|  | 
|  23. December 2009, 11:44 PM | #1 | 
| Site Yöneticisi Üyelik tarihi: Sep 2008 
					Mesajlar: 3.094
				 Tesekkür: 3.632 
		
			
				1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
			
		
	Tecrübe Puanı: 100000  |  Mü'minlerin peygambere salat etmeleri gerekir 
			
			ALLAH ve MELEKLERİ GİBİ MÜ’MİNLERİN DE PEYGAMBER'E SALÂT ETMELERİ [DESTEK VERMELERİ] GEREKİR Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'i destekliyorlar. Ey iman etmiş kişiler! Siz de o'na destek olun ve o'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın! (Ahzâb/56) SALÂT LÂF İLE OLMAZ HARCAMA İLE OLUR İnsanın oturduğu yerden, lâfla salâtta bulunamayacağı, salât için mutlaka “harcama” gerektiği, Kur’ân'da çok açık bir ifade ile belirtilmiştir: Yine bedevilerden kimi de vardır ki, onlar, Allah'a ve âhiret gününe inanır ve harcadığını Allah katında yakınlıklar ve Elçi'nin destekleri edinir [sayar]. Gözünüzü açın! Şüphesiz bu, onlar için bir yakınlıktır. Allah onları yakında rahmetine girdirecektir. Şüphesiz Allah, gafûr'dur, rahîm'dir. (Tevbe/99) Salâtın “harcama” ile yapılacağını bildiren bu âyet, dinimizin yegâne kaynağı Kur’ân'da duruyorken, “lâf”tan ibaret bir salât uygulaması, maalesef din diye inanılan ve yaşanılanların arasına girmiş durumdadır. Dil-din ilişkisi açısından hareketle kavramların içi boşaltılmak ve sözcüklerin anlamı saptırılmak sûretiyle din tüccarları tarafından icat edilen ucûbe bir din kapsamında pek revaçta olan bu uygulamaya; “salâvât getirme”, “salâvâtı şerîfe okuma” denmektedir. Bu konudaki çarpıklık öyle boyutlara ulaşmıştır ki, “Salâte'n-Tünciye”, “Salâte'n-Nâriye”, “Salât-ı Tefriciye” vs. gibi çeşit çeşit “salâvât” modelleri oluşturulmuş ve bunları okumak bütün ibadetlerin önüne geçirilmiştir. Meselâ, camilerde imamın namaz bitiminde okuduğu duadan sonra “Lillâhi'l-Fâtiha” demesine karşılık, cemaat, Fâtiha okuyacağı yerde, “Allahümme salli alâ seyyidinâ…” diye salâvât okur hâle gelmiştir. Çünkü salâvât getirmekle ilgili binlerce hadîs uydurulmuş ve şefaat de buna bağlanmıştır. Salâvatla ilgili bu kadar çarpık yönlendirmeye delil olarak ise, –tahrif edilerek çevirilen ve yanlış tebyin (onlar tefsir diyorlar) edilen– Ahzâb/56 âyeti gösterilmiştir. Yanlış çevirilen bu meallerden; Allah ve meleklerin Peygamber'e salâvât getirdikleri, müslümanların da salâvât getirmeleri gerektiği şeklinde bir anlam çıkmaktadır. “Salâvât getirmek nedir?” sorusu ise, ilmihâllerde ve “Allahümme salli ...” vb. demek olarak cevaplandırılmıştır. “Salâvât getirme” ya da “salâvâtı şerîfe okuma”nın ne manaya geldiğini anlamak için, –salât sözcüğünün “zihnî ve mâlî destek” demek olduğunu akıldan çıkarmadan– yine Kur’ân'a müracaat etmek gerekmektedir: Devamı 
				__________________ Halil Ay | 
|   | 
| dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: |  nerdogan (3. June 2011) | 
|  | 
| Bookmarks | 
| Etiketler | 
| bedevi, etmeleri, gerekir, islam, müminlerin, nebi, peygamber, peygambere, resul, salat, salavat | 
| Seçenekler | |
| Stil | |
| 
 | 
 |