![]() |
![]() |
#11 | |||||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!
Alıntı:
Sorularınızı ve yazdıklarınızı görünce yazıların yeterince tefekkür edilip irdelenmediğini düşünüyorum. Alıntı:
Alıntı:
Ben yine de bu sorunuzun cevabını yazımdan alıntı yaparak vereyim. "... Buraya kadarki açıklamalarımızdan çıkan sonuç şudur: اولياء اللّه - evliyâullah sözcüğünün esas anlamı Allah'a yakın olanlar demektir. "Allah'a yakın olanlar" ise, Rabbimizin ifadesiyle "muttaki müminler'dir." Bu noktada sorulması gereken soru şudur: " Acaba muttaki müminler Allah'a nasıl yakın olabiliyorlar?" Rabbimiz bu sorunun cevabını da yine Kur'ân'da vermiştir: (Muhammed: 7) Ey inananlar! Eğer Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlamlaştırır. (Âl-i İmran: 52) Îsâ onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havariler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız. Allah'a iman ettik biz. Tanık ol, biz Müslümanlarız." (Saff: 14) Ey iman etmiş olan kimseler! Allah'ın yardımcıları olun! Hani Meryem oğlu İsa Havarilerine; "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de havariler; "Biz Allah'ın yardımcılarıyız." cevabını vermişlerdi. Bunun ardından İsrâîloğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet Biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler. Görüldüğü gibi, yukarıdaki Âyetlerin açık ifadelerinde Allah'a yardımdan ve Allah'ın yardımcılarından bahsedilmektedir. Herkesçe malûmdur ki, bizzat Allah'ın kendisine yardım etmek imkânsızdır; Yüce Allah da böyle bir yardımdan ve yardımcılardan müstağnidir. Nitekim Rabbimizin muttaki müminleri kendisine velî [yakın ve yardımcı] kabul etmesi de O'nun aczinden, düşkünlüğünden, güçsüzlüğünden, ihtiyacından kaynaklanmamaktadır. Rabbimiz bir Âyetinde bu hususu şöyle açıklamaktadır: (İsrâ: 111) Ve de ki: Hamd [övgü] , hiçbir çocuk edinmeyen, mülkte kendisi için herhangi bir ortağı bulunmayan, düşkünlükten dolayı yardımcısı olmayan Allah'a özgüdür. Ve O'nu [Allah'ı] büyükle dikçe büyükle [ululadıkça ulula] ! O halde, muttaki müminlerin, hiçbir yardıma ve yardımcıya ihtiyacı olmayan Allah'a –sözcüğün hakikat anlamıyla– nasıl yardımcı olabildiğini anlamak için şu hususlarda dikkatle zihin yormak gerekmektedir: • Allah insanları ne için yaratmış, onlara neden kitaplar ve peygamberler göndermiş ve onlardan neler istemiştir? • Allah'ın insanlardan istedikleri kimler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir, Sünnetullah nasıl cereyan etmektedir? • Allah'ın düşmanları kimlerdir, bunlar neler isterler, nasıl davranırlar? Bu soruların cevapları hem belli hem de kolaydır: ..." Cevabın geri kalan kısmını yazımızdan inceleyebilirsiniz. Değerli Kardeşim! Kur'an Arabiyyen gelmiştir. Meallendirilmesi de Arabiyyenin kurallarına göre olur. Sizin ya da benim görüşlerimize göre değil. Sizin örnek verdiğiniz mealleri yazan insanlar metne ve dile sadakat göstermedilerse bu onların sorunudur. Arap bir tanıdığınız varsa sorun bakalım "veli,evliya,vela,mevla" kelimelerine ne diyecekler. Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Türkçe olmayan bir sözcük "Türkçeye" geçmiş olan bir sözcük ise ve bu sözcük ile ilgili bir araştırma yapılacaksa o sözcüğün "geçtiği dildeki" kök yapısına bakılır. Evet Türkçe değildir. Alıntı:
Kur'an Arabiyyendir (Arapçanın gramer yapısına göredir.) eğer Kur'an'da geçen bir sözcüğü(Allah vahyinde Çelişki ve tutarsızlık yoktur ilkesi vardır.) Arapça gramer yapısına uygun olmayan bir sözcük konulursa gerekçeleriyle birlikte bunun böyle olmayacağını göstererek karşı görüşte bulunabilirsiniz. Söz konusu olan Kur'an ayetleridir. Allah'ın ayetlerinde asla çelişki ve tutarsızlık yoktur.Yazdığım meallerde çelişki görürseniz buyrun gerekçeleriyle birlikte ortaya koyun hatamız varsa bizim ilmimizin yetersizliğindendir deriz ve hatamızı düzeltmeye çalışırız. Değerli Kardeşim! Yazdığınız yazılar ile ilgili görüşlerimi gerekçeleri ile belirtiyorum. Müzakerede bulunacaksınız siz de aynısını yapınız. Müzakeremiz "Dam başında saksağan kaz beline vurmayı" örneğindeki gibi olmasın. Dinin bana göresi sana göresi olmaz. Din Allah'a göre olur. Ayetler hakkında -Müteşabih olan ayetlerin önceliklemesi dışında-bu benim görüşüm şu senin görüşün olmaz sadece Allah'ın görüşü olur. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|||||||
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
demektir, himmeti, şeyhlerin |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|