![]() |
![]() |
#3 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Sevgili Gümüştabak kardeşim, yazılarınızdaki anlatım ve sadelik için kutluyorum. Ancak, burada yeri gelmişken yukarıya alıntıladığım üzere müslümanlar olarak zamanımızda çok sık düşülen bir yanlışa dikkat çekmek istiyorum. Bütün kardeşlerim, çok büyük genelleyebileceğim zamanlarda, "rivayet" ile "hadis" deyimini birbirine karıştırmaktadırlar. Rivayetler için hadis diye bahsetmektedirler. Hadis, peygamber sözleri olduğundan, zaten peygambere iman gereği duyulunca hemen iman edilmesi gereken sözlerdir. Peygamberimiz zamanında olsak ve kendisinden bizzat işittiğimiz bir söz olsa zaten konu etmeye bile gerek yoktur. Halbuki zamanımızda, hangi sözün hadis olabileceğini, bu söz kurana ters düşmese dahi % 100 kesinlikte tespit etmemiz imkansızdır. İşte bu nedenle, öncelikle hadis denilen yada iddia edilen sözlerin hadis olarak değil, sadece hadis rivayeti olarak kabul edilmesini, o söze daha duyunca iman edilmesi gereken bir söz kutsiyeti katılmamasını hatırlatmak istiyorum. Hadise nasıl hemen iman edilmesi gerekiyorsa; rivaye de aynı şekilde aksine hemen iman edilmemesi gerekir. Sadece kurana ters olmayanlarına ve fakat yine hadis kutsiyeti katmadan, kendi kuran bilgimizden daha akıllıca ve mantıklıca gelmesi halinde kabul etmek üzere bir insan sözü olarak yaklaşmalıyız. Kuran varken başka söze gerek yok diye kesin reddetmek ise yine bir yöntem yanlışı olabilmektedir. Şöyleki, elbette hepimizin önce kendi kuran anlayışımız olmalıdır. Ancak, bizler bir konuda kuranda, bizden daha akıllı ve mantıklı olan bir çıkarım olduğunu görürsek bunu almak durumundayız. İşte buda gerek rivayetler, gerekse alim, ulema, hatta imansızların bir görüş yada iddiası dahi olabilir. Kurandaki bir konu hakkında bizim oluşan görüşümüz dışında, kimden olursa olsun daha iyi bir görüş varsa onu almamız ve kendimizinkini terk etmemiz gerekir. Sonuç olarak, rivayet farklı, hadis ise tamamen farklı şeylerdir. Rivayetlere hadis deme yanlışına düşmeyelim. Aksi halde, konuya tam hakim olamayanların hem hadis denmesi ve hem de reddedilebilmesini anlamalarını beklememek gerekir. Bu kimseler, aslında rivayeti reddeden birisi olan bizleri, rivayete hadis dememiz yüzünden hadisi reddeden biri olarak algılar ve bizim iddialarımızın içeriğine bakma gereği bile duymayabilirler. Bu durumda onları biz buna yöneltmiş olmakla hatalı olan kimseler olduğumuzu bilmemiz gerekir diye düşünüyorum. saygılarımla... aorskaya Konu aorskaya tarafından (29. September 2012 Saat 11:27 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
arzı, hadislerin, kurana |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|