Tekil Mesaj gösterimi
Alt 3. November 2009, 09:16 AM   #2
hasanöktem
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 18
Tesekkür: 31
15 Mesajina 45 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
hasanöktem is on a distinguished road
Standart

Selam,
nerden kalmış aklımda tam olarak bilmiyorum( doğruluğundan da yüzde yüz emin değilim, veya hiç olmazsa bir yönüyle doğrudur...) :
Osmanlı'nın kendine has bir toprak anlayışı, işletim sistemi varmış.şöyleki :
toprakların hepsi ( yeni ele geçirilenler de dahil olmak üzere) Yüce Allah'ın yeryüzündeki imardan sorumlu olan( tek tek halifelerin=kişilerin emiri, reisi olan BİR halife'ye yani padişah'a...) aid'tir. halife bütün bu toprakların intifa( faydalanma,istifade etme) hakkını insanlardan dilediğine geçici olarak devretme hakkına sahiptir. dilediğine ve uygun gördüğüne kendisinde bulunan bu intifa hakkını geçici olarak devretmektedir.

şimdi burda halife'nin veya o günkü yetkililerin kıstasları şöyle görünmektedir :

eğer bir vatandaş, gidip te bir toprak parçasının intifasını yetkililerden istiyorsa onunla sözleşme imzalanır ve mutlaka o toprağı veya araziyi işletmesi ondan istenir bir şart olarak...şayet o vatandaş, intifasını aldığı araziyi işletmezse veya bir süre sonra işletmesinden vazgeçerse, sözleşmenin hükümleri de butlan olup hükümsüz kaldığı için iptal olur ve derhal o toprak veya o arazi kendisinden geri alınır...hani bir zamanlar " toprak işleyenin, su kullananın " gibi bir sloganı vardı ya, işte onun gibi.

şimdi, bunun sonuçları ne olur, yani böyle bir yasa bugün için geçerli olsa ne olur diye biraz düşünürsek :

benim trilyonlarım bile olsa, gidip binlerce/onbinlerce dönüm araziyi satın alıp , dikenli tellerle ÇEVİRİP, 50 yıl sonra burası hazine değerinde olacak(o halde bir 50 yıl böyle beklesin...) nasılsa ihtiyacım yok, çocuklarıma ve torunlarıma hazine olsun diyemem...çünkü, toprak ve su, hava, denizler, ormanlar, hayvan nesli vb.vb. Yüce Allah tarafından ademoğlu'na yani genel insan neslinin istifadesine verilmiştir...tek bir kaç kişinin âti'deki faydasına değil...yeryüzünde yaşayan TÜM insanların bu saydıklarım üzerinde hakları vardır...bunlara kimse el koyma/ kendine saklama/ atıl ve işletmesiz bıraktırma/ geri kalan diğer insanların bunlardan istifade etmesini engelleme hakkına sahip değildir...meğer ki, bu arazi veya toprakları işletip, onlardan nebatat, emtia vb. ürünler elde edip tüm insanlığın hizmetine sunmuş olsun...

bence buna ihtiyacımız var...hem de acilen...

bir ara biryerde okudum, karun'un biri 30 bilmem kaçyıl önce alıp etrafını çevirdiği ve 30 küsur yıldır böyle atıl ve işletmesiz bıraktığı arazisinin bugün artık çok değerli bir yerde bulunması üzerine , belediye yetkililerine rüşvet dahi teklif ederek, sıkıştırarak imar'a açtırmak, orada villalar yapıp satmak istiyormuş...işte maalesef bugünkü toprak ve arazi ile ilgili yönetmeliklerimiz buna uygundur...yazık değil mi, tüm insanlığı zaten kısıtlı olan arazi ve topraktan 30 yıl MAHRUM bırakmak...yazık değil mi, bir milyar'ın üzerinde aç insanın bulunduğu bir dünya'da , binlerce/ onbinlerce dönüm araziyi etrafına dikenli teller çevirip 30 yıl dünya'yı bu toprakların işletmesinden, ürün alınmasından, nebatat yetiştirilmesinden MAHRUM bırakmak...

bilmiyorum, acaba bu durumu düzeltmek bir ütopya mı...

belki de ütopya'dır...( inşaAllah değildir...)

çünkü, bunu yapacak olanlar, işte zaten bu atıl toprakların sahipleri...

veya, sürekli bir biçimde bunlarla sıkı bir dirsek teması içinde olanlardır...

doğrusu insan pek az şükreder...

doğrusu insan pek nankördür...

Saygılarımla

Konu hasanöktem tarafından (1. February 2010 Saat 03:27 PM ) değiştirilmiştir.
hasanöktem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hasanöktem Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (4. November 2009), HanifTürk (5. April 2017), Miralay (28. October 2010)