hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NEBİLERİN SONUNCUSU MUHAMMED PEYGAMBER > Arkadaşları-Sahabaler

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 21. February 2013, 11:52 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 905
Tesekkür: 191
556 Mesajina 1.179 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

ERENCİĞİM,

Ya sadece kuran de, yada sus ...

Dini putlardan temizleme noktasında yeni putlar icat etme.

Selmacılar,osmancılar, zerciler vb. putları dini anlamada/Allaha yaklaştırmada aracı kılma.

Onların kazandıkları onların olmuştur. Bizim kazandıklarımız ise bize.

Atomun kararlılık noktasında ki tespitlere ve 8. gün üzerinde yoğunlaşman, geçmişin çöpleri ile uğraşmaman dileği ile.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
40tr40 (21. February 2013), sevginur (21. February 2013)
Alt 21. February 2013, 12:37 PM   #2
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ERENCİĞİM,

Ya sadece kuran de, yada sus ...

Dini putlardan temizleme noktasında yeni putlar icat etme.

Selmacılar,osmancılar, zerciler vb. putları dini anlamada/Allaha yaklaştırmada aracı kılma.

Onların kazandıkları onların olmuştur. Bizim kazandıklarımız ise bize.

Atomun kararlılık noktasında ki tespitlere ve 8. gün üzerinde yoğunlaşman, geçmişin çöpleri ile uğraşmaman dileği ile.

(konu ile ilgili olmadığı için arkadaşlardan özür dilerim)

Sevgili piramid selam

özelden soracaktım ama kapalısınız , bu tip konulara kişisel merakımdan dolayı soruyorum ilk defa duydum...

(Atomun kararlılık noktasında ki tespitlere ve 8. gün üzerinde yoğunlaşman...)

bu konular hakkında bilgi nasıl edinirim...

teşekkürler

sevgi ile kalın
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 22. February 2013, 07:05 AM   #3
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 905
Tesekkür: 191
556 Mesajina 1.179 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
(Atomun kararlılık noktasında ki tespitlere ve 8. gün üzerinde yoğunlaşman...)
Sevgili bartsimpson,

Atomun kararlılık hali için EREN ERDEM beyin son çıkan RİYA TABİRLERİ kitabında geçen bir tespit.

Eren beyin tespitinde son kararlı, en mükemmel hal diye geçen bu atomun hali, 6 günde yaratılan ve şu anda 7. günün yaşadığımız yer ve göğün, Ahiret günü yani sekizinci gün ile özdeşleşmesidir.

8. GÜN (ahiret/son gün)

Konuya Başlamadan önce bu yazıda söylenen hususları Kurandan Arapça olarak teyid ediniz.

Bildiğimiz gibi, Kıyamet saatinin ne zaman olduğunu bilmiyoruz. Ayrıca, "Ruh" hakkında, bizler çok az bilgi sahibiyiz. Önce konumuzla ilgili ayetleri sıralayalım ve daha sonra, kuran verdiği, bu bilgiler üzerine düşünelim...

SECDE 5: Semâdan Zemine emri tebdir eder, sonra da o ona urûc eyler: bir günde ki mikdarı sizin sayınızdan bin sene eder.

HAC 47: Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va'dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir.

YUNUS 48 : Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.

İSRA 85: Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir.

MEARİÇ SURESİ
1. Bir soran vaktli (geleceği kuşkusuz) azabı sordu:
2. İnkarcılar için;ki onu savacak yoktur,
3. Yükselme derecelerinin/evrelerin sahibi olan Allah katından.
4. Melekler ve Ruh , oraya, miktarı ellibin yıl olan bir günde urûc eder.
5. Şimdi sen güzelce sabret.
6. Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar.
7. Biz ise onu yakın görmekteyiz.

عْرُجُ (urûc): Bu kelime inzal kavramının tersi olup, istifade edilen hususun ortadan kalkmasıdır. Bütün işleri emri ile idare eden RABBİMİZİN emri ile oluşan durumun yok edilmesidir.

Kuran Mearic 4. ayette “50 000”yıllık bir sürede ruhun ortadan kalktığını söylemektedir. Bu 50 000 yılın dolup dolmadığı, yakın mı uzak mı olduğu meçhul. Ansızın gelecek olan bir Kıyamet saati !Bu 50 000 yıl bir deyim mi yoksa gerçek bir süre mi? Mearic suresi 4. ayette “Cebrail” sözcüğü geçmemektedir. Bu ruhun bir vahy meleği olduğu dini inanışları, bir zan ve hadis kaynaklı tahrifattır.
Melekler ve rûh : o güçler/etmenler ve ruh, o azap hâline aşama aşama gelirler. Hani onlar azap istiyordu ya, işte o gelecek. Ama zamanı var.“Allah katında” ifadesini Kuran’da biçilen zaman olarak anlıyoruz. Allah zamandan münezzehdir.

Süre hesapları

- Hac 47.ayet ve Meariç 4. ayete göre, 50 000 yıl Kuran’daki 1 gün; Bizim saydığımız 1000 dünya yılı. Kuran’daki 1 yıl; Bizim saydığımız 354000 dünya yılı, Kuran’daki 50 000 yıl ; Bizim saydığımız 354000 dünya yılı X 50000 = 17 700 000 000 Dünya yılı.Kısacası Evrenin ömrü, ortalama 17 700 000 000 Dünya yılıdır.

Niye ortalama?

İnsanoğlu tarih boyunca çeşitli takvimler kullandı, kimi zaman takvim kullanmadı. Bu sebeple karanlık çağların süresi bilinemedi. Kimi zaman başlangıç noktasını yani sıfırı farklı farklı belirledi. Kimi zaman dengeyi yakalamak için günler bile silinmek zorunda kalındı.

Bu takvimleri birbirine uyarlamada tam bir başarı da sağlayamadı.

MÜZZEMİL 20: ... GECE VE GÜNDÜZÜ Allah ÖLÇER; SİZİN BU VAKİTLERİ TAKDİR EDEMEYECEĞİNİZİ BİLDİĞİNDEN SİZİ MUAF TUTTU…

Neticede tam olarak hesaplamamız mümkün değil. Fakat kıyamet çok yakın. Ansızın gelebilir.
Bu kuranın gün ve yıl hesaplamalarından sonra gelelim göklerin ve yeryüzünün yaratılması aşamalarına

Bazı ehli kitap mensupları, Allahın evreni yaratması sonrası, yani 6 gün/yaratma devresi sonra dinlenmeye çekildiğini iddia etmektedirler. Kuran bunu reddediyor.

HUD 7: O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki,: "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kafir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.

KAF 38: Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.

Allah yaratmaya devam etmektedir ve onu ne bir uyku tutar, ne de o yorulur. 7.gün/devre; İmtihan devresi olup; günümüz zamanı için devam etmekte olan süredir.

***

"Kıyamet günü: "o gün sekiz'dir "

HAKKA SURESİ13. Artık Sur'a bir tek defa üflendiği,
14. Yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman,
15. işte o gün olacak olur .
16. Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar. (kuvvetten düşer.)
17. Melek(وَالْمَلَكُ ) (O bilinen GÜÇ) onu (göğü boylu boyunca) kuşatmıştır. Onların üzerilerinde, Senin rabbin arşını taşır. O gün sekizdir..
18. O gün arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz.

RAD 2: Allah odur ki gökleri, görebileceğiniz bir direk olmadan yükseltti, sonra Arş üzerine istiva etti (mülkünün tahtına oturdu), güneşi ve ay'ı iradesine boyun eğdirdi. Her biri, belli bir süre için akıp gitmektedir. (Yaratma) işi(ni) düzenler, ayetleri açıklar ki, Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız.

Allah gökleri direksiz yani bir şeyin desteğine muhtaç kılmadan yaratmıştır. Allahın sünnetullahında bir değişiklik bulamayacağımız içindir ki, son gün yani ahiret günündede bu Arşın bulunduğu yer ve gök direksiz olacaktır. Atalarımızın uyar bulduğu ve bizim onlardan miras aldığımız din mensupları, arşı taşıyan 8 meleğin olduğu yönünde bir zanna sahiptirler. Kuran bunu red etmektedir. Bu muharref dinin sözde alimleri, Hakka 17. ayeti bile tahrif etmiş durumdadır. Ayet içerisinde "Melek" kelimesi çoğul geçmemesine rağmen, bir çok meal yazarı bu kelimeyi çoğul göstermektedirler.

Bu Hakka 17. ayette geçmekte olan "Sekiz" ifadesi, hemen ardındaki ayet ile değerlendirilmelidir. Aynı surenin 7. ayetinde de "8. gün" şeklinde bir ifade geçmekte olup, Bu ifade gerçek olarak da ya da bir deyim olarak da ya da her ikisi olarak . “7gece 8gün” olarak bizlere sunulmaktadır.

HAKKA 7 Allah onların kökünü kesmek üzere, üzerlerine o rüzgarı yedi gece sekiz gün, estirdi. Halkın, kökünden çıkarılmış hurma kütükleri gibi yere yıkıldıklarını görürsün.

Hakka 17. ayette geçen "Onların üzerilerinde" ifadesinin Kuranda, kim ve ne için kullanıldığına bakılır ise, bu surede dahil "onlardan" maksadın ne olduğu net bir şekilde görülecektir. "Onların üzerilerinde" ifadesinden maksat, İnsanlar kasıt edilmektedir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
bartsimpson (22. February 2013), seckin (26. February 2013)
Alt 21. February 2013, 01:17 PM   #4
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ERENCİĞİM,

Ya sadece kuran de, yada sus ...

Dini putlardan temizleme noktasında yeni putlar icat etme.

Selmacılar,osmancılar, zerciler vb. putları dini anlamada/Allaha yaklaştırmada aracı kılma.

Onların kazandıkları onların olmuştur. Bizim kazandıklarımız ise bize.

Atomun kararlılık noktasında ki tespitlere ve 8. gün üzerinde yoğunlaşman, geçmişin çöpleri ile uğraşmaman dileği ile.
Yazı içeriğinde herhangi bir ibadi yükümlüllüğe, haram-helal, yasak-serbesti vb. hususlara yer verilmediğinden ben sizin yukarıdaki gibi eleştirinize esas alınacak konu göremediğimden yazınızdaki görüşlerinize katılmıyor, tepkinizi haklı bulmuyorum.

Bilal gibi bir değer üzerinden, yaşadıkları üzerinden, belgesel tadında tarihi bir süreç akıcı bir şekilde yazıya dökülmüş.

Bu yazının hiç bir yerinde yeni putlar icadına yönelik bir anlatım yoktur. İçerik, kur'ana dayalı anlatılmadığından, reddedilemez bir husus iddiasına da sahip değildir. Tarihi bir anlatım olarak senarize edilen, film tadında bir aktarım olmuş.

Anlatılanların yazıldığı şekilde olup olmadığı hiç bir şekilde % 100 kesinlikte tespit edilemeyeceğinden ben okuduğumda örneğin "çağrı" filminin benzerini izler gibi tat aldım.

Kaldıki, forumun konu dışı kısmı ile şiir bölümünde dikkat çekilen konular yanında başka tehlikeler barındıran alıntılar bile varken, peygamberin arkadaşları-sahabeleri bölümüne yazılmış bir yazıdan fazlası da beklenemez.

Peygamber ve döneminin mümin kimselerinin verdiği mücadelelere, tedbirle yaklaşmak ve olmayacak şeylerin görülmesi halinde bunların alıntıyla itiraz edilmesi yerine, "geçmişin çöpleri" nitelemesini yapmak, ya konuyu tam anlamadan okumakla yada herkesi aynı anda aynı şeyleri hissetme formunda görme hatasından kaynaklanabilir.

Güzel bir kompozisyon halinde, hikaye/film tadında anlatım becerisi için eren kardeşimizi tebrik eder, aynı şekilde akıcı ve fakat akılcı kur'an konu anlatımlarında bulunmasını dilerim.

Ya sadece kuran de, yada sus ... denmesini isteyen siz kardeşimin, bu isteiğinizi yazı sahibine değil, forumda kur'an dışı konuların yer alabileceği bölümleri koyan forum yönetimine iletmeniz gerekirdi. Ama, bu durumda da "ne kadar haklı bir istek olurdu?" sorusu ortaya çıkardı ki buna cevap vermeme gerek yoktur.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (21. February 2013), Eren Erdem (21. February 2013), sevginur (21. February 2013)
Alt 22. February 2013, 07:14 AM   #5
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 905
Tesekkür: 191
556 Mesajina 1.179 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Bilal gibi bir değer üzerinden
Değer ? Neye değer !

