Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24. February 2012, 09:34 PM   #8
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Mescid-el Haram-2

Allah taştan, topraktan, tahtadan,demirden ve insan eliyle yapılmış bina, yapı mânâsına gelen mescit, cami, havra, sinagog, kilise, manastır, katedrallerle, firavunların piramitleriyle, putperest kafirlerin zuggurratlarıyla, müşriklerin kâbesiyle hiç ilgilenmemiştir. Belki bunlardan bazılarını telaffuz ile onlara tabi olan insan topluluklarını kastetmiştir. Kâbe kelimesi, o kara kare prizmayı ifade için hiç kullanılmamıştır Kur'an'da; hep birileri tarafından sokuşturulmuştur.

Her ne kadar bir kesim kâbe'yi, o kara kare taştan kübü işaret ettiğini söyleseler de, ısrarla ''Mescid-i Haram'' yerine meallerinde ''Kâbe'' diye yazsalar da, Kur'an'da "mescid el haram" ifadesiyle kast edilen Mekke'deki başkanları ve yöneticileri(kodamanları), yani Nedve Meclisi idarecileri haricindeki henüz müslüman olamamış fakat kavam üzere-ihtiyaç kadarıyla- yaşayan insancıl kişiler ile baskı altında tutulan ve ''Nisa-98''de ifadesini bulan ''yurtlarından hicret için bir yol, bir imkân bulamayan yaşlı erkeklerle-kadınlar ve çocuklardan oluşan'' halk-avam kastedilmiştir.

Yani ''Mescit'' kelimesiyle bina, yapı kasdedilmemiş, kavam üzere üzere yaşayan ve birbirlerine secde eden toplumu meydana getiren insan unsuru kastedilmiştir. Bunlar ''Enfal -72. ayet''te yerini bulur.

Bunlar inanan ve hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar ve barındırıp yardım edenler, yani yakın olanlar(evliyaullah) dışında kalıp, hicret edemeyenlerdir. Bunlara hicret edene kadar ''yakınlık'' söz konusu değildir. Eğer bunlar din uğrunda yardım isterlerse, diğer gruplarla yapılmış anlaşmalara zarar gelmeksizin, onlara yardım etmek gerekir.

İşte ''Mescid-i Haram'' ifadesi hicret etmemiş bu kavam üzere yaşayan iffetliler ile henüz müslüman olamamış, kalpleri müslümanlığa ısınmış, müslümanlığa yatkın ve her an müslüman olabilecek kişileri tanımlar. Enfal -34, Hacc-25, Bakara-144-150, Isra-1, Fetih-25 ve diğer ayetlerdeki ''mescid el haram'' ile hep ve daima bu kollektif yaşayan halk ve yaşam biçimleri ifade edilmiştir. Yani bu ifade "sosyo-ekonomik" bir ifadedir

Al-Lât'a tahsis edilmiş, kare küp yapıtla Allah'ın ne işi olabilir, insanlara faydası ne ki? O'na Al-Lat'ın evi yerine Allah'ın evi ifadesi yakıştırılsa/yapıştırılsa bile.

Adamlara göre Allah tutturmuş ''evim de evim, benim kutsal evim'' diye!

Bu kadardı da, niye Peygamber Mekke'yi fethettikten, Hacc-ı Ekber sonrası hemen Medine'ye dönmüş, orada yaşamış ve orada ölmüştür?

Saygılarımla
Galip Yetkin.
(Adalet ve Rahmet Sitesinden)

Konu galipyetkin tarafından (17. April 2017 Saat 04:58 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (25. February 2012)