![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
![]()
Abi teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için. Peki şimdi bu durumda salat kelimesinin geçdiği hiç bir yer namaz anlamına gelmiyormu ? Bu durumda kuran da namaz'ın olmadığı,salat ın olduğunu mu anlamalıyım ?
selamlar... |
![]() |
![]() |
aşık74 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Apollonius (17. March 2010) |
![]() |
#2 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.094
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Aleykum Selam Aşık 74 Kardeşim!
Alıntı:
Kur’an’da namaz vardır. Allah’ın Resulu “Salatları” namaz ile başlatmıştır. “Namaz” sözcüğü Hindçe'den Farsça'ya, Farsça'dan da Selçuklular döneminde Türkçe'ye geçmiştir. Farsça'daki ilk anlamı, “ateş önünde saygıyla eğilmek” demektir. Sanskritçe, “saygı sunmak” anlamına gelen namaste kelimesinin Farsça'ya geçmiş şekli olması muhtemeldir. Bu kelime de, “selam vermek” anlamına gelen nam kelimesinden türemiş olmalıdır. Hem nam [selam] ve hem de namaste [saygı sunmak] günümüz Hind kültüründe de görülebileceği üzere “eğilerek” yapılan bir fiildir. Namaz” sözcüğünün Farsça'daki bu “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı, Arapça ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala/sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Bunu da Rabbimiz şu âyetiyle emretmiştir. A’raf;55: Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn; Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez. Âyetin orjinalindeki تضرّعاً[tezarru‘an] ifadesi, ض ر ع[d-r-a] kökünden türemiş “tefe‘ul” babından bir sözcüktür. Kök sözcüğün anlamı “zillet ve tevazu göstermek”tir. Tazarru‘an sözcüğü, kalıp ve cümledeki “hal” ögeliği itibariyle “zillet üstüne zillet, zillet üstüne zillet” [alçala, alçala, alçala alçala] demektir. Âyetin orjinalinde yine و[vav] bağlacıyla cümlede ikinci “hal” konumunda bulunan hufyeten sözcüğü, h-f-v kökünden türemedir ve ezdâd'dandır. Yani, iki zıt anlamı da içeren bir sözcük olup “açıkça göstererek, parıl parıl parlatarak” ve “gizleyerek” demektir. Bu durumda âyetten her iki mana da anlaşılmalı ve her iki hal ile de bu görev yapılmalıdır. Dua, “da’vet” ve “da’va” sözcükleri gibi mastar olup “çağırmak, seslenmek” demektir. İslâmî terim olarak “dua” ise, “yaratıklardan alâkayı keserek Allah'a yönelip O'ndan hayır istemek [hayır istemek için O'na yakarmak]” demektir. Dinlerdeki duaların; içerik ve biçimleri değişik olsa da, asıl olan dua yalvarıp yakarmaktır. Çünkü insan, kendisinden daha üstün olan bir varlıkla irtibat kurma ihtiyacı duyar. Bu sebeple, dua ederek varlığını kabul ettiği o Yüce Güç karşısında duyduğu saygı ve ümit hislerini açıklar, böylece bu ihtiyacını en üst seviyede karşılayarak gönlü huzura kavuşur. Dolayısıyla dua, Allah ile O'na inanan ve hâlini arz edip O'ndan niyazda bulunan kul arasındaki yakın ilişkinin nişanesi olan bir konuşmadır. Zaten bu sebeple duaya “münâcât” [Allah ile gizliden ve ruhsal konuşma] adı da verilmiştir. Dua, insan kişiliğindeki zaafların yol açabileceği kaymaları önlemek için olsa gerektir ki, ilâhî dinlerde, insanda yaratılıştan var olan dinî yöneliş duygusunun mümkün olduğu kadar canlı ve etkili bir hâlde bulunmasını sağlayacak bazı davranışlar görev hâline getirilmiştir. Bu davranışlar, yapılması zorunlu kılınan ibadetlerdir ve özellikle de ibadetlerin özü olan duadır. Dua ile insanın bilhassa refahta ve rahat ortamda iken Allah'ı hatırlaması öngörülmüş, böylece bencil isteklerine kapılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. İbadet ve dua sayesinde Allah'a yönelme güdüsünü canlı tutan insan, Allah'a boyun eğmekten [kulluktan] hiç çıkmayacağı gibi, bu şekilde gösterdiği küçülme ve saygı da Allah'ın rahmet ve bereketinin hep onun üzerinde kalmasını sağlayacaktır. Böylece ilk bakışta insanın Allah'a doğru bir yönelişi olarak görünen dua, Allah'ın rahmet ve şefkatini celbetmek sûretiyle Allah ile kul arasında karşılıklı bir ilişkinin başlangıcı hâline dönüşecek, bir başka boyut kazanacaktır. Bu sebeple dua, kulluğun en ileri mertebesi ve ibadetlerin özü ve en önemlisidir. Rabbimiz kulun ancak duası ile değer kazanacağını bildirerek duanın önemini şöyle vurgulamıştır: De ki: “Duanız olmasa Rabbim size kıymet verir mi ki de siz kesinkes yalanladınız? Artık size o kaçınılmaz olacaktır.” (Furkân/77) Allah ile kul arasındaki böyle bir ilişkide bir vasıtanın olamayacağı ortadayken, aracısız yapılacak duaların Allah tarafından kabul edilip edilmeyeceği hakkında Peygamberimize soru sorulmuş olmalı ki, Rabbimiz bu sorulara, dua edenlere çok yakın olduğunu ve onların dualarına karşılık vereceğini bildiren âyetlerle cevap vermiştir: Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi. (Mü’min/60) Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman, biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O hâlde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve bana inansınlar. (Bakara/186) Yüce Allah, kuluna cevap vermek için ondan sadece Kendisine başvurmasını istemektedir. İnsanın Allah'a başvurması için pek çok sebebi olabilir. Bu sebepler hayranlık, hamd, şükür olabileceği gibi, herhangi bir şeye ihtiyaç, korkulandan kurtulma ve yapılan hataların bağışlanması isteği de olabilir. Kaynak:İşte Kur'an Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi: | Apollonius (17. March 2010), aşık74 (18. March 2010) |
![]() |
#3 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Dediğiniz gibi namaz kelimesi uzun yıllar önce Hintçeden diğer dillere geçmiş olabilir. Bu konuda ufak bir araştırma yaptım. Hindu dini mensuplarının güneşe yönelerek güneş tanrısına doğru yaptıkları "SURYA NAMASKAR" adında bir ibadeti mevcut. Türkçe karşılığı "GÜNEŞİ SELAMLAMA". Fakat İngilizcesi ise bana daha ilginç geldi. "SUN SALUTATION" Bir kaç çeşidi olmakla birlikte aşağıdaki videodan bir varyasyonunu izleyerek nasıl bir ibadet olduğu hakkında fikir edinebilirsiniz.
Video açılmazsa: http://www.youtube.com/watch?v=b4T-yZ0hy1I adresinden bakabilirsiniz veya youtube gibi video sitelerinde surya namaskar diye aratabilirsiniz. Bu arada bu hareket sadece Hinduların bir ibadet biçimi değil, bir "Yoga hareketi" olarak doğu felsefelerine meraklı batı dünyasına da nüfuzetmiştir. Vakit darlığından dolayı kısa ve hızlı bir araştırma yaptığım için yanlış bilgilendiğim kısımlar olabilir. Lütfen teyid ediniz, yanlış bir şey yazmışsam uyararak doğrusunu gösteriniz ki vebal altında kalmayalım. Selamlar. Konu Anonymous tarafından (19. March 2011 Saat 07:07 PM ) değiştirilmiştir. |
||||
![]() |
![]() |
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. March 2011) |
![]() |
#4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 ![]() ![]() |
![]()
Dost1 abi teşekkürler emeğiniz için. Abim; o zaman hakkı bey'in yazdığı bu yazıya göre ben şunu anlıyorum.
Dinimizde farz olan namaz değil ! Salat dır ! Doğrumuyum ? Çünkü peygamberimiz ve arkadaşları farz olan ( salat ) bir ibadete başlamadan önce, namaz denen şekilsel dua yı yapıyorlarmış! Ben bunu anladım...doğrumuyum ? selamlar.. |
![]() |
![]() |
aşık74 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Barış (19. March 2010) |
![]() |
#5 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.094
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Aşık74 Kardeşim!
Alıntı:
Bugünkü kılınan namaz salat değildir. Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır. Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır. Salat, yapılması gerekendir/farzdır... İsra;78: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda İsra;79: Ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke, asa en yeb'aseke Rabbüke Mekamen Mahmuda Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar salâtı ikâme et [zihinsel ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut] ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd et [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur. Hud;114: Ve ekımıs Salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikâme et [zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut]; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür. Bakara;238: Hafizu ales Salevati ves Salatil Vüsta ve kumu Lillahi kanitiyn; Bakara;239: Fein hıftüm fericalen ev rükbana* feiza emintüm fezkürullahe kema allemeküm ma lem tekünu ta'lemun; Salâtları ve en hayırlı salâtı muhafaza edin [elbirlik koruyun]. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın [işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. Ama, eğer korktuysanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken muhafaza edin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen zikredin. Bakara;2-4:İşte bu kitap; kendisinde kuşku yoktur, gaybda iman eden, salâtı ikâme eden, kendilerini rızklandırdığımız şeylerden infak eden, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden muttakiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. Mü’minûn;9:Ve onlar [mü’minler], salâtlarını koruyan kimselerdir. Fâtır;18:Ve yük çeken bir kimse, başkasının yükünü yüklenmez. Eğer ağır yüklü bir kimse, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan hiç bir şey yüklenilmeyecek; bir akrabası olsa bile. Şüphesiz sen ancak Rabblerine karşı gaybda haşyet duyan ve salâtı ikâme edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca Allah'adır. Fâtır;29-30:Hiç şüphesiz şu, Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikâme eden ve kendilerini rızklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak veren kimseler, O [Allah], mükâfatlarını kendilerine tastamam versin ve lütfundan kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir. Nisâ;162:Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, salâtı ikâme eden, zekâtı veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlar, Bizim büyük bir mükâfât vereceklerimizdir. Bakara;177:Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz birr değildir. Ama birr, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanmak; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve boyunduruktakilere [kölelere], Allah sevgisi için vermek ve salâtı ikâme etmek, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte onlar sadık olanlardır. Ve işte onlar takvâlı olanların ta kendileridir. Nûr;56:Ve rahmet olunmanız için salâtı ikâme edin, zekâtı verin ve o Elçi'ye itaat edin. Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır. Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir. Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz. Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur. “namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır. Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki: Kul; • Saygılı bir şekilde durarak, • Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek], • Bel bükerek, • Yere kapanarak, • Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır. Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir. Nisâ;134:Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir. A‘râf;29:De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.” A‘râf;55-56:Rabbinize yalvara-yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti, muhsinlere [iyileştirenlere-güzelleştirenlere] çok yakındır. A‘râf;180:Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler. A‘râf;205:Ve sabah-akşam [her zaman] kendi içinden, korkarak ve yalvararak, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! Bakara;186:Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar. Mü’min;60:Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi. Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi? ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR. Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa; Alak;:7: En reahüstağna; Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca'; Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder). Kaynak:İşte Kur'an ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR. RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 207
Tesekkür: 30
72 Mesajina 144 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Yukarda verdiğiniz yazınızda ARAF SÜRESİNDE GEÇEN DUAYI namaz olarak almışsınız ve bakalım ki ayetlede geçen durumda rabbim bizleri nasıl uyarıyor ve özellikle TEVİL OLAYINDAN uzak durmamız gerektiği nasıl çıkıyor. ARAF .52- Andolsun, Biz onlara bir kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere BİR BİLGİYE DAYANARAK onu çeşitli biçimlerde AÇIKLADIK.[ not.okutturduk değil ,AÇIKLADIK] 53- Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki: "Gerçekten Rabbimiz'in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır. 54- Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir. 55- Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez. 56- Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. gelelim ARAF 55. VERDİĞİNİZ MANAYA,VE GÜZEL ABİM SİZE SORMAK İSTERİM KURANDA GEÇEN VE BİZİMDE İKAME ETMEKLE EMROLUNDUĞUMUZ NAMAZ MI KURANDAN KOLAYINA GELENİ OKUMAKLA VE TEKBİR TESBİH VE DUA, KIYAM,RUKU,SECDE, İLE OLMASI GEREKENLE mi ÖRTÜŞÜYOR,YOKSA YUKARDA verdiğiniz ve İKAMETU SALAT LA MI, İsra;78: EKIMIS SALETE lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda Hud;114: Ve EKIMIS SALATE tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde SALATI İKAME ET[zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut]; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür. VE AYETTETE NET BELLİ OLAN KIYAM İLE BAŞLAYAN İKAME SÖZCÜĞÜ HEM KIYAM ,HEMDE YAPILMASI GEREKEN MANAYI BARINDIRIR. SİZİN VERDİĞİNİZ ARAF 55 sadece ayettede belirtilen yalvarma manasındaki bir boyutuyla DUA olarak çıkıyor KANAATİNDEYİM. Lütfen birdaha bakın saygılar... Konu müslümanlardan tarafından (20. March 2010 Saat 07:27 AM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.094
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Müslümanlardan Kardeşim!
Bundan önceki yazınızda da sordunuz ve tek tek cevap verdik. Hatta Arapça bilmiyorlar mıydı diye sorduğunuz soruya oldukça çok sayıda tefsir ve meal yazan alimlerin meallerinden örnekler verdik. Bu yazınızdaki sorularınızın cevabı da bu başlıkta yazdığım yazıların içinde vardır. Uyarınız için teşekkür ederim. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a... Kırk yılı aşkındır sürekli bakıyorum. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 30
Tesekkür: 67
12 Mesajina 16 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Arkadaşlar Namaz sadece ve sadece iki vakittir. Anlayana Müteşabih olarak Hud 114, İsra 78 ve Muhkem olarak ta Nur 58. yeter. sevgiler, selamlar..
Ayrıca mealler arasına parantez açıp kendi yorumlarını ekleyen yobaz örümceklere de dikkat edelim. dikkat ediyorum da insanlar ayete bakmıyor yoruma veya nota bakıp aaaa bak namaz beş vakitmiş diyorlar. yazık çok yazık... Konu sabaha_dogru tarafından (21. March 2010 Saat 05:43 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.094
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Sabaha doğru Kardeşim!
Alıntı:
İsra;78: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda; Bu ayetlerde müteşabih olan nedir? Belirtirseniz sevinirim. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 30
Tesekkür: 67
12 Mesajina 16 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Hud 114 ve isra 78 de detayları, Nur 58 de isimleri var demek istedim.
yoksa gizli anlamlar içeriyor demedim sevgili kardeşim...... sevgilerle |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
namaz, rekatları |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|