hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HANİF MÜSLÜMANLIK > Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman!

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. March 2011, 03:02 PM   #1
TEBYİN
Uzman Üye
 
TEBYİN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
TEBYİN is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
MÜMİN SALATI: MİSAK ALINARAK MÜSLÜMAN OLAN KİŞİNİN VAHYE OLAN BAĞLILIĞININ DEVAM ETMESİDİR.
Bunu başarabilen birine her hareketi ibadettir zaten
__________________
Yüksek fikirler yüksek dağlara benzer: Görenleri ürpertir!

www.teblig.net
TEBYİN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
TEBYİN Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Barış (10. March 2011), hiiic (7. March 2011), Miralay (7. March 2011), pramid (8. March 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 10. March 2011, 02:53 PM   #2
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Ve aleykumselam ve rahmetullahi ve beraketuh Fedakaradam kardeşim.

Allah razı olsun bir müslüman olarak kaygılarını dile getirmişsin. İnanın bizler de, özellikle müslüman kardeşlerimizde hasıl olan gizli ve açık şirk konusunda çok kaygılıyız.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bu sitedeki tüm kardeşlerimiz namaza karşı değildir. Bilakis gündelik namazlarını hiç aksatmayan kardeşlerimiz de çoğunluktadır.

Namaza karşıymış gibi görünmemizin nedenleri ise;

-Birincisi Allah'ın asıl emri olan salat es geçip, adeta "Kıl beşi bitir işi" , "hele şu namazı kılayım da borcumu ödeyeyim" diyenlere karşı duruşumuz vardır. Cenab-ı Allah'ın aslolan emri "salat" tır ve Kur'anda yeraldığı ayetler bütünlüğüne göre anlamı vardır. Yani meal ve tefsirlerde rastladığımız gibi her "salat" görülen yerin namaz olarak geçmesine karşıyız.
Namaz kılıp ta, salatı gerçekleştirmeyerek, sorumluluktan kaçanlaradır sözümüz; dik duruşumuz.

-İkincisi sakara (cehennem ateşine) girmeye sebep olan şeyin "namaz kılmamak" olarak çevrilmesine karşıyız. Çünkü öncelikle orada "mücrimler" derken mü'minlerin kastedilmediği açıktır. Mücrimler; kafirler,münafıklar ve müşriklerdir. O ayette geçen "Yusallin" ise namaz kılmak değil, "desteklemek" anlamındadır. Zaten mücrimlerin ateşe girmesinin sebebi de peygambere ve O mübareğin elçiliğinin şahsında vahye, İslam'a, tevhide destek olmamak, tam aksine "köstek" olmaktır.

-Diğer namaza itiraz eden kardeşlerimizin itiraz sebebi de, cenab-ı Allah'ın Kur'anda miras taksiminden,Hz.Nuh Aleyhisselam'ın yaşına; ganimet paylaşımından,sosyal hayatı düzenleyen onlarca ayete varana kadar; oruçtan hacca,abdest alınışına kadar tüm menasikleri açık açık bolca örneklerle açıkladığı halde;"Dinin direği" olarak bilinen namaz için nedense hiçbir açıklama yapmamasıdır. Namaz oruçtan,hacdan daha mı önemsizdir ki, rabbulalemin yüce kitabında açıklama gereği görmemiştir.

Sitemizde hadislerle ilgili bolca konular mevcuttur. Aşağıda verdiğim linke tıklarsanız konu başlıklarını ve yazıları görebilirsiniz.

http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=15

Şunu da özellikle belirtmeliyim ki; hadislerin; Allah'ın elçisinin gerçekten ağzından çıktığına şüphe etmekle elçiye itaatsizliği bir tutmamalıyız. Elçinin söylediği her söz Kur'anda mevcuttur. Elçi "Kur'ana uyun" diyor. Biz aksini mi yapıyoruz? Yüce kitabımız Kur'an önümüzde duruyorken, neden gerçekten elçinin söylediği şüpheli olan rivayetler zincirine, kütüphaneler dolusu kitaplara meyledelim ki?
Elimizde en sağlam, en güvenilir,Cenab-ı Allah'ın kıyamete kadar koruması altında olan Kur'an dururken başka kaynak aramaya ne gerek var?

Değil mi güzel kardeşim?

Malumunuz bu rivayetler zincirinde bir tane bile kopukluk hasıl olsa, o hadisin güvenilirliğine gölge düşer.

Değerli Dost1 kardeşimizin;

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2323

linkinde yazdığı hadis eleştirisini okumanızı tavsiye ederim.

Allah'a emanet olunuz.
Selametle inşaAllah

Konu Miralay tarafından (10. March 2011 Saat 03:05 PM ) değiştirilmiştir.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Anonymous (11. March 2011), aşık74 (11. March 2011), Barış (10. March 2011), TEBYİN (10. March 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 10. March 2011, 03:37 PM   #3
TEBYİN
Uzman Üye
 
TEBYİN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
TEBYİN is on a distinguished road
Standart

40. Ey İsrâîloğulları! Size nimet olarak verdiğim nimetimi hatırlayın, Benim ahdime vefa gösterin ki Ben de sizin ahdinize vefa göstereyim. Ve sadece Benden korkun/sadece Bana ibâdet edin.

41. Yanınızdaki şeyi [Tevrât'ı] tasdik edici olarak indirdiğim şeye [Kur’ân'a] iman edin, O'nu, inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Benim âyetlerimi çok az bir bedelle satmayın. Ve sadece Bana takvâlı davranınız.

42. Ve siz bile bile hakk'ı bâtıla karıştırmayınız, hakkı gizlemeyiniz.

43. Salâtı [eğitim-öğretimi, sosyal yardım kurumunu] dikiniz/ayakta tutunuz, zekâtı veriniz, rükû edenlerle birlikte siz de rükû ediniz.

44. Siz insanlara birr'i buyuracaksınız da kendinizi umursamayacak mısınız? Oysaki Kitab'ı okuyup duruyorsunuz. Hâlâ akletmeyecek misiniz?

45-46. Bir de sabırla, salâtla [eğitim-öğretimle, sosyal destek kurumlarıyla] yardım isteyin. Şüphesiz bu [salât ve sabırla yardım isteme], saygılı olanlardan; gerçekten Rabb'lerine kavuşacaklarına ve gerçekten kendilerinin O'na dönücü olduklarına inanan kimselerden başkasına çok ağır gelir.

Bu âyetlerde, Medîne'deki Yahûdiler İslâm'a davet edilmişlerdir. Onların davet edildikleri ilkeler, Tevrât'ta bulunup da zâyi ettikleri ilkelerdir. Burada İsrâîloğulları'na verilen nimetler genel olarak hatırlatılmış, sonra da detaya girilmiştir.

Rasûlullah artık elçilik görevini Medîne'de sürdürmekte, vahyi orada tebliğ etmektedir. Medîne halkının önemli bir bölümünü de İsrâîloğulları oluşturmaktadır. O nedenle sûrenin İsrâîloğulları ile ilgili bu bölümünün iyi anlaşılabilmesi için, arka planın bilinmesi gerekir.

Mekke'de Rasûlullah'ın muhatapları genellikle müşrik Kureyşliler idi. Medîne'de ise tevhid, peygamberlik, vahiy, âhiret ve melekler gibi inançlara yabancı olmayan, kendilerini İbrâhîm soyundan kabul eden, Mûsâ'ya gelen Kitab'a da inandıklarını iddia eden Yahûdiler vardı. Ama ellerindeki kitap, din bilginleri tarafından tahrif edilmiş, içeriği çıkarları doğrultusunda oluşmuş bir kitaptı. Ortada hakk dinden bir şey kalmamıştı. Hakk din, bunların çıkarcılığı ile çeliştiği için gizli ve aşikar Rasûlullah ile mücadeleye kararlıydılar.

İşte bu ortamda Rasûlullah, onlara tebliğe ve onlarla mücadeleye hazırlanacaktır.

