![]() |
|
|
#11 |
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 826
Tesekkür: 0
168 Mesajina 236 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
DURUŞMA SALONU
Tutuklu olduğumuz yer nasıl kendi sınıflarımız, kendi koğuşlarımız idiyse duruşmaların yapıldığı yer de kendi spor salonumuzdu. Ki aynı zamanda sahneli, balkonlu konser salonuydu. Bu sahnede sazını omuzuna alıp yürüyen sanatçılar ol- du. Sanki oradaki biziz, Yanık Ömer misali, silah omuz- da nöbet tutuyoruz gibi hissettik. Ayağa fırladık. https://www.youtube.com/watch?v=fBV38vHRf9g Şimdi orayı duruşma kürsüsü yapmışlar. Bayraklar, TSK forsu ve tanıdık ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR yazısı. Göreceğiz mülkün temeline ne yapacaklar. Sahnenin ortasında yargıç kürsüsü bulunuyor. Sahneden salona bakışa göre savcılar sağ uçta, avukatlar solda ama avukatlar sahnenin dışında. Duruşmaları gazeteciler de izledi, örneğin zaman zaman Milliyet'ten Mete Akyol izledi. Harbiyelilerden biri adaşı mıymış ne, bir duruşmada adı geçince "Burda!" diye ayağa kalkmış. Şakayla karışık yazardı. Akrabalarımızla görüşebilir miydik? Evet. Pazar günleri ve yal- nızca 10 dakika. Ama o zaman benim bundan haberim yoktu. Ya duyurmadılar ya da duyurdularsa bile dikkatimden kaçtı. Babam mektubunda geleyim mi diye sordu. Gelme dedim, gö- rüştürmezler. 1459 sanık, 1459 ziyaretçi. İmkansız gibi. Bir de... beni o ortamda görüp üzülmesini istemedim ve ordan burdan para bulup harcamasını... Biz kendimize yeten bir aileyiz ama çok ta varlıklı sayılmayız. - Sandalyeler salona o kadar sık yerleştirilmiş ki öğrenciler omuz omuza oturuyor. https://www.facebook.com/photo/?fbid...00064694799026 Salona sığmayan beş yüz kadar öğrenci içinse dışarıya sandalyeler konmuş. Sıcak... Güneşin dünyayı kavurduğu günlerdeyiz. MAHKEME KURULU Başkan: Tuğgeneral Nihat Günaşan. Kolay gülen, kolay ağlayan biri. Takma dişleri var ama yaşından genç görünüyor. Olaya bizzat karışmış, o yüzden ön yargılı. Hukuktan ancak bir asker ne kadar anlarsa o kadar anlıyor. Duruşma yargıcı: Yüzbaşı Mehmet Karaaslan. Bilgili, enerjik, anlayışlı, dürüst bir hukukçu. Çok güçlü bir belleği var. Biz ifade verirken "Ama senin daha önceki ifaden farklı" deyiveriyor. Çelişkiyi gideremezsek gülümsüyor, "Biraz garip olmuyor mu? Öyle oluyor." Üye: Kurmay albay Haydar Topçak. Başkana kıyasla daha ciddi bir insan. Halden anlıyor gibi. Hazırlık sorgulaması yapılırken okul komutanıyla birlikte olmuş. https://www.facebook.com/photo/?fbid...00064694799026 Ele avuca sığmayan 1459 ergen harbiyeliyi yargılamak her halde zor iştir. Bizim yargıcımız bunu başardı. Başarmak için de kuralları sıkı sıkıya uygulaması gerekiyordu. Öyle yaptı. Her ne kadar sanıklar ve avukatlar bundan yakınsa da. Örneğin bir keresinde Mecit Kocacıklı söz aldı. Son derece öfkeliydi: Efendim, dedi, bize burada çok ağır suçlar yöneltiliyor. Ken- dimizi savunmak için soru sormaktan başka çaremiz yok ama siz sorularımıza kendiniz cevap veriyorsunuz. Vermeyin, tanığa sorun! Mecit gırtlağının bütün gücüyle bağırıyordu. Anlaşılan mah- kemeye zorluk çıkarmaktan ceza almayı göze almıştı. Sayın Karaaslan Mecit'in öfke patlamasını sükunetle karşıladı. Bak, dedi. Her soru tanığa yöneltilir diye bir usul yok, yalnızca gerekliyse yöneltilir ama siz bazan öyle gereksiz sorular soruyorsunuz ki arkadaşlarınız bile gülüyor. Mecit bağırmaya devam etti: Azarlamayın bizi. Soru sormaya cesaretimiz kalmıyor. Duruşma yargıcının işi gerçekten zordu. Çünkü hukuk denen hendeği yalnızca kurulun başkan ve üyesine değil, ele avuca sığmayan 1459 ergen harbiyeliye de atlatmak zorundaydı. . Konu Hasan Akçay tarafından (20. December 2025 Saat 05:37 AM ) değiştirilmiştir. |
|
|
|
| Bookmarks |
| Etiketler |
| iki, mahkeme, numaralı |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|