hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > YARATILIŞ > Hayat ve Canlı > Ruh

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 25. January 2009, 11:01 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Ruh/ vahy niçin indirilir ve kime indirilir?

Şûra; 52:
İşte böylece sana da kendi emrimizden (kendi işimizden) olan ruhu vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur (ışık) yaptık. Hiç kuşkusuz sen de dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin.

Mücadele; 22:
Allah`a ve ahiret gününe inanan bir topluluğu, Allah`a ve elçisine karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurmuş olarak bulamazsın. Bunlar onların ister babaları olsun, ister
çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden olan ruh (güvenli bilgi) ile desteklemiştir. Onları, sürekli kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah`tan hoşnut olmuşlardır. İşte bunlar Allah`ın hizbidir(yandaşlarıdır). Dikkat edin, Allah`ın hizbi (yandaşları) başarıya ulaşanların ta kendileridir.

Şuara; 192-194:
Kesin olan şu ki o, âlemlerin Rabbinin indirmesidir (hulûl ettirmesidir). Onunla “güvenilir ruh” indi (hulûl etti). Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın.


Bu ayetler üzerinde yeterince tefekkür edildiği takdirde, buradaki “ روح ruh” kavramının “orijinal (güvenilir) bilgi” demek olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır.

Çünkü Mücadele suresinin 22. ayetinde bu ruh ile, yani Allah`tan gelen güvenilir, sağlam bilgi ile tüm inananların güçlendirildiği, desteklendiği açıkça ifade edilmekte ve Şuara suresinin 193. ayetinde de bu ruhun, “er-ruh-ul-emin” tamlaması ile ifade edilmek suretiyle “en güvenli, en yararlı bilgi” olduğu vurgulanmaktadır.

Şuara suresinin 193. ayetinde geçen “er-ruh-el-emin” ifadesini kişileştirerek Cebrail olarak yorumlamak ve bir çok tefsir ve mealde olduğu gibi bu ayeti; “onu ruhul emin (Cebrail) indirdi” diye çevirmek yanlıştır. Zira ayetteki “ نزل nezele” geçişsiz fiilini, geçişli imiş gibi anlamlandırmak, işin erbabının bileceği gibi, ilk başta ayetin lâfzî manasına aykırılık demektir. Ayrıca böyle bir çeviri, onu (Kur`an`ı) âlemlerin Rabbi Allah`ın indirdiğini bildiren 192. ayet ile de çelişmektedir.
devam edecek
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. January 2009, 11:07 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Ruhun üfürülmesi:

Sad; 72:
Onu amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, hemen ona secdeye kapanın.

Hicr; 29:
Onu amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp ruhumdan içine üflediğim zaman, hemen ona secdeye kapanın.

Secde; 9:
Sonra da ona bir biçim verdi ve ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme gücü, gözler ve gönüller (bilgiye ulaşma yolları) var etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz!


Allah`ın gerçek anlamda üfürmeyeceği bilindiğine göre, “üfürmek” ifadesinin mecaz olduğu hemen anlaşılmaktadır. Mecazen “üfürmek” ise, bir başkasına verilen şeyin en az miktarını ifade eder. Türkçe`de bu eylem “koklatmak” olarak yer almıştır. Bu durumda “ruhun üfürülmesi”; “çok az miktarda bilgi verilmesi, bilginin koklatılması” anlamına gelmektedir. Nitekim İsra suresinin 85. ayetinde de; “De ki: Ruh Rabbimin işindendir. Ve size bilgiden ancak çok az verilmiştir.” denilerek, bu husus açıkça belirtilmiştir.


Ruhun Âdem`e üfürülmesinden ne kastedildiği de yine Kur`an`da açıklanmıştır:

Bakara; 30-34:
Ve bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde Bir halife kılacağım” demişti de onlar; “Orada bozgunculuk yapan ve kan döken birini mi kılacaksın? Oysaki bizler, seni
hamd ile tesbih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.” demişlerdi. O; “Şu bir gerçek ki ben sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.” dedi.
Ve Âdem`e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere sundu ve “Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.” dedi.
Dediler ki: “Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alim`sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakim`sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin.”

Dedi: “Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını.” O onlara onların adlarını haber verince, “Dememiş miydim Ben size! Ki Ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve Ben, sizin açığa vurduklarınızı da sakladıklarınızı da en iyi biçimde bilmekteyim.” dedi.
Ve o vakit Biz meleklere, “Âdem`e secde edin” demiştik de İblis dışında melekler hemen secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu.


Dikkat edilecek olursa Sad suresinin 72. ve Hicr suresinin 29. ayetlerine göre meleklerin secde etmesi, Âdem`in belirli aşamalardan geçirilerek (amaçlanan düzgünlüğe ulaştırılarak) nihaî şekle getirilip, kendisine ruh üfürülmesinden sonradır. Bakara suresinin 30-34. ayetlerinde ise meleklerin secde etmesinden önce Âdem`in geçirdiği değişim ya da aşama; “Âdem`in bilgilendirilmesi ve bilgisinin meleklerle karşılaştırılması” olarak açıklanmıştır. Yani, Sad ve Hicr surelerinde kullanılan “ruh üfürme” tabiri, Bakara suresinde yerini “bilgi ile bilgilendirmek” tarifine bırakmış, böylece “ruh üfürme” tabirinin, “bilgi ile bilgilendirmek” anlamına geldiği açıklanmıştır.

“Ruh üfürülmesi” tabiri ile, Âdem`e verilen bilginin “koklatma” mertebesinde (ölçüsünde) olduğunun kanıtı ise İsra suresinin 85. ayetidir. Burada hemen belirtmek gerekir ki, Âdem`e verilen bilginin azlığı, sadece Rabbimizin sonsuz bilgisine nispetledir.

Şöyle ki:

Kehf;109: De ki: Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa Rabbimin
sözleri bitmeden önce deniz tükenirdi hatta bir o kadarını daha
getirsek bile.

Lokman; 27:
Şayet yeryüzünde ağaçtan ne varsa kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah`ın sözleri tükenmezdi. Şüphe yok ki Allah Aziz`dir, Hakim`dir.


Durum böyle olunca Rabbimizin ilk peygamberden son peygambere kadar hepsine yapmış olduğu vahy (kitaplar ile bildirdiklerinin toplamı) koklatmadan (üfürmeden) başka bir şey değildir.


Sonuç olarak, melekler/ yönetim güçleri, sıradan insana değil, kendisine ruh üfürülmüş (Rabbimizin sonsuz bilgisine nispetle az bir bilgi ile bilgilendirilmiş), yani ADAM/ ÂDEM olmuş insana secde etmişlerdir (boyun eğmişlerdir).

Devam edecek
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. January 2009, 11:15 PM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Kur`an`da Meryem’e de ruh üflendiği bildirilmiştir:

Enbiya; 91:
Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın. Ona ruhumuzdan üfledik de onu ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.

Tahrim; 12:
Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan Imran kızı Meryem`i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi ve içten bağlananlardan oldu.

Nisa; 171:
Ey ehlikitap! Dininizde aşırılığa gitmeyin. Ve Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, Allah`ın elçisi ve kelimesidir. Ki Meryem`e ilka ettiği (ulaştırdığı) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Artık Allah`a ve elçilerine inanın. “Üçtür” demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vahid`dir, tek ve biricik ilâhtır. Kendisi için bir çocuk
olmasından arınmıştır O. Yalnız O`nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.


Bu ayetlerden, Meryem valideye bazı özel bilgilerin lütfedildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu konunun teferruatı, Âl-i Imran, Meryem ve Enbiya surelerindeki ilgili pasajlardan alınmalı ve bu olay Kur`an`daki pasaj bütünlüğü içinde, Zekeriyya`nın durumunu açıklayan ayetler ile birlikte ele alınmalıdır. Çünkü yaşlı bir adam olan Zekeriyya ve kısır eşinin çocuk sahibi olması ile Meryem`in erkeksiz çocuk doğurması, birbirini takip eden dönemlerde meydana gelmiştir. Daha evvelki ayetlerdeki “ruh üfürme” tabiri, Nisa 171`de “ القائ ilka (bırakma, ulaştırma)” tabiri ile açıklanmaktadır.

“Ruh üfürme” tabirinin, “az bir bilgi ile bilgilendirmek” anlamına geldiği artık bilindiğine göre, yukarıdaki ayetlerde Meryem`e üflendiği bildirilen ruhun da; onun hamile kalması için rahmine (dölyatağına) yapılan fizikî bir üfürük olmadığı, Zekeriyya`nın himayesinde bulunduğu mabette kendisine lütfedilen bilgi olduğu bellidir.

Kur`an`a göre bu bilgi önce Zekeriyya`ya verilmiş ve Zekeriyya`nın hem yaşlı hem de kısır olan karısı bu bilgi ile Yahya`yı doğurmuştur. Daha sonra bu kutsal bilgiyi/ mesajı Meryem`e iletmekle Allah tarafından görevlendirilen Zekeriyya, Allah`ın elçisi olarak görevini yapmış ve kutsal bilginin/ mesajın doğruluğuna kanıt olarak da, bu bilgi sayesinde “sapasağlam” bir insan olarak doğan Yahya`yı göstermiştir.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
sabaha_dogru (1. April 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ruh

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:54 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam