hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Hurafeler

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 3. September 2012, 03:54 PM   #1
nacikocak
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 92
Tesekkür: 5
17 Mesajina 19 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
nacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Naci Koçak kardeşim
Öncelikle selam eder,saygılarımı sunarım.

Cenab-ı Allah gaybı sadece kendisinin bildiğini Kur'anda bildirirken;Kur'anda bize lazım olacak herşeyin varolduğunu bize derken;
Nasıl oluyor da, Allah'ın dunundaki varlıkların da gaybı bilebileceğini iddia edebiliyorsunuz.

Eğer örneğinizdeki gibi kıyamet alametlerini elçisine bildirmişse,mutlaka Kur'anda yazması gerekmez miydi?
Zira Kıyamet gibi çok ciddi bir olayın bizlere lazım olmayacağını kimse söyleyemez.

Elçiye bu tür şeyleri layık görenlerin ahvali ortada. Önce elçiye bu hakkı verirler,daha sonra da bir takım evliya dedikleri kerameti kendilerinden menkul zevata...

Saygılarımla
kardeşim yazdıklarımı yanlış anlamışsın evet gaybı yalnızca allah bilir bu ayetlerle sabit fakat allah bazen insanlara gaybtan haber verir insanlar gaybı bilir derken allah'ın bildirdiğini söyledim kuran'ı kerimde rumların savaş kazanacağını bildirmiştir bu gaybtan bir haberdir bu ayeti bilen herkes gaybtan bir haber biliyor demektir ayrıca rüyaların bazılarıda gaybtan haberdir ve bunu bize gaybı bilen allah gösterir bunun en güzel delili hz yusuf'un allah'ın izni ile zindandaki adamın rüyasını tabir ederek gaybtan haber vermesidir ancak yine tekrarlıyorum bunların hepsi allah'ın izni ile olmakta

kıyamet alametlerine gelince peygamber efendimiz miraç gecesi allah'u teala ile görüştü ve bu görüşmenin ayrıntılarıda kuran'ı kerimde yok buradan anlarızki allah'u teala peygamber efendimize herşeyi ayet şeklinde bildirmemiştir sünnetler gibi birçok konu ya ilham yoluyla yada cebrail a.s tarafından peygamber efendimize öğretilmiştir bir arkadaş bu sözlerime karşılık göster kuran'dan delil demiş hadislerin hiçbiri kuran'ı kerimde yok ozaman hepsi haşa yalanmı allah'ın elçisi yalanmı söylemiş
nacikocak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. September 2012, 09:32 AM   #2
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Selam Naci kardeşim

Hadis savunucuların en büyük tepjisi,"Allah resulü yalan mı söylemiş" olur.

Hadislerin %100'ü doğrudur diye bir kaide yoktur. Adı üstünde kulaktan kulağa rivayetler zinciridir. Bu zincirin bir halkası zayıf olsa o hadis güme gider.
Sahih olarak bilinen kütübü sitte de bile birbiriyle çelişen pekçok hadis vardır.

Hadis olarak bildiğimiz metinlerin Allah'ın elçisinin gerçekten söylediğine bile, emin olamıyoruz. Keşke o zamanlara ait ses ve kamera kayıtları olsaydı.

Hal böyleyken Kur'anda defaten "Bu Kur'an dururken hangi hadislere inanıyorsunuz" mealinde ayetler mevcuttur.

Miraç olayına katılmıyorum. Zira vahyin inişini Kur'anda yerden göğe değil, gökten yere gerçekleştiğini rabbimiz bildiriyor.

Göğe çıkma yok yani. Olsaydı Kur'anda geçerdi.
Rabbimiz bize lazım olacak herşeyi Kur'anda tam ve eksiksiz bildirdiğini buyurıyor bizlere.
Başka kaynağa gerek yok değil mi?

Vesselam
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. September 2012, 10:20 AM   #3
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
arkadaşım vahy tarısını reddediyorum demişsin tanrı nedir vahyi kim gönderir sen neyi reddediyorsun
Vahyi Allah kalbe ilga eder. Cebrail sizin düşündüğünüz gibi bir yaratık değildir.

Bakın müşrikler ne dermiş?

فَلَوْلَا أُلْقِيَ عَلَيْهِ أَسْوِرَةٌ مِّن ذَهَبٍ أَوْ جَاء مَعَهُ الْمَلَائِكَةُ مُقْتَرِنِينَ"Sonra, neden ona hiç altın bilezikler verilmemiş ve neden onunla birlikte bir melek gelmiş değil?"ZUHRÛF - 53 Muhammed Esed Meali

umarım aşağıya yapıştırdığım yazıyı kurandan teyid edersin.


NEBİLER DİNİN ERBABI MIDIR?


Din, insan topluluklarının birbirleri arasındaki ilişkileri düzenlemek için vardır. Çölde,Dağlarda tek başına yaşayan beşer için, sosyal bir sorun çıkmayacağı için, dini kurallara/adalete de yoktur. Dini kurallara, iki ve daha fazla beşerin, toplum da talep edilen adalet, ticari ve sosyal ilişkilerin düzenlenmesi için ihtiyaç duyulur. Devlet yapılanmasının ana temeli, birbirine muhtaç beşerlerin, toplum oluşturmak yani “nas” olabilmek için ihtiyaç duyulan ilişki kurallarının belirlenmesidir. Ademleşme sürecinde bu kuralları, insan belirlemektedir. Eğer İnsanlar bu kurallardan adalet üretemiyorlarsa, yaratıcı, Kitaplar aracılığıyla, Toplum için kuralları insan üzerine yazar/k-t-b. Yaratıcı, bu inzal ettiği yasaları, insanlar arasında adalet kaybolduğu ve zulüm had safhaya çıktığı ortamlarda, Nebiler aracılığı ile hükümleri bizlere iletir. Öncelikli olarak Hükümlerin konmasında insanlar arası adaletin sağlanması tercih edilmiştir.


NAHL 90: Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.


NİSA 58: Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.


Kitap ile gelen hükümler, bizleri MİSAK ile bağlamaktadır. Gelen ayetli işitip, o ayetlere itaat etmek için verilmiş söz, bizleri sorumlu tutmaktadır.


MAİDE 7: Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı MİSAK(sağlam sözü) hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.


Kitap inzal edilirken fazla soru sorulmamasının istenmesi bu sebepten dolayı olsa gerek.


MAİDE 101: Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir.


Allah, beşerin adamlaşma/ademleşme sürecini, insanın emrine verilen (secde eden), içindeki melekeler ile sağlamasını istemiştir. Lakin insan melekelerinden iblis, buna karşı çıkıp, Ademleri saptırmış ve saptırmaktadır. Bu dürtü insanın yıkılmayacak bir mülke sahip olmasını emreden dürtüdür. Yıkılmayacak bir mülkte kendisi ile eşit insanların haklarına tecavüz ederek, sivrilme ile olacaktır. Bu sivrilme adaletsiz bir uygulama ile olacaktır. Bu sivrilme sonucunda, Para baronları, diktatörler, krallar, din adına yetkin olduğunu iddia eden, kuranın da Kitap yüklü eşekler olarak tarif ettiği din tacirleri ortaya çıkaracaktır.

İnsanlar arasında adaletsizce sivrilerek çıkan bu tip melik tipleri adaleti istemezler. (Her ne kadar adalet nidaları atsalar bile.) Adaleti kendileri için tehlikeli gören Melikler/yöneticiler, Tanrı buyruklarından hoşnut olmayınca, Tanrı buyruğu yerine geçecek uygulamalarda bulunurlar. Bu uygulamaları da Şeytanca bir şekilde yaparlar. "Allah ile aldatarak"


Bu aldatma, kendi uydurdukları hükümleri, Allah yasaları gibi göstermek ve din adına nebiye uydurma hadisler atfederek olacaktır. Bu olay peş peşe Ali İmran Suresi 78,79 ve 80. ayetlerde dile getirilir.


Ayetler Şöyle der:
Ali İmran 78 Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.

Bir diğer aldatma şeklide nebi adına söz söylemektir. Nebilerin görevi sadece haber vermektir. Arapça "nebi" demek zaten “haber veren” demektir. Nebilerin görevleri; Tanrı Buyruklarını insanlara duyurmaktır.

Din adına, kitabı tek başlarına ayetsiz açıklamak ve din adına söz söyleme görevleri yoktur. Sadece Elçilik ettikleri ayetleri/kitabı insanlar duyurmak/b-l-ğ-tebliğ görevleri vardır. Bu ayetler ile insanları müjde ve korkutma ile uyarırlar.
Ali İmran 79 Allah bir insana Kitab'ı, hükmü ve nebilik verdikten sonra onun insanlara: "Allah'ı bırakıp da bana kul olun/ bana uyun" demesi sözkonusu olamaz. Ancak o: "Öğrettiğiniz Kitap gereğince ve kendiniz de incelediğiniz üzere gönülden Rabbe kullar olun" der.
Ali İmran 80 Size melekleri, nebileri ERBAB / Rabler olarak benimsemenizi emretmesi de yaraşmaz. Siz müslüman olduktan sonra, size inkar etmeyi mi emredecek?
Dinin erbabı Nebiler değildir. Elçiliğini yaptıkları ayetlerdir. Bu ayetlerde Allah katındandır.

Kitap İman konularındandır. İmanda şirk unsurları bulaştırılmamalıdır. Allah’ın ayetlerine hadisleri şirk koşmak, Kitaba şirk koşarak iman etmek demektir. Elleri ile kitaplar (Kütübü site, Kütübü erba) yazanlar, ki bu yazdıklarını da din/Allah katındanmış gibi göstererek insanlara sunan Din tacirleri ve kitap ile bunlara uyanlar, Ahiretde “şirk koşmadık” diyeceklerdir. Allah’ın onlara yaptığı şahitlikte ortadadır.
Enam Suresi

19. De ki: Hangi şey şahadetçe en büyüktür? De ki: benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi ( بَلَغَ beleğa/tebliğ) uyarmam için vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz? De ki: "Ben buna şahitlik etmem." "O ancak bir tek Allah'tır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım" de. 20. Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Kitab'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar. 21. Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler! 22. Unutma o günü ki- onları hep birden toplayacağız; sonra da, Allah'a ortak koşanlara: Nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklarınız? diyeceğiz. 23. Sonra onların mazeretleri, "Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!" demekten başka bir şey olmadı. 24. Gör ki, kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediler ve uydurdukları şeyler kendilerinden nasıl kaybolup gitti!

Dikkat edersek Şirk koşanların koştukları Şirkten haberleri yoktur. Ahiretteki şahitlikleri de bu yöndedir. Uydurdukları şeyler/hadisler kendilerinden uzaklaşıp gidecektir.


Bu zihin yapısı Enam Suresi 20. ayetide tahrif etmişlerdir. Bir önceki ayette, rasul, nebi, muhammed kelimesi geçmemesine rağmen, ayetteki zamiri Nebiye atfetmişlerdir.

Kitap verilenler, Bu Kuran’ı babalarını tanıdıkları gibi tanımakta ve ondaki ayetleri ağızlarını eğip bükerek mesajı tahrif etmektedirler.

Nebiyi dinde erbab/rabler edinip Şirk koşmaktadırlar.

Rab nedir?

Erbab nedir?

Bu işin erbabı kimdir?

Konu pramid tarafından (4. September 2012 Saat 10:25 AM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. September 2012)
Alt 4. September 2012, 01:10 PM   #4
nacikocak
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 92
Tesekkür: 5
17 Mesajina 19 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
nacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud of
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Vahyi Allah kalbe ilga eder. Cebrail sizin düşündüğünüz gibi bir yaratık değildir.

Bakın müşrikler ne dermiş?

فَلَوْلَا أُلْقِيَ عَلَيْهِ أَسْوِرَةٌ مِّن ذَهَبٍ أَوْ جَاء مَعَهُ الْمَلَائِكَةُ مُقْتَرِنِينَ"Sonra, neden ona hiç altın bilezikler verilmemiş ve neden onunla birlikte bir melek gelmiş değil?"ZUHRÛF - 53 Muhammed Esed Meali

umarım aşağıya yapıştırdığım yazıyı kurandan teyid edersin.


NEBİLER DİNİN ERBABI MIDIR?


Din, insan topluluklarının birbirleri arasındaki ilişkileri düzenlemek için vardır. Çölde,Dağlarda tek başına yaşayan beşer için, sosyal bir sorun çıkmayacağı için, dini kurallara/adalete de yoktur. Dini kurallara, iki ve daha fazla beşerin, toplum da talep edilen adalet, ticari ve sosyal ilişkilerin düzenlenmesi için ihtiyaç duyulur. Devlet yapılanmasının ana temeli, birbirine muhtaç beşerlerin, toplum oluşturmak yani “nas” olabilmek için ihtiyaç duyulan ilişki kurallarının belirlenmesidir. Ademleşme sürecinde bu kuralları, insan belirlemektedir. Eğer İnsanlar bu kurallardan adalet üretemiyorlarsa, yaratıcı, Kitaplar aracılığıyla, Toplum için kuralları insan üzerine yazar/k-t-b. Yaratıcı, bu inzal ettiği yasaları, insanlar arasında adalet kaybolduğu ve zulüm had safhaya çıktığı ortamlarda, Nebiler aracılığı ile hükümleri bizlere iletir. Öncelikli olarak Hükümlerin konmasında insanlar arası adaletin sağlanması tercih edilmiştir.


NAHL 90: Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.


NİSA 58: Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.


Kitap ile gelen hükümler, bizleri MİSAK ile bağlamaktadır. Gelen ayetli işitip, o ayetlere itaat etmek için verilmiş söz, bizleri sorumlu tutmaktadır.


MAİDE 7: Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı MİSAK(sağlam sözü) hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.


Kitap inzal edilirken fazla soru sorulmamasının istenmesi bu sebepten dolayı olsa gerek.


MAİDE 101: Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir.


Allah, beşerin adamlaşma/ademleşme sürecini, insanın emrine verilen (secde eden), içindeki melekeler ile sağlamasını istemiştir. Lakin insan melekelerinden iblis, buna karşı çıkıp, Ademleri saptırmış ve saptırmaktadır. Bu dürtü insanın yıkılmayacak bir mülke sahip olmasını emreden dürtüdür. Yıkılmayacak bir mülkte kendisi ile eşit insanların haklarına tecavüz ederek, sivrilme ile olacaktır. Bu sivrilme adaletsiz bir uygulama ile olacaktır. Bu sivrilme sonucunda, Para baronları, diktatörler, krallar, din adına yetkin olduğunu iddia eden, kuranın da Kitap yüklü eşekler olarak tarif ettiği din tacirleri ortaya çıkaracaktır.

İnsanlar arasında adaletsizce sivrilerek çıkan bu tip melik tipleri adaleti istemezler. (Her ne kadar adalet nidaları atsalar bile.) Adaleti kendileri için tehlikeli gören Melikler/yöneticiler, Tanrı buyruklarından hoşnut olmayınca, Tanrı buyruğu yerine geçecek uygulamalarda bulunurlar. Bu uygulamaları da Şeytanca bir şekilde yaparlar. "Allah ile aldatarak"


Bu aldatma, kendi uydurdukları hükümleri, Allah yasaları gibi göstermek ve din adına nebiye uydurma hadisler atfederek olacaktır. Bu olay peş peşe Ali İmran Suresi 78,79 ve 80. ayetlerde dile getirilir.


Ayetler Şöyle der:
Ali İmran 78 Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.

Bir diğer aldatma şeklide nebi adına söz söylemektir. Nebilerin görevi sadece haber vermektir. Arapça "nebi" demek zaten “haber veren” demektir. Nebilerin görevleri; Tanrı Buyruklarını insanlara duyurmaktır.

Din adına, kitabı tek başlarına ayetsiz açıklamak ve din adına söz söyleme görevleri yoktur. Sadece Elçilik ettikleri ayetleri/kitabı insanlar duyurmak/b-l-ğ-tebliğ görevleri vardır. Bu ayetler ile insanları müjde ve korkutma ile uyarırlar.
Ali İmran 79 Allah bir insana Kitab'ı, hükmü ve nebilik verdikten sonra onun insanlara: "Allah'ı bırakıp da bana kul olun/ bana uyun" demesi sözkonusu olamaz. Ancak o: "Öğrettiğiniz Kitap gereğince ve kendiniz de incelediğiniz üzere gönülden Rabbe kullar olun" der.
Ali İmran 80 Size melekleri, nebileri ERBAB / Rabler olarak benimsemenizi emretmesi de yaraşmaz. Siz müslüman olduktan sonra, size inkar etmeyi mi emredecek?
Dinin erbabı Nebiler değildir. Elçiliğini yaptıkları ayetlerdir. Bu ayetlerde Allah katındandır.

Kitap İman konularındandır. İmanda şirk unsurları bulaştırılmamalıdır. Allah’ın ayetlerine hadisleri şirk koşmak, Kitaba şirk koşarak iman etmek demektir. Elleri ile kitaplar (Kütübü site, Kütübü erba) yazanlar, ki bu yazdıklarını da din/Allah katındanmış gibi göstererek insanlara sunan Din tacirleri ve kitap ile bunlara uyanlar, Ahiretde “şirk koşmadık” diyeceklerdir. Allah’ın onlara yaptığı şahitlikte ortadadır.
Enam Suresi

19. De ki: Hangi şey şahadetçe en büyüktür? De ki: benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi ( بَلَغَ beleğa/tebliğ) uyarmam için vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz? De ki: "Ben buna şahitlik etmem." "O ancak bir tek Allah'tır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım" de. 20. Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Kitab'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar. 21. Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler! 22. Unutma o günü ki- onları hep birden toplayacağız; sonra da, Allah'a ortak koşanlara: Nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklarınız? diyeceğiz. 23. Sonra onların mazeretleri, "Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!" demekten başka bir şey olmadı. 24. Gör ki, kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediler ve uydurdukları şeyler kendilerinden nasıl kaybolup gitti!

Dikkat edersek Şirk koşanların koştukları Şirkten haberleri yoktur. Ahiretteki şahitlikleri de bu yöndedir. Uydurdukları şeyler/hadisler kendilerinden uzaklaşıp gidecektir.


Bu zihin yapısı Enam Suresi 20. ayetide tahrif etmişlerdir. Bir önceki ayette, rasul, nebi, muhammed kelimesi geçmemesine rağmen, ayetteki zamiri Nebiye atfetmişlerdir.

Kitap verilenler, Bu Kuran’ı babalarını tanıdıkları gibi tanımakta ve ondaki ayetleri ağızlarını eğip bükerek mesajı tahrif etmektedirler.

Nebiyi dinde erbab/rabler edinip Şirk koşmaktadırlar.

Rab nedir?

Erbab nedir?

Bu işin erbabı kimdir?
1: meryem suresi 19 ayet [b]Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi yani cebrail a.s peygamberlerle konuştuğu gibi hz meryem ilede konuşmuş

yine bakara suresi 97. ayet Söyle; her kim Cebrail'e düşman ise iyi bilsin ki, Kur'ân'ı senin kalbine Allah'ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi demekki vahiyleri peygamber efendimize indiren cebrail a.s mış

demekki cebrail a.s bizim düşündüğümüz gibi konuşan ve ileten bir yaratıkmış

2: müşrikler "Sonra, neden ona hiç altın bilezikler verilmemiş ve neden onunla birlikte bir melek gelmiş değil?" dediler çünkü onlar peygamber efendimizden peygamberliğinin delili olarak bir mucize bekliyorlardı bu sözü senin ima ettiğin anlamda peygamber efendimize aracı olarak bir melek gelmediği için söylemediler

3: Din, insan topluluklarının birbirleri arasındaki ilişkileri düzenlemek için değil insanlar ve cinler allaha ibadet ve kulluk etsiler diye vardır


ayetle delil istedin buyur ben sundum daha fazlasınıda sunarım ancak iş yerinde çalışıyorum zamanım kısıtlı şimdi sen benim istediğimi yap allah'ın "oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizede farz kılındı" diye emrettiği oruç ibdetinin nasıl tutulacağını senin dinin erbabı diye reddettiğin dini bize ulaştıran ve öğreten alimleri ve onların yazdıklarını söylediklerini kaynak göstermeden anlat

Konu nacikocak tarafından (4. September 2012 Saat 01:13 PM ) değiştirilmiştir.
nacikocak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. September 2012, 10:35 AM   #5
nacikocak
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 92
Tesekkür: 5
17 Mesajina 19 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
nacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selam Naci kardeşim

Hadis savunucuların en büyük tepjisi,"Allah resulü yalan mı söylemiş" olur.

Hadislerin %100'ü doğrudur diye bir kaide yoktur. Adı üstünde kulaktan kulağa rivayetler zinciridir. Bu zincirin bir halkası zayıf olsa o hadis güme gider.
Sahih olarak bilinen kütübü sitte de bile birbiriyle çelişen pekçok hadis vardır.

Hadis olarak bildiğimiz metinlerin Allah'ın elçisinin gerçekten söylediğine bile, emin olamıyoruz. Keşke o zamanlara ait ses ve kamera kayıtları olsaydı.

Hal böyleyken Kur'anda defaten "Bu Kur'an dururken hangi hadislere inanıyorsunuz" mealinde ayetler mevcuttur.

Miraç olayına katılmıyorum. Zira vahyin inişini Kur'anda yerden göğe değil, gökten yere gerçekleştiğini rabbimiz bildiriyor.

Göğe çıkma yok yani. Olsaydı Kur'anda geçerdi.
Rabbimiz bize lazım olacak herşeyi Kur'anda tam ve eksiksiz bildirdiğini buyurıyor bizlere.
Başka kaynağa gerek yok değil mi?

Vesselam
öncelikle ben hadis savunucusu değilim doğru olan allah'ın sözüdür yani kuran'ı kerim ve her harfini savunurum ama bir önceki mesajımdada yazdım din ile ilgili herşey kuran'ı kerimde yoktur ve biz bunun için allah'ın elçisi olan peygamberin hadis ve sünnetlerine göre hareket etmeliyiz bunları ise şu anda peygamber efendimizi görüp sorma şansımız olmadığı için takvaca bizden üstün olanlardan öğrenebiliriz uydurma hadisler çıktı bazı sözde alimler fetvalarını kendi çıkarlarına göre veriyorlar diye ne hadis ve sünnetleri nede kuran'ı kerimde bulunmayan dini konuları yok sayamayız ve size tavsiyem müminlerin söylediği doğruları aramak yanlışlarını aramaktan daha hayırlı bir iştir

miraç olayında ise önemli olan peygamber efendimizin yeremi battığı göğemi yükseldiği rüyadamı yoksa uyanıkkenmi olduğu değil allah'u tealanın katına çıkıp bizim bilmediğimiz birtakım ayetlerini görmüş olmasıdır benim anlatmak istediğim hepimiz miraca çıkmadık allah yalnızca elçisi olan peygamber efendimizi kendi katına çıkardı ona çok ayrıcalıklar tanıdı miraç onlardan biridir ona kıyamet hakkında gaybıda göstermiş olabilir kıyamet ile ilgili bir değil birkaç hadis var alimleri yalanlamak yok saymak yerine doğrusunu ve yanlışını peygamber efendimizin yaşadığı döneme yakın tarihlerde yazılmış olan kaynaklarda araştırmakta daha hayırlı bir iştir doğrusu bende araştırmadım ancak yokta saymıyorum size tavsiyem eğer sizinde kesin bilginiz yoksa inanmasanızda en azından yok saymayın
nacikocak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. September 2012, 06:29 AM   #6
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Alıntı:
nacikocak Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
.........din ile ilgili herşey kuran'ı kerimde yoktur
Güzel kardeşim bu iddianızı Kur'anda rabbimiz yalanlıyor. Din ve hayat adına, herşey Kur'anda tam ve eksiksiz var diyor.

Alıntı:
ve biz bunun için allah'ın elçisi olan peygamberin hadis ve sünnetlerine göre hareket etmeliyiz bunları ise şu anda peygamber efendimizi görüp sorma şansımız olmadığı için
Zaten ben de bunu savunuyorum. O dönemde ses ve kamera kaydı mümkün olmadığından dolayı sünnetleri birebir yaşama şansımız malesef yoktur.
Tek istisna, "resulün hayatı Kur'andan ibarettir" ilkesine bağlı kalarak O'nun sünnetlerini Kur'andan öğrenerek yaşayabiliriz.



Alıntı:
takvaca bizden üstün olanlardan öğrenebiliriz uydurma hadisler çıktı bazı sözde alimler fetvalarını kendi çıkarlarına göre veriyorlar diye ne hadis ve sünnetleri nede kuran'ı kerimde bulunmayan dini konuları yok sayamayız ve size tavsiyem müminlerin söylediği doğruları aramak yanlışlarını aramaktan daha hayırlı bir iştir
Kimin takvaca üstün olduğunu ancak yine Kur'andan öğrenebiliriz.

Alıntı:
miraç olayında ise önemli olan peygamber efendimizin yeremi battığı göğemi yükseldiği rüyadamı yoksa uyanıkkenmi olduğu değil allah'u tealanın katına çıkıp bizim bilmediğimiz birtakım ayetlerini görmüş olmasıdır benim anlatmak istediğim hepimiz miraca çıkmadık allah yalnızca elçisi olan peygamber efendimizi kendi katına çıkardı ona çok ayrıcalıklar tanıdı miraç onlardan biridir ona kıyamet hakkında gaybıda göstermiş olabilir kıyamet ile ilgili bir değil birkaç hadis var alimleri yalanlamak yok saymak yerine doğrusunu ve yanlışını peygamber efendimizin yaşadığı döneme yakın tarihlerde yazılmış olan kaynaklarda araştırmakta daha hayırlı bir iştir doğrusu bende araştırmadım ancak yokta saymıyorum size tavsiyem eğer sizinde kesin bilginiz yoksa inanmasanızda en azından yok saymayın
Miracı doğrulayacak, Kur'anda birtek ayet bile yoktur güzel kardeşim.
Miracı savunanların dayanakları İsra 1.ayet ve Necm Suresidir ki;

İsradaki "kul" un kim olduğu Kur'anda belirtilmemiş ve hemen akabindeki ayetlerde Musa aleyhisselamdan behsetmiştir.

Necm suresinde ise, göğe yükselme değil; Allah'ın Cebrail sıfatıyla yeryüzüne tecelli ederek teşrif buyurması anlatılır. Öyle göğe çıkarma eylemi Kur'anda yer almaz.

Saygı ve selamlarımla
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. September 2012, 08:34 PM   #7
nacikocak
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jul 2012
Mesajlar: 92
Tesekkür: 5
17 Mesajina 19 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
nacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud ofnacikocak has much to be proud of
Talking

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Güzel kardeşim bu iddianızı Kur'anda rabbimiz yalanlıyor. Din ve hayat adına, herşey Kur'anda tam ve eksiksiz var diyor.



Zaten ben de bunu savunuyorum. O dönemde ses ve kamera kaydı mümkün olmadığından dolayı sünnetleri birebir yaşama şansımız malesef yoktur.
Tek istisna, "resulün hayatı Kur'andan ibarettir" ilkesine bağlı kalarak O'nun sünnetlerini Kur'andan öğrenerek yaşayabiliriz.





Kimin takvaca üstün olduğunu ancak yine Kur'andan öğrenebiliriz.



Miracı doğrulayacak, Kur'anda birtek ayet bile yoktur güzel kardeşim.
Miracı savunanların dayanakları İsra 1.ayet ve Necm Suresidir ki;

İsradaki "kul" un kim olduğu Kur'anda belirtilmemiş ve hemen akabindeki ayetlerde Musa aleyhisselamdan behsetmiştir.

Necm suresinde ise, göğe yükselme değil; Allah'ın Cebrail sıfatıyla yeryüzüne tecelli ederek teşrif buyurması anlatılır. Öyle göğe çıkarma eylemi Kur'anda yer almaz.

Saygı ve selamlarımla
daha öncede söyledim kuran'ı kerimin mealini defalarca okudum ancak sırası ile okumadım atlamış olabilirim apaçık olduğunu uyarıcı olduğunu ve benzeri şeyleri okudum ancak herşeyin olduğuna dair bir ayete rastlamadım eğer varsa yazarsanız sevinirim

hadis ve sünnetlerin şüphe bırakmayacak şekilde kayıtlı olmasını bende isterdim bu konuda hemfikiriz

takvaca kimin üstün olduğunu kuran'ı kerimden öğrenemeyiz böyle bir liste sunmaz onu yalnızca allah bilir

arkadaşım diyorsunki miracı doğrulayacak bir ayet yok miracı doğrulayan ayet var ancak allah'u teala sadece isim vermemiş "kulunu" demiş fakat başka bir ayettede sana gösterdiğimiz "o rüya" diyor elbette doğrusunu allah bilir

şimdi yukarıda yazdımya doğrusunu allah bilir birde bunun şöyle bir yönü var bazı şeyleri yalnızca allah bilir bazı şeyleri ise kullarıda bilir çünkü allah bilsinler diye kuran'ı kerimi göndermiş elçiler göndermiş akıl vermiş ve öğretmiştir bilmeyenlere ve akıl vermediklerine sual yoktur


ve yine soruyorum kuran'ı kerimde

namazın rekatları varmı
ne okunacağı varmı
orucu namazı abdesti bozan haller varmı
guslü gerektiren haller varmı

belki camide cemaate katılıp namaz kılarsın neden cemaate katıldığını kuran'dan açıklayamazsın hocanın arkasında durursun neden önde durmadığını açıklayamazsın tekbir getirirsin farzdır onu bile açıklayamazsın çünkü kuran'ı kerimde herşey yoktur ve olanları açıklayıp olmayanları öğretmek için elçi olarak gönderilen peygamber efendimiz görevini en güzel şekilde yaptı diğer peygambelerde yaptı ve allah'u teala bu yüzden onlardan salih kullar diye bahseder

arkadaşım tekrarlıyorum sana tavsiyem allah'u tealanın azhap suresi 21. ayette “Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resûl'ünde güzel bir örnek vardır” dediği peygamber efendimizin sünnet ve hadislerinin sahteleri var onlara gerek yok demekten vazgeç kuran'ı kerime aykırı bir hadis veya sünnet veya bunlara aykırı bir fetva duyarsan uyma ancak diğerlerine allah rızası için uy eğer uyarsan huzura çıktığında neden uydun derlerse allah rızası için dersin ve allah'ın va'dettiği gibi yaptığın zerre kadar iyiliğin karşılığını alırsın eğer uymazsan şimdiye kadar uymadıklarından bilmediğin için belki sual sorulmaz ama bundan sonra “Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resûl'ünde güzel bir örnek vardır” ayetimiz sana ulaşmadımı diye sorulabilir o zamanda yine karşılığını alabilirsin

allahım bizi affeder inşallah

Konu nacikocak tarafından (6. September 2012 Saat 08:28 AM ) değiştirilmiştir.
nacikocak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
nacikocak Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (23. September 2012)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
allah, biliyor, çok, rivayetçiler

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:33 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam