hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > Amel ve İhsan > Amel

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 18. November 2012, 12:29 AM   #1
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Birr

Selamun Aleykum Kardeslerim,

cok seyler var ögrenmek istedigim, o yüzden daldan dala atlar misali konsentrasyonum olmuyor, ama bir seyler yakaladikca aklimda tutmak istiyor ve sizlerle paylasmak istiyorum.

Bunlardan birisi terim "birr" idi. Sitede arama yaptim ama genis bir bilgi bulamadim birr hususunda.

Bilmeyen arkadaslarim buyrun paylasalim, insaAllah dogru bir aciklama olmustur.

BİRR



İyilik, hayırda genişlik, güzel davranış. Birr, müslümanların gerek kendi aralarında gerekse İslâm devletinin gayr-i müslim vatandaşlarına karşı güzellik ve adaletle davranmaları anlamında kullanıldığı gibi, Müslüman'ın Allah'a karşı olan görevlerini ifa ederken işlediği sâlih amellerin bütünü anlamına da gelmektedir. Birr takvanın kendisidir. Allah'ın emrine uyup, ilâhî mürakâbeyi yakînen kavramaktır. Tasavvuru, şuuru, ameli ve Allah'a yönelişi birleştirmek demektir. Ferdin ve toplumun vicdanına hükmeden tasavvur ile ferdin ve toplumun hayatını düzenleyen amel, Allah'ın istediği ölçüler dahilinde birleşirse işte o zaman birr gerçekleşir. Çünkü Kur'an genel olarak toplum hayatında hakkaniyet ve sevgiyi özellikle vurgulamaktadır. Yani başkalarına karşı hakkı gözetmek ve sevgi göstermek, Kur'an'ın insanlar için emridir. İşte bu, birr ile açıklanabilen geniş, bol ve sürekli olan bir hayırdır.

Be-r-ra', "iyilik etti, iyi davrandı, hayırda bol ve geniş oldu" demektir; kelime Kur'an'ı Kerîm'de bu anlamda değişik şekillerde kullanılmıştır:

"Allah sizi din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik ve adaletle davranmaktan alıkoymaz, Allah adaletle davrananları sever" (el-Mümtehine, 60/8).

'Adele' fiilî ism-i fâilinin "adl" ve "âdil" şeklinde geldiği gibi "Berra" fiilinin ism-i faili hem "berr", hem de "bârr" olarak gelir. Adl, âdilden daha beliğ ve daha öte bir anlam ifade ediyorsa, berr de bârr'dan daha beliğ ve daha geniş bir anlam ifade eder. Berr öncelikle Hakk Teâlâ hakkında kullanılır.

"Biz bundan önce O'na dua ederdik; muhakkak O berr ve rahîm olandır" (et-Tûr, 52/28).

"Kul Rabbi'ne bol itaatte bulundu" anlamında kullanıldığı gibi, Allah'ın berr olması da kulun ibadetine karşılık çok fazla sevap vermesi demektir. Berr melekler hakkında da kullanılır ve çoğulu berara'dır. Berr'in Kur'an'da aynı zamanda insanlar, daha doğrusu peygamberler hakkında da kullanıldığını görüyoruz:

"(O Kur'an Allah katında) pek şerefli son derece yüksek ve tertemiz sahifelerdedir. Emrine itaatkâr değerli (kiramen berara) kâtiplerin ellerindedir. " (Abese, 80/13-16).

"(Yahya) anne-babasına berr idi, zorba ve isyankâr değildi " (Meryem, l9/14-15).

"(İsa): "Beni bulunduğum her yerde mübarek kıldı ve sağ olduğum sürece bana namaz ve zekât'ı emretti. Ve anneme karşı berr (kıldı) beni, zorba ve şakıy kılmadı beni". (Meryem, 19/31-32).

"Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla ve kötülüklerimizi ört ve bizi ebrarla (salih kimselerle) birlikte vefat ettir" (Âli İmrân, 3/193).

"Muhakkak ebrâr Naim'dedir" (el-İnfitar, 82/13).

Rasûl-i Ekrem'e "birr" nedir diye sorulduğunda şu ayet- kerimeyi okumuşlardır:

"Birr, yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz değildir fakat birr Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiği halde malı yakınlara, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve boyunduruk altındakilere infak eden, namazı kılan ve zekâtı veren, ahidleştiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluk hali, zarar anları ve güçlük zamanında sabredenlerdir. Onlardır sâdık olanlar; ve onlardır müttaki olanlar" (el-Bakara, 2/117).

Ayette açık olduğu üzere, "birr" hem imanı, hem de aşağı yukarı bütün amelleri (nafilelere varıncaya değin) içine almaktadır. Bir diğer husus "birr"in şahıslaştırılmasıdır; yani ayet "birr"i amel olarak değil, bir kişi olarak sunmaktadır. Zaman zaman belirttiğimiz gibi, insan maddi gaflet örtüsünden sıyrıldığı zaman ameliyle özdeşleşir. Artık ona mümin yerine iman; muhsin yerine husn ve berr yerine birr diyebiliriz. Aynı zamanda o, âlim olmaktan ilm olmaya da geçer. İradesini Allah'ın iradesinde eriten ve ilâhî irade karşısında adeta bütünüyle edilgen duruma geçen insan, Allah'ın her yarattığı gibi güzel olur ve hayatıyla, kimliğiyle şahsiyetiyle bol bir hayr ve iyilik (birr) halini alır. Ayetten anlaşılan bir diğer husus birr'in "sıdk ve takva"yı da içine almasıdır. Birr konusunda gelen diğer ayetler, yukarıdaki kapsamlı ayetin bazı yönlerini açıklayıcı niteliktedir. Sözgelimi, malın zekâtını vermek farzdır; infak, farzı içine aldığı gibi fazlasını da kapsar. Kur'an duruma göre ihtiyaçtan arta kalanın infak edilmesini emreder (el-Bakara, 2/219); "Birr", infak ederken kişinin sevdiği şeyden vermesini içine alır.

"Sevdiğinizden infak etmedikçe birr'e erişemezsiniz.." (Âli İmrân, 3/92).

Evlere ancak kapılarından girilir. Arkalarından değil, önlerinden gelinir. Aynı şekilde, her emanet ehline verilir ve her şey ehlinden alınır. Sözgelimi, ilim ancak âlimden öğrenilir; yarı bilenden değil, bilinmeyince zikr ehline (o işi bilenlere) sorulur; ancak bu yollarla birr'e ulaşılabilir.

"Evlere arkalarından gelmeniz birr değildir, ancak birr ittika edendir; ve evlere kapılarından gelin, Allah'tan ittika edin. Umulur ki, felah bulasınız" (el-Bakara, 2/189).


Saygi ve selamlarimla
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. November 2012, 01:13 AM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Merdem Kardeşim!

Takva” sözcüğünün anlamdaşı durumunda olan “ برّ Birr” sözcüğü geniş anlamıyla; “her türlü hayır ve iyilik işlerinde genişlik, ihsan, itaat, doğruluk, bol bol iyilik” demektir. Yani bu sözcük, her türlü iyiliği, ihsanı ve hayırlı davranışı kapsamaktadır.

“Birr”, Kur`an`da şöyle tanımlanmıştır:

Bakara; 177: "Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “birr/iyi adamlık” değildir. Ama “birr/iyi adamlar”, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah'a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden kimselerdir. İşte onlar, özü-sözü doğru olanlardır. Ve işte onlar, Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin ta kendileridir."

Bakara; 189: Sana hilallerden soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hac/programlı ilâhiyat eğitim dönemleri için zaman ölçüleridir.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz/dinde Allah'ın ilkelerinden başka ilkeler benimsemeniz, “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlık”, Allah'ın koruması altına girmektir. Öyleyse, evlerinize kapılarından girin; dini, din sahibi Allah'ın çizdiği çerçevede yaşayın. Ve başarıya erenlerden, kurtulanlardan olmanız için Allah'ın koruması altına girin.

Âl-i Imran; 92: Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça asla birre/“iyi adamlık” mertebesine eremezsiniz. Ve siz, her neyi bağışlarsanız kesinlikle Allah, onu en iyi bilendir.

Bakara; 44: Siz, insanlara birr'i/iyi adam olmayı buyuracaksınız da kendinizi umursamayacak mısınız? Oysaki Kitab'ı okuyup duruyorsunuz. Hâlâ akletmeyecek misiniz?

Birr” sözcüğünün aslı, “berr” sözcüğüdür.


“ البرّ el Berr” sıfatı hem Allah için hem de itaatkâr kullar için kullanılır. Allah için kullanıldığında anlamı; “Kullarına karşı şefkati, ihsanı geniş ve yaygın olan” demektir. Allah, “el Berr”dir. O, kullarına merhametli olduğu için, onlar hakkında kolaylık diler, zorluk dilemez. Onların günahlarına bir karşılık verir ama onların iyiliklerine, hayırlı amellerine kat kat, sayısız karşılık verir:

Tur; 28aha önce, evet, O`na yalvarıyorduk; gerçekten el Berr (iyilik yapan), acıyan yalnız O`dur.


“ البرّ el Berr” sıfatı kullar için kullanıldığında ise; “itaati yaygın, çok itaatkâr, sadık (sözünde duran)” anlamına gelir. Sözcük bu anlamıyla Kur`an`da, İsa ve Yahya peygamberler için kullanılmıştır:

Meryem; 12-15: “Ey Yahya! Kitap`ı kuvvetle al!” O henüz sabi (çocuk) iken ona bilgelik, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik, Ve o çok takva sahibiydi. Ve anne-babasına (براً berren) çok iyi davranandı; asla, boyun eğmez bir zorba değildi.Ve doğduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!

Meryem; 32: … Ve beni, ( براً berren bi validetî) anneme iyi davranan bir kimse kıldı. Beni bir eşkıya (zorba), bir mutsuz yapmadı.


Aynı kökten türemiş “teberru” sözcüğü, fiil olarak “iyi olmak, iyilik yapmak” anlamına gelir. Türkçe`de de herhangi bir sosyal yardım amacıyla yapılan yardımlar, iyilikler “teberru” sözcüğüyle ifade edilir.


“Birr” sözcüğü, isim olarak kullanıldığı gibi, ism-i fail olarak da kullanılır ve bu takdirde “çok çok iyilik yapan” anlamına gelir. Meselâ müminler, çok çok iyilik yaparak “birr”in bizzat kendisi hâline gelirler. Kur`an böyle kimseleri, “berr” sözcüğünün çoğulu olan “ ابرار ebrar” sözcüğü ile tanımlamış ve “ebrar” sözcüğünü “müttekin (iyiler, Allah`a saygılı insanlar)” anlamında kullanarak, “müttekin”e sunulan nimetlerin “ebrar”a da sunulacağını bildirmiştir:

Âl-i Imran; 198: Ama, Rabblerinden sakınanlara gelince, onlar için, Allah katından bir konak olarak, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler (bahçeler) vardır. Ve Allah katındaki, ebrar için daha iyidir.

İnfitar; 13: Ebrar (iyiler, yardımseverler), elbette Mutluluk Cenneti`nde olacaklar,

Mutaffifin; 18- 28: Hayır… Hayır… Ebrar’ın (iyiler, yardımseverlerin) kitabı (yazgısı) kesinlikle ılliyyindedir (Yüksekte, Cennettedir). Kim bildirdi sana, ılıyyinin (Yüksekler`in -Cennet`in) ne olduğunun O, rakamlanmış (yazılmış) bir kitaptır (yazgıdır)!
Yaklaştırılmışlar, ona tanıklık ederler. Evet, ebrar (iyiler,yardımseverler), elbette, nimetler (mutluluk) içindedirler, tahtlar üzerinde, seyrederler. Yüzlerinde mutluluğun aydınlığını tanırsın. Mühürlü, saf bir içkiden içirilirler, Mühürü misktir; yarışanlar, ancak bunda yarışa girmeliler! Ve onun karışımı Tesnim`dendir; yakınlaştırılmışların içeceği bir kaynak (pınar).

İnsan;5-22: Şüphesiz, ebrar (iyiler, yardımseverler), kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki, ondan, verdikleri sözleri yerine getiriren ve kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah yüzü (Allah rızası) için
doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde, Rabbimizden korkarız.” diyerek Allah sevgisi için, yiyeceği, yoksula, öksüze
ve tutsağa veren Allah`ın kulları, içerler. Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korudu; onlara aydınlık ve sevinç rastlattı, sabretmelerine karşılık onlara Cennet`i ve ipekleri verdi; orada tahtlara kurulmuş olarak kalırlar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmezler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkar ve onların (bahçedeki meyvelerin) koparılması da son derece kolaylaştırılmıştır. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılır, kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir. Ve onlar, orada karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar; orada, Selsebil denilen bir pınardan.... Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir krallık (mülk ve yönetim) göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rabbleri, onlara tertemiz bir içecek içirecek. İşte bu, sizin ödülünüz çabanızın karşılığıdır. Ve çalışmalarınız şükre lâyıktır.



Sosyal hayatın kurulması ve sağlıklı işlemesi açısından çok önemli olan, yani âdeta insanlar arasındaki kaynaşmanın harcı olan “birr”, takva sahibi müminlerin olmazsa olmaz özelliğidir. Bu özelliğe bizzat “takva” denmese de, “takvalı olma hâli” denebilir. Zaten Rabbimiz de bize, bu özelliğe sahip kişiler ile, yani “ebrar (iyiler/ yardımseverler)” ile beraber ölmeyi istememizi tavsiye etmektedir:

Âl-i Imran; 193: “Rabbimiz! Evet, `Rabbinize inanın!` diye imana çağıran bir sesleniciyi duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve canımızı ebrar (iyiler, yardımseverler) ile birlikte al.”
Kaynak: İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Bilgi (18. November 2012), merdem (18. November 2012)
Alt 18. November 2012, 11:21 AM   #3
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Esselamun Aleykum ve Rahmetulllah Dost1 Kardesim,

sagolasiniz, iste böyle aciklamarla biilgim genislemis oluyor. Simdiye kadar Ayet'ler icinde gecen "birr"in gercekten ne oldugunu tam kavriyamiyordum. Gerci cümle kurulusundan anlam cikartilabiliyor, ama gelin de ben gibi cahile anlatin bunu.

Saygi ve selamlarimla.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. November 2012, 06:33 AM   #4
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Birr/El-Birru:


Birr, bol hayır ve iyiliktir. Genişliğinden dolayı yeryüzüne de berr ve berriyye denilmiştir. Bu, bütün hayırlı işleri kapsayan bir isimdir.

Birru'l-vâlideyn demek, ana-babaya itaat etmek demektir.

Birr, ihsan, geniş ha*yır, tam hayır demektir. "Birr" ile "hayr" arasında fark vardır. "Birr", hayra ulaşan, kastedilmiş fayda, "hayr" ise, -kasıtsız bile ol*muş olsa- mutlak anlamda fayda*dır. "Birr"in zıddı "ukuk" (isyan etmek), "hayr"in zıddı "şer"dir. Bununla birlikte "birr", "hıns" (günah)ın karşıtı olarak da kulla*nılır.

"Birr"e erişmek, hayır ve iyi*lik etme sıfatıyla sıfatlanmış ol*mak veya "iyiler (el-ebrâr) mutla*ka cennet içindedirler" ayetinin belirttiği gibi iyiliğe ve ilahî sevaba ermek manalarından her biriyle tefsir edilmiştir ki ikisi birbirinden ayrılmaz. Buna göre iman, dinin temeli, "birr", dinin gayesi demektir.

"Birr" kelimesini Hamza ve Âsım'dan Hafs, "ra"nın fethasıyla, diğerleri "râ"nın zammı ile okur*lar ki, evvelinde "el-birr", "leyse"nin haberi, ikinci de ismi olur. "Velâkinni'l-birru" ifadesini Nafi ve İbni Âmr, "nûn"un tahfif ve kesri ve "ra"nın zammı ile "velâ inne'l-birra" şeklinde okur ve mutabakisi (geri kalan) "nûn"un teşdid ve fethi "râ"nın fethi ile okur. Ebrâr ise "berr" kelimesinin çoğuludur. Nitekim "rabb" keli*mesinin çoğulu da "erbâb" gelir. Nitekim "fail" vezni "ef'al" şek*linde çoğul yapılabildiği için "ebrâr"ın da "bar" kelimesinin çoğu*lu olduğu söylenmiştir.

Berr, iyilik sahibi, tam anla*mıyla hayr sahibi, itaat edici, iyi insan demektir. Allah'ın emrini yerine getiren, Allah'ın hakkını gözeten, adağını yerine getiren kimse diye de tarif edilmiştir. Hasen, "Karıncayı incitmez, kötülüğe razı olmayan kimse" diye tarif emiştir.

el-Birr, üç şekilde tefsir edilir:

1. Sıla/akrabalık bağını gözetmek

"Allah'ı yeminleriniz için mani yapmayın, birr (akrabalık bağını gözetmek) hususunda..."

"Allah sizi nehyetmez: dîn hususunda sizinle savaş*mamış, sizi diyarınızdan çıkarmamış olanlara birr yapmaktan (böylelerine karşı akrabalık bağını gözetmekten)..."

2. İtaat

"Birr/ma'siyeti terk (itaat)) ve taqvâ üzere yardımlaşın!"

"(Yahya), ana-babasına berr (ma'siyeti terkeden, itaatkâr) idi."

"Beni anama (Meryem'e) berr (itaat*kâr) kıldı."

"Birr (itaatkârlık) ve taqvâ hususunda konuşun!"

"Şüphe yok ki ebrar'ın (birr'in çoğulu) (itaatkâr*ların) kitabı illiyyîndedir."

3. Taqvâ

"Siz sevdiğiniz şeylerden infak edinceye karar birre (sadaka, zekat hususunda sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe takvanın tamamına) erişemezsiniz."

"Yüzlerinizi doğu ve batıya döndürmeniz birr (taqvâ) değildir. (Benzeri başka işler yapmanız da birr/taqvâ değildir). Fakat birr (yani, taqvâ) o kimse*nin yaptığıdır ki: Allah'a îmân etmiş..."

"İnsanlara birr'i (nebi Muhammed'e tâbi olmak suretiyle Allah'a itaati) emredip, kendinizi unutur musunuz?"
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Bilgi (19. November 2012), merdem (19. November 2012)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
birr


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:27 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam