![]()  | 
	
| 
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
			Üyelik tarihi: May 2014 
				
				
				
					Mesajlar: 299
				 
				 
	Tesekkür: 8 
	
		
			
				57 Mesajina 70 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 22 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Sn. Yaşar Nuri Öztürk'ün Rahman 29 meali: "Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır." 
		
		
		
		
		
		
		
	Meal bu şekilde yapılabilir mi, yapılabilirse "oluş"un anlamları nedir?  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#2 | |
| 
			
			 Site Yöneticisi 
			
			
			
				
			
			Üyelik tarihi: Sep 2008 
				
				
				
					Mesajlar: 3.094
				 
				 
	Tesekkür: 3.632 
	
		
			
				1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 100000 ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Selamun aleyküm, Değerli ozkanates Kardeşim 
		
		
		
		
		
		
			Alıntı: 
	
 26,27"Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve ikram sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır. 28Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz? 29Göklerde ve yerde bulunan kimseler, O'ndan istekte bulunurlar. O, her an bir iştedir. 30Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?" Bu âyetlerde de uyarıya devam edilmektedir. Arz üzerindeki herkes fânidir, yalnızca Allah bâkidir. Evrendeki her varlık, özellikle de insanlar O'ndan istekte bulunurlar. O, her an yeni bir iştedir. Hiçbir insan bu gerçeğe karşı çıkamaz, Allah'ın bu sonsuz gücünü yalanlayamaz. Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. 
				__________________ 
		
		
		
		
	Halil Ay  | 
|
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#3 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
			Üyelik tarihi: Sep 2011 
				
				
				
					Mesajlar: 1.458
				 
				 
	Tesekkür: 105 
	
		
			
				575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Daha evvelki yazılarımızda biz "gök" ve "yer" kelimeleri ile insanların maddi varlıkları olan vücutları ile düşünce yetilerinin de/canlılıklarının da ifade edildiğini belirtmiştik. Gene bize göre burada "gök" kelimesi ile insan bütünlüğünün "gök"ü/seması-kafasındaki beynin düşünce ve vücudun hayatiyet fonksiyonu anlatılmakta, "yer" kelimesiyle de insanın vücudu/cesedi. 
		
		
		
		
		
		
		
	Burada da böyle düşünmemizi gerektiren 31". ayette geçen "iki sekal"/eyyühessekalân ifadesidir ki "cin" ve "ins" diye çevirisi yapılıyor ki bunlar da bana görülemeyen düşünce yetisi ile görülebilen vücut bütünlüğü yani "gök" ve "yer"i yani "düşünce yetisi ile hayatiyeti-cin"..... ve "cesedi-ins" ile insanın bütünlüğü anlatılıyor. Ayetin ikinci kısmı ise Yahudiler'in "Allah dünyayı altı günde yarattı, yedinci gün istirahate çekildi" deyişlerine tepkiyi de içerir. Saygılarımla. Galip Yetkin.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#4 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
				
			
			Üyelik tarihi: Apr 2012 
				Bulunduğu yer: earth 
				
				
					Mesajlar: 433
				 
				 
	Tesekkür: 229 
	
		
			
				167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Galip abi, 
		
		
		
		
		
		
			Zariyat 56 yıda bu bağlamda düşünebilirmiz ZÂRİYÂT - 56 Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûni. Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri/benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. böyle açıklayabilirmiyiz? ''ben sizi hem ruhen hemde bedenen beni bilip buna göre iş ve değerler üretmeniz için yarattım'' 
				__________________ 
		
		
		
		
	(FOR RAVEN)  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#5 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
			Üyelik tarihi: Sep 2011 
				
				
				
					Mesajlar: 1.458
				 
				 
	Tesekkür: 105 
	
		
			
				575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Evvet sayın can dostum khaos. Öyle. 
		
		
		
		
		
		
		
		
			Tam benim düşündüğüm gibi, ayete bir anlam yüklenmiş. Meal, MEAL olmuş, ve ayetle tam örtüşmüş. Saygı, sevgi ve selâmlar. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (6. June 2014 Saat 11:50 PM ) değiştirilmiştir.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: |  khaos (7. June 2014)  | 
		
| 
			
			 | 
		#6 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
				
			
			Üyelik tarihi: Apr 2012 
				Bulunduğu yer: earth 
				
				
					Mesajlar: 433
				 
				 
	Tesekkür: 229 
	
		
			
				167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			saol abicim  
		
		
		
		
		
		
			kapıyı açan siz oldunuz. 
				__________________ 
		
		
		
		
	(FOR RAVEN)  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#7 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
			Üyelik tarihi: May 2014 
				
				
				
					Mesajlar: 299
				 
				 
	Tesekkür: 8 
	
		
			
				57 Mesajina 70 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 22 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Kardeşlerim, 
		
		
		
		
		
		
		
	Diğer mealler "şe'n" kelimesine "iş" derken, Yaşar Nuri Öztürk "iş ve oluş", İmam İskender Ali Mihr "ayrı bir tecelli, yeni bir oluş" demiş. Sorumdaki kasıt, "oluş" kelimesi, "Tanrı'nın bir oluşta olması" ne demektir? Eğer yaratma, tekamül ettirme, idare etme vb. ise, bu onun yaptığı iş/aktivitedir. Bu durumda oluş kelimesine gerek kalmaz. Yok eğer oluş, yarattıklarının oluşu ise, bu zaten deminki yaratma, tekamül ettirme, idare etme vb. iştir (ve oluş kelimesi gereksizdir). O halde kelimede bir oluş anlamı varsa, bu oluş Allah'ın zatının oluşudur. Zat olarak yaptığımız işlerden farklı olarak oluş, bizzat zatımızın bir halden diğerine dönüşmesi, yani tekamülüdür. Eğer Allah kendisi için "oluş" kelimesini kullanıyorsa, nihai anlam, Allah'ın da tekamül etmekte olduğudur. 1- Allah'ın kendine tanımı ile yarattığına tanımını alt alta koyarak "oluş"un tanımı: "Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır." Rahman 29 "O halde, bir iş ve oluştan boşalır boşalmaz yeni bir işe koyulup yorul!" İnşirah 7 2- Evrenin/yaratılanın en evrensel yasanın tekamül olması, yaratılanın Yaratan'a bağını, yani Yaratan'ın tekamülünü işaret ediyor olabilir mi. Şöyle düşünelim: Her kavram ancak kendi zıttıyla tanımlı. O halde, Sonsuz Olan kendi sonsuzluğunu deneyimler ama bilemez, çünkü sonsuzun bilgisi ancak kendi zıttından, yani sonludan gelir. İşte bu yüzden Sonsuz Olan kendi sonsuzluk mevhumunun zıttını, yani sonluları, bizleri yaratır. Bu kendi sonlulukları sayesinde Sonsuz Olan... sonsuz isim ve sıfatlarının sonlu hallerini deneyimleyerek... kendi sonsuzluğunu bilir hale gelir. Bu bilme hali, tek bir oluş olarak değil, sonluluğun/sonluların bitip tükenmeyen tekamülleri üzerinden sonsuz boyutta ilerler. Çünkü sonsuzluğun bilgisi de sonsuz olduğundan... sonsuz sayıdaki sonlular olan bizlerin her biri... Sonsuz Olan'ın... - Sonsuz sayıdaki isim ve sıfatlarının her birinin, - Sonsuz sayıda oranda örtülmesiyle oluşan, - Sonsuz sayıdaki kombinasyonlardan biriyiz. Böylece bu süreç sonsuza kadar devam eder. Sonsuz Olan, sonsuz olduğundan, aslında Sonsuz Olan'dan başka bir varlık/yaratılmış da yok. Varlıklar/yaratılmışlar dediğimiz, Sonsuz Olan'ın isim ve sıfatlarının değişik kademelerde örtülmesiyle (nefsle) oluşmuş ilüzyonlar. Bir sonlunun her deneyimlemesi, o sonlunun bilgisini arttırdığından, sonluyu oluşturan üstteki nefs, yani unutma perdesi giderek incelir. Ve o perde sonunda kalkar. Bu da sonlunun yeniden kendini bilmesi, yani sonsuzdan/kendinden başka varlık olmadığını, varlık diye bildiklerinin hepsinin sonsuzdan/kendinden ibaret olduğunu hatırlaması.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#8 | 
| 
			
			 Uzman Üye 
			
			
			
			Üyelik tarihi: May 2014 
				
				
				
					Mesajlar: 299
				 
				 
	Tesekkür: 8 
	
		
			
				57 Mesajina 70 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 22 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			"Bir kelimeye neden bunca emek?" dersek,  
		
		
		
		
		
		
		
	Çünkü "Allah evreni neden yarattı?" sorusuna bildiğim tek link bu. Başka linkler ve başka cevaplar varsa onları da dinlemek isterim.  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
			
			 | 
		#9 | 
| 
			
			 Site Yöneticisi 
			
			
			
				
			
			Üyelik tarihi: Sep 2008 
				
				
				
					Mesajlar: 3.094
				 
				 
	Tesekkür: 3.632 
	
		
			
				1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 100000 ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Selamun Aleyküm, değerli ozkanates Kardeşim. 
		
		
		
		
		
		
			Sözcüğün aslı uygun ve elverişli durum,işdir. Size başın şe'ni ile ilgili başka bir kullanım örneği vereyim. "şe'nur re's" /İnsanın varlığını sürdüğü başındaki karşıt bölümleri bir araya toplayan odak. Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. 
				__________________ 
		
		
		
		
	Halil Ay  | 
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
![]()  | 
	
	
| Bookmarks | 
| Etiketler | 
| rahman, soru | 
| Seçenekler | |
| Stil | |
		
  | 
	
		
  |