Burada İsrâîloğulları'na emredilen, Size nimet olarak verdiğim nimetimi hatırlayın, Benim ahdime vefa gösterin ki Ben de sizin ahdinize vefa göstereyim. Ve sadece Benden korkun/sadece Bana ibâdet edin. Yanınızdaki şeyi [Tevrât'ı] tasdik edici olarak indirdiğim şeye [Kur’ân'a] iman edin, onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Benim âyetlerimi çok az bir paraya satmayın. Ve sadece Bana takvâlı davranınız. Ve siz bile bile hakk'ı bâtıla karıştırmayınız, hakkı gizlemeyiniz. Salâtı [eğitim-öğretimi, sosyal yardım kurumunu] dikiniz/ayakta tutunuz, zekâtı veriniz, rükû edenlerle birlikte siz de rükû ediniz. Siz insanlara birr'i buyuracaksınız da kendinizi umursamayacak mısınız? Oysaki Kitab'ı okuyup duruyorsunuz. Hâlâ akletmeyecek misiniz? Bir de sabırla, salâtla [eğitim-öğretimle, sosyal destek kurumlarıyla] yardım isteyin şeklindeki emirler, Kur’ân'ın muhtelif yerlerinde yer almıştır.

İSRÂÎLOĞULLARI

İsrâîl kelimesi Arapça olmayan bir kelimedir. O bakımdan bu kelime munsarif [çekimli fiil] değildir. Yedi türlü söylenişi vardır: Birincisi Kur’ân-ı Kerîm'de kullanılan şekil olan İsrâîl'dir. Bu ise hafif hemze şeklinde medli “İsrâîl” şeklinde söylenir. Bunu Şennebûz, Verş'ten nakletmiştir. Diğer bir okuyuş, hemzesiz olarak yâ'dan sonra medli “İsrâyîl” şeklindedir, A‘meş ve Îsâ b. Ömer bu şekilde okumuştur. Hasen ve Zührî ise hemzesiz ve medsiz olarak (“İsrail” şeklinde) okumuşlardır. Yâ'sız, fakat esreli bir hemze ile “İsrâîl” şeklinde, üstünlü bir hemze ile “İsrâel” şeklinde de okunmuştur. Temimliler ise “İsrâîn” şeklinde nûn'lu okurlar.

İsrâîl kelimesi, “Allah'ın kulu” anlamındadır. İbn Abbâs der ki: “İbrânice'de isrâ ‘kul’, îl de ‘Allah’ demektir.” İsrâ kelimesinin “Allah'ın seçtiği”, il kelimesinin ise “Allah” demek olduğu söylendiği gibi, isrâ kelimesinin “sağlam yapmak ve bağlamak”tan geldiği de söylenmiştir. Buna göre İsrâîl, “Allah tarafından sağlam bir şekilde güçlü olarak yaratılmış” gibi bir anlam ifade eder. Bunu Mehdevî zikretmektedir. es-Süheylî der ki: “Hz. Ya‘kûb'a ‘İsrâîl’ adının verilmesi, o'nun Yüce Allah için hicret ettiği vakit bir gece yürümesinden dolayıdır. Bundan dolayı o'na ‘İsrâîl’ adı verilmiştir, yani, ‘Yüce Allah'a geceleyin giden ve yürüyen’ anlamındadır.” Bu son açıklamaya göre ismin bir bölümü İbrânice, bir bölümü de Arapların söyleyişine uygun olur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.[22]

AHDE VEFA

Burada İsrâîloğulları'na hitâben, Benim ahdime vefa gösterin ki… denilmiştir. Kur’ân'da İsrâîloğulları'ndan alınan ahitlerle ilgili birçok ifade bulunması hasebiyle, buradaki ahdin ne olduğu hususunda birçok görüş ortaya çıkmıştır. Bizce bu ifade, tüm emir ve yasakları içerir:

Ve hani Biz, İsrâîloğulları'nın mîsâkını [kesin sözünü] almıştık: “Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzelliği söyleyiniz, salâtı ikâme ediniz ve zekâtı veriniz.” Sonra çok azınız müstesnâ olmak üzere yüz çevirdiniz. Ve siz yüz çevirenlersiniz. (Bakara/83)

Biz, buradaki ahdin, Peygamberimizin çağdaşı olan İsrâîloğulları'nı da çok yakından ilgilendiren bir ahit olduğu kanaatindeyiz. O nedenle, bu ahdin “bu pasajda özel olarak zikredilen emirlerle birlikte Allah Elçisi'nin geleceği ve İsrâîloğulları'nın ona uymaları gerektiği emrinin Tevrât'ta yer alması” olduğunu düşünüyoruz.