Din adına konuşanlar "kuran ile" konuşsun. Son nebi öyle yapardı.

Ya susardı yada soru sorulunca cevabı "deki" ile verirdi.

Alıntı:
belgesel tadında tarihi bir süreç
Diğer bozulmuş dinlerin dini değer ve verilerine bakınız. Onların ki hem belgesel hemde film tadında oyun ve eğlence halinde.

Tarihleri din edinmeyin. Sonunuz tarihi kalıntılar gibi olur. Bir ses duyuyor musunuz. Ben duymuyorum.

Dinlerini oyun ve eğlence edinenler dediğimde filmi de mi katmıştık.

Alıntı:
"çağrı" filminin
aorskaya, putların dinine daha iyi mi anlaştırıyor sana ...

6:19 De ki: «Hangi şey şehadetçe en büyüktür?» De ki «Allah şâhid benimle sizin aranızda» ve bana bu Kur'ân vahy olundu ki sizi ve her kime irerse onu bununla inzar edeyim: Ya siz, Allah ile beraber diğer ilâhlar olduğuna gerçekten şehadet mi ediyorsunuz? De ki: Ben şehadet etmem, De ki hakıkat ancak şu; O bir tek ilâh, ve şübhesizki ben sizin şeriklerinizden temamen beriyim.

Alıntı:
Hamza'sız İslam olmaz. Ebuzer'siz zühd olmaz...
Kuranı eren gibi irdeleyip sonrasında daha fazlasını isteyenler, hadis çöplüklerinde dini yapı taşları(put) ararlar.

Haddi aşmayalım.

Verilen sözlere sadık kalalım. Bizler "MİSAK" a bağlı kalmazsak, bir çok din adına söz işitir onlara itaat ederiz.

Alıntı:
Misakınızın Farkında mısınız? 2012-01-12 14:20:00

Dünyada yaratılan her İnsan/Adem, kendi iradesi dışında hayat bulmaktadır. Fakat bu iradesizlik, her yaratılmışa egemen olan, bütün eşyanın bilgisini tümüyle elinde bulunduran tek bir İlah’ın, bir Yaratıcı’ nın iradesine kalmıştır.
Her şeyden önce yedi kat gök ve yerin mantıklı bağlarla örülmesi bir rastlantı eseri olamaz. Hem bir rastlantının var olabilmesi için bile, madde olarak tanımladığımız yapının önceden beri var olması gerekir. Allah’ı yaratıcı kabul etmeyen kişiler yada bir ilahı kabul edip, O’nun gerçek niteliklerini araştırma merakı duymayanlar, bu umursamaz davranışları ile ne kadar mantık ve ilim dışı olduklarınıda ortaya koyduklarının farkında değildir.
Eğer Allah varsa, acaba kendi yarattığı varlıkları bir başlarına koyup göklerde mi yaşamaktadır? Yoksa her şeyi sonsuz iradesiyle çekip çevirmekte midir? Bu sorunun üzerinde düşünmek ve bir yanıt vermek, O Yaratıcı Güç’e kulluk anlamında yönelip yönelmememiz gerektiğini açığa kavuşturacaktır.
Eğer Allah varsa ve bizi gözetliyorsa, bizim birtakım eylemlerde bulunmamızıda bekliyor demektir. İşte bu eylemler, en az bir ilaha inanan kişilerin tapma/emrine uyma adını verdiği eylem biçimidir. En az bir tanrının varlığını kabul etmek, her şeye egemen tek bir ilahı/ALLAH’ı, hakkı ile takdir etmek için atılan bir adımdır.(Bkn. Enam 91) Her insan son adım olan tek ilaha boyun eğerek, yani son aşamayı daha en başında yaşayarak dünyaya gelir. Fakat yetiştiği/etkisinde olduğu çevrenin durumuna bağlı olarak zamanla tek ilahın gerçekliği, o insanlığın bilincinde körelerek çoktanrıcılığa adım atar. Toplumsal kabuller bu adımın asıl gücünü oluşturur. Zira çoktanrıcılık/şirk sistemi insanların iradesine bağlı bir kavramdır. Yani biz insanları şirke iten şey, insanlık iradesidir. Atalarının dini üzere olan insan, eğer kendisine bir Elçi/Kitap gelip, tek olan Allah’ı tanıtmamış ise doğal olarak, bu inancın yerini birçok ilahlaştırılmışa bırakacaktır. Bu ilahlaştırılmışlara örnek olarak din adamları, zenginler, zalim yöneticiler, ataların görüşleri, doğal olayları/melekler gösterilebilir. O nedenle insanların, kulaktan dolma ve yeterince sorgulanmamış bilgiler, ki bu bilgiler doğru bile olsa, Allah katında bir değer taşımaz.
İnsan zihninin ürettiği inançlara ve bu inançların nesilden nesile aktarılmasına karışılmaması gerekseydi; yeni yeni habercilerin/nebilerin görevlendirilmesinin bir anlamı kalmazdı. Nebilik kavramı yeni vahiyler almayı, elçilik kavramı ise alınan vahiyleri tebliğ etmeyi kapsar. Rasule düşen görev sadece vahyi tebliğ etmektir. (Bkn. Teğabün 12, Nur 54, Ankebut 18, Maide 92) Hz. Muhammed (selam üzerine olsun) Allah’dan vahy aldığı için nebi, aldığı vahyi bize ilettiği için de rasuldür. Allahtan gelen vahy bize bildirdiği için, bir beşer olan Nebi rasul olup, Kuran bu bağlamda Allah’ın elçisidir. Kısacası rasul aramızdadır. (Bkn. Ali İmran 101)
Eğer bir Allah varsa ve o Allah birtakım elçiyle hükümlerini bildiriyorsa, bizi bir şeylerden sorumlu kılıyor anlamını çıkarmak zorundayız. Her sorumluluk ise sonuçlarına katlanmayı gerektirir. Bu sorumluluk gereğince, hayatı Allah tarafından Cennet karşılığında satın bir inananın hayatı, bir ticarettir. Bu ticareti erdemli biçimde yapanlar, vadi gerçek olan Cennet’e kavuşacak olanlardır. Yaşamlarını, rabbimizin sorumlu tuttuğu Kurandan çek etmeyip, duyarsızca geleneğe uyarak ve “alimlerimiz bilir” diyerek onları terbiyeci edinen ve vahye kulak tıkayan sorumsuz kişiler ise Cehenneme atılarak karşılık göreceklerdir. Yüce Yaratıcı, bizi hükümleri ile bağladığı sisteme İSLAM adını vermekte ve bizlerden MİSAK almaktadır. Kısacası Allah, “işittik ve itaat ettik” sözü ile bizleri İslam’a bağlamaktadır. Böyle bir bağlamda, İslami hayata müdahale eden her güç unsuru, aslında İslam’ın dışladığı/kovduğu ŞEYTAN olarak temsil ettirilir ve bu unsur, İslam sistemini insanların yaşamından uzaklaştıran bir vesile olmaktadır.
Maide.-7 : Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığısağlam sözü(MİSAK) hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü hakkıyla bilendir.
Neyi İŞİTİYOR ve Neye İTAAT ediyoruz.
Bir müslüman’ın kulaklarına dolan bilgiler işittikleridir/okunanlardır. Bu işitme, hayat okuması ve o hayatta itaat edeceği emir ve yasaklardır. Allah’ın bizi bağladığı yegane unsur, kovulmuş şeytandan uzak tutulan kuran ayetleridir. Zira o ayetlerin kelimelerini değiştirecek yoktur.(Bkn. Kehf 27) Ayrıca bu ayetleri okuma/öğrenme işi yapılırken, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınılması germektedir.(Bkn. Nahl 98) Çünkü her nebinin yolunda Mücrimler vardır. (Bkn. Furkan 31) Kuran anlaşılırken, bilinen ve bilinmeyen bir çok unsur, hayatı vahy anlayışından çıkarmak için uğraşacaktır. Şeytani telkinlerden uzak bir okumanın yapılması şarttır. Çünkü işittiklerimiz önemlidir.
Misak kelimesinin kökü, V-S-G (وثق) kelimesidir. Kuranda bir çok yerinde ve farklı kelime türevlerinde kullanılmaktadır. Kök anlamı olarak bağlamak manasındadır. (Bkn. Maide7, Fecr 26; “onun bağladığı gibi”).
Misak(ميثَاقِ) ve Mevsıg (مَوْثِقً), Sağlam söz almak, bağlanılmak, yapışmak, tutunmakanlamındadır. Arap dilinde herhangi bir süre ve şart belirtilmeksizinyapılan koşulsuz anlaşmaya misak, bir şart ve süre belirtilen koşullu anlaşmaya ise mevsıg/mevsiga denir. (Mevsıg içinBkn. Yusuf 66 - 80)
Koşulsuz yapılan Misak ÇeşitleriKuranda, üç şekilde karşımıza çıkmaktadır.
- İki Kavim arası anlaşmaBkn. Nisa90 ve 92, Enfal 72),- Evlilik akti: (Bkn. Nisa 21),-Allah’a verilen Kitaba uyma sözü : (Bkn. Maide12-14, Al-i İmran 81- 187, Ahzap 7, İsâ 154, Bakara 63-70-93)
Nebilerden, İsrail oğullarında, kendilerine Nasrani diyenlerden ve Bizlerden, kısacası kendilerine kitap verilmiş olan bütün beşerden Rabbimiz, Kendi sistemine/İslam’a bağlamak için misak almıştır.Kuran ayetlerini “işitip itaat ettik”diye alınan misak, kitaba uymadığımız takdirde bozulacak ve bir enkaza dönüşecektir.(Misakı enkaza çevirme (نقض) için Bkn: Nisa 155, Bakara 27, Rad 20-25, Maide 13), Misakın bozulma örneği, ipliğini sağlamca eğirip geri çözen (نقض), bir kadın gibi (bkn. Nahl 92) misakımız da kurandan uzaklaşma ile, sağlam bir yapıdan zamanla bozulup çözülen bir hal alacaktır. (Misakın çözülmesi,(نبذ): Ali İmran 187, Bakara 100-101, Enfal 58) Bu çözülmenin hayata yansıması “işittik ve karşı geldik”olacaktır. Zira verilen sözü pekiştirdikten sonra bozanlar için rabbimiz lanet etmektedir. (bkn: Rad 25). İşitip de karşı gelen bir kavmin örneği de bir çok surelerde işlenen İsrailoğullarıdır.(bkn. Bakara 93)
Bir Müslüman olarak bizler, inzal edilen Kitap ayetlerini işitip; o ayetlere itaat edeceğimize dair söz vermiş durumdayız. Bu sözü alınan Kitapdan, Hz. Muhammed(selam üzerine olsun) ve bizler hesaba çekileceğiz. (Bkn. Zuhruf 44) Bizi bağlayan yegane kitap Kurandır. Kitap dışı şeytani telkinler bizleri bağlamamaktadır.
Alınan Misak üzere “İslam’ı yaşamayı alıkoymaya çalışan her anlayış, İslam’ın düşmanıdır. Yani Şeytandır” saptamasını yapmalıyız. Bu bağlamda İnsanların bir nefis muhasebesi yapması ve “Ben İslam’ın neresindeyim?” sorusunu kendilerine sormaları gerekmektedir. Atalarını uyar buldukları kitapları bırakıp, misak sözü alınan inzal edilmiş kitaba, şirk koşmadan İman etmeleri gerekmektedir. Durumun ciddiyetinin Farkında mısınız?
Gelin din adamları ile cemaat arasında sıkışıp kalmaktansaİslam’ı gerçek nitelikleriyle tanımaya ve onu yeryüzünde kötülükten alıkoyup iyiliği emretmenin kaynağı konumuna yüceltmeye çaba gösterelim! İnanan kullara her şeyin sahibi ve eğiticisi olan Rab tarafından emredilen temel hukuki ilke budur: Kötülükten alıkoymakve iyiliğiemretmek.
Artık kendi toplumumuzu ve soyumuzu gereksiz yere yücelten uyuşturucu tavırlardan ve anlamı açık olmayan kavramlardan uzak durarak, yaratılış nedenimizin farkına varalım ve tüm yüreğimizle “İşittik, İtaat ettik!” diyelim ve Allahın bizden almış olduğu MİSAK’a bağlı kalalım.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
merdem (22. February 2013), seckin (26. February 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bilal, köle, sesi, İslamın

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:31 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam