hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Adalet ve Zulum > Adalet

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt Bugün, 04:02 PM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 855
Tesekkür: 191
556 Mesajina 1.179 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Ceza Hukuku ve Yusuf Kıssası

Kur’an’da Ceza Hukuku ve Yusuf Kıssası Bağlamında Toplumsal Adalet




Kur’an yalnızca bireysel inançları değil, toplumsal düzeni ve hukuku da yönlendiren ilahi bir kitaptır. Bu bağlamda suç ve ceza meselesi, Kur’an’ın üzerinde hassasiyetle durduğu temel toplumsal konulardan biridir. Ancak Kur’an’da cezalar, sabit ve katı bir sistemden çok, adalet, hikmet, maslahat, bağlam ve tövbe ilkeleriyle şekillenen esnek bir anlayışa dayanır.


Yusuf Suresi’nde anlatılan kıssa, Kur’an’daki ceza anlayışının bu ilkeler temelinde nasıl işlediğini ortaya koyar. Bu makalede, Yusuf kıssası merkez alınarak Kur’an’da ceza hukukunun ilkesel ve bağlamsal yönleri ele alınacaktır.



---


1. Yusuf Kıssasında Ceza Örneği: Bünyamin Olayı


Yusuf Suresi'nin 70–76. ayetleri arasında Yusuf Peygamber'in, öz kardeşi Bünyamin’i yanında tutmak amacıyla uyguladığı dikkat çekici bir plan anlatılır. Yusuf, kralın su tasını Bünyamin’in yüküne gizlice yerleştirir ve sonra bu tasın kaybolduğunu ilan ettirir. Olayın çözüm sürecinde Yusuf’un adamları, kardeşlerine şu soruyu yöneltir:


> “Eğer onun yükünde çıkarsa, bunun cezası nedir?”

Onlar şöyle cevap verir:

“Onun cezası, eşyası kimin yükünde bulunursa, işte o kişi onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız.” (Yusuf 12:75)




Yusuf ise bu hüküm doğrultusunda kardeşini alıkoyar. Kur’an hemen ardından şöyle bir açıklama yapar:


> “Kralın kanununa göre kardeşini alıkoyamazdı; ancak Allah'ın dilediği başka. İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik.” (Yusuf 12:76)




Bu ifadelerden birkaç önemli sonuç çıkar:


Ceza, Mısır kanununa göre değil, kardeşlerin bağlı olduğu örfî hukuk sistemine göre uygulanmıştır.


Bu ceza bir tür bağlamsal adalet örneğidir.


Kur’an bunu ibret ve hikmet örneği olarak sunar.




---


2. Kur’an’da Ceza Hukukunun İlkesel Temelleri


Kur’an’da cezaların amacı sadece cezalandırmak değil, toplumsal adaleti sağlamak, ıslahı teşvik etmek, caydırıcılık sağlamak ve nihayetinde bireyleri ve toplumu korumaktır. Bu çerçevede Kur’an ceza hukukunu şekillendiren ana ilkeler şunlardır:


a. Orantılılık ve Denk Karşılık İlkesi


> “Kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür.” (Şura 42:40)

“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı...” (Bakara 2:178)




Kur’an, cezanın suçla denk ve orantılı olmasını esas alır. Aşırılık, keyfilik veya zalimce cezalandırma yasaktır.


b. Tövbe ve Islah Kapısı


> “Kim tövbe eder ve ıslah olursa, Allah onun tövbesini kabul eder.” (Maide 5:39)




Kur’an’da cezanın nihai amacı sadece ibret değil, dönüşüm ve arınmadır. Bu nedenle, tövbe kapısı daima açıktır. Yusuf kıssasında da bu ruh sezilir: Amaç kardeşini cezalandırmak değil, kardeşliği ve hakikati yeniden tesis etmektir.


c. Yerel Adalet Anlayışı ve Örfün Dikkate Alınması


Kur’an, toplumların yerel uygulamalarını ve örfî hukuku dışlamaz. Aksine bazı konularda onlara başvurur:


Zıhar cezası (Mücadele 58:3–4)


Liân ve yemin yoluyla çözüm (Nur 24:6–9)


Miras ve boşanma hukukunda yerel uygulamalar



Bu esneklik, Kur’an’ın hukuku hikmet ve adalet ilkeleriyle bağlam içinde uygulamayı esas aldığını gösterir.



---


3. Maide 38 ve Hırsızlık Cezası Üzerine Bir Değerlendirme


> “Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarına karşılık, Allah tarafından ibretlik bir ceza olmak üzere ellerini kesin...” (Maide 5:38)




Bu ayet, geleneksel olarak fiziksel el kesme şeklinde yorumlanmıştır. Ancak aynı surenin bir sonraki ayeti şöyle der:


> “Kim tövbe eder ve halini düzeltirse, Allah onun tövbesini kabul eder.” (Maide 5:39)




Bu durumda bazı önemli sorular ortaya çıkar:


Tövbe imkânı olan bir suça otomatik ve dönüşsüz fiziksel bir ceza nasıl uygulanabilir?


Kısas gibi ağır bir suçta bile veli (hak sahibi) affetme yetkisine sahipse, hırsızlık gibi daha hafif bir suçta affetme ve ıslah neden dışlansın?



📌 İlkesel Bir Gerçeklik: Af Yetkisi ve Dönüş Kapısı


Kur’an’da kasten adam öldürme gibi en ağır suçta bile şu ifade yer alır:


> “Kısas size yazıldı... ama eğer öldürülenin velisi affederse, artık diyet alınır...” (Bakara 2:178)




Bu şu demektir:


Katil bile mağdur yakınlarının izniyle affedilebilir.


O halde tövbe kapısı açık olan bir suçta, cezanın “doğrudan ve kesinlikle” infazı Kur’an mantığına uygun değildir.


Ceza geri döndürülemez, hikmetsiz, şekilci ve ağır sonuçlar doğuran bir forma dönüşemez.



Bu bağlamda Maide 38’de geçen “ellerini kesiniz” ifadesi de:


Sosyal sorumluluklarını kısıtlama


Yetki ve imkanlarını elinden alma


Kamusal erişimi askıya alma gibi iktisadi ve idari yaptırımlarla yorumlanabilir.



Yusuf kıssasında hırsızın eli kesilmemiş, alıkonma ve sorumlulukla yüzleşme temelinde bir ceza uygulanmıştır. Bu, hırsızlık cezasının bağlam ve hikmete göre farklı şekillerde uygulanabileceğini göstermektedir.



---


4. Yusuf’un Uyguladığı Ceza: Adaletin Hikmetle Buluşması


Yusuf’un kardeşini yanında tutmak için yaptığı plan yüzeyde bir hile gibi görünse de:


Kardeşine iftira atmamıştır


Ceza, muhatabın kendi örfüne göre belirlenmiştir


Amaç cezalandırmak değil, birlik ve hakikati yeniden kurmaktır



Kur’an bu yöntemi eleştirmek yerine şöyle der:


> “İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik...” (Yusuf 12:76)




Bu, cezanın biçiminden çok hedefinin önemli olduğunu ortaya koyar.



---


Sonuç


Yusuf kıssası, Kur’an’da cezanın nasıl sadece “infaz” değil, adalet, hikmet, bağlam, örf ve tövbe ilkeleriyle örüldüğünü gösteren eşsiz bir örnektir. Kur’an ceza hukukunda şekilcilikten ziyade ilke merkezli, dönüştürücü ve insan onurunu koruyucu bir anlayış vardır. Hırsızlık gibi suçlarda bile, tövbe ve ıslah kapısının açık tutulması; bağlam, örf ve mağdurun tavrına göre cezanın şekillenmesi mümkündür. Yusuf’un yöntemi, bugünkü ceza adalet sistemleri için bile esnekliğin, hikmetin ve stratejik adaletin Kur’anî bir modelidir.




Kur’an’da Ceza Hukuku ve Yusuf Kıssası Bağlamında Toplumsal Adalet




Kur’an yalnızca bireysel inançları değil, toplumsal düzeni ve hukuku da yönlendiren ilahi bir kitaptır. Bu bağlamda suç ve ceza meselesi, Kur’an’ın üzerinde hassasiyetle durduğu temel toplumsal konulardan biridir. Ancak Kur’an’da cezalar, sabit ve katı bir sistemden çok, adalet, hikmet, maslahat, bağlam ve tövbe ilkeleriyle şekillenen esnek bir anlayışa dayanır.


Yusuf Suresi’nde anlatılan kıssa, Kur’an’daki ceza anlayışının bu ilkeler temelinde nasıl işlediğini ortaya koyar. Bu makalede, Yusuf kıssası merkez alınarak Kur’an’da ceza hukukunun ilkesel ve bağlamsal yönleri ele alınacaktır.



---


1. Yusuf Kıssasında Ceza Örneği: Bünyamin Olayı


Yusuf Suresi'nin 70–76. ayetleri arasında Yusuf Peygamber'in, öz kardeşi Bünyamin’i yanında tutmak amacıyla uyguladığı dikkat çekici bir plan anlatılır. Yusuf, kralın su tasını Bünyamin’in yüküne gizlice yerleştirir ve sonra bu tasın kaybolduğunu ilan ettirir. Olayın çözüm sürecinde Yusuf’un adamları, kardeşlerine şu soruyu yöneltir:


> “Eğer onun yükünde çıkarsa, bunun cezası nedir?”

Onlar şöyle cevap verir:

“Onun cezası, eşyası kimin yükünde bulunursa, işte o kişi onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız.” (Yusuf 12:75)




Yusuf ise bu hüküm doğrultusunda kardeşini alıkoyar. Kur’an hemen ardından şöyle bir açıklama yapar:


> “Kralın kanununa göre kardeşini alıkoyamazdı; ancak Allah'ın dilediği başka. İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik.” (Yusuf 12:76)




Bu ifadelerden birkaç önemli sonuç çıkar:


Ceza, Mısır kanununa göre değil, kardeşlerin bağlı olduğu örfî hukuk sistemine göre uygulanmıştır.


Bu ceza bir tür bağlamsal adalet örneğidir.


Kur’an bunu ibret ve hikmet örneği olarak sunar.




---


2. Kur’an’da Ceza Hukukunun İlkesel Temelleri


Kur’an’da cezaların amacı sadece cezalandırmak değil, toplumsal adaleti sağlamak, ıslahı teşvik etmek, caydırıcılık sağlamak ve nihayetinde bireyleri ve toplumu korumaktır. Bu çerçevede Kur’an ceza hukukunu şekillendiren ana ilkeler şunlardır:


a. Orantılılık ve Denk Karşılık İlkesi


> “Kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür.” (Şura 42:40)

“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı...” (Bakara 2:178)




Kur’an, cezanın suçla denk ve orantılı olmasını esas alır. Aşırılık, keyfilik veya zalimce cezalandırma yasaktır.


b. Tövbe ve Islah Kapısı


> “Kim tövbe eder ve ıslah olursa, Allah onun tövbesini kabul eder.” (Maide 5:39)




Kur’an’da cezanın nihai amacı sadece ibret değil, dönüşüm ve arınmadır. Bu nedenle, tövbe kapısı daima açıktır. Yusuf kıssasında da bu ruh sezilir: Amaç kardeşini cezalandırmak değil, kardeşliği ve hakikati yeniden tesis etmektir.


c. Yerel Adalet Anlayışı ve Örfün Dikkate Alınması


Kur’an, toplumların yerel uygulamalarını ve örfî hukuku dışlamaz. Aksine bazı konularda onlara başvurur:


Zıhar cezası (Mücadele 58:3–4)


Liân ve yemin yoluyla çözüm (Nur 24:6–9)


Miras ve boşanma hukukunda yerel uygulamalar



Bu esneklik, Kur’an’ın hukuku hikmet ve adalet ilkeleriyle bağlam içinde uygulamayı esas aldığını gösterir.



---


3. Maide 38 ve Hırsızlık Cezası Üzerine Bir Değerlendirme


> “Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarına karşılık, Allah tarafından ibretlik bir ceza olmak üzere ellerini kesin...” (Maide 5:38)




Bu ayet, geleneksel olarak fiziksel el kesme şeklinde yorumlanmıştır. Ancak aynı surenin bir sonraki ayeti şöyle der:


> “Kim tövbe eder ve halini düzeltirse, Allah onun tövbesini kabul eder.” (Maide 5:39)




Bu durumda bazı önemli sorular ortaya çıkar:


Tövbe imkânı olan bir suça otomatik ve dönüşsüz fiziksel bir ceza nasıl uygulanabilir?


Kısas gibi ağır bir suçta bile veli (hak sahibi) affetme yetkisine sahipse, hırsızlık gibi daha hafif bir suçta affetme ve ıslah neden dışlansın?



📌 İlkesel Bir Gerçeklik: Af Yetkisi ve Dönüş Kapısı


Kur’an’da kasten adam öldürme gibi en ağır suçta bile şu ifade yer alır:


> “Kısas size yazıldı... ama eğer öldürülenin velisi affederse, artık diyet alınır...” (Bakara 2:178)




Bu şu demektir:


Katil bile mağdur yakınlarının izniyle affedilebilir.


O halde tövbe kapısı açık olan bir suçta, cezanın “doğrudan ve kesinlikle” infazı Kur’an mantığına uygun değildir.


Ceza geri döndürülemez, hikmetsiz, şekilci ve ağır sonuçlar doğuran bir forma dönüşemez.



Bu bağlamda Maide 38’de geçen “ellerini kesiniz” ifadesi de:


Sosyal sorumluluklarını kısıtlama


Yetki ve imkanlarını elinden alma


Kamusal erişimi askıya alma gibi iktisadi ve idari yaptırımlarla yorumlanabilir.



Yusuf kıssasında hırsızın eli kesilmemiş, alıkonma ve sorumlulukla yüzleşme temelinde bir ceza uygulanmıştır. Bu, hırsızlık cezasının bağlam ve hikmete göre farklı şekillerde uygulanabileceğini göstermektedir.



---


4. Yusuf’un Uyguladığı Ceza: Adaletin Hikmetle Buluşması


Yusuf’un kardeşini yanında tutmak için yaptığı plan yüzeyde bir hile gibi görünse de:


Kardeşine iftira atmamıştır


Ceza, muhatabın kendi örfüne göre belirlenmiştir


Amaç cezalandırmak değil, birlik ve hakikati yeniden kurmaktır



Kur’an bu yöntemi eleştirmek yerine şöyle der:


> “İşte biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik...” (Yusuf 12:76)




Bu, cezanın biçiminden çok hedefinin önemli olduğunu ortaya koyar.



---


Sonuç


Yusuf kıssası, Kur’an’da cezanın nasıl sadece “infaz” değil, adalet, hikmet, bağlam, örf ve tövbe ilkeleriyle örüldüğünü gösteren eşsiz bir örnektir. Kur’an ceza hukukunda şekilcilikten ziyade ilke merkezli, dönüştürücü ve insan onurunu koruyucu bir anlayış vardır. Hırsızlık gibi suçlarda bile, tövbe ve ıslah kapısının açık tutulması; bağlam, örf ve mağdurun tavrına göre cezanın şekillenmesi mümkündür. Yusuf’un yöntemi, bugünkü ceza adalet sistemleri için bile esnekliğin, hikmetin ve stratejik adaletin Kur’anî bir modelidir.




https://dersvekuran.blogspot.com/202...suf-kssas.html
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ceza, hukuku, kıssası, yusuf


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:45 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam