|
1. July 2012, 01:07 AM | #1 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 234
Tesekkür: 60
55 Mesajina 155 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Mevcut mushaf'ın tertibi
Kur’ân âyetleri tertil [düzgün dizim; cümlelerin, paragrafların ve pasajların birbirine karıştırılmaması yöntemi] ile ve necm necm inmiştir (bkz. Furkân/32(Necm;97)). Allah, Elçisi'ne Kur’ân'ı tertil ile tebliğ etmesini emretmiştir (bkz. Müzzemmil/4 (Necm;10)). Rasûlullah da bu emre uygun olarak necm necm yazdırmış ve ezberletmiştir.
Âyetler -o gün kâğıt olmadığından- deri, papirüs, yassı kemik, yassı taşlar, tahta, tuğla/tablet vs. üzerine yazılıyordu. Önceleri necmler hâlinde ve tertilli bir şekilde bulunan âyetler, sahabe tarafından sûreler hâlinde sonradan düzenlenmiştir. Mevcut Mushaf'ta, ne yazık ki kronoloji dikkate alınmamış, tertile; düzgün, birbirine karıştırılmadan dizime riâyet edilmemiş, birçok necmin [paragrafın veya pasajın] cümleleri yerli yerinde tertip edilmemiş ve kâtiplerin yazım hataları düzeltilmemiştir. Biz bunların yüzlercesini sergilemiş bulunuyoruz. Bunu kimin, niçin böyle yaptığının açıklanmasını tarihçilere bırakıyoruz. Ama şunu da belirtmek gerekir: Fussılet/26'da (bizim çalışmamızda 245. necm), Ve Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler: “Üstün gelmeniz için bu Kur’ân'ı dinlemeyin, onun için de anlamsız şeyler yapın; anlaşılmasını her türlü yolla engelleyin” dediler buyurularak bilgi verilmiştir. Biz, herkesin o günden bugüne bilip durduğu Mushaflardaki bu gramer kurallarına aykırı yazım ve imla hatalarını (Zümer/10 ve 53 âyetlerindeki fahiş hatalar hariç) sergilemeyi düşünmedik. Tarih ve rivâyet kitaplarında yer alan bilgileri de nakletmek istemiyoruz. Biz, şimdiye kadar kimsenin samimiyetle ve dürüstçe söylemediği ya da söyleyemediği bir şeyi; Kur’ân'daki paragraf, bölüm ve cümlelerin karıştırıldığını; Kur’ân'ın anlaşılmaz ve yanlış anlaşılır bir yapıya sokulduğunu, mevcut Mushaf'ı analiz ederek, iman borcu olarak ortaya koyuyoruz. Mevcut Mushaf'ın bu günkü düzeni, Kur’ân'ın, Arabiyyen [en mükemmel anlatım ve gramer kurallarına eksiksiz uyum] ve mübin niteliğine, tertil özelliğine uymamaktadır. Paragraftaki iki cümle arasına yüzlerce, binlerce cümlenin getirildiği, bir cümlenin âyet hâlindeki öğelerinin onlarca cümle sonrasına taşındığı görülmektedir. Mushaf'taki bu olumsuzluklar nedeniyle birçok âyet yanlış anlaşılmakta, ya da anlaşılamamakta, birçoğu da ekleme çıkarma yapmadan [parantez açmadan] anlaşılmaz konumda bulunmaktadır. Böylece Kur’ân, işlerliğini, çekiciliğini yitirmiş; “küme küme gönderilip de önüne gelenleri devirdikçe deviren, toplumları canlandırdıkça canlandıran, canlandırdıkça da hak ile bâtılı birbirinden ayıran, özür veya uyarı olarak öğüt bırakan” bilgin ve bilgeleri yerlere kapandıran, topluma can, ışık olan, ikna etmedik, ölmeden kendisine inanmadık insan bırakmayan Kur’ân, hayat kitabı olmaktan çıkarılmış, mezarlık kitabı, cami kitabı ve efsaneler kitabı konumuna sokulmuştur. Bu yüzden de artık kimse Kur’ân'a bakarak İslâm'a gelmez olmuştur. Dinin de artık Kur’ân'dan anlaşılamaz olması nedeniyle, dini anlatmak ve öğretmek için mezhep imamları, tarikat şeyhleri, cemaat liderleri türemiştir. Böylece, İslâm dini yerine mezhepler-tarikatlar dinleri ortaya çıkmıştır. Biz, bu çalışmamızda imkânlarımız ölçüsünde bunlardan yüzlercesini belirledik ve olması gereken tarzda tertip ettik, düzenlemeye çalıştık. Bu konunun birçok maddesi, zaten asırlarca evvelki birçok kitapta bulunmaktadır. Bunun sorumluları da, -yukarıda da bahsettiğimiz gibi- ilk tertibi yapanlar ve o gün sıcağı sıcağına mevcut kusurları gidermeyenler ve daha sonra bunları öğrenmiş oldukları hâlde sessiz kalanlardır. Bu gerçek karşısında mü’minlerin susmamaları, görmezden gelmemeleri, samimiyetle ve dürüstçe bu işe eğilerek Mushaf'ta yeni bir düzenleme yapmaları bir iman borcudur. Zikrettiğimiz kusur, mevcut Mushaf'a yönelik olup Kur’ân ile alakası yoktur. Kur’ân'ın tamamı bu Mushaf'ın içindedir; vahiy olup da dışarıda kalmış tek bir âyet yoktur. Mushaf'ta da vahyin dışında hiçbir şey yoktur. |
23. May 2013, 04:25 PM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Âyetler -o gün kâğıt olmadığından- deri, papirüs, yassı kemik, yassı taşlar, tahta, tuğla/tablet vs. üzerine yazılıyordu. Önceleri necmler hâlinde ve tertilli bir şekilde bulunan âyetler, sahabe tarafından sûreler hâlinde sonradan düzenlenmiştir.
Hani hep duyageldigimiz haberlerdendir, bilmem nerede kazilarda 5000 yillik, 9000 yillik bilmem neler kesfedildi. Sayisi 6000 fazla olan ayetleri yazmadiklari nesne kalmamis, ki o yazili nesneleri Mushaf'a gecirmek icin bir araya getirmeleri gerekirdi, bir siloyu doldurup ta artacak miktarda. Acaba hic günümüze o nesnlerden bir deri parcasi, bir kemik parcasi, en azindan bir tas parcasi dahi olsa bizlere ulasti mi? Madem Mushaf sonradan olusturuldu, en azindan elimize bir delil olarak bir parcacigin gecmesi gerekirdi diye düsünüyorum. Kagidin ne zaman icat edildigi herhalde bellidir. En azindan m.ö. 2000, yahutta 3500 ve de 4000 yil evveli diye bir takim iddialar var. Mekke o zamanlar tam bir ticaret yeri olduguna göre kagittan haberleri yoktu denilemez. Hatali mi düsünüyorum? |
11. January 2015, 08:40 PM | #3 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
"Kağıt yoktu" tezi yerine, "fakirlikten mürekkep-kağıt temin edilemiyordu" dense belki bir nebze mantıklı olabilir ancak, ipek yolu gibi dünya ticaretinin yapıldığı o çağda mektuplaşma ve kayıtlaşmanın olduğu malum. İlk müslümanlar arasında zengin olan kişilerin de bulunuyor olması "fakirlikten mürekkep-kağıt temin edilemiyordu" ihtimalini de mantıksızlaştıracaktır. Geleneksel inanış ve kabuller zaten aşikar ancak bu konuda Sn. Hakkı Yılmaz'ın düşüncesini ben de merak ediyorum doğrusu. @merdem, ilk çağlardan kaldığı karbon testleriyle de teyit edilen bazı el-yazmalarının günümüzde Topkapı İslam Eserleri Müzesi dahil, dünya çapında bazı müzelerde görülebilir. Konu ile ilgili bilgilerin bulunduğu şu sayfayı da inceleyebilirsin; http://www.islamic-awareness.org/Qur.../Mss/soth.html Mushaflaştırma işini Hz. Peygamber'in bizzat kendisinin yapmamış olması, Kuran'ın aslında ne olduğu sorusuna büyük bir ipucu olabilir. Kuran gökten inmiş bir yazıt olmadığı gibi, harfler, sesler ve işaretlerden oluşan bir kutsal olarak da görülmemeli. Kuran, akademik bir öğreti olarak görülmeli. Yazılabilir, üzerinde çalışılabilir ve akademik bir çalışma gibi ana prensipler(tevhid) ile Sırati Mustakimi(dosdoğru yolu) arama öğretisi-kaynağı olarak görülmeli.
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... |
|
han Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Asin (2. September 2017) |
11. January 2015, 09:55 PM | #4 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Bugünkü anlamda kağıt yoktur ancak, papirüsler vardır,ince ceylan derileri vardır. Bakar mısınız? Bakar mısınız? Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
11. January 2015, 10:38 PM | #5 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Oct 2014
Mesajlar: 19
Tesekkür: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Kağıtla müslümanlar ilk olarak Abbasiler döneminde tanışmışlardır.
|
12. January 2015, 03:18 AM | #6 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
@Dost1, manas
papirus veya selülöz vs farketmez. Üzerine yazı yazılabilen anlamında "kağıt" lafını kullandım. Hz. Ömer zamanında başlanıp Hz. Osman zamanında(miladi 650) tamamlandığı kabul edilen mushaf kağıt üzerine yazılmıştır. Bu süreç Hz. Peygamberden yaklaşık 20-25 yıl sonra yaşanmıştır. Sizlerin dediği "kağıt 20 yıl öncesinde yoktu" anlamına gelir ki şu kağıtların o dönemlere ait olduğu yazılır. Ayrıca konu ile alakalı kısa bir alıntı; Alıntı:
http://www2.diyanet.gov.tr/MushafInc...4%B1_serif.pdf
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... Konu han tarafından (12. January 2015 Saat 12:29 PM ) değiştirilmiştir. |
|
16. January 2015, 10:46 PM | #7 | |||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
"Kağıt yoktur." türünden yargılara yönelik olarak;"Bugünkü anlamda kağıt yoktur ancak, papirüsler vardır,ince ceylan derileri vardır." gerçeğini paylaştım. Üzerine yazı yazılabilen anlamında kullanılan kağıt M.Ö. 3500 yılından beri vardır ki, Allah Resulu Muhammed (Selam olsun ona.) zamanında da olmaması düşünülemez. Sadece kağıt yapılması bilinmiyordu. Araplarda kağıt yapılmasının öğrenilmesinin Emeviler zamanında olduğunu ve Endülüs Emevileri ile de Avrupa'ya geçtiğini biliyorum. Alıntı:
Alıntı:
Buradaki üzerine yazı yazılanlar da daha önce belirttiğim türden kağıtlardır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|||
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | han (17. January 2015) |
12. January 2015, 03:54 PM | #8 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Kagit yok ceylan derisi var o yok bu yok...
Kur an da ticareti yazin demiyor mu nereye yazacak bu insanlar? Kagit yada yazacak yer yoksa neden boyle bir ayet var |
16. January 2015, 10:53 PM | #9 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.020
Tesekkür: 3.570
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
Dediğiniz gibi, "Yazın!" emri olan bir yerde yazı yazılacak türden araç ve gereçlerin bulunmaması düşünülemez. Söylemimiz; üzerine yazı yazılacak araç ve gereçlerin olmadığı değil, sadece bugünkü anlamda kolayca ulaşılabilen olmadığı yönündedir. Yoksa yazı yazılacak türden araç ve gereçler MÖ. 3500 yılından beri vardır. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | han (17. January 2015) |
17. January 2015, 03:37 AM | #10 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 75
Tesekkür: 44
7 Mesajina 8 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Değerli dost1,
Hz. Osman mushafındaki sure-ayet dizilişi hakkında, Hz. Ali mushafının nüzul sırasına göre dizldiği hakkında, düşünceleriniz nelerdir? Selamlarımla,
__________________
1:6 İlet bizi O dosdoğru yola... |
Bookmarks |
Etiketler |
mevcut, mushafın, tertibi |
|
|