![]() |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Sevgili gümüştabak kardeşim, Yazınızın dayanağı olan kısmı yukarıya alıntılayarak, yazdıklarınızın içeriğine tamamen katıldığımı bildiririm. Ancak; kuranı anlamaya çalışmak önündeki tek engel, tek tehlike maalesef geleneksel/atalar dini yaşamaya çalışanların olmadığını da üzülerek ve izninizle eklemek isterim. bu geleneksel/ rivayetler dini yaşamaktan kendilerini kurtaramayan kimselerin, içine düştükleri durumu açıklamak için; "onların kendilerini çoğu zaman imansızlardan bile zora soktuğunu" söylemek yanlış olmaz. İmansızlar hiç değilse, kendi egolarını ilah görmekten dolayı, rabbimizi reddedip dini yalanlayabilirken, bundan sonrasını da düşünmeden yaşayabildikleri için dünyada çoğu rahat etmektedirler. Gelenekselci din anlayışındaki kimseler ise, hem kuranı kabul ettiklerini söyleyip, hem de onun Allah kelamı olduğunu ve bunun üzerine söz olmayacağını akıl etmeden, hatta akıl etmekle birlikte yine de kurana ters rivayetlere göre din yaşamakta olduklarından, bunun yanlışlığı iddialarıyla karşılaştıklarında, bu gerçeği hatırlayarak ama yine de kendilerini değiştirmeyerek bu yaşamlarında da devamlı ikilem içinde kalmakta ve kuranı terketmenin burukluğuyla yaşamaktadırlar. Bunun sonucu olarakta, çok saçma ve sapıklıkta olan, uyduruk, iftira sözleri hadis yada sünnet kabul ederek sıkı sıkıya sarılabilmektedir. Yine, bunları kendi yaşamlarında uyguylamaya çalışmaklada, hem mantıklarına, hem günün gerçeklerine ters düşme rahatsızlığı yaşayarak, değişik kompleks davranışlar sergileyebilmektedir. Bu travmaları daha iyi anlatmak için kendi karşılaştıklarımdan örnekler vereyim: 1- İmansızların bir forumunda; ehli sünnet ekolüne mensup olduğunu ve konuları buna göre açıklayarak ateistlere haddini bildireceğini ilan ederek meydan okuyan bir kardeşimiz, biraz ilerleyen süreçte, ateistlerin tuzak sorularına yakalanmış ve onlara uyduruk, saçma rivayetlerle cevaplar vermeye başlamış, din adına iyice açmaza düşüyordu. Hemen, rivayetlerin uyduruk olduğu, onu kullanmaması gerektiği, aksi halde müslümanlara zarar vereceğini ihtar etmiştim. Ancak buna rağmen, bana da terslenerek rivayetleri savunma yanlışına düştü ve iyice zora sokuldu. Bundan, sonra kendisini alaya almaya çalışanlara karşı, dinin islam ve kaynağınında sadece kuran olduğunu, kurandan olmayan sözleri ve pratikleri kullanmalarının onların işine geldiğini, bu sahtekarlıkla yaşamak istiyorlarsa kendilerini kandırarak yaşamaya devam etmelerini anlatırken, çok komik, hatta traji komik bir olay gerçekleşti. Bu ehli sünnet kardeşim, kendi düştüğü duruma bakmadan, onların alay ettiklerini göremeden, ateistlere; "Allah sizden razı olsun, özgürce yazmama izin veriyor ve beni kabul edebiliyorsunuz. Ama, "aorskaya" yazılarıyla bana saldırıya devam ediyor" diyerek şikayet edebildi. Kurana ters rivayetleri din diye savunan bir kardeşimiz; ateistlere Allah razı olsun diyebilirken, kurana ters bilgilere göre konuşmaması gerektiğini ikaz eden müslüman birini de onlara şikayet edebiliyordu. (arzu edilirse, bu kısımla ilgili gelişmeleri bulur ve linki yapıştırmaya çalışırım.) İşte, mezhepçi anlayışın düştüğü durumlara en bariz örnek olarak, gerekli dersi çıkaralım. 2- Yine, ehli sünnet ekole mensup olduğunu belirten fakat bunun yanısıra "kim olursan ol gel" diyede davet eden sitelerden bir kaçında; islamda sübyanlarla evlilik olmayacağı, evlilik için tarafların her türlü olgunluğa ulaşmış olmaları şartı gerektiğini açıklayan ve Ayşe annemizle peygamberimize iftira edilen 6 yaşında evlenip, 9 yaşında gerdeğe girmeleri rivayetinin saçmalaığını anlatan yazım yüzünden, üyeliğim ve yazılarım silinmiştir. Düşünebiliyormusunuz, ehli sünnet forumlar ve orada "küçük kızlarla evlilik olmayacağı yazısı nedeniyle, üyelikten atıp yazılarını silmeler ne anlama gelebilir? Bunu yapabilen zihniyet, 6-9 yaşındaki sübyanları kendilerine yada başkalarına eş olarak almakta sakınca görebilirmi? Aksine, bu saçma rivayeti delil kullanarak kendi geçkin yaşlarına bakmadan eş olarak almakta haksahibi görmezlermi? 6-9 yaşında biriyle, cinsel birlikte olmayı kabul edebilmenin nasıl bir hastalık olduğunu ve sınırlarını sizin tayin takdirinize bırakarak bu cepheyi anlatmayı bitiriyorum. Yine, bunlar kadar başka tehlikeli bir gelişmede, kendilerine akılcı diyen kardeşlerimce düşülen hatalar şeklinde kendini göstermektedir. Bu kardeşlerimiz, sadece kendi akıllıarını zorlayarak, kuranda doğa üstü hiç bir olayın olmayacağını, bunun "evrensellik ilkesine ters olacağı" nı, bu nedenle bu kıssaların gerçek değil, senaryo anlatımlar olduğunu iddia ederek, bunları kafalarına göre; şunu anlatıyor, bunu sembolize ediyor" diyerek açıklamaya çalışmaktadırlar. Bu kardeşlerimizde, "kuranı herkesin okuyup anlayacağı kolaylıkta ve detayda indirdik" sözüne ters düştüklerini, kuranı bir bilmece, bir puzzle kitabı haline getirdiklerini görememektedirler. Kuranı terk etmek sadece, onu hiç dikkate almamak şeklinde olmaz. Ondaki hükümleri de gerçekliklerinden kaydırmak yada gerçek kabul etmeden anlamaya çalışmakla da olmaktadır. Buna da ilgili mkardeşlerimin dikkat etmelerini tavsiye ederim... saygılarımla... aorskaya |
|
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
adına, anlayabilmek, kuran, yanlışlar, yaptığımız |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|