUM

-boşver şimdi bunları ne yaptın geçen gün O'nun peşindeydin bi şeyler öğrenebildin mi bari

-HIIII

-hıı mı?

-EVEEET HAH HAH HA

-niye güldün?

-NİYE OLACAK O DELİNİN SÖZLERİNE,,

-e oğlum biliyorsun ki deliler delice laf ederler,başka ne beklenebilir ki!!

-daldın birden

-NE OLSUN... SÖYLEDİKLERİNİ BAZEN DÜŞÜNÜYORUM DAAA,YA GERÇEKSE!!

-takıntıya bak kik kih sende sonunda uçtun sen söyle neler diyordu bu akıllı?

-NE OLSUN KENDİSİ ÜN PEŞİNDE BU DA YETMEZMİŞ GİBİ BİR DE SALTANAT PEŞİNDE,AYRICA BÖLÜCÜLÜK

YAPMAYA ÇALIŞIYOR,YAAA BİZ KENDİ İŞLERİMİZİ KENDİMİZ YAPARSAK EFENDİLİĞİN NE ANLAMI KALDI DEĞİL Mİ AMA,

-haklısın..haklısın daaa peki sonuç ne olur sence?

-SENCE

...................

HAH HAH HAH HA

hah ha haa hah --DOSTLAR SİZİ ÇAĞIRDI--

-haberini almıştım ben zaten

-GELSİN BAKALIM KİM DAHA BÜYÜK İŞ ÇIKARACAKMIŞ GÖRELİM

-görelim

-GELİN DOSTA-

-EĞİL EĞİL

-şşiitt sessiz ol,bu herşeyi duyar

-YA UNUTTUM BİRDEN DE)

-SİZE ANLATTIĞIM GİBİ-

-efendimiz sizi inanın çok daha mesut ve mutlu edeceğiz

-EFENDİM BU KONUDA EN UFAK BİR ŞÜPHENİZ OLMASIN

-ŞÜPHEMİ?ASLA BEN OLACAKLARI HEP BİLİRİM,ÖYLEYSE GÜN İÇİN

-HAZIRLANIN-

-YAA BİLİRMİSİN BAZEN HAYAT ÇOK SIKICI GELİYOR BE DOSTUM,İNAN BAYIYOR ARTIK

ŞU ÜÇ GÜNLÜK DÜNYADA BAŞKA İŞİN YOK GİBİ BİR DE BUNLARLA UĞRAŞ

-oğlum kafana taktığına bak ya,elinde silah yollardamısın sanki,biliyorsun ki en güzel makamlar bizde en güzel hatunlarda

daha isteyeceğiz?belamızı mı?

-OFF NEYSE SENDE FARKINDASIN Kİ! BAZEN DÜŞÜNMÜYOR DEĞİLİM YA NASIL OLUYORDA BİR İNSAN BAŞIMIZDA

RAB KESİLİYOR..

-hop hoop ne zırvalıyorsun sen samuel?

-HADİ GÜN KARARIYOR GİDİP Bİ BAKALIM BİZİM AKILLI NE ALEMDE

*EY İNSANLAR RABBİM BENİ VE KARDEŞİMİ SİZE GÖNDERDİ,ALLAHIN VAADİ GERÇEKTİR,YAKIN ZAMAN DA

BURADAN AYRILACAĞIZ VE VAADEDİLEN TOPRAKLARA KAVUŞACAĞIZ

-hemen yetiştirelim,

-ne o niye baktın öyle bön bön?

-NU KADAR MI AKLIN ÇALIŞIYOR,GİT SÖYLEDE BİZDE İSTEDİKLERİMİZE KAVUŞAMAYALIM ELİMİZDE Kİ

KAZANCIDA KUŞ GİBİ UÇURALIM,BUINU MU İSTİYORSUN?

-haklısın

TOPLANMA GÜNÜ

-NE YAPTIN HAZIRLIK TAMAM DİMİ?

-tamam da ne kelime

^^ey musa sen başla^^

hayır siz başlayın.

