![]() |
![]() |
#16 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun aleyküm, değerli kardeşlerim.
Alıntı:
Kaletil a'rabu amenna* kul lem tu'minu ve lâkin kulu eslemna ve lemma yedhulil iymanü fiy kulubiküm* ve in tutıy'ullahe ve RasûleHU layelitküm min a'maliküm şey'a* innAllahe Ğafurun Rahıym; "Bedevi Araplar, “İman ettik!” dediler. De ki: “Siz İnanmadınız, ama ‘Eslemna [sağlamlaştırdık/kendimizi sağlama aldık]!’ deyin; iman henüz kalplerinize girmedi. Ve eğer Allah'a ve Elçisi'ne itaat ederseniz, O, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi size eksiltmez.” Gerçekten Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir!" Bu ayette iman ve eslemna sözcüklerini bilmek ayeti anlamakta işimizi kolaylaştırır. İman sözcüğü "e-m-n" kök harflerinden türemiştir. dilimizde, bu kökten türemiş sözcükler emin,amin,emniyet,emanet vb kullanılmaktadır. Çoğunlukla inanmak şeklinde kullanılan iman sözcüğü, hangi konu ile ilgili ise o konu ile ilgili bilgilerin bütünleştirilmesidir. Sözkonusu sözcük İslam Dinine iman olarak değerlendirilirse, onunla ilgili söylenenler ne ise -kendisinden her tür olumsuzlukları uzaklaştıracak ilke ve kuralları- bütünleştirmektir. Bunu yaptığında adı mü'min olacaktır. Bu bütünlenen bilgileri yaşamına soktuğunda da müslim olacaktır. İman etmek demek mü'min olmak demektir. Ayette bedeviler iman ettik diyorlar ancak kendilerini her tür olumsuzluklardan uzak kılacak ilkelere uymuyorlar. Cenabı Allah da uyarıyor: Siz eslamna - olumsuzluklardan uzaklaşma kökünden türemiş- "sağlamlaştırdık/kendimizi sağlama aldık" deyin. Bu ayetten sonra gelen ayetlere de bütün olarak bakarsak durum daha güzel anlaşılır: 14Bedevi Araplar, “İnandık!” dediler. De ki: “Siz İnanmadınız, ama ‘Eslemna [sağlamlaştırdık/kendimizi sağlama aldık]!’ deyin; iman henüz kalplerinize girmedi. Ve eğer Allah'a ve Elçisi'ne itaat ederseniz, O, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi size eksiltmez.” Gerçekten Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir! 15Mü’minler ancak, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne iman eden sonra da şüpheye düşmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda çaba harcayan kimselerdir. İşte bunlar sadıkların ta kendisidir. 16De ki: “Siz, dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerde olanları da, yerde olanları da bilir.” Ve Allah, her şeyi çok iyi bilir. 17Onlar, İslâm'a girdikleri için senden minnet duymanı bekliyorlar. De ki: “İslâm'a girmeniz üzerine benden minnet beklemeyin. Tam tersi, eğer doğru kimseler iseniz, sizi imana erdirdiği için, siz Allah'a minnet duygusu besleyin.” 18Şüphesiz Allah, göklerin ve yeryüzünün görülmeyenini, duyulmayanını, sezilmeyenini bilir. Ve Allah, yapmış olduğunuz şeyleri çok iyi görendir." Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
görülecek, hesabı, mesele, yeryüzünde, zulümdür |
|
|