![]() |
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Riba mı, Ticaret mi? Faizli Düzenin Gölgesinde Mülkiyet ve Ahlâk
Modern toplumda konut sahibi olmak, bireylerin ekonomik özgürlüğü kadar sosyal statüsünü de etkileyen temel meselelerden biridir. Devletin faizleri düşürmesiyle kredi erişimi kolaylaşırken, mülk sahiplerinin buna paralel olarak ev fiyatlarını şişirmesi giderek olağanlaşan bir durum haline gelmiştir. Ancak bu süreçte kimsenin sormadığı hayati bir soru vardır: Bu türden bir ticaret, gerçekten adil midir? Daha önemlisi: Kur’an perspektifinden bakıldığında bu davranış ticaret mi, yoksa riba mı sayılmalıdır? Kur’an’da faiz (riba) ile ticaret arasındaki fark sadece hukuki değil, aynı zamanda ontolojik ve ahlâkîdir. Bu makalede, “Riba da alışveriş gibidir” diyen zihniyetle günümüz mülk sahiplerinin fiyat manipülasyonuna dayalı ticaret anlayışı arasındaki paralellikleri açığa çıkaracağız. --- 1. Riba ile Ticaretin Kur’an’daki Kavramsal Ayrımı Kur’an’da Bakara 2/275’te riba savunucularının şu sözü aktarılır: > “Alışveriş de tıpkı riba gibidir.” Bu söylem, faizi meşrulaştırmak isteyenlerin klasik argümanıdır. Onlara göre, malı ucuza alıp pahalıya satarak kâr etmekle, parayı verip fazlasını almak arasında fark yoktur. Ancak Kur’an bu söylemi kesin bir dille reddeder: > “Allah alışverişi helal, ribayı haram kıldı.” (Bakara 2/275) Buradaki ayrımın özü şudur: Ticaret, karşılıklı rızaya, dengeye ve emeğe dayalı bir değişimdir. Riba, taraflardan birinin (genellikle güçsüz olanın) sömürülmesiyle elde edilen, karşılıksız kazanca dayalı bir ilişkidir. --- 2. Günümüzde Ribanın Ticaret Kılığına Girmesi Faizli banka sistemi, krediye ulaşımı kolaylaştırdığında konut almak isteyenler geçici olarak avantajlı gibi görünür. Ancak aynı anda: Ev sahipleri, bu talep artışını öngörüp, Evlerinin fiyatlarını normalin üzerinde belirleyerek, Kredinin “alıcının cebine değil kendi kasasına” akmasını sağlar. Bu durumda fiyat, malın gerçek değerine göre değil, alıcının ne kadar borçlanabileceğine göre belirlenir. Bu, tam anlamıyla modern bir fırsatçılıktır. Kur’an’da bu tür davranışlar, “ölçüde ve tartıda hile yapanların” davranışlarıyla özdeşleştirilir: > “Vay hâline ölçü ve tartıda hile yapanların! Onlar insanlardan ölçüp alırken tam alırlar, ama onlara ölçtüklerinde eksik verirler!” (Mutaffifîn 83/1–3) Fiyat şişirme, değer eksiltmenin ve ölçü manipülasyonunun modern versiyonudur. --- 3. Mülkiyet Ahlâkı ve Mülkün Sahibi Kimdir? Modern kapitalist zihniyette sıkça rastlanan bir savunma şudur: > “Bu mal benim, dilediğim fiyata satarım.” Bu söylem liberal hukukun kabul ettiği bir mülkiyet hakkıdır. Ancak Kur’an’a göre mülk: Sadece bireye ait değildir, Allah’a aittir. > “De ki: Mülkün gerçek sahibi Allah’tır.” (Âl-i İmrân 3/26) İnsan, malın sahibi değil, emanetçisidir. Mal ve servet, toplumsal adaleti koruma sorumluluğu ile birlikte gelir. Bir malı, krediye erişenlerin cebine göre fiyatlandırmak, servet transferine neden olur. Bu, Kur’an’ın yasakladığı servetin belirli zümreler arasında dönüp dolaşması anlamına gelir: > “…(servet) içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir meta olmasın diye...” (Haşr 59/7) --- 4. Piyasa Ahlâkı ve Fırsatçılık Ev sahibinin yaptığı “serbest piyasa ticareti” gibi görünse de gerçekte şu özellikleri taşır: Risk yoktur, çünkü ev zaten elindedir. Emek yoktur, çünkü değer üretmemiştir. Sömürü vardır, çünkü alıcının mecburiyeti üzerine kuruludur. Kazanç, malın gerçek değerinden değil, zamanlama ve talep manipülasyonundan doğar. Bu bağlamda Kur’an’ın şu ayeti anlam kazanır: > “İnsanların mallarını haksızlıkla yemeyin. Bile bile günaha girerek halkın malını harcamak için onları yetkililere taşımayın.” (Bakara 2/188) Buradaki "batıl yollarla yeme" tanımı, tam da bugün mülk piyasasında gözlemlenen bu spekülatif tavırlara karşı bir uyarıdır. --- 5. “Riba da Ticaret Gibidir” Söylemiyle Ev Sahibi Zihniyeti Arasındaki Benzerlik Her ikisinin ortak zemini şudur: Kazanç meşrudur, çünkü sistem izin veriyor. Karşı tarafın çaresizliği bir fırsattır. Paranın artması veya malın değerlenmesi doğal sayılır. Ahlâkî kaygılar değil, kazanç maksimize edilmelidir. Bu, Kur’an’ın mahkûm ettiği zihinsel altyapının bir devamıdır. Alışverişle ribayı eşitleyen mantık, ticaretin ahlâkî boyutunu tamamen dışlar. --- Sonuç: Ticaret Etiketiyle Riba Yapmak Ev sahiplerinin fiyat şişirmesi, şeklen ticaret olsa da öz itibarıyla ribaya çok benzer bir eylemdir. Bu, Kur’an’da yasaklanan “alışveriş görüntüsü altında riba uygulamak” fiilidir. Kur’an’a göre: Ticaret: emek, şeffaflık, denklik, rıza. Riba: sömürü, borçlandırma, fırsatçılık, tek taraflı kazanç. Ev sahibi sistemin sunduğu “serbest fiyatlandırma hakkını” kullanarak: Riba düzeninin bir parçası hâline gelir, Servetin belli ellerde toplanmasına hizmet eder, Ticaretin değil, sömürünün aracı olur. Bu yüzden denebilir ki: > Ev sahibinin yaptığı ticaret değil, ribanın piyasa kılığına girmiş halidir. --- Son Söz: Kur’an’ın Çağrısı Kur’an bizi hem bireysel kazancımızda hem toplumsal düzenimizde ahlâklı ve adil olmaya çağırır. Eğer riba sistemini sorgulamadan fiyat belirliyorsak, o zaman biz de “riba da ticaret gibidir” diyen zihniyetin modern temsilcileri hâline geliyoruz. > "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten inanıyorsanız ribadan kalan alacaklarınızı bırakın." (Bakara 2/278) https://dersvekuran.blogspot.com/202...icaret-mi.html |
![]() |
![]() |
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (3. June 2025) |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
alişverİş, riba, sorunu, ticaret |
|
|