14. September 2012, 10:21 AM | #1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Deccalı Hakem Yapanlar
TÂĞUTU HAKEM YAPANLAR 1
“Öyle ki, Kitap Ehli Allah'ın fazlından hiç bir şeye 'güç yetirip-sahip olmadıklarını' ve fazlın muhakkak Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip-öğrensin. Allah, büyük fazl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir”.(Hadid–29) Ayet, Ehli kitabın kuyruğundan ayrılmayan ve onlara minnet mihnet içinde bulunmaktan hicap duymayanlara yukarda diyor ki: Sizler dünyevi menfaatler için bunlara yaklaşıyor(Avrupa birliği için yerlere kadar eğilenler..) onları neredeyse ''Er Râzik'' yerine koyacaksınız. Oysa rızkı dağıtan Allah’tır. Biz nerede hata yaptık diye başınızı ellerinizin arasına alıp düşünüp Allah’tan af dileyip rızkı ondan isteyeceğinize gittikçe batağa batıyorsunuz. Bazılarınız da onlarla ters düşersek ticaretimiz kesada uğrar diye düşünüyor, yine biliniz ki, Allah size bir rızkı uygun görmüşse, hiç kimsenin onu engellemeye gücü yetmez diyor. Aşağıdaki ayet yine Müslümanlara hitap ediyor (ki bu da güncel ve taptaze yaşanmakta olan bir gerçek). Avrupa adalet divanını kabul edenlere, yine kendi iç hukuklarının verdiği kararları bir de Avrupa Birliğine götürme hakkı veren yasalara sıkılmadan imza atanlara, tâğut kriterlerini kabul edenlere bir kınama var. ”Sana indirilen Kuran'a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğut’un önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa onları tanımamakla emr olunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister”.(Nisa–60) ”Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin" dendiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün”.(Nisa–61) ”Başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet çattığında sana gelip: "Biz, iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye de nasıl Allah'a yemin ederler?”(Nisa–62) ”İşte bunların kalblerinde olanı Allah bilir. Onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver, kendilerine tesirli sözler söyle”.(Nisa–63) Avrupa Birliğine girmek için katlanmadık zillet kalmayan kesim burada münafık diye nitelendirilmektedir. Hem yerli halka Resulullah’ı söylerler, hem de Medine Kriterleri olan pozitif züht ehli olarak liberal kapitalizme karşı çıkmaları gerekirken, haddi aşmış Rum hükümdarlarının(Tâğut) birliğinin koyduğu şeytani kriterleri alır, onu hakem yapar, onu yasa olarak tasdik edip, Resul’le inene karşı alternatif yaparlar. Oysa tâğut’u veli edinenler değil, Allah’a tevekkül edenler sonunda galip geleceklerdir. Münafıkların teşhis edilip siyasetten ve işbirlikçi ticaretten uzaklaştırıldıkları gün Müslümanlar kurtulacaklardır. ALLAHA TEVEKKÜL EDENLER GALİP GELİR. ”Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütufda bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin”.(Maide-23) Enbiya suresinin 105. Ayeti tayin etmektedir: Andolsun ki Tevrat’tan sonra Zebur’da da: “Arza iyi, salih (lâyık) kullarım elbette varis olacaktır” diye yazdık. Demek ki iyi paranın kötü parayı sürmesi gibi hakiki Müslümanlar bu münafıklar(Mülk tutkuluları) taifesini sürüp atacaklardır. Çünkü onlar İsrail oğullarının lanetlenen kesiminin amellerini işlediklerinden ümmet yeryüzünde şaşkın dolaşmaktadır. ZALİMLERİ BAHANE EDEREK GİRMEDİLER. OYSA ALLAH KÖTÜLERİ İYİLER ELİYLE CEZALANDIRIR(Hac suresi 40) Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde, sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız" dediler.”(Maide-24) TÂĞUTA YAKLAŞANLAR VE ONLARDAN KISTAS ALANLARDA ONLAR GİBİ FASIKTILAR.ISRAİL OĞULARI FASIK OLDUKARI İÇİN KIRK YIL ÇÖLDE KALMA CEZASI ALDILAR. ”Musa: "Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hakim olamıyorum; bizimle, bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır" dedi.(Maide-25) “Allah, "Öyleyse orası onlara kırk yıl yasaklanmıştır; (bu müddet içinde) YERYÜZÜNDE şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Artık sen, yoldan çıkmış toplum için üzülme" dedi.” (Maide-26) YAHUDİ VE HİRİSTİYANLARI DOST EDENİNELER CAHİLİYE HÜKMÜNE UYMUŞLARDIR. ÇÜNKÜ FASIK OLDUKLARI İÇİN SİZİ DE FASIK YAPARLAR. SİZ HAYIRDA YARIŞACAKSINIZ. ONLAR ŞERDE, BAŞKASINA GALEBE ETMEKTE (ÜSTTE OLMAK İÇİN) YARIŞIRLAR. “Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitap’ı gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir minhac verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şeraîtler de) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir.”(Maide-48) FASIK LİBERALİSTLERİN HÜKMETTİKLERİ, ARZULARIDIR. İTİDAL VE KAVAM SINIRINI AŞMIŞLARDIR. ”(Sana şu talîmatı verdik): Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına belâ etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır(İtidal ve kavama riayet etmezler)”..(Maide-49) SOSYAL SİYYASETTE BEYT EL HARAM DIŞINDA KALAN LİBERALİST KAPİTALİST YÖNETİM TARZLARI İSLAM DIŞI OLUP, CAHİLİYEDENDİR. “Yoksa onlar (İslâm öncesi) cahiliye idaresini mi arıyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır?” (Maide-50) ONLAR FASIK OLDUKLARI İÇİN DOST OLMAYIN. FASIKLAR FASIKLARIN DOSTUDUR. ONUN İÇİN BİRBİRLERİNDEN HOŞLANIRLAR. MÜMİN OLARAK BİR FASIKLA BİRBİRİNİ VELİ EDİNMEK BİLİME DE AYKIRIDIR. ”Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost(veli) edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.”(Maide-51) BATI GÜÇLÜ BİZ ONLARI VELİ EDİNMEYİPTE NE YAPALIM DİYENLER KAPLERİ HASTALIKLI YANİ FASIKTIRMLAR. MÜNAFIKLARDIR. “Kalplerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.”(Maide-52) BUNLAR HALKA MÜSLÜMAN KILIK VE KIYAFET DEDİKLERİYLE KARŞILARINA ÇIKIP BATI ÂLEMİYLE KRİPTOSUZ GİZLİ GÖRÜŞMELER YAPARAK HALKLARINI SATANLARIN FOYASI MEYDANA ÇIKTIĞINDA ŞÖYLE DENİLİR. ”(O zaman) iman edenler: "Bunlar mıdır sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle yemin edenler?" diyeceklerdir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir de kaybedenlerden olmuşlardır.”(Maide-53) MÜMİNLİK VE MÜSLÜMANLIK ONURUNU KORUYAMAYANLARI ALLAH BAŞIMIZDAN DEFEDECEĞİNİ MÜJDELEMEKTEDİR. DİNDEN DÖNMÜŞ OLMAK İÇİN FASIKLARLA ÜLFET ETMEK VE BUNDAN RAHATSIZ OLMAMAK YETERLİDİR. “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir.” (Maide-54) Liberalist-kapitalist sistem Yemin-i Bânus üzere olmaktır. Yani vergiyi ve infakı hak olan şekilde yerine getirmeyip az bir vergiyle toplumsal sorumluluğu ihmal etmektir. Bu ise Salât-Salavat anlamındaki salatı yerine getirmemektir(Maun