Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18. October 2011, 10:42 PM   #9
FEDAKARADAM
Uzman Üye
 
FEDAKARADAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
FEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud of
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hoşgeldin FEDAKARADAM özlettin kendini...

Ben şeyi merak ediyorum;

Yüce Allah ayetinde şöyle bildiriyor...

Ahkâf 5
Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapık kim olabilir? (Oysa) onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.


bu ayet gereği, ben Allaha pek çok konuda çağırıda bulunuyorum, peki Allah cevap vermiyorsa, bu ne anlama geliyor?

Kıyamete kadar cevap veremeyecek ile vermeyecek anlamlarını birleştirirsek bu ayeti nasıl değerlendirmeliyiz?

Allah ayetinde belirttiği üzere, ilahlığının delili olarak kıyamete kadar bizlere cevap veriyor olması gerek. Aksi taktide cevap veremeyenler konumuna geçmiş olmaz mı?

başka bir ifadeyle; Benim yaptığı ibadetten Allahın haberdar olduğunu nasıl anlayabilirim? Cevap vermeyip ibadetimden duamdan haberdar olup olmadığının hükmü nedir?

teşekkürler
Öncelikle hoşbulduk diyorum.

Yukarıda verdiğin ayette cevap veremeyenlere tapanlara sapık denilmesi puta tapan müşrikler içindir.Putlar; taştan ağaçtan yapıldığı için onlar cansızdır ve kendilerini korumada ve cevap vermeden habersizdirler.Oysa Allah dualara karşılık vermekte ve kulların ihtiyaçlarını gidermektedir.Allahla konuşmak mümkün olmadığına göre onun sessizliğine tabii olarak yok saymak kafirliktir.Oysa kafirlere bir musibet ve bela geldiklerindeister istemez hemen içtenlikle Allah'a yalvarırlar ve buna karşılık onlar, o duaları sayesinde belalardan kurtulurlar.Fakat bu bela ve musibetler başlarından savulunca hemen eski hallerine dönüp yeniden kafirliklerine devam ederler.İşte Allah bunlar için nankör ve cahil sıfatı takmıştır.

Kâfirler, ölümle burun buruna geldiklerinde, ya da bu dünya azabını veya kıyametin azabını gördüklerinde, “artık inanıyoruz” diyecekler; ama bu geçmiş iman, tövbe ve dua onlara bir fayda sağlamayacaktır.

Başka bir ayette Allah şöyle buyuruyor:

“Yoksa makbul tövbe, kötülükleri(günahları) yapıp yapıp da sonra kendilerine ölüm gelip çatınca “işte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerin tövbesi de değildir…” (Nisa Suresi-18)

Nitekim Firavunun Kızıldeniz’de boğulacağı zaman iman etmek istemesi de buna örnek verilebilir.

İnanmayanların psikolojisi üzerinde iyi düşünmek ve analiz yapmakta yarar vardır. Yani “İnkâr psikolojisi” nasıl bir şeydir. Buradaki inkâr, inkâra bir inanmışlık mıdır, yoksa kibir, gurur ve inadın verdiği bir isyan mıdır? Çünkü inanmayanların ruh hali, her zaman kendi içinde bir tutarsızlığı ve çelişkiyi barındırmaktadır. Bunun için bir inkâr ve isyan geleneği ve medeniyeti yoktur. İsyan ve inkâr edenlerin kendi içlerinde bir iç tutarlılıklarından söz edilemez. Yeryüzünde yapılan putlar, heykeller, batıl inanışlar ve ateist akımlar da, aslında gerçek inanma duygusunun kamuflajıdır, yoksa inkar değildir.

Kafirlerin aslında kendi içlerinde yaptıkları kavlî dualarının olduğunu izah etmek içindir. Yani onlar aslında Allah’a inanıyorlar ve Allah ile diyalog kurmak istiyorlar. Ancak, inanma, onların kibir ve gururlarına ağır gelmektedir. İnanmamayı bir büyüklük ve bağımsız kişilik olarak algılamak istiyorlar. Ayrıca inananlar ve müminler karşısında her zaman bir muhalefet psikolojisi içinde olmak istemelerinden dolayı, inkârlarını bir isyan şeklinde dile getirmek istiyorlar. Yani bir mümin, imanını gizlemek isteyebilir. Ancak bir kâfirin kendi küfrünü özgür bir ortamda gizlemesi mümkün değildir. Çünkü onun inkârı, aslında bir isyan psikolojisidir, yoksa bir bilgi psikolojisi değildir. Bu nedenle kâfirlerin kendi iç dünyalarında Allah ile hesaplaştıklarını, ona dua ettiklerini ve bunu psikolojik bir süreç içerisinde devam ettirdiklerini söyleyebiliriz.

Allah da Kuran’ı Kerim’de birçok ayette mü’minlerin dua etmelerini istemektedir. Mesela, bir ayette: “…duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var” [Ra’d Suresi-14); diğer bir ayette «Bana dua edin, duanızı kabul edeyim..” (Mü’min Suresi -60) buyurmaktadır. Bu anlamda dua ile Allah arasında yakın bir ilişki vardır. Yani kul dua ettiği zaman, kendisini Allah’a daha yakın hisseder ve böylece duasının kabul olacağına inanır.

Allah çok çok merhametli olduğu için bazen kafirlerin dualarını da kabul eder ama kafir ise bu duayı tesadüfi kabul ettiğinden yine küfründe ısrar eder.

Duaların kabul olması, o kulun Allah'ın varlığını hissetmesi içindir.Yoksa hiçbir duaya karşılık verilmezse kul Allah'ın varlığından şüphe edip kafir olabilir.Allah kendisinin varlığını ispatlaması için hem duaları kabul etmekte hemde akıllı tasarımlarını gözümüzün önüne getirmektedir.Yani, yarattıklarının hikmet ve inceliklerini bize açıkça göstermektedir.

İBADETLERİN KABUL EDİLİŞİ, KULUN GÜZEL AHLAKININ OLMASINDAN KAYNAKLANIR.GÜZEL AHLAK SAHİBİ OLMAYAN İNSANIN ASLA İBADETİ KABUL EDİLMEYECEĞİ BİLİNMEKTEDİR.ZİRA ALLAH KÖTÜ AHLAK SAHİBİNİN DUASINI VE İBADETİNİ KABUL ETMEZ.VELEV Kİ TEVBE EDİP KENDİSİNE ÇEKİDÜZEN VERENE KADARDIR.KUL,HAKKIYLA İBADET ETTİĞİNDE ONUN KABUL EDİLİP EDİLMEYECEĞİNDEN ŞÜPHESİ OLMASIN.ALLAH,SAMİMİ OLARAK YAPILAN İBADETLERİN KARŞILIĞININ BEREKETİNİ VERMEKTEDİR BU DA TECRÜBE İLE SABİTTİR .

HEM SONRA HER HAREKETİMİZDE GÖKTEN VEYA ÇOK YAKINIMIZDAN GAYBDEN BİR SES GELSE BUNA KİM DAYANANABİLİR?.HEM SONRA BİR KÖTÜLÜK VEYA GÜNAH İŞLEMİŞ OLSAK AZARLANMAMIZDAN DOLAYI VEYA BİZE GELECEK BU GAYBDEN BİR SES VAHİY GİBİ BİR ŞEY OLMAZ MI?İNSANIN BU SESLERİ DİNLEMESİNDE İNSAN KORKMAZ MI AKLINI YİTİRMEZ Mİ BUNA NASIL GÜCÜ DAYANABİLİR?..OYSA VAHİY ANCAK PEYGAMBERLERE GELMEKTEDİR.PEYGAMBERLER SIRADAN İNSANLAR GİBİ DEĞİLLERDİR.ZİRA ONLAR ALLAH KATINDA SEÇKİN İNSANLARDIR.

NİTEKİM ALLAH'IN ÖYLE SEVGİLİ KULLARI DA VARDIR Kİ HER DEM DUALARI DA KABUL OLMAKTADIR.DUALARI KABUL OLANLARIN İBADETLERİ DE KABUL OLMAKTADIR.DUALARIN VE İBADETLERİN KABUL EDİLMESİ YİNE ALLAH'A AİTTİR VE O BÜTÜN İNSANLARIN YAPTIKLARINDAN ASLA HABERSİZ DE DEĞİLDİR.KIYAMET VEYA HESAP GÜNÜ NELER YAPIP YAPMADIĞIDA O KULLARA BİR BİR AÇIKLANACAKTIR VESSELAM.

BİLMEM AMA BU CEVABIMDAN SONRA SENİ İKNA EDEBİLDİM Mİ?
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK)

Konu FEDAKARADAM tarafından (18. October 2011 Saat 10:45 PM ) değiştirilmiştir.
FEDAKARADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla