Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24. July 2009, 07:47 AM   #13
elmuh
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 96
Tesekkür: 45
47 Mesajina 108 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
elmuh is on a distinguished road
Standart

Selam Muvahhit,

Tamam önyargısız düşünelim. Önyargı zihnin bilgi ile koşullanması. Her insanın zihninde bilgi var... O zaman nasıl önyargısız olacağız... Ürettiğimiz düşünce önyargılarımıza ne kadar bağımlı, ne kadar değil nasıl anlayacağız. Herkes ben önyargısızım sen önyargılısın demekte bu sorunu nasıl aşacağız... Bunun bir yolu var mı ? nasıl ?

Bu sorunun cevabını düşünedurun, iddianıza gelelim.

1- Salat bugün Arap'ın dilinde bizim namaz ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bunun böyle olmadığını iddia etmek, zaman içinde farklı anlamlar aldığını iddia etmek ispat ister.

2- Salat kelimesinin ilk defa Alak suresinde, salat kelimelerinin diğer kullanımları geçmeden kullanılması bu kelimenin anlamının bilindiğinin en güzel delilidir. Çünkü Kuran Arapça bir hitap olarak indirilmiştir. Vahyin inmesi öncesi Mekkede yaşayan, yahudi, hristiyan ve hanif olarak adlandırılan birkaç kişi olduğu bilinmektedir. Namaz kılan ( bugünkü şekilde olması şart değil), bir kulun, olması neden şaşırtıyor. Bu ayetlerde Allah Resulüne olmuş bir olayı örnek gösteriyor. Bu sözün bağlamı vahyin kağıda geçirilmesiyle kaybolduğu için kim olduğunu bilme şansımız yok. Bu konuda söylenecek her söz yakıştırma olur. Delillendirilemez.

3- Devamındaki ayetler, namaz kılan bir kulun olması gereken davranışlarını açıklıyor. Namazı niçin kıldığını açıklıyor. Zannetmiş olduğunuz gibi salat'ı değil. Çünkü Kuran bütünlüğünde bakıldığında diğer ayetler, salat'ın/namazın rituel bir ibadet olduğunu yeteri kadar açıklamakta. Bu ibadete verilen isim ile ibadetin manasını karıştırmayalım.

4- Mekkelilerin, sözel kültüre sahip bir toplum olarak düşünce tarzları olayları nesnel olarak kavramaya daha yatkındır. Kurandaki hitapların çoğu bu yöndedir. Onlara soyut kavramlarla seslenilmemiştir. Mekkeli için inanç gösterilmesi gereken bir şeydir. Karşılığı kıyamdır, rükudur, secdedir, kurbandır, hacdır vb. Arabın cennette deve varmı diye sorması bu mantığın en güzel şekilde ifadesidir. "Allahı atalarınızı andığınız gibi anın" denmesi, onlara bu soyut ifadenin bildikleri somut kavramlara dönüştürülerek anlatılmasıdır.

5- Salat simgesel bir davranış olarak anlamlıdır. Kelimeler nasıl bir simge olarak zihinde bir anlamla karşılık buluyor ise, salat/namaz da bir simge olarak zihinde karşılık bulur. Her türlü simgenin zihinde karşılık bulduğu gibi. Zihin kendisine akseden her bilgiyi değerlendirir. Ondan bilinç düzeyinde veya bilinç düzeyine çıkmamış olarak sonuçlar üretir. Zihin bilgiyi sahiplenir. Salat bu simgenin adıdır, anlamı değil.

Muhabbetle.
elmuh isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla