Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. February 2010, 08:12 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Müslümanlardan Kardeşim!

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İslam’ı Ilımlılaştırmanın Seyir Defteri

...
Selman Rüşdi, "cihadcı ideolojiyle mücadele" kabilinden, "Kur'an'ın mutlak doğru bir metin olarak değil, tarihi bir belge olarak okunabileceğini" dile getiriyormuş.(2) İşin doğrusu bu 'dile getirmeler' bize hiç de yabancı gelmiyor. Biz bu tınıları yeni duymuyoruz. Türkiye'de, Selman Rüşdi'yi, yokluğunda birileri aratmadı ve aynen onun söylediklerini söylediler yıllarca. İşin esasına bakılırsa, İslam'ın reforme edilmesi projesi yeni, sekiz-on yıllık bir proje değildir. Bu, Cumhuriyet'le yaşıt bir projedir ve bu proje "ivmez, ihmal gelmez" düsturunca işletilmeye devam etmektedir. Bu proje, sahiplerinin istediği gibi gitmeyebilir (ve de kesinlikle gitmeyecektir, Allah'ın izni ile), bu aksaklıkları da zaman olur, Selman Rüşdi gibi, 'Şeytan Ayetleri'nin yazarı dile getirir, zaman olur, bir 'İlahiyatçı din uzmanı' dile getirir, zaman olur, diyalogcu bir cemaat lideri dile getirir. Tabi ki, bu cemaat lideri, kitlelere hükmeden 'büyük' bir din baronu ise, ona da, intihar eden koyunlar misali, sessizliği ve kafalarını yere eğmeleriyle ünlü kuzuları ürkütmemek için, doğrudan doğruya "Dinde reform lazım!" dedirtilmez de, mesela, cihadcı islam'ın, radikal İslam'ın v.b. İslam'ın 'drahşan yüzünü'(?) kirlettiği gibi spotlar söyletilir. İslam'ın ne şekilde olursa olsun (hiçbir şekilde) adam öldürmeyi tasvip etmediği söyletilir.

...
Selman Rüşdi'nin ılımlı İslam projesinde Müslü-manlara yönelik en Şeytanî işlem, onları, yer-yüzünün yegane sahih Kitabı Kur'an hakkında kuşkuya düşürmektir. Diyor ki Rüşdi, "Kur’an metninin Tanrı'nın mutlak sözü olduğu konusundaki ısrar, analitik, akademik söylemi imkânsız-laştırdı. Tanrı yedinci asır Arabistanı'nın sosyo-ekonomik koşullarından hiç etkilenmiş olamaz mıydı? Peygamber'in kişisel koşullarının Mesaj'ın üzerinde hiçbir etkisi olamaz mıydı?" Yani demek istiyor ki, Kur'an Allah'ın mutlak sözü olarak ka-bul edilmemeli, Allah'ın, 7. asır Arabistanı'nın koşullarından etkilendiği, dolayısıyla konjonktürel hükümler indirdiği kabul edilmeli. Böylece, İslam'ın reforme edilmesi kolaylaşır! Bir örnek vermek gerekirse, kadının örtünmesi, 7. asır Arabis-tanı'nda bir vesileyle gerekiyormuş demek ki, Tanrı bu vesileden etkilenmiş ve kadınlara "örtünün!" demiş. Ama artık 21. yüzyılda böyle bir örtüye gerek yok! (tanrı bugün o vesilelerden etki-lenmiyor, etkileniyorsa da bizim haberimiz yok!).
İşte şu sözlerinde Rüşdi bu yorumunu daha açık yapıyor: "Yedinci asırda yapılan yasalar, nihayetinde 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre yorumlanabilirdi. İslam reformu işte bu noktadan başlamalı; bütün fikirlerin, kutsal olanların bile, değişen gerçekliklere uyarlanması gerektiği kabul edilmeli."
...