-salla salla bağırsakları iyice ortaya doğru

-TAMAM OLDU

-SIVI NERDEYDİ

-al işte

-HOOP BUNUDA DÖKTÜK MÜ İŞ TAMAAAM

''KORKMA BEN SENİNLEYİM'

-EY MUSA SENDE GÖRÜYORSUN Kİ ATTIKLARIMIZ KIVIR KIVIR KIVRANIYOR

000üzerine döktüğümüz siyanürden dolayı kıvır kıvır kıvrandığını bir bilselerdi?)000

-o da ne?bu imkansız olamaz olamaz ola..

-ALLLAAAAHHH

-Allllllaaaaaaahhhhh

bizler musa ve harunun rabbine iman ettik

-NEE BEN İZİN VERMEDEN Mİ?

-SİZE ÖYLE ACI ÇEKTİRECEĞİM Kİ EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ

-YA BİZE İŞKENCE EDECEĞİNİ SÖYLÜYOR...

-hey sen büyüklüğe saplanmış olan senin gibilerinin ancak bu dünyada sözü geçer,ne yaparsan yap bizler inandık

ve ilk iman edenlerden olmamız dolayısıyla RABbimin bizi affetmesini umut ediyoruz...

-KESİN PARÇALAYIN LEŞLERİNDE İNSAN OLDUKLARINA DAİR BİR EMARE,

,KALMAYINCAYA KADAR...

duydun mu samuelle diğerlerinin başına geleni,

-duydum,bir hiç uğruna öldüler,ama nasıl cesaret edebildiler şaştım orada o makamda fravundan hariç tüm ordu ve makam sahipleri de oradaydı,resmen sisteme kafa tuttular,olacak iş değil,bu delilik valla altı ay oldu hala kemikleri ağaçlarda sallanıyor,

o kadar sıkmışlar ki kemiklerine kadar geçmiş zincirler

-olsun oğlum bu tip bölücülerde haddini bilsin ki kimse bir daha kafa tutamasın

-YA ANLAYAMADIĞIM BİR ŞEY VAR MADEM BU MUSA YARAMAZ PEKİ NİYE HALA SERBESTÇE GEZEBİLİYOR,ONA

NEDEN CEZA UYGULANMADI

-sebebi biliyorsun ki kurbağalar,çekirgeler ve kan!!hep bu belaları musa kaldırdı ve fravunda bunu biliyor ya yarın yine aynı şeyler olursa kim kurtaracak bu milleti?

-ÖYLEYSE BU BÜYÜK BİR SİHİRBAZ,BAKSANA FRAVUN BİLE KABULLENMİŞ..

-BİR ZAMAN SONRA-

-hey hizmetçi nerdesin,sana sesleniyorum,heeeeyy,bak duymadı görüyormusun ben onu bir bulayım kulağının birini kesmezsem.

-TÜM ORDU HAZIRLANSIN,PEŞLERİNDEYİZ-

-HEY YUŞA ÇABUK KATIRLARI VE EŞŞEKLERİ HAZIRLA SEN,SEN VE SEN ACELE EDİN YOLDA ORDUNUN SU İHTİYACI

OLACAK AYRICA HAYVANLARDA SULANACAK

-gördün mü?sonunda oldu işte haydei hemen hazırlanalım

-TAMAM SİZ HAZIRLANIN BEN DAHA FAZLA SU YÜKLEMEK İÇİN BİRAZ DAHA KALACAĞIM

-SANA HADDİNİ BİLDİRMEZSEM BANA FRAVUN DEMESİNLER-

-EY MUSA ONLAR BİZE YETİŞİR SANKİ BAK BİZ ÇOĞUMUZ DA BİNEK DAHİ YOK,

-*KESİN VE DEVAM EDİN ALLAH BİZİMLE_*

TÜM SUCULAR VE BİRLİKLER YOLDA

-HEY YUŞA NERDE?

-ne bileyim daha fazla su alacaktı onun için geç kaldı galiba ama biz işi bitirdikten sonra ancak gelir kih kih

ŞEHİRDE

-HEY YUŞA ORDU BU TARAFA GİTTİ OYSA SEN TERS YÖNE GİDİYORSUN

-bak dostum ben haklıysam geri dönerim yanlışsam buradan kaçmış olurum,ben MUSANIN RABBİNE İNANDIM,

bu sebeple fravunun yenileceğini ummaktayım,onların ihtiyacı olanı onlara götürmemekle ilk kazanç ve onlara katılmamakla

en büyük kazancın peşindeyim öze dikkat başladı ve bunlar artık son sözlerim.
muvahhit isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla