![]() |
|
|
#3 |
|
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 77
Tesekkür: 45
46 Mesajina 90 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
Çoktan beri terk-i vatan olmuşum
Çoktan beri terk-i vatan olmuşum Diyarı gurbette candan usandım II kahri çekmeden ömrüm hiç oldu Aktı çeşmim yaşı nemden usandım Deli gönül ister dağları aşa Dünyada ne kaldı gelmemiş başa Benim gam yükümü yüklesem taşa Taş da dile gelir senden usandım Canım kurban olsun merdoğlu merde Benim emeklerim hiç oldu nerde Sümmani göç eyle durma bu yerde Ay yıl hafta değil günden usandım...>> Deli gönül ile düştük bir cenge Deli gönül ile düştük bir cenge Hikmeti sorulmaz iştir bu gönül Günden güne girer her türlü renge Bazı solar bazı kumaştır bu gönül Bazı yelkenini derin yürütür Bazı âh vah ile ömrün çürütür Bazı lâle sümbül çiçek bürütür Bazı pus dumandır kıştır bu gönül Bazı seyre çıkar hûb seyranlanır Bazı nefse uyar pek bühtanlanır Bazı yoksul düşer perişanlanır Her derde ey gedâ baştır bu gönül Sümmani dünyada sen çekme yası Allah de şilinsin kalbinin pası Göğsüne dayanır ecel pençesi O zaman yoklarsın boştur bu gönül...>> Deli gönül sana bir öğüdüm var Deli gönül sana bir öğüdüm var Eski dostu düşman olur yiğidin Yokla kendi özün gafletten uyan Eski dostu düşman olur yiğidin Dost zamanı deryasını boylama Utanırsın kemliğini söyleme Düşman değil dosta bile söyleme Eski dostu düşman olur yiğidin Elem gelse bir yiğidin özüne Söylemesi yeğdir yârin yüzüne Uymamak gerektir kendi sözüne Eski dostu düşman olur yiğidin...>> Derdime tabibsin sevdiğim dilber Derdime tabibsin sevdiğim dilber Koyma melûl mahzun bfçâre beni Yoktur dü cihanda sen gibi dilber Meylim müştak etme gayrete beni Saadet tacısın ey nûr-ı server Damadın Şehriyar sâkil-i yaver Yoktur bir taksimde böyle bir defter Kaydeyle deftere fukara beni Bakma Sümmaniye bağbancı deyu Unutma sözünü yalancı deyu Şehr-i abâ değil talana deyu Vâris et bin memur hisare beni...>> Dertsiz iken dert ehlinden dert aldım Dertsiz iken dert ehlinden dert aldım Aşkın ocağına göz baka baka On birinde ben ustamdan vird aldım Gûş verdim kâmile söz baka baka Lâleyi sümbülü giyinmiş dağlar Gitti şitâ geldi müzeyyen çağlar Uyandı seçerler bezendi bağlar Tutmadı gönlümüz söz baka baka Kan ağlar dideler nem ile geçti Arzu'sun bulanlar dem ile geçti Şu bizim tecelli gam ile geçti Konmadı gönlüme saz baka baka Canan der ki maksud ile görünmez Perişan bağımın gülü derilmez Yâr der ki Sümmani murada ermez Usandım canımdan göz baka baka...>> Dertsiz iken dert elinden dert aldım Dertsiz iken dert elinden dert aldım Bu aşkın bahrina daldıktan sonra Alevlendim ateşlendim alıştım Bu seri gavgaya saldıktan sonra Sevda bana ne pazarı gösterdi Miratından yâr-ı garı gösterdi Bu senindir bir nigârı gösterdi Fikrim taştan taşa saldıktan sonra Gül dalında yattım yurdu artırdım Gül soldukça yine sesi artırdım Divan devroldukça derdi artırdım Sabâdan bir haber aldıktan sonra Hayatında nedir sabahın bendi Hebadır o huyun yoktur menendi Ya getirir nâme o yârin kendi Bizde nöbet müddet dolduktan sonra Fehmeyle Sümmani göresin yâri Hayatında gizli sırrı esrarı Uzun yıllar terk ettin mi diyarı Davet kabul olmaz geldikten sonra...>> Devrân-ı âlemi seyran ederken Devrân-ı âlemi seyran ederken Bir sam esti geldi koku tersine Baktı çar etrafa cevlan ederken Attı felek bana oku tersine Bu aşkın râhına girdim piyade Canan beni mecnun etti rüyada Dedim bin tabibe kıldım ifade Yarama vurdular yaktı tersine Olmadım dünyada şad u bahtiyar Geçti taze ömrüm oldum ihtiyar Yârdan nâme geldi bana bergüzâr Diyor bu nâmeyi oku tersine Âşıklar her zaman maşukun över Güzeli dünyada kim olsa sever Sümmani kiminin ikbâli yaver Kiminin dolanır çarkı tersine...>> Dilerdim taşrada bir bağ becerem Dilerdim taşrada bir bağ becerem Mükemmel göstermiş bâr bizim evde Aradım ki yâri nerde bulayım Derim fikir eyledim zâr bizim evde Derden merhem umma mecruh ayrıda Yâri garın gider bu gussa gide Ne bülbülem gül ararım gayrı da Gül ile beraber hâr bizim evde Sevdiceğim nihan etmiş şölvesin Tahammül var mı ki çekem cilvesin Yâri seven elbet çeker çilesin Hicran merak firkat zor bizim evde Lâyık mıdır ben hâcelet edelim Var iken dû çeşmim alil gidelim Her nefeste mazarrat ettim n'edelim Sen sene sahip ol kâr bizim evde Acep kimler ahvalinden memnundur İdrak edüp iş bu hale meftundur Cengi cidal olmuş ruhum mahzundur Âdû ekber nefis kör bizim evde Hangi edvarından bilinmez şadım Ne mahremem ne yabancı bilinmez Sîrette surette Islâmdır adım Mürüvet mi bulunur şer bizim evde Havf u recâ aman münacat benden Arzeyle ihâfe ayırma tenden Der Sümmani kerem hidâyet senden Yetiş ki talan var yâ bizim evde...>> Dinle beni bir nasihat edeyim Dinle beni bir nasihat edeyim En iyi dostundan sakın sen seni Dünyanın bozulmaz mânası budur En iyi dostundan sakın sen seni Gelir senin ile güler dost olur Kul kusursuz olmaz kusurun bulur Sakın ondan sana bir kemlik gelir En iyi dostundan sakın sen seni Sümmaniyem bunu böyle söyledim Soyunup eğnimi üryan eyledim Başıma geldiği için söyledim En iyi dostundan sakın sen seni...>> Dinleyin ağalar tarif edeyim Dinleyin ağalar tarif edeyim Melekler şahını rüyada gördüm Eşrefi saatte lûtfu kadim şah Bir mübarek leyli cumada gördüm Baktım cemâline gözüm kamaştı O saatte aklım başımdan şaştı Çobana yöneldim kanadım açtı Pervâzı telliyi hummada gördüm Sümmani sözünü söylüyor ezel Mürşitler bağından dökülmez gazel Hazert-i pfrlerden bana bir güzel Kendisi bir melek şimalde gördüm...>> Dost bağında bülbül gibi Dost bağında bülbül gibi Öten gelsin bu meydana Gül için canını nâra Atan gelsin meydana İçtim aşkın badesini Gözlerim firadesini Cihanda âr perdesini Yırtan gelsin bu meydana Gel kalma hayal hâbında Nûşum var aşkın âbında Yunus gibi dost bağında Öten gelsin bu meydana Mürit can verir pîrine Erse Bektaşi sırrına Sakal bıyık birbirine Katan gelsin bu meydana Aşık geçmez maşukundan Gözler rıza-yı babından Mest-i kadehin kulpundan Tutan gelsin bu meydana Müştakım ol pûr kemâle Meftunam nûr-i cemâle Dünyalık malı bir pula Satan gelsin bu meydana Gönül yârin civarında Sümmani hulûs babında Yunus gibi dost bağında Yatan gelsin bu meydana...>> Dünya bir eyersiz at Dünya bir eyersiz at Bunu bilip süren var mı Hiç kimseye vermez murat Muradına eren var mı Dünya nicesin sevk eder Kimi gelir kimi gider Gidenler de ah vah eder Gidip geri gelen var mı Dünya gösterir zevkini Gün be gün aldatır seni Çekerler bir gün kervanı Yazık oldu diyen var mı Güvenme ki devletim çok Anın sana faydası yok Azrail'den yiyersin ok Cerrah gelir yaran var mı Sümmaniyem ettim karar Hüdâ'm verdi bana ikrar Gün be gün eyledim zarar Derler bana kârın var mı...>> Dünyalıktan halim sorar bazısı Dünyalıktan halim sorar bazısı Bizde sîm yerine emraz bulunur Böyle imiş alnımızın yazısı Elimizde bir kırık, saz bulunur Âşıklar beyhude gurbeti gezer Eloğlu ariftir ne olsa sezer Güzellerde vefa bizde sîm ü zer Ne kışın bulunur ne yaz bulunur Sümmani kıssadan hisse bu pendin Bu aşkın nârına yandıkça yandın Sakın bir kimseye inanma kendin Doğru arar isen pek az bulunur...>> Eğer oğlum isen erlik babında Eğer oğlum isen erlik babında Hisarın muhkem yap çölen sahip ol Gelir gayrı kurutulur hep nemin Derya olamazsan gö'len sahip ol Erler hanesinde semâlar yanar Katresin nûş eden mestane kanar Bağından beceren gül solmaz sanar Ehl-i bahçıvansan gülen sahip ol İhtiyarın say'ı gayret sendedir Himmet erenlerde hizmet sendedir Eğer sevap eğer zillet sendedir Uğratma lekeye dilen sahip ol Fikretme âlemi deme ne haldir Kendi kendin bilmek ehl-i kemâldir Kendi destin bûs et başına kaldır Aşık isen kendi halen sahip ol Arzudan bihaber imdada bakma Senden geri kalan imdada bakma Hayatta kör gidip evlâda bakma Fırsat elde iken malen sahip ol Sümmani hebaya ciğerin yakma Kavl-i inat ile sözsüze çakma Sağ yârdan ayrılıp ağyâre bakma Düz kapısı vardır milen sahip ol...>> Ehl-i aşkın şiddetini nârını Ehl-i aşkın şiddetini nârını Kerem gibi yananlara sor bilir Abdallar terketmiş dünya malını Behlül gibi divâneye sor bilir Baykuş bu dünyadan lezzet alamaz Bu dünyadan giden geri gelemez Lokman Hekim gelse çare bulamaz Bu derdi sen Süleyman'a sor bilir Sümmaniyim akıl başta serseri Ben deli değildim sen ettin deli Evliyalar enbiyâlar serveri Yeri göğü yaratandan sor bilir...>> Ehl-i hakikatte arif olanlar Ehl-i hakikatte arif olanlar Gösterir âlemde yol yoldan ince Cevapta mücevher zarif olanlar Feyzi hürrem olur hal haldan ince Kalb bir şehr-i şandır çardır memuru Arşa direk oldu müminin duru Kalbinin ziyası vechinin nuru Gökten huruç eder hilâlden ince Der Sümmani râh-ı Hakk'a varsalar Köşe-i vahdete karar kılsalar Bir kılı tam kırk yerinden yarsalar And içerim olmaz kemâlden ince...>> El ele vermiş de gelen güzeller El ele vermiş de gelen güzeller Bir Tanrı selâmı vermez misiniz Mevlâm sizi süs için mi yaratmış Biz gel demeyince gelmez misiniz Gurbete gidenler azığın alır Kimisi giderde kimisi kalır Kimi sevap için Kabe'ye varır Kabe kapınızda bilmez misiniz Karadır kaşınız yaydan nic'olur Bugün dünya yarın ahret nic'olur Bir gönül yapması yüz bin Hac olur Siz gönül yapmasın bilmez misiniz Sümmaniyim ey dil yâre n'iderim Başım alıp diyar diyar giderim Yarın mahşer günü dava ederim Giz mahşer yerine gelmez misiniz...>> El uzattım bir şikâra El uzattım bir şikâra Ne çözer ne çözülürüm Şikâr bende ben şikârda Ne sezer ne sezilirim Bu şikârın şekli rumuz Bunu bilmez aklı müflis Sende de bende de topuz Ne ezer ne ezilirim Sümmani nin matlubu mim İkaz eder adamı cim Hem makineyim hem de sim Ne süzer ne süzülürüm...>> Eller bülbül olmuş yârin bağına Eller bülbül olmuş yârin bağına Bize o gülşene çıkmak göründü Bir türlü ermedim dost otağına Dem be dem bedene kıymak göründü Dünyada görmedim bir şâdlık demi Bahr-i ceyhun olmuş gözümün nemi Bunca yıl besledim bu bedenimi Artık bundan böyle yıkmak göründü Sümmani sâdık ol dönme bu işten Ezel nûş eyledin câm-ı elestten Cananım bir kuştu uçtu kafesten Bize peşi sıra bakmak göründü...>> Ervâh-ı ezelde levh-i kalemde Ervâh-ı ezelde levh-i kalemde Bu benim bahtım kara yazdılar Gönül perişandır devr-i âlemde Bir günümü yüzbin zara yazdılar Bulmadık şâdlığın iradesini Çekerim bu gamın ziyadesini Herkes dosta verdi ifadesini Bizimkini rüzigâra yazdılar Aşka benimle eyler daim kıl ü kâl Daha sabretmeye kalmadı mecal Derdim taksimdara kıldım arzuhal Dedi ki öz bahtım kara yazdılar Gönül gülşenimde hâr oldu deyu Hasretlik cisminde zâr oldu deyu Sevdiğim sevdiğin pîr oldu deyu Erbâb-ı garazlar yâre yazdılar Nedir bu sevdanın nihayetinde Yâdlar gezer yârin vilâyetinde Herkes diyarında muhabbetinde Bilmem bizi ne civara yazdılar Kadrimi bilmeze eyledim minnet Derdimi artıran görmesin cennet Sarraflar verdiler yâre bin kıymet Benim kıymetimi nere yazdılar Döner mi kavlinden sıdk-ı sâdıklar Dost ile dost olur bağrı yanıklar Âşık kaydına geçti bunca âşıklar Sümmaniyi bir kenara yazdılar...>> Evvel baharda açılır Evvel baharda açılır Gonca gonca gülün dağlar Can ile serden geçilir İçildikçe mû'lün dağlar Arayı arayı buldum Sana indim ârâm buldum Ziyaret etmeğe geldim Memleketin ilin dağlar Gözüm yıldızlara bakar Önümüze duman çöker Cûş u hûruş edip akar Boz bulanık selin dağlar Yaradan halk etmiş nazar Gönül aşk deryasını gezer Koçyiğitler kervanı bozar Kerbelâdır yolun dağlar Goncadır güllerin solmaz Yârinden ayrılan gülmez Sümmani der tâbir olmaz Açılmış bülbülün dağlar...>> Evvela kendini fehmeden insan Evvela kendini fehmeden insan Derûnunda olan noksanı tartar Bulursa bir yerde bir ehl-i irfan Dosta müştak olan insanı tartar Akılda münevver dû çeşmi ayık İster âlim olsun ister meşâyık Güzel lâzım ola güzele lâyık Güzeller nutk eden lisanı tartar Sümmani aldın mı dilberden nişan Aklından zairsin fikrinde noksan Maşuktan âşığa yetişse insan Hasılı vesselam her yanı tartar...>> Ezel bahar gelse cebel dağlara Ezel bahar gelse cebel dağlara Lâle mor menekşe bitmek içindir Bülbül figan eder inin bağlara Gönül goncasını dermek içindir Bu dünya fânidir ezelden fâni Bugünün varlığı gör yarın hani Hak bize vermiştir akıl lisanı Kendine ibadet etmek içindir Der Sümmani deli gönül lök olmaz Geien gider bu dünyada mülk olmaz Can emanet bu gövdeye yük olmaz Gelmişiz dünyaya gitmek içindir...>> Gel gönül göç eyle dâr-ı fenadan Gel gönül göç eyle dâr-ı fenadan Açılmış makamı gülü Cennetin Çünkü bir vefa yok yalan dünyadan Bezenmiştir her tarafı Cennefin Ne güzel halk etmiş yaradan Tanrı İslâm olanlara nasip et bari Altundan gümüşten burc-ı hisarı Tabaka tabaka yeri Cennefin (Her) ne kadar meth etsem o kadar yüce Bilmeyen cahile gelir netice Şavkından durulmaz yok gündüz gece Her yana şevk verir nuru Cennefin Muhammed'dir Hakk'ın hak dürdanesi Kurulsun şemalar aşk pervanesi İki kerpiçtendir onun binası Mücevherdir çar tarafı Cennefin Her mümine yetmiş huri azından Doymak olmaz her birinin nazından Ballar akar bismilâhın gözünden Zülâllanmış ol Kevser-i Cennefin Onları saranlar alırlar tadı O zaman açılır gönlümün şadı Ebubekir Ömer Osman Haydan Dört ismi var aşikâre Cennet'in Amelde zayıfım gayet pek naçar Cennet'in kapısın ganiler açar Idris nebi orda hülleler biçer Ne güzeldir hülleleri Cennet'in Sümmani neylesin kisb u kemâli Kemâlsiz dünyada neylersin malı Orada görünür kudret cemâli Titreşir binası nuru Cennet'in...>> Gönül bülbül iken gonca dalında Gönül bülbül iken gonca dalında Öyle âh ettim ki gül yarelendi Hicran pazarında gam firağında Aktı dü çeşmimden sel yarelendi Aşkın otağına bak firağına Yüz sürüp hâkine düş ayağına Dokundu yâr zülfü gül yaprağına Zevk ü sefasından tel yarelendi Güzeller şâhısın sen nur-i cemâl Sendedir nezâket sendedir kemâl Dedim ifademden edem arz-ı hal Tahammül kalmadı dil yarelendi Sümmani destin öp koy kendi başa Kâr etmez ihâfe ciğeri taşa Maksudu sevenler düştü ateşe Dertli değil dertsiz kul yarelendi...>>
__________________
Incinsen de Incitme!!
|
|
|
|
| Bookmarks |
| Etiketler |
| aşık, sümmani |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|