|
13. May 2014, 08:13 AM | #1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Kuran'da bedenin tanımı: Homo sapiens
. “Gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık.” Enbiya 30 Big Bang, evrenin yaratılış anı.“O ki yarattı, düzene koydu,” Ala 2 İlk yaratışla başlayan düzene koyma = evrim.“Yeri iki günde yaratana1... Orada onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu3.” Fussilet 9-10 1- 4.7 milyar yıl önce yerküre, ilk 100 milyon yılda yerkabuğu oluştu.“Biz bu yeri bir beşik yapmadık mı2 ? Dağları birer kazık yapmadık mı3 ?” Nebe 6-7 2- Tektonik hareket, meteor ve volkanlarla sarsılan, yok olan yerkabuğu, 3- 400 milyon yılda kalınlaşarak dayanıklı hale geldi. Bu süreçte soğuduğu için… “Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk.” Muminun 18 Bir miktarı meteorlarla gelen su buharlaşmadan yeryüzünde durabildi, denizler oluştu.“Her canlı şeyi sudan oluşturduk.” Enbiya 30 Ay Dünya’ya daha yakındı. Karaya yüzlerce kilometre giren gelgit dalgaları denize toprak taşıdı."Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı." Secde 7 “Biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık.” Muminun 12 Hayat, ikinci 500 milyon yılda, bu toprak + su = çamur karışımında başladı. “Yeri iki günde yaratana... Orada onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu. Orada bereket yarattı. Orada isteyenler için eşit olarak dört günde rızıkları takdir etti1. Sonra duman/buhar halindeki göğe yöneldi... Böylece iki günde yedi gök katını tamamladı ve emrini her göğe vahyetti2.” Fussilet 9-12, Nebe 8-16 1- Hayat ile, 2- duman/buhar halindeki atmosfer bugünkü hale dönüştü."Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi1. Sonra sizi yere geri gönderiyor ve sonra bir çıkarışla tekrar çıkarıyor2.” Nuh 17-18 1- İlk 1 milyar yılda bitki formunda başlayan hayat, 2- sonraki 3,7 milyar yılda evrildi:"O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı2." Nur 14 “Biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık1. Sonra onu çok dayanaklı bir karargâhta bir damlacık yaptık2. Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık3, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık4 ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik5. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk6.” Muminun 12-14 1- Toprak + su = çamur, 2- tek hücreliler, 3- çok hücreliler, 4- kabuklular, 5- omurgalılar, 6- memeliler.“İnsan üzerinden, henüz anılan bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi zamandan?” İnsan 1 İnsanın varolduğu ama ona henüz insan denmediği 18 milyon yıl = insansılar.“Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi.” Secde 9 Öğrenmenin başlayarak kulak ve gözün bir öğrenme aracı olması, 200.000 yıl önce ortaya çıkan homo sapiens.Gönül hem bir öğrenme aracı hem de fizyolojik evrime (homo sapiens), ruhsal evrimin (adem) eklendiği seviye. “Ki siz boyuttan boyuta/halden hale mutlaka geçeceksiniz.” İnşıkak 19, İnsan 28 Hayatın ve insanın evrimi gelecekte de devam edecek…“Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk1. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz2.” Muminun 18 1- O, yeryüzünde biriken su ile başlamıştı, 2- suyun buharlaşmasıyla bitecek.“Biz elbette onun (yerin) üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacak olanlarız2.” Kehf 8 “Gün olur dağları yürütürüz3 de yeryüzünü çırılçıplak2 görürsün.” Kehf 47 “Yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır4.” Rahman 26 “Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman5,” Rahman 37 3- Kıtaların tektonik etkiyle yer değiştirdiği gelecekte, 4- hayat son bulacak, 5- Ölüm vakti gelen güneş, genişleyip yerküreyi ısıtarak kuruttuğu zaman. Türlerin evrimi: “Sizi başka bir kavmin soyundan yarattığı gibi3, dilerse sizi yok eder1 ve sizden sonra dilediği başkasını yerinize getirir2.” Enam 133 1- Kavim yok olduğunda onun yerine geçenler kendi çocukları değil;2- Çünkü bu aynı kavim olur = başka kavim olmaz = kavim yok olmuş olmaz. 3- Kavimler, soyundan geldikleri ama çocukları olmadıkları başka kavimlerden yaratılır =, Bir soy ağacındaki her tür, soyundan geldiği ama onun çocuğu olamadığı başka bir türden yaratılır. . Konu ozkanates tarafından (18. November 2015 Saat 04:05 PM ) değiştirilmiştir. |
13. May 2014, 10:05 PM | #2 | ||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleyküm, Değerli ozkanates Kardeşim,
Alıntı:
Söz konusu âyetler: "Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde: “Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur. Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür. Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır. Değerli Kardeşim, Nur suresinin bir kısmını belirttiğiniz 45. ayeti: "Ve Allah, her canlıyı sudan oluşturdu. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimileri iki ayak üzerinde yürümekte, kimi de dört ayak üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini oluşturur. Hiç şüphesiz Allah, her şeye en iyi güç yetirendir." şeklindedir. Bu âyetin içerisinde olduğu âyet grubuna bakarsak: "42Göklerin ve yeryüzünün hükümranlığı yalnızca Allah'a aittir. Dönüş de ancak Allah'adır. 43Şüphesiz Allah'ın, bulutları sürüklediğini, sonra onları bir araya getirdiğini, sonra da üstüste yığdığını görmedin mi/ hiç düşünmedin mi? İşte görüyorsun ki bunların arasından yağmuru çıkarıyor. Ve O, gökten, içinde dolu bulunan dağ gibi bulutları indirir de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de onu uzak tutar. Şimşeğin parıltısı nerdeyse gözleri alır! 44Allah, geceyi ve gündüzü çevirir durur. Şüphesiz sağduyu sahipleri için kesinlikle bir ibret vardır. 45Ve Allah, her canlıyı sudan oluşturdu. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimileri iki ayak üzerinde yürümekte, kimi de dört ayak üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini oluşturur. Hiç şüphesiz Allah, her şeye en iyi güç yetirendir. 46Andolsun ki Biz, açıkça ortaya koyan âyetler indirdik. Ve Allah, dileyen kimseyi dosdoğru yola iletir." Allah'ın kâinattaki binlerce âyetinden sadece bir kaçına dikkat çekilerek Allah'ın nûrundan istifade etmenin yollarının gösterildiğini görürüz. Bu yollar, kişinin Allah'ı tanıması ve bunu gözlemle yapması gerektiğidir. Çünkü evrende insanların gözü önünde cereyan eden sistemler, Allah'ın imzasını taşımaktadır. Dikkat ederseniz âyette her canlı sudan yaratılmıştır denildikten sonra bu yaratılanların buna rağmen kiminin karnı üzerinde, kiminin iki ayak üzerinde, kiminin de dört ayak üzerinde yürüdüğünden söz edilmektedir. yine Enbiyâ;30 da: "Ve şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler, gökler ve yer bitişik bir hâlde idi de Bizim o ikisini ayırdığımızı ve hayatı olan her şeyi sudan oluşturduğumuzu görmediler mi? Buna rağmen hâlâ inanmıyorlar mı?" denilmektedir. Alıntı:
"Hani Rabbin bir zaman meleklere, “Şüphesiz Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım. Onu tesviye edip, ruhumdan kendisine üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın.” demişti." şeklinde belirtilerek ilerleyen surelerde de konu işlenmeye devam edilmiştir. İnsan topraktan-sudan (maddeden) yaratılmıştır. Secde; 7: Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden (sülâle`den), basbayağı bir sudan yapmıştır. İnsan bir anda bugünkü yapısı ile yaratılmamış, aşama aşama yaratılmıştır: Nuh; 14:Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır / aşama aşama yaratmıştır. Söz konusu aşamalar, Müminun; 12-14, Mümin; 67, Hacc; 5, Kehf; 37 ve Kıyamet; 36-38 ayetlerinde belirtildiği gibi, toprakla başlayıp bugünkü hâlimize gelinceye kadar geçirilen aşamalardır. Alıntı:
İnsan; 1, 2: İnsan üzerine, henüz kendisi anılabilecek bir şey değilken, dehirden bir süre geldi mi? Doğrusu Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz bu nedenle onu işitici, görücü yaptık. İnsan; 28:Biz, onları Biz yarattık. Bedenlerini Biz sağlam yaptık. Dilediğimizde de benzerleriyle öyle bir değiştiririz ki! Alıntı:
Kur'an'a baktığımızda yaratılış olayının bir tiyatro sahnesi gibi canlandırılarak anlatıldığını görürüz. Kur'an'ın bu anlatım tekniği, evrenin, dünyanın ve canlıların varoluş aşamaları hakkında bilgi sahibi olmayanların konuyu iyi anlamalarını sağlamaya yönelik bir tekniktir. İsterseniz insanın yaratılışını bütün olarak görelim. İnsan topraktan-sudan (maddeden) yaratılmıştır: Hicr; 26-29: Ant olsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Ve Cann`ı da daha önce nüfuz eden kavurucu ateşten yaratmıştık. Hani Rabbin meleklere, “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratıcıyım.” demişti. “Ona bir biçim verdiğimde ve ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın.” Bu konu için ayrıca Sad; 71, Saffat; 11, Müminun; 12-14, Enbiya; 30, Furkan; 54, Mürselât; 20, Nur; 45, Hacc; 5, Mümin; 67, Kehf; 37, Kıyamet; 36-38 ayetlere de bakılabilir. Secde; 7: "Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden (sülâle`den), basbayağı bir sudan yapmıştır. " İnsan bir anda bugünkü yapısı ile yaratılmamış, aşama aşama yaratılmıştır: Nuh; 14:"Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır / aşama aşama yaratmıştır. Söz konusu aşamalar, Müminun; 12-14, Mümin; 67, Hacc; 5, Kehf; 37 ve Kıyamet; 36-38 ayetlerinde belirtildiği gibi, toprakla başlayıp bugünkü hâlimize gelinceye kadar geçirilen aşamalardır. Bu sistem bugün için de aynıdır. Önce toprak, su, yenilip içilenler, teneffüs edilen hava gibi cansız maddeler canlıya dönüşerek dişide yumurta, erkekte sperm hücresi hâline gelmekte, sonra da alaka, mudğa, kemik ve et oluşumları bir şekillenme ile sürüp gitmektedir. Ayetlerden anlaşıldığına göre, ilk hayat da aynı sistemle, doğada önce basit bir canlıdan başlamış ve sonra alaka, mudğa… gelişimine benzer bir seyirle bugünkü hâline gelmiştir. Bu gelişimler arasındaki zaman aralıkları ise belki milyonlarca yıl sürmüştür. İnsan önce yaratılmış sonra düzenlenmiştir: Yani, insanın düzenlenmesi, ilk yaratılıştan sonra olmuştur: A’la; 2:Ki O, yarattı, bir düzen içinde biçim verdi. İnfitar; 6-8: Ey insan, üstün kerem sahibi olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, sana bir düzen içinde biçim verdi ve seni bir itidal üzere kıldı. Dilediği bir surette seni tertip etti. Abese; 19: Bir damla sudan yarattı da onu bir ölçüyle biçime soktu. İlk yaratılıştan sonraki yaratılış, yani eşin yaratılması, eşeysiz üremedir: İlk yaratılış bir nefisten gerçekleşmiş, bu nefsin eşi, nefsin kendisinden (eşeysiz olarak) yaratılmıştır. Eşeyli üremeler, bu ilk yaratılış ve eşeysiz olan ilk üremeden sonra başlamıştır: Nisa; 1:Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup sakının. Ve (yine) kendisiyle birbirinizle dilekleştiğiniz Allah`tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir. Ayrıca A’râf; 189 ve Zümer; 6’ya da bakılabilir. Duyma, görme ve duygu (zihinsel fonksiyonlar) insana sonradan kazandırılmıştır: Secde; 9:Sonra onu düzeltip bir biçime soktu ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? Nahl; 78:Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. Mülk; 2, 3: De ki: “Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz?” A’râf; 11:Ant olsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: “Âdem’e secde edin” dedik. Onlar da İblis’in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı. Müminun; 78:Ve sizin için duymayı, gözleri ve kalpleri yaratan O’dur. Pek az şükrediyorsunuz. Erkeklik ve dişilik meni ile belirlenir: Necm; 45, 46: Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan O`dur. Bir damla sudan (döl yatağına) meni döküldüğü zaman. İnsanın değersiz olduğu yapısı milyonlarca-milyarlarca yıl (dehr) devam etmiştir: İnsan; 1, 2:İnsan üzerine, henüz kendisi anılabilecek bir şey değilken, dehirden bir süre geldi mi? Doğrusu Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz bu nedenle onu işitici, görücü yaptık. İnsan; 28:Biz, onları Biz yarattık. Bedenlerini Biz sağlam yaptık. Dilediğimizde de benzerleriyle öyle bir değiştiririz ki! Allah insanı bilgilendirmiştir; ona ruhundan üfürmüştür; vahy yollamıştır; biraz bilgi koklatmıştır: Ruhun üfürülmesi: Sad; 72: Onu amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, hemen ona secdeye kapanın. Hicr; 29:Onu amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, hemen ona secdeye kapanın. Secde; 9: Sonra da ona bir biçim verdi ve ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme gücü, gözler ve gönüller (bilgiye ulaşma yolları) var etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz! Allah`ın gerçek anlamda üfürmeyeceği bilindiğine göre, “üfürmek” ifadesinin mecaz olduğu hemen anlaşılmaktadır. Mecazen “üfürmek” ise, bir başkasına verilen şeyin en az miktarını ifade eder. Türkçe`de bu eylem “koklatmak” olarak yer almıştır. Bu durumda “ruhun üfürülmesi”; “çok az miktarda bilgi verilmesi, bilginin koklatılması” anlamına gelmektedir. Nitekim İsra suresinin 85. ayetinde de; “De ki: Ruh Rabbimin işindendir. Ve size bilgiden ancak çok az verilmiştir.” denilerek, bu husus açıkça belirtilmiştir. Ruhun Âdem`e üfürülmesinden ne kastedildiği de yine Kur`an`da açıklanmıştır: Bakara; 30-34:Ve bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde Bir halife kılacağım” demişti de onlar; “Orada bozgunculuk yapan ve kan döken birini mi kılacaksın? Oysaki bizler, Seni hamd ile tesbih ediyoruz; Seni kutsayıp yüceltiyoruz.” demişlerdi. O; “Şu bir gerçek ki ben sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.” dedi. Ve Âdem`e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere sundu ve “Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.” dedi. Dediler ki: “Yücedir şanın Senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alim`sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakim`sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin.” Dedi: “Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını.” O onlara onların adlarını haber verince, “Dememiş miydim Ben size! Ki Ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve Ben, sizin açığa vurduklarınızı da sakladıklarınızı da en iyi biçimde bilmekteyim.” dedi. Ve o vakit Biz meleklere, “Âdem`e secde edin” demiştik de İblis dışındaki melekler hemen secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu. Dikkat edilecek olursa Sad suresinin 72. ve Hicr suresinin 29. ayetlerine göre meleklerin secde etmesi, Âdem`in belirli aşamalardan geçirilerek (amaçlanan düzgünlüğe ulaştırılarak) nihaî şekle getirilip, kendisine ruh üfürülmesinden sonradır. Bakara suresinin 30-34. ayetlerinde ise meleklerin secde etmesinden önce Âdem`in geçirdiği değişim ya da aşama; “Âdem`in bilgilendirilmesi ve bilgisinin meleklerin bilgisi ile karşılaştırılması” olarak açıklanmıştır. Yani, Sad ve Hicr surelerinde kullanılan “ruh üfürme” tabiri, Bakara suresinde yerini “bilgi ile bilgilendirmek” tarifine bırakmış, böylece “ruh üfürme” tabirinin, “bilgi ile bilgilendirmek” anlamına geldiği açıklanmıştır. “Ruh üfürülmesi” tabiri ile, Âdem`e verilen bilginin “koklatma” mertebesinde (ölçüsünde) olduğunun kanıtı ise İsra suresinin 85. ayetidir. Burada hemen belirtmek gerekir ki, Âdem`e verilen bilginin azlığı, sadece Rabbimizin sonsuz bilgisine nispetledir. Şöyle ki: Kehf; 109: De ki: Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenirdi hatta bir o kadarını daha getirsek bile. Lokman; 27: Şayet yeryüzünde ağaçtan ne varsa kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah`ın sözleri tükenmezdi. Şüphe yok ki Allah Aziz`dir, Hakim`dir. Durum böyle olunca, Rabbimizin ilkinden en sonuncusuna kadar tüm peygamberlerine yapmış olduğu vahy (kitaplar ile bildirdiklerinin toplamı) koklatmadan (üfürmeden) başka bir şey değildir. Kaynak:İşte Kur'an Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||||
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
20. May 2014, 07:17 AM | #3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
....
Konu ozkanates tarafından (9. December 2014 Saat 10:41 AM ) değiştirilmiştir. |
8. December 2014, 10:06 AM | #4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Başlık yazısını son hale güncelledim. Aşağıdaki ayet hakkında görüş varsa öğrenmek isterim:
“Sizi başka bir kavmin soyundan yarattığı gibi3, dilerse sizi yok eder1 ve sizden sonra dilediği başkasını yerinize getirir2.” Enam 133 1- Kavim yok olduğunda onun yerine geçenler kendi çocukları değil; 2- Çünkü bu aynı kavim olur = başka kavim olmaz = kavim yok olmuş olmaz. 3- Kavimler, soyundan geldikleri ama çocukları olmadıkları başka kavimlerden “yaratıldı” =, Bir soy ağacındaki her tür, soyundan geldiği ama onun çocuğu olamadığı evvelki türünden “yaratılır”. |
18. November 2015, 04:01 PM | #5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Başlık yazısını aşağıdaki şekilde genişlettim:
Kuran'da bedenin tanımı: Homo Sapiens “Gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık.” Enbiya 30 Big Bang, evrenin yaratılış anı.“O ki yarattı, düzene koydu,” Ala 2 İlk yaratışla başlayan düzene koyma = evrim.“Yeri iki günde yaratana1... Orada onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu3.” Fussilet 9-10 1- 4.7 milyar yıl önce yerküre, ilk 100 milyon yılda yerkabuğu oluştu.“Biz bu yeri bir beşik yapmadık mı2 ? Dağları birer kazık yapmadık mı3 ?” Nebe 6-7 2- Tektonik hareket, meteor ve volkanlarla sarsılan, yok olan yerkabuğu, 3- 400 milyon yılda kalınlaşarak dayanıklı hale geldi. Bu süreçte soğuduğu için… “Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk.” Muminun 18 Bir miktarı meteorlarla gelen su buharlaşmadan yeryüzünde durabildi, denizler oluştu.“Her canlı şeyi sudan oluşturduk.” Enbiya 30 Ay Dünya’ya daha yakındı. Karaya yüzlerce kilometre giren gelgit dalgaları denize toprak taşıdı."Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı." Secde 7 “Biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık.” Muminun 12 Hayat, ikinci 500 milyon yılda, bu toprak + su = çamur karışımında başladı. “Yeri iki günde yaratana... Orada onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu. Orada bereket yarattı. Orada isteyenler için eşit olarak dört günde rızıkları takdir etti1. Sonra duman/buhar halindeki göğe yöneldi... Böylece iki günde yedi gök katını tamamladı ve emrini her göğe vahyetti2.” Fussilet 9-12, Nebe 8-16 1- Hayat ile, 2- duman/buhar halindeki atmosfer bugünkü hale dönüştü."Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi1. Sonra sizi yere geri gönderiyor ve sonra bir çıkarışla tekrar çıkarıyor2.” Nuh 17-18 1- İlk 1 milyar yılda bitki formunda başlayan hayat, 2- sonraki 3,7 milyar yılda evrildi:"O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı2." Nur 14 “Biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık1. Sonra onu çok dayanaklı bir karargâhta bir damlacık yaptık2. Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık3, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık4 ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik5. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk6.” Muminun 12-14 1- Toprak + su = çamur, 2- tek hücreliler, 3- çok hücreliler, 4- kabuklular, 5- omurgalılar, 6- memeliler.“İnsan üzerinden, henüz anılan bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi zamandan?” İnsan 1 İnsanın varolduğu ama ona henüz insan denmediği 18 milyon yıl = insansılar.“Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi.” Secde 9 Öğrenmenin başlayarak kulak ve gözün bir öğrenme aracı olması, 200.000 yıl önce ortaya çıkan homo sapiens.Gönül hem bir öğrenme aracı hem de fizyolojik evrime (homo sapiens), ruhsal evrimin (adem) eklendiği seviye. “Ki siz boyuttan boyuta/halden hale mutlaka geçeceksiniz.” İnşıkak 19, İnsan 28 Hayatın ve insanın evrimi gelecekte de devam edecek…“Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk1. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz2.” Muminun 18 1- O, yeryüzünde biriken su ile başlamıştı, 2- suyun buharlaşmasıyla bitecek.“Biz elbette onun (yerin) üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacak olanlarız2.” Kehf 8 “Gün olur dağları yürütürüz3 de yeryüzünü çırılçıplak2 görürsün.” Kehf 47 “Yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır4.” Rahman 26 “Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman5,” Rahman 37 3- Kıtaların tektonik etkiyle yer değiştirdiği gelecekte, 4- hayat son bulacak, 5- Ölüm vakti gelen güneş, genişleyip yerküreyi ısıtarak kuruttuğu zaman. Türlerin evrimi: “Sizi başka bir kavmin soyundan yarattığı gibi3, dilerse sizi yok eder1 ve sizden sonra dilediği başkasını yerinize getirir2.” Enam 133 1- Kavim yok olduğunda onun yerine geçenler kendi çocukları değil;2- Çünkü bu aynı kavim olur = başka kavim olmaz = kavim yok olmuş olmaz. 3- Kavimler, soyundan geldikleri ama çocukları olmadıkları başka kavimlerden yaratılır =, Bir soy ağacındaki her tür, soyundan geldiği ama onun çocuğu olamadığı başka bir türden yaratılır. |
20. November 2015, 06:39 PM | #6 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Burada bir soru geliyor aklıma.
yazdıklarınızı doğru kabul edelim, ki bunların hiç biri mutlak doğru değildir, 620 yılında Arap yarım adasında yaşayan bir Arap bu söylediklerinizden ne anlar ? büyük patlama, evrim, tektonik hareketler, tek hücreli, çok hücreli, kabuklular, bitki formunda başlayan hayat.... Sizce bu 640 yılında yaşayan insanlara bunlar anlatıldıysa bu insanlar ne anlamıştır... ???? Birde ilk protein nasıl oluştu bunu açıklarsanız sevinirim. ancak bunu sadece Kur an ile açıklayın Çünkü bilim açıklayamıyor... Konu kuman tarafından (20. November 2015 Saat 07:41 PM ) değiştirilmiştir. |
15. December 2015, 12:41 PM | #7 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
“Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir." Ahzab 72 Tekamül... 1- Zalim ve cahil haldeki korku aşamasından, 2- Kalplerin yumuşadığı sevgi aşamasına ilerler."Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar." Zümer 23 "Allah, sözün/hadisin en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili mânalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir." Zümer 23 Kuran, iki tekamül aşamasındaki insanlara aynı anda hitap eder. Bunu, aynı cümlenin içine birbirine benzeyen, ama aslında farklı olan 2 anlam koyarak yapar."Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemdir (kesindir) ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihdir (benzeşmelidir)." Ali İmran 7 Ayetler "birinci ve ikinci aşama için" diye gruplu değil. Her ayet, birinci aşamada olanlar için kesin bir hüküm içeren bir ilk/kesin/biçimsel anlama sahip. Kişi kendi içdünyasını keşfettikçe... bu ilk anlamın altında kademeler halinde sıralanan benzeşmeli/sembolik anlamlara erişim gerçekleşir."İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık." Enam 98 Kuran aradaki tüm kademeleri içerir. Ancak bizim bu kademelere erişimimiz, araştırıp kavrama yoluyla tekamül ettikçe gerçekleşir.“Ve Kur'an'ı ağır ağır, düşüne düşüne oku!” Müzzemmil 4 Dura dura okuma/ derin derin düşünme (tefekkür) ile uzun bir zamanda sonraki kademeye geçeriz = o kademenin Kuran'ı gönüle iner.“Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz.” Bakara 266 “Kutsal/bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler.” Sad 29 "Ey iman sahipleri! Size açıklandığında sizi üzecek şeyleri sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah bağışlayandır, yumuşak olandır." Maide 101 Bir kademeye gelinceye (o kademinin Kuran'ı gönüle ininceye) kadar, o kademenin bilgileri bize kapalı kalır. Bunlardan sorumlu tutulmayız."Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha hayırlısını veya onun bir benzerini getiririz." Bakara 106 Sonraki tekamül kademesine geçtiğimizde, bu kademedeki mana öncekinin yerini alır."Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyduğumuzda -ki Allah neyi indirmekte olduğunu daha iyi bilir- şöyle derler: "Sen düpedüz bir iftiracısın." Hayır, öyle değil. Bunların çokları bilmiyorlar." Nahl 101 Önceki 5 ayetin birleşik hali.Alıntı:
“Biz hiçbir benliğe gücünün yeteceğinden daha azını yüklemenin dışında bir teklifte bulunmayız2. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır1. Onlara haksızlık edilmez.” Muminun 62 1- Sorumlulukları belirleyen sadece Kuran.2- Kuran’dan anladığımız = ilmimiz kadar sorumluyuz. “Sana vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma1. Şöyle de:"Rabbim, ilmimi artır2". Taha 114 1- Kuran’dan henüz gönlümüze inmemiş olanlar =, 2- mevcut ilmimizin ötesi…"Ey iman sahipleri! Size açıklandığında sizi üzecek şeyleri sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır1. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah bağışlayandır3, yumuşak olandır." Maide 101 3- Gönlümüze inene kadar (ilmimiz olana kadar), Allah onlardan vazgeçer, bağışlar. |
||
Bookmarks |
Etiketler |
bedenin, homo, kuranda, sapiens, tanımı |
|
|