![]() |
![]() |
#7 | |||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun aleyküm, değerli kardeşim,
Alıntı:
180-) Kütibe aleyküm iza hadara ehadekümül mevtü in terake hayra* elvasıyyetü lilvalideyni vel akrabiyne Bil ma'ruf* hakkan alel müttekıyn Üzerinize yazıldı ki: Sizden birine ölüm gelip çattığında, eğer bir hayır terkedecekse , ana-babası ve akrabaları için ma’ruf ile bir vasiyyet etsin. muttekiler üzerine bir haktır. 181-) Femen beddelehu ba'de ma semiahu feinnema ismühu alelleziyne yübeddilunehu, innAllahe Semiun Aliym 182-) Femen hafe min musın cenefen ev ismen feasleha beynehüm fela isme aleyh* innAllahe Ğafurun Rahîym Yukarıdaki sözkonusu ayetlerde belirttiğiniz gibi "menkul mal" veya "gayrimenkul mal" veya "bunlara ait hak" diye bir ifade geçmemektedir. Geçen sözcük,"HAYR" sözcüğüdür. الخير/el hayr, “iyi olmak, iyilik etmek, üstün olmak, üstün kılmak” gibi anlamlara gelen hayr kökünden masdar isim olup “iyi” yahut “iyilik” mânasında ve şerrin karşıtı olarak kullanılır (Lisânü’l-Arab, “ħyr” md.). “Mal ve servet” mânasına da gelen hayr ayrıca “en iyisi, daha iyisi”, şer de “en kötüsü, daha kötüsü” anlamında ism-i tafdîldir. Râgıb el-İsfahânî hayrı “akıl, adalet, fazilet ve faydalı nesne gibi herkesin arzuladığı şey” diye tanımlar (el-Müfredât, “ħyr” md.); Zebîdî de aynı tanımı tekrar eder (Tâcü’l-arûs, “ħyr” md.). Değerli kardeşim,"HAYR" kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de 176 yerde geçmekte, bunlardan ism-i tafdîl olmayanlar, yer aldıkları âyetlerin konularına göre az çok farklı anlamlara gelmektedir. Hayrın geçtiği tüm ayetlere bakıldığında " hayır" kavramı daha çok mal, servet, bolluk gibi maddî-manevi değer ve imkânlar için kullanılmıştır. Bu ayetlerin bazısında hayır “mal” kelimesinin eş anlamlısı gibi geçer. “İnsan hayır sevgisine çok düşkündür” (el-Âdiyât 100/8) Yine Süleyman’ın cins atlara olan düşkünlüğü de “hayır sevgisi” diye ifade edilmiştir (Sâd 38/32). Bazı âyetlerde ölen kişinin geride mal bırakması “hayır bırakma” olarak (el-Bakara 2/180), insanlara malî yardımda bulunulması da “hayır infak etme” şeklinde ifade edilmiştir (el-Bakara 2/215, 272, 273). Bir kısım ayetlerde (el-Bakara 2/262, 274; en-Nisâ 4/34) doğrudan doğruya “mal infak etme” ifadesinin yer alması, Kur’an’da hayır ve mal kelimelerinin anlam birliğini açıkça göstermektedir. Hayır yine maddî anlamlarda refah, bolluk, zenginlik gibi daha geniş kavramları belirtecek şekilde de geçmektedir (el-En‘âm 6/17; Yûnus 10/107; el-Enbiyâ 21/35; el-Meâric 70/21; Hûd 84. Âl-i İmrân sûresinin Allah’a yakarış mahiyetindeki bir âyetinde (3/26) mülkün sahibinin Allah olduğu ve O’nun mülkü dilediğine vereceği, dilediğinden de geri alacağı, dilediğini yüceltip dilediğini alçaltacağı belirtilir. Daha sonra gelen, “Hayır sadece senin elindedir” cümlesinden hayrın her türlü maddî ve mânevî nimetleri kapsadığı anlaşılmaktadır. "Hayır", Allah’ın kullarına özel nimeti olan vahiy veya Kur’an yerine de kullanılmıştır (el-Bakara 2/105, en-Nahl 16/30) Kur’an genellikle, insanın âhirette kendisi için faydalı olacak her türlü iyiliğini hayır diye adlandırır. “Hayır olarak ne yaparsanız Allah onu bilir. -Âhiret için- azık edinin; bilin ki en hayırlı azık takvâdır” (el-Bakara 2/197) "Hayır", “sâlih amel”, “hasene”, “mârûf” gibi kavramlara yakın anlamlarda olmak üzere her türlü iyi tutum ve davranışın ahlâkî değerini belirtmek için de kullanılır. (el-Bakara 2/215) Hayır kelimesinin çoğulu olan ahyâr iki âyette (Sâd 38/47-48) bazı peygamberler hakkında övgü sıfatı olarak yer almaktadır. Aynı kökten hayre (aslı hayyire) kelimesinin çoğulu olan hayrât bir âyette (er-Rahmân 55/70) da yer alır. Alıntı:
İnsanın dünyada yaşayacağı süre belirlenmiş ve Kur'an'da ecel olarak geçmektedir. Bunun bilgisi de sadece Cenabı Allah'a aittir kimse bilemez. Ancak, ölümlü olduğunu bilir. "...iza hadara ehadekümül mevtü..." ile Bakara 180 de bu belirtilir. Kur'an konu bütünlüğü içerisinde değerlendirilir. Alıntı:
180-) Kütibe aleyküm iza hadara ehadekümül mevtü in terake hayra* elvasıyyetü lilvalideyni vel akrabiyne Bil ma'ruf* hakkan alel müttekıyn Üzerinize yazıldı ki: Sizden birine ölüm gelip çattığında, eğer bir hayır terkedecekse , ana-babası ve akrabaları için ma’ruf ile bir vasiyyet etsin. muttekiler üzerine bir haktır. Dikkat etmemiz gereken tek şey "akraba" sözcüğüdür. Akraba sözcüğü bizim Türkçedeki gibi değil yakınlar anlamındadır. Alıntı:
Hukukî bir işlem olarak vasiyetten söz eden âyetlerin bir kısmında vasiyetin yerine getirilmesi gerektiği, değiştirilmesinin büyük bir vebal sayıldığı vurgulanırken (el-Bakara 2/ 181) bazılarında mirasın ölenin borçları ödenip vasiyeti yerine getirildikten sonra taksim edilmesi ve vasiyet sebebiyle mirasçıların zarara uğratılmaması istenir (en-Nisâ 4/11-12; ayrıca bk. el-Bakara 2/182); vasiyet yapılacağı zaman iki âdil kişinin bulundurulması tavsiye edilir (el-Mâide 5/ 106) Miras Allahın ayetlerine göre yapılmaktadır.Şöyle bir örnekle anlatayım. Ölecek olan kişinin çocukları var. Bir tanesi ölecek olan kişinin yanında kalıyor ve onun hizmetini görüyor. Diğerleri ise hiç ilgilenmiyorlar hatta zulmediyorlar. Bu örnek çoğaltılıp daha detaylandırılabilir. Miras ayetlerine göre dağılım yapılacak. Vasiyet ile yanında kalan ve bakımını sağlayan çocuğa hakkını vermezse zulm etmiş olur. Yukarıda da belirttiğim gibi insanlar vasiyet ayetini uygulayarak bu tür oluşabilecek zulumlerden kendilerini korumuş olurlar. Akraba sözcüğü bizim Türkçedeki gibi değil yakınlar anlamındadır. Arapçada bizim kullandığımız anlamda "erham" sözcüğü kullanılır. Kişinin kendisine yakın gördükleri bu sözcüğün kapsamındadır. Alıntı:
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|||||
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
bizim, vasiyet |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|