![]()  | 
	
| 
			
			 | 
		#24 | |
| 
			
			 Site Yöneticisi 
			
			
			
				
			
			Üyelik tarihi: Sep 2008 
				
				
				
					Mesajlar: 3.094
				 
				 
	Tesekkür: 3.632 
	
		
			
				1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 100000 ![]()  | 
	
	
	
		
		
			
			 
			
			Selamun aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim! 
		
		
		
		
		
		
			Alıntı: 
	
 (Tövbe: 60) Kesinlikle, Allah tarafından bir fariza [taksim/zorunlu görev] olarak; sadakalar [kamu gelirleri] ancak, fakirler, miskinler [yoksullar, işsizler] o iş üzerine çalışan görevliler [kamu görevlileri], müellefe-i kulûb [kalpleri İslâm'a ısındırılacaklar], boyunduruktakiler [özgürlüğü olmayan köleler], ağır borç altındakiler, Allah yolundakiler [askerler, öğrenci ve öğretmenler], yolda kalmışlar içindir. Allah her şeyi en iyi bilendir ve yasa koyandır. Âyetteki, Eğer siz Allah'a iman etmiş, hakk ile bâtılın ayrıldığı o gün; iki ordunun karşı karşıya geldiği o gün [Bedir günü], kulumuza indirdiğimiz Âyetlere iman etmiş iseniz ifadesi, çok ciddi bir ikaz olup, "eğer Allah'a inanmışsanız sadakaları [kamu gelirlerini] böyle taksim edin, inanmıyorsanız ne yaparsanız yapın" demektir. Buradan, taksimatın böyle yapılmaması hâlinde Allah'a iman edilmiş olmayacağı anlaşılıyor. Âyette, ganimetin öncelikle Allah için olduğu ifade ediliyor ki bundan maksat, –Allah'ın bir hissesi bulunduğunu bildirmek değil– söze tazim üslubu [Allah'ı zikretmek] ile başlamak ve kamu yararını ön plana çıkarmaktır. Çünkü her şey Allah'ın mülkü ve milkidir. Kur'ân'da Allah'a izafe edilen her şey, "kamu yararını" ifade eder; "Beytullâh, nâqatullâh" gibi. Âyetteki, yakınlığı olanlar ifadesiyle, genellikle Peygamber'in yakınları, Ehl-i Beyt, Kureyş kabilesi, Hâşimoğulları, Muttaliboğulları gibi akrabalarının kastedildiği ileri sürülmüştür. Hâlbuki Haşr Sûresinde savaş ganimetlerinden bahsedilirken, yakınlığı olanlar ifadesi, bizzat Allah tarafından açıklanmıştır: (Haşr: 7–8) Allah'ın, o kent halkından, Rasûlü'ne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi'ye yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler –ki onlar, Allah'ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisi'ne yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir– yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden aloyduysa ondan geri durun. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır. "Ganimetlerin tümü, niçin gaziler arasında paylaştırılmayıp da beşte-biri kamuya ayrılıyor?" diye sorulabilir. Bunun birinci nedeni, İslâm'daki savaşın ana gayesinin dünyevî çıkar için olmayışıdır. İkinci nedeni de, yetimler, yoksullar vs.'nin de Allah için savaşa katılmak istediği hâlde imkân bulamamalarıdır. Bunlar savaşa katılamasalar da gönülleri savaşa katılanlarla beraber olmuş ve onların zaferi için dua etmişlerdir. Âyette, ganimetin beşte-dörtlük kısmının ne yapılacağı belirtilmemiştir. Ancak, Âyetteki söz akışı ve Rasûlullah'ın uygulaması, kalan kısmın savaşa katılanlar arasında hakkaniyetle paylaştırılması gerektiğini göstermektedir. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. 
				__________________ 
		
		
		
		
	Halil Ay  | 
|
| 
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| Bookmarks | 
| Etiketler | 
| hatİce | 
		
  | 
	
		
  |