![]() |
![]() |
#11 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
DURUŞMA SALONU
Tutuklu olduğumuz yer nasıl kendi sınıflarımız, kendi koğuşlarımız idiyse duruşmaların yapıldığı yer de kendi spor salonumuzdu. Ki aynı zamanda sahneli, balkonlu konser salonuydu. Bu sahnede örneğin Saniye Can sazı omuzunda yürüdü, sanki orada silah omuzda BİZ yürüyormuşuz gibi hisset- tik, ayakta alkışladık. https://www.youtube.com/watch?v=gR16...&start_radio=1 Şimdi orayı duruşma kürsüsü yapmışlar. Bayraklar, TSK forsu ve tanıdık ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR yazısı. Göreceğiz mülkün temeline ne yapacaklar. Sahnenin ortasında yargıç kürsüsü bulunuyor. Mahkeme kuruluna göre savcılar sağ uçta, avukatlar solda ama avukatlar sahnenin dışında. Duruşmaları gazeteciler de izledi, örneğin zaman zaman Milliyet gazetesinden Mete Akyol izledi. Harbiyelilerden biri adaşı mıymış ne, bir duruşmada adı geçince "Burda!" diye ayağa kalkmış. Şakayla karışık yazardı. - Akrabalarımızla görüşebilir miydik? Evet. Pazar günleri ve yal- nızca 10 dakika. Ama o zaman benim bundan haberim yoktu. Ya duyurmadılar ya da duyurdularsa bile dikkatimden kaçtı. Babam mektubunda geleyim mi diye sordu. Gelme dedim, gö- rüştürmezler. Beni o ortamda görüp üzülmesini istemedim ve ordan burdan para bulup harcamasını.. Kendimize yeten bir aileyiz ama çok ta varlıklı sayılmayız. Neyse. 1459 sanık, 1459 ziyaretçi… Görüşmek imkansız gibiydi. - Sandalyeler salona o kadar sık yerleştirilmiş ki öğrenciler omuz omuza oturuyor ve salona sığmayan beş yüz kadar öğrenci için dışarıya sandalyeler konmuş. Sıcak... Güneşin dünyayı kavurduğu günlerdeyiz. MAHKEME KURULU Duruşma yargıcı: Yüzbaşı Mehmet Karaaslan. Bilgili, enerjik, anlayışlı, dürüst bir hukukçu. Çok güçlü bir belleği var. Biz ifade verirken "Ama senin daha önceki ifaden farklı" deyiveriyor. Çelişkiyi gideremezsek gülümsüyor, "Biraz garip olmuyor mu? Öyle oluyor." Başkan: Tuğgeneral Nihat Günaşan. Kolay gülen, kolay ağlayan biri. Takma dişleri var ama yaşından genç görünüyor. Olaya bizzat karışmış, o yüzden ön yargılı. Hukuktan ancak bir asker ne kadar anlarsa o kadar anlıyor. Üye: Kurmay albay Haydar Topçak. Başkana kıyasla daha ciddi bir insan. Halden anlıyor gibi. Hazırlık sorgulaması yapılırken okul komutanıyla birlikte olmuş. Ele avuca sığmayan 1459 ergen harbiyeliyi yargılamak her halde zor iştir. Bizim yargıcımız bunu başardı. Başarmak için de kuralları sıkı sıkıya uygulaması gerekiyordu. Öyle yaptı. Her ne kadar sanıklar ve avukatlar bundan yakınsa da. Örneğin bir keresinde Mecit Kocacıklı söz aldı. Son derece öfkeliydi: Efendim, dedi, bize burada çok ağır suçlar yöneltiliyor. Ken- dimizi savunmak için soru sormaktan başka çaremiz yok ama siz sorularımıza kendiniz cevap veriyorsunuz. Vermeyin, tanığa sorun! Mecit gırtlağının bütün gücüyle bağırıyordu. Anlaşılan mah- kemeye zorluk çıkarmaktan ceza almayı göze almıştı. Sayın Karaaslan Mecit'in öfke patlamasını sükunetle karşıladı. Bak, dedi. Her soru tanığa yöneltilir diye bir usul yok, yalnızca gerekliyse yöneltilir ama siz bazan öyle gereksiz sorular soruyorsunuz ki arkadaşlarınız bile gülüyor. Mecit bağırmaya devam etti: Azarlamayın bizi. Soru sormaya cesaretimiz kalmıyor. Duruşma yargıcının işi gerçekten zordu. Çünkü hukuk denen hendeği yalnızca kurulun başkan ve üyesine değil, ele avuca sığmaz 1459 harp okulu öğrencisine de atlatmak zorundaydı. . Konu Hasan Akçay tarafından (29. July 2025 Saat 08:17 AM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
iki, mahkeme, numaralı |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|