Allah, İsrâîloğulları'ndan söz almıştı. İçlerinden on iki nakib [müfettiş/başkan] göndermiştik. Ve Allah demişti ki: “Ben, muhakkak sizinle beraberim. Salâtı ikâme eder, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onları destekler ve Allah'a güzelce borç verirseniz, andolsun ki sizin günahlarınızı örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. İşte sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, gerçekten dosdoğru yoldan sapmış olur. (Mâide/12)

Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine harâm kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrât ve İncîl'de yazılmış bulacakları o Ümmî Peygamber, o Elçi'ye uyarlar. O hâlde, o'na iman eden, o'na kuvvetle saygı gösteren, o'na yardımcı olan ve o'nun ile birlikte indirilen nûru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülkü Kendisinin olan, Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah'ın, size, hepinize gönderdiği elçiyim. O hâlde doğru yolu bulmanız için Allah'a ve O'nun sözlerine iman eden, Ümmî Peygamber olan Elçisi'ne iman edin ve o'na uyun.” (A‘râf/157-158)

Andolsun ki Biz, İsrâîloğulları'nın sözleşmesini aldık ve kendilerine elçiler gönderdik; ne zaman ki onlara elçi, nefislerinin hoşlanmadığı bir şeylerle geldi, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler. Ve onlar, bir fitne olmayacağını sandılar da körleştier ve sağırlaştılar. Sonra Allah onların tevbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu körleşti, sağırlaştı. Ve Allah, onların yaptıkları şeyleri en iyi görendir. (Mâide/70-71)

HAKKI BÂTILA KARIŞTIRMAYIN

Âyetteki, hakkı bâtılla karıştırmayınız emri, “siz de Kitap'ta bulunan hakkı bâtıla karıştırmayın”; yani, “kitabı değiştirmeye kalkmayın, Muhammed'in elçiliğini inkâra yeltenmeyin, Yahûdilik ve Hristiyanlık'ı İslâm'a karıştırmayın” şeklinde anlaşılabilir.

Pasajın girişinde İsrâîloğulları'na verilen nimetlere değinilmişti. Bu nimetler, ileriki âyetlerde, hani bir zaman… ifadeleriyle tek tek zikredileceği için onların burada listelenmesine gerek görmüyoruz. Burada zikredilen nimetler, Kasas, Tâ-Hâ, Şu‘arâ, Yûnus, İbrâhîm, Câsiye sûrelerinde de geçmişti.



http://www.istekuran.com/index.php?page=bakara
__________________
Yüksek fikirler yüksek dağlara benzer: Görenleri ürpertir!

www.teblig.net
TEBYİN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
TEBYİN Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Anonymous (11. March 2011), Barış (10. March 2011), Miralay (10. March 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 21. May 2011, 07:56 PM   #4
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Beyza Kardeşim!
Fedakar adama ait yazıyı buraya sadece "Allah encamımızı hayırlı eylesin." demek için mi astınız. Allah encamımızı hayırlı eylesin de adınızın altına "Forum yöneticisi" yazısını neden ekleme ihtiyacı duydunuz?
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (22. May 2011), Miralay (23. May 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 7. November 2011, 07:10 AM   #5
yeşil
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2011
Mesajlar: 107
Tesekkür: 791
69 Mesajina 174 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
yeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud ofyeşil has much to be proud of
Standart

Dost1 kardeşim yüreğine sağlık Rabbim (bir önceki sayfada yaptığınız) açıklamalarınızdan dolayı sizden razı olsun..

Diğer kardeşlerim sizlerden de Rabbim razı olsun gerçekten her açıklamanız sağlam temeller üzerinde ve asla ama asla kuşku barındırmamakta..
yeşil isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
yeşil Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (10. November 2011)
Alt 21. December 2012, 07:39 PM   #6
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

İBRÂHİM suresi 40. ayet

رَبِّ اجْعَلْنٖى مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ

Rabbic'alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua

"Rabbim! Beni, salatı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"

Ben arapça bilmiyorum ama bu ayetin tercümesi yukarıdaki gibiyse, bir peygamber neden soyundan gelenlerin tamamını değil de bir kısmını, salatı özenle yerine getiren insanlar yapması için rabbine yalvarır?

Buradaki salat namaz değilmi ki bir kısmı için yerine getirmesi niyaz ediliyor???
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. December 2012, 12:04 AM   #7
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İBRÂHİM suresi 40. ayet

رَبِّ اجْعَلْنٖى مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ

Rabbic'alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua

"Rabbim! Beni, salatı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"

Ben arapça bilmiyorum ama bu ayetin tercümesi yukarıdaki gibiyse, bir peygamber neden soyundan gelenlerin tamamını değil de bir kısmını, salatı özenle yerine getiren insanlar yapması için rabbine yalvarır?

Buradaki salat namaz değilmi ki bir kısmı için yerine getirmesi niyaz ediliyor???
Rabbic’alnî mukîmas salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâ(duâi).

Sevgili bart,

Ayette soyumdan bir kısmı denilmiyor, beni ve soyumdan olanları, soyumu deniyor.

Siz, kimin mealini almışsanız, yanlış anlamalara neden olan meal yüzünden bunları düşünmeniz normal oluyor.

Putperest babası için bile dua eden, İbrahim gibi bir peygamberin, soyunun bir kısmı için dua edip, diğer kısmı için dua etmemesi beklenemez.

Bu nedenle salatı, namaz yerine eğitim-destek anlamında ele almak yanlış olmaktadır.

selamlarımla,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. December 2012, 12:15 AM   #8
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Rabbic’alnî mukîmas salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâ(duâi).

Sevgili bart,

Ayette soyumdan bir kısmı denilmiyor, beni ve soyumdan olanları, soyumu deniyor.

Siz, kimin mealini almışsanız, yanlış anlamalara neden olan meal yüzünden bunları düşünmeniz normal oluyor.

Putperest babası için bile dua eden, İbrahim gibi bir peygamberin, soyunun bir kısmı için dua edip, diğer kısmı için dua etmemesi beklenemez.

Bu nedenle salatı, namaz yerine eğitim-destek anlamında ele almak yanlış olmaktadır.

selamlarımla,
aorskaya
Meal Y.N.Ö. aittir. Hasenat programından aldım. Ayrıca
http://www.kuranmeali.org/14/ibrahim..._mealleri.aspx sayfasında da aynı meal var.
Daha doğrusu ayeti farklı meallendiren sadece kendisi idi diğerleri sizin dediğiniz gibi meallendirmişti.

Bende bu yüzden sordum...
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. December 2012, 12:20 AM   #9
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
bartsimpson Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Meal Y.N.Ö. aittir. Hasenat programından aldım. Ayrıca
http://www.kuranmeali.org/14/ibrahim..._mealleri.aspx sayfasında da aynı meal var.
Daha doğrusu ayeti farklı meallendiren sadece kendisi idi diğerleri sizin dediğiniz gibi meallendirmişti.

Bende bu yüzden sordum...
Sevgili bart, zaten senin soru açtığını ve başkaca bir anlayış iddiasında olmadığını yazılarından görüyoruz.

Ancak, senin bu dikkat çekmene ve hatta ayeti meallendirirken "soyun tamamı" şeklinde meallendiren kardeşlerimizin de "kısmen" deyimine dayanarak namaz yerine eğitim-destek anlaşılması gerektiğini onaylamaları üzerine konu hakkındaki yanlış gidişatın görülmesi için yazma gereği duydum.

selamlarımla,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. December 2012, 12:25 AM   #10
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili bart, zaten senin soru açtığını ve başkaca bir anlayış iddiasında olmadığını yazılarından görüyoruz.

Ancak, senin bu dikkat çekmene ve hatta ayeti meallendirirken "soyun tamamı" şeklinde meallendiren kardeşlerimizin de "kısmen" deyimine dayanarak namaz yerine eğitim-destek anlaşılması gerektiğini onaylamaları üzerine konu hakkındaki yanlış gidişatın görülmesi için yazma gereği duydum.

selamlarımla,
aorskaya
Benimde şüphelerim var ve hala kafamda oturtabilmiş değilim.

Birkaç ileti öncesine bakarsan;

Bu forumda sıklıkla referans gösterilen Hakkı Yılmaz mealinde de sanırım bir yanlışlığı tesadüfen Galip yakaladı.

İşte sorunda buradan kaynaklanıyor. Arapça bilmeyenler...Kime inanacağız? ve neyi referans alacağız?
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kuran, satan, tezgahında, şeytan

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:12 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam