hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

 
 
Seçenekler Stil
Alt 29. September 2012, 11:25 PM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
halukgta Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
(Haluk bey, sözleriniz Hadis Münkirlerinin sözlerine benziyor. Hadislerin Kur'an'a arzına dâhil tek bir rivayet yoktur. Zaten bu çok absürd bir metod çünkü Kur'an'da meselelerin tamamı yoktur. Kur'an'da meselelerin tamamı yok ise her meseleyi Kur'an'a nasıl arz edeceksiniz?)
Selamun aleyküm,

Sevgili Gümüştabak kardeşim, yazılarınızdaki anlatım ve sadelik için kutluyorum. Ancak, burada yeri gelmişken yukarıya alıntıladığım üzere müslümanlar olarak zamanımızda çok sık düşülen bir yanlışa dikkat çekmek istiyorum.

Bütün kardeşlerim, çok büyük genelleyebileceğim zamanlarda, "rivayet" ile "hadis" deyimini birbirine karıştırmaktadırlar. Rivayetler için hadis diye bahsetmektedirler.

Hadis, peygamber sözleri olduğundan, zaten peygambere iman gereği duyulunca hemen iman edilmesi gereken sözlerdir. Peygamberimiz zamanında olsak ve kendisinden bizzat işittiğimiz bir söz olsa zaten konu etmeye bile gerek yoktur. Halbuki zamanımızda, hangi sözün hadis olabileceğini, bu söz kurana ters düşmese dahi % 100 kesinlikte tespit etmemiz imkansızdır.

İşte bu nedenle, öncelikle hadis denilen yada iddia edilen sözlerin hadis olarak değil, sadece hadis rivayeti olarak kabul edilmesini, o söze daha duyunca iman edilmesi gereken bir söz kutsiyeti katılmamasını hatırlatmak istiyorum.

Hadise nasıl hemen iman edilmesi gerekiyorsa; rivaye de aynı şekilde aksine hemen iman edilmemesi gerekir. Sadece kurana ters olmayanlarına ve fakat yine hadis kutsiyeti katmadan, kendi kuran bilgimizden daha akıllıca ve mantıklıca gelmesi halinde kabul etmek üzere bir insan sözü olarak yaklaşmalıyız.

Kuran varken başka söze gerek yok diye kesin reddetmek ise yine bir yöntem yanlışı olabilmektedir. Şöyleki, elbette hepimizin önce kendi kuran anlayışımız olmalıdır. Ancak, bizler bir konuda kuranda, bizden daha akıllı ve mantıklı olan bir çıkarım olduğunu görürsek bunu almak durumundayız. İşte buda gerek rivayetler, gerekse alim, ulema, hatta imansızların bir görüş yada iddiası dahi olabilir.

Kurandaki bir konu hakkında bizim oluşan görüşümüz dışında, kimden olursa olsun daha iyi bir görüş varsa onu almamız ve kendimizinkini terk etmemiz gerekir.

Sonuç olarak, rivayet farklı, hadis ise tamamen farklı şeylerdir. Rivayetlere hadis deme yanlışına düşmeyelim. Aksi halde, konuya tam hakim olamayanların hem hadis denmesi ve hem de reddedilebilmesini anlamalarını beklememek gerekir. Bu kimseler, aslında rivayeti reddeden birisi olan bizleri, rivayete hadis dememiz yüzünden hadisi reddeden biri olarak algılar ve bizim iddialarımızın içeriğine bakma gereği bile duymayabilirler. Bu durumda onları biz buna yöneltmiş olmakla hatalı olan kimseler olduğumuzu bilmemiz gerekir diye düşünüyorum.

saygılarımla...
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (29. September 2012 Saat 11:27 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
arzı, hadislerin, kurana

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:21 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam