Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. September 2009, 01:14 PM   #2
flora
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2009
Mesajlar: 1
Tesekkür: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
flora will become famous soon enoughflora will become famous soon enough
Standart itirz

Sayın Ömer Furkan Bey; "Netice olarak insan Allah’ın takdir ettiği ömür kadar yaşar ve O’nun takdir ettiği “ecel [vade]”de ölür. Yaşam süresi ve ecel kesinlikle değişken değildir."
diyerek yazınıza nokta koymuşsunuz. Bu hususla ilgili yıllardır kafa yoruyorum.Tam bir noktaya ulaştım ki sizin yazınızı okuyunca tekrar fikirlerim alt üst oldu. Şöyle ki benim ulaştığım düşüncede ecel kavramı Allah'ın belirlediği ve takdir ettiği biyolojik ömürdü. Yani her insanın şartlar elverdiği takdirde yaşayabileceği zaman aralığıdır. Bu zamanı uzatmak kimsenin elinde değildir. Ancak kısaltmak kulların elindedir. Biraz daha açmak gerekirse insanın yaşadığı ortam, çevre, sosyo-ekonomik koşullar, genetik şartlar, hastalıklar, sağlıklı beslenme, depremler, seller, trafik kazaları gibi tabiat ve insan faktöründen kaynaklı olayları gibi. Bu noktaya ulaşmamdaki en büyük etken ise geri kalmış doğu toplumlarında ve tabi ki İslam dünyasında batı toplumuna göre ortalama insan ömürlerinin daha kısa oluşu. (Bu mantıkla yaklaşmamız durumunda Allah biz müslümanlara daha az ömür biçiyor sonucuna ulaşmaktayız ki bu da ne derece doğrudur.)
Ya da yaşanılan tabiat olaylarında(başta deprem) batı toplumu(gelişmiş olan ülkelerde diyebiliriz) çok daha az ölüm olayının gerçekleşmesi. Hatırlarsanız Gölcük depreminde binlerce insanımız can verdi ne yazıkki. Ama Japonyada bizden daha şiddetli depremlerde bile ölü sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Sizin düşüncenize dönersek; buna göre eğer Gölcük depremi olmasa idi yine de deprem sonucu hayatını kaybedenler ecelleri geldiği için toplu halde öleceklerdi. Bu düşünce akıl ve mantığa uygun gelmemekte ve özellikle bu düşünceden dolayı da islam toplumu ileriye gidememektedir. Bu bakış açısı ise irade ve kader kavramlarıda klasik din inançları(hadis-sünnet) ile örtüşmekte Kur'an dini ile çelişmektedir. Gölcük depremi kaderdi(Sünnetullah) bunu değiştirmk veya engellemek insan iradesi dışında idi. Ancak deprem bölgesinde yapılan yapılar ilim ve bilime(tıp kı Japonlarda ki gibi) uygun, depreme dayanıklı olarak yapılsa idi binalar yıkıma uğramayacak ve binlerce insan hayatta olabilecek idi. Sizin düşüncenize göre ise bunların vadeleri dolmuştu ve yapacak hiçbir şey yoktu. Peki bu durumda o binaları inşa edenlerin hiç bir sorumluluğu yokmudur.Allah mı o insanların toplu halde ölmesi için böyle yapılmasını mı emretmiştir.(haşa)
Ya da başka bir örnek. Sigara ve alkolün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri. Söylemeye gerek bile yok bilimsel gerçeklere göre sigara ve alkol kullanımının insan ömrünün azalttığını ortaya koymaktadır. Sizin söyleminize göre bununda bir önemi kalmamaktadır. Nasıl olsa belirlenen bir ömür vardır.Bunun kısalması ile ilgili bizim hiçbir irademiz yoktur.Saygılar.
flora isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla