259. Veya (o küfretmiş kişilerin hâli), evlerinin çatıları çökmüş bir kente uğrayan kimse gibidir: O [o kimse], “Bunu bu ölümünden sonra Allah, nasıl diriltecek?” dedi. Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü, sonra diriltti. O [Allah], “Ne kadar kaldın?” dedi. O, “Bir gün yahut bir günün bir kısmı kaldım” dedi. O [Allah], “Bilakis, sen yüz sene kaldın, öyle iken bak yiyeceğine, içeceğine henüz bozulmamış, eşeğine de bak. –Ve seni insanlar için bir âyet kılalım diye…– O kemiklere de bak, onları nasıl yüksekleştiriyoruz. Sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” dedi. Böylece ona açıkça belli olunca, “Şüphesiz Allah'ın her şeye kadir olduğunu daha iyi biliyorum” dedi.
Kurandaki Kıssalar anlatılırken Yapılan büyük hatalardan birisi kuranda geçen kelime ve ayetlerin o konu içerisinde ne anlama geldiği, anlaşılmadan atılıp tuıtulmuştur. Kuran bütünlüğü ve evrenin yasasına bakıp değerlendirdiğimiz zaman Ölen dünyaya peygamber olsa da kafir şeytan olsa da geri gelmez. bura da kuran ölü kelimesini ne anlamda kullanmış ona bir bakmak lazım. Bilindiği gibi kura ölü kelimesini iki anlamda kullanmış. birinci ölü vahye ve diğer gelen bilgilere kerşı duyarlılığı olmayan gözleri olup da görmeyen kulakları olup da duymayan ve kalpleri olduğu halde hissetmeyen anlamında olan ölü diğeri ise hayati fonksiyonlarını yitirmiş anlamındaki ölüdür. işte bu ölü hazreti isa ve ibrahimin Allahın izniyle dirilttiği ölüdür. Yoksa Allah evrene koyduğu ve kuranda kanunlaştırdığı yasayı çiğnemez. genişini açıklayacağım ilerdeki zamanlarda inş.
|