suresi). Hayırda yarışmak ise Salâtı dosdoğru yerine getirmektir. Bu ise, havra kollektivizmini kurarak artanı Beyt El Mal’e bırakarak sadece geçimliğini maişet olarak almaktır. İnsan haklarına ve eşitlikçiliğe riayet ederek kolektivist olarak mescidi'l haram'ı mescidi'l haram'da yaşamaktır LİBERALİST KAPİTALİSTLER DOSTUNUZ OLAMAZ. ÇÜNKÜ ONLAR SALÂT-SALÂVATI İNKÂR EDERLER. YANİ ZEKÂTI HAKKIYLA VERMEZLER. TOPLUMUN TAM İNFAKINI YERİNE HAKKIYLA GETİRMEZLER. KENDİLERİNE ÇOK, ONLARA AZI REVA GÖRÜRLER. ”Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek salatı ikâme eder, zekâtı verirler.”(Maide-55) ALLAHIN HİZBİNDEN OLANLAR SADECE MÜMİNLERİ DOST EDİNİRLER. BUNUN İÇİN İŞBİRLİKÇİ ENTEGRASYONCULAR TEPETAKKLAK GİDECEKLERDİR ”Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır”.(Maide-56) ZALİMLİKERİNİN YANINDA İSLAM'LA ALAY ETTİKLERİ İÇİN DE ONLAR DOSTLUĞA LAYIK DEĞİLLERDİR. DİĞER ANLAMI İSE DİNLERİNİN HAK YOLU OLAN MÜLKTE İŞTİRAKTEN DÖNÜP, İŞTİRA EDENLERDİR. BUNLAR ŞİRKETLEŞENLERDİR “Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz.”(Maide-57) Bu ''alay'' fakru tercih edenlere 'sefih' demeleridir. Bakara-6 ila18 arasında anlatılan derin ilimdir. BUNLAR SALAT-SALAVAT SOSYO EKONOMİ POLİTİĞİNDEN HOŞLANMAZLAR ”Salata çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.”(Maide-58) OYSA SALAT(MUTTAKİLER KOLLEKTİVİZMİ) BÜTÜN VAHYİ DİNLERİNİN TEMELİDİR. AMA ONLARIN ÇOĞU BUNDAN DÖNEN FASIKTIRLAR. ”(Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.”(Maide-59) NEFRET EDİLECEK TİKSİNİLECEK DURUM KREDİ SİTMELERİNİ UYGUİLAYAN V.S TOPLUMLARDIR. ONLAR LANETLENMİŞTİR. DOĞRUYU BULAMAZLAR “De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.”(Maide-60) BUNLAR MÜNKERDİRLER. HAK DİNİN SOSYO EONOMİ POLİTİĞİNİ İNKAR ETMİŞLERDİR. ”Yanınıza inkârla girip yine inkârla çıktıkları halde size geldiklerinde "inandık" derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilmektedir.”(Maide-61) GEREK EHLİ KİTAP GEREKSE ONLARLA ENTEGE OLANLAR HARAMDAN HOŞLANIRLAR. İNKARLARI NİMETE NANKÖRLÜKTÜR ”Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür!”(Maide-62) HEM EHLİ KİTAP HEM ONLARA UYAN MÜNAFIKLARI DİN ADAMLARININ VE ALİMLERİN UYARMA BORCU VARDIR. ”Din adamları ve âlimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kötüdür!”(Maide-63) YAHUDİLER KENDİ KAZANÇLARINDAN KİMSEYE VERMEYEN LİBERALİST-KAPİTALİST CİMRİLERDİR. ”Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar YERYÜZÜNDE bozgunculuğa(İtidal ve kavamın aşılmasına) koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.”(Maide-64) EĞER KURAN VE RESULE İNANIP TAKVAYA DA SARILSALARDI GEÇMİŞ GÜNAHLARI AFFEDİLİRDİ. ”Eğer Ehl-i kitap iman edip (kötülüklerden) sakınsalardı, herhalde (geçmiş) kötülüklerini örter ve onları nimeti bol cennetlere sokardık”.(Maide-65) OYSA TEVRAT DA İNCİL DE YİNE AYNI EKONOMİ POLİTİKLE GELMİŞTİ. LİBERALİST AÇGÜZLÜLÜK YERİNE MESCİD EL HARAM SAMİMİ DOSTLUK VE MÜLKTE İŞTİRAKI UİYGULASARDI YİNE KITLIK ÇEKMEZLERDİ. ”Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). — Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür!”(Maide-66) SEN ÇEKİNMEDEN BÜTÜN GERÇEKLERİ TEBLİĞ ET ALLAH SENİ KORUR. NANKÖRLÜKTE ISRAR EDENLERE HİDAYET EDİLMEZ. SANA UYMAMALARININ SEBEBİ BUDUR. ÇÜNKÜ ONLARA HİKMET VERİLMEZ. ÖNCE GANİ GÖNÜLLÜLÜK SONRA HİKMET ”Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.”(Maide-67) İNEN BÜTÜN KİTAPLARI KABUL ETMEK VE UYMAK GEREKLİDİR. ZATEN ÖZLERİ BELLİDİR. ULÛHİYETTE KIST VE İNSANİ İLİŞKİLERDE KIST. ALLAHIN KABUL EDECEĞİ DİN BUDUR. "Ey Kitap ehli! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni hakkiyle uygulamadıkça, (doğru) bir şey (yol) üzerinde değilsinizdir" de. Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Kâfirler topluluğuna üzülme.”(Maide-68) ”Andolsun ki İsrail oğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.”(Maide-70) ”Bir belâ olmayacak zannettiler de kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra içlerinden çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.”(Maide-71) ”De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde haksız yere haddi aşmayın. Daha önceden sapan, birçoklarını saptıran ve yolun doğrusundan uzaklaşan bir topluma uymayın.”(Maide-77) ”İsrail oğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır.”(Maide-78) ”Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!(Maide-79) ”Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazab etmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!”(Maide-80) “Eğer onlar(Münafıklar) Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene iman etmiş olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi; fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır.”(Maide-81) “O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur. (Rad–11) “Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır”.(Mümtehine–1) ”Eğer sizi ele geçirirlerse sizin onlara gösterdiğiniz sevgiyi göstermezler, size düşman olurlar, ellerini ve dillerini fenalık etmek için uzatırlar, keşke inkâr etseniz isterler”.(Mümtehine–2) ”Yakınlarınız ve çocuklarınız size kıyamet gününde bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayırır. Allah işlediklerinizi görendir”.(Mümtehine–3) ”İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine şöyle demişlerdi: "Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız; sizin dininizi inkâr ediyoruz; bizimle sizin aranızda yalnız Allah'a inanmanıza kadar ebedi düşmanlık ve öfke baş göstermiştir." Yalnız, İbrahim'in, babasına: "And olsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi bir şeyi savmaya gücüm yetmez" sözü bu örneğin dışındadır- "Rabbimiz! Sana güvendik, Sana yöneldik; dönüş Sanadır."(Mümtehine–4) "Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerle deneme; bizi bağışla, doğrusu Sen, güçlü olan, Hakim olansın."(Mümtehine–5) ”And olsun ki, sizlerden, Allah'ı ve ahiret gününü uman kimse için, bunlarda güzel örnekler vardır. Kim yüz çevirirse kendi aleyhine olur, doğrusu Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır”.(Müntehine–6) ”Allah'ın sizinle, düşmanlık gösterdiğiniz kimseler arasında bir sevgi yaratması umulur; Allah Kadir'dir, Allah bağışlayandır, acıyandır”.(Mümtehine–7) ”Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever”.(Mümtehine–8) ”Allah, ancak sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak eder; kim onları dost edinirse, işte onlar zalimdir”.(Mümtehine–9) Allah burada bir Müslüman’ın düşman algılamasını ve onunla savaşmasının meşru olduğunun önemli iki sebebini de bu ayette saymıştır. Bunlardan birisi, insanın dini, milleti, adalet ve doğruluğa uygun bir sosyo ekonomi politik uyguladığı için ona hasım olanları düşman olarak algılamasının meşru olduğunu; bunlarla savaşın şehitlik mertebesine erdireceğini de zımnen bize anlatmaktadır. Böyle bir sabıkası olanlarla dostluk kurulması müminin işi değildir. Bunun içinde tâğut’u( Batılı devletlerin bilhassa elebaşlarını) dost olarak değil, şartlar varsa düşman olarak algılamanın daha doğru olduğu tavsiye edilir. Çünkü dostluk sırların öğrenilmesini, zaafların düşmana gösterilmesini öğrenecek kadar iç içe olmayı gerektirdiği için en azından uzak durulmasını gerektirir. İkinci meşru düşmanlık ise bir milletin yerinden çıkartılıp atılmasını politika yapmış olan devlet, toplum ve bloklarla dost olmayıp, mesafeli durulmasını, gerektiğinde bu mesele için savaşılması gerektiğini bize bildirir. Bu şart da yine bilhassa Türk devleti için halen mevcuttur. Sevr planı ve Türkleri Asya içlerine sürme projeleri halen gündemden kaldırılmamıştır. Öyle ise, Rum devletleri (Roma bakiyeleri, yani Amerka dahil haçlılar) bundan vazgeçmediğine göre, dost olunmamasını ve uzak durulmasını, düşmanlık olasılığını göz önünde tutarak ihtiyatlı olunmazsını bize önerir. Yine bu konuda vatan savunması için şehitlik haktır… Saygılarımla. Galip Yetkin. (Av.İlhami Çetin'den) Konu galipyetkin tarafından (22. July 2014 Saat 02:13 PM ) değiştirilmiştir. |
1. January 2013, 01:11 AM | #2 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Dec 2012
Bulunduğu yer: Germany
Mesajlar: 19
Tesekkür: 8
11 Mesajina 17 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
allahin selami üzerinize olsun,
hep mümin kullarin yapacaklari isleri fasiklar yapiyor, senede bir kere uno toplaniyor dünya üzerine plan cekyiorlar (Bizim haccimiz aklima geliyor) hafta da bir cuma toplanip hayirda kimin ne eksigi oldugunu belirtmek icin toplantiyi bizim devlet dedigimiz insanlar meclis toplantilari yapmislar(biz namaz kil dagil yapiyoruz) oysa onlar devlet üzerine plan cekiyorlar, hayrirda yarismiyorlar bizi müminleri nasil soyar ve nasil uyuturuz diye ograsiyorlar, müminler bunu kavramadikdan sonra bir birlerinle hayirda yarismadikdan sonra hidayete ermeyiz bu kesin, bu menfat yani allahin mülkünde ortaklik insanlarin beynine sirk oldugu yerlesmedikden sonra bütün cabalar bosuna dir, dünyaya gelirken allaha teslim olmus (ana rahminde sedce halinde) ciplak geliyoruz ve giderkende bir capit parcasi kefenle gidiyoruz orda bile allahin mülkünde ortakligi birakmiyoruz bir nevi ciplak gidiyoruz (tam teslimiyet ciplak gitmektir) dogarken ayip olmuyorda giderken mi ayip oluyor. allahin rahmeti üzerinize olsun
__________________
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ Bismillâhirrahmânirrahîm. إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu). (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Konu sahin tarafından (1. January 2013 Saat 01:16 AM ) değiştirilmiştir. |
sahin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. January 2013) |
Bookmarks |
Etiketler |
deccalı, hakem, yapanlar |
|
|