Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. October 2011, 03:21 PM   #4
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

İslam öncesi, savaşlar veya eşkiyalık-adam kaçırma- neticesi el konan kişiler köle olarak ''mal-eşya'' gibi alım satıma konu olmuştur.

Fakat İslam köleliği kaldırmış ve mevcut bu statüyü çarçabuk tasfiye etmiştir. İslam köle veya cariye diye bir statü tanımaz.

Hicret ile gelen işsiz, evsiz-barksız problemli aileler, sosyal devlet kurulamamış olduğundan, yerli ailelerin yanına yerleştirimiş fakat bekâr ve dul erkek ve kadınlar ile bunların çocukları ile yalnız çocuklar ve Uhud Savaşında şehit düşen 70 kişinin (ki çoğu 4 eşlidir) aileleri ortada bir problem olarak kalmışlardı. Erkeklerin bir kısmı 'sahabe' olarak Peygamber etrafında ve mescidinde toplansalar da çoğu aylak olup bunların ve çocuklu-çocuksuz kadınlar ile kimsesiz çocukların sığınacağı manastır va havra gibi kuruluşlar da bulunmuyor idi.

Çocuklu veya çocuksuz kadınların, evlenebilenleri evlenmiş; evlenemeyenler ise, durumları müsait olan aileler ile karşılıklı ahit, yeminlerini de katarak-Allah'ı şahit tutarak- evlilikteki sağlamlığı getiren bir misak yapmışlardır. Bunların birbirleri karşısındaki statüleri Bakara-220'de belirtilmiştir, bir nekahat (veya nekahet) süresidir. Taraflar arasıda yapılan bu anlaşma bir nikâh akdi-evlilik sözleşmesi değil,bir nevi kendi şahsına münhasır bu günkü 'ölünceye kadar bakma vaadi' ile 'hizmet sözleşmesi'' karışımını andırır bir sözleşmedir. Kadın i'yal çerçevesi içerisine alınacak, geçimi ailenin gelirinden karşılanacak,kadın da aileye hizmetini sunacaktır. Bu hal 'köle' diye nitelenen erkekler yönünden de aynıdır.

İslam öncesi var olan ve bu güne kadar da bazı kesimlerce de sürdürülen 'başlık parası' mehir de sanki müslümanlık sonrası da aynı şekilde devam ediyormuş gibi tercümelere alınmıştır. Halbuki bu da mânâ değişikliğine uğramış ve aileye katılanın maharetleri yönündeki işlerde veya maharet kazandıracak işlerde çalıştırılması anlamındadır. Kaldı ki katılan "mal" olmadığı gibi bedeli de olamayacağımdan, ve de başlık parası hem o günkü ekonomik durum, hem de İslam'ın getirdiği Bakara-219/2 ve Nahl-71 sınırlaması karşısında müslümanların böyle bir parası bulunması da olanaksızdı.

Bu kadınlar ''savaş esiri''-''cariye'' filan değillerdir. Peygamber hangi işgal savaşını yapmış vaya hangi savaşta bu kadınlar karşısına asker olarak çıkmış da esir alınmışlar. Bunlar namuslu ve iffetli kadınlardır ve bu hasletleri sebebiyle de yatılı hizmetliler, hizmetleri karşılığı ancak geçimliklerini kazananlardır.Emekçidirler.Topluma secde ve ruku ederek kendilerini topluma nezrederek İbrahim Makamından yer edinmişlerdir. Aralarından cinsel şehvetlerine yenik düşmüş aykırılar da çıkmış olabilir, kandırılmış olanlar da; ama bu hepsini lekeleme sebebi olamaz, nasıl ki bazı kadınların kumalığı kabul etmesi her kadının da kuma olacağını göstermez.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (12. May 2016 Saat 12:39 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (16. October 2011), hiiic (15. October 2011)