Sonuç itibariyle Blair, 'terör' sorununun Müslü-man zihinlerdeki temel düşünce yapısıyla ilgili olduğunu düşünmekte ve köktendincileri bir şe-kilde susturmayı hedeflemektedir. Köktendinci Müslümanların susturulması, illa da onların bomba koydukları iddiasıyla bağlantılı değildir. Değil mi ki bu Müslümanlar Kur'an'ı, yeniden ferdin ve toplumun hayatına müdahale edecek bir biçimde okuyorlar? Değil mi ki bu Müslümanlar, İslam'ın bir dünya nizamı olduğunu çevrelerine yayıyorlar? İşte, mücadele edilmesi gereken esas 'terör' budur. Bu esnada Blair, geleneksel İslam'ı da olabildiğince destekleyecekleri sinyalini vermektedir. Hatırlanacağı üzere, Amerikan Rand şirketinin raporu da bu doğrultudaydı. Ilımlı İslam in, Kur'an İslam'ı out.
...
İşte ABD'lilerin Diyanet yetkililerinden istediği şey, işin 'nûs' kısmıyla alakalıdır. Yani siz bize öyle imamlar yetiştirin, beraber yetiştirelim ki, bu imamlar halka, İslam'ın bir devlet talebinde bulunmadığı nasihatini versin. Bu imamlar şeytandan olduğu gibi siyasetten de Allah'a sığınsınlar! Bu imamlar sadece namaz kıldırsınlar, kandil gecelerini kutlasınlar, mehdiyi halkla birlikte beklesinler, abdestin ve teyemmümün faziletini anlatsınlar, seferîlikte namazın nasıl kılınacağını öğret-sinler, ama asla dini siyasete alet etmesinler!
Matt Bryza, "Türk hükümetinin ve toplumunun birçok başka özelliği gibi, aynı zamanda laik, demokrat ve Müslüman nüfusu var"(10) sözleriyle şunu demek istemiyor mu: Gerçekten siz bir hari-kasınız! Neden mi? halkınız 'Müslüman!' Devle-tiniz laik ve demokrat. Ve siz Diyanet olarak, laik-demokratik sistemle 'müslüman' halkın inanç-larını, değerlerini öyle bir uzlaştırıyorsunuz ki, buna şaşmamak elde değil! İşte amacımız, sizin bu tecrübenizden istifade etmek.
...
Allah "Hak geldi, bâtıl zail oldu" buyurmaktadır. Fakat unutmamak gerekir ki, o 'hak' ancak bizim gelmemizle gelecektir. Hak'kın şahitleri, münte-sipleri, mensupları, bağlıları, bendeleri, hâdimleri biz olacağız. Yoksa 'hak' potansiyel olarak ve durduğu yerde zaten hak'tır ve güçlüdür, azizdir. Önemli olan, İslam reforme edilirken bizim 'hak'kın neresinde durduğumuzdur.

Yazısını astığınız Mehmed Durmuş Kardeşimiz kafasını -kendince en büyük düşman olarak gördüğü- “cumhuriyetle”, “lâiklikle” doldurmuş. Bu kardeşimizin Müslümanlık inancı taklidi değil de tahkiki olsaydı bu satırları bu kadar rahat yazarak cumhuriyet ve lâikliğe dil uzatamazdı.

Tahkike dayalı olsaydı Cumhuriyet ve lâiklik ilkesi olmayan sözde “Müslüman devletlerde” bu satırları yazmanın kendisini nereye götüreceğini bilirdi.

Bizler; Kur’an’da “namaz” diye çevrilenler “salat”tır. Namaz , salatın Allah adına yapılacağının ilanıdır… “Kandil geceleri” yoktur. Salat İslam aleminin hayatından çıkarılmıştır. İslam dini Allah Resulundan sonraki devirlerde “saltanatın aracı” haline getirilerek uydurma hadislerle yeniden biçimlendirilmiş… Allah Resulundan bu güne zamlandırılmış “namazdan” ve İçi boşaltılmış Ramazan orucundan başka bir şey kalmamıştır… Zekat, verginin adıdır… Cumua Salatı ve Hacc olması gerekenden farklı olarak yapılmaktadır… dedikçe.
KUR’ANCILAR, MEALCİLER,SÜNNET VE HADİSİ REDDEDENLER,SAHABE VE TABİUNA UYMAYANLAR ,MEZHEPSİZLER… vb sözlerle etiketlendik.

Alemlerin Rabbi olan Allahım özlerde olanı bilendir. Allahıma andolsun ki, adını kendisinin seçtiği İSLAMI, Resulune gönderdiği vahyinden, KUR’AN’dan öğreneceğim. Resulunu KUR’AN’dan tanıyacağım. Yap dediklerini yapıp , yapma dediklerinden kaçınacağım. Allah Resulunun tebliğ ettiği KUR’AN’I öğreneceğim ve TEBYİN etmek için elimden geleni yapacağım. Bu çalışmalarımı yapmama olanak veren CUMHURİYET YÖNETİMİ ve tanımını 1924 Anayasasında bulan LAİKLİK ilkesinin ortadan kalkmaması için de çalışacağım.

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 7 Kisi:
Apollonius (5. February 2010), aşık74 (18. February 2010), Barış (5. February 2010), canneylesin (6. February 2010), Miralay (19. July 2010), PİLOT (15. February 2010), Tuğçe Üstündağ (7. February 2010)