![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Dünyanın güneş etrafındaki dönüşüyle 12 hilalin tam çakışması mı gerekir ki.
Bu cümlenizden anladığım eğer doğruysa çakışmak eş zamanlı olmak demek. Eş zamanlı olan şey güneşi dünya 1 kez dolanırken güneşi kamerin de dünya ile el ele dolanması ve o esnada dünyayı 12/13 kez dolanmasıdır. Dünya güneşi 365 küsur günde dolanır ve o esnada kamer de dünyayı 12 kez dolanır ki bu 354 alır. Kamer 354 günlük dünya turlarını tamamladığında ise dünyanın 365 günlük güneş turunu tamamlamasına daha 11 gün var (365 - 354 = 11) İşte bu 11 günler birike birike 29.5 güne ulaştığında 13ncü ay ete kemiğe bürünür. 12 ya da 13 hilal kamerî yıl da değildir şemsî yıl da değildir; "dolunaylar dizisi"dir ki 9:36'da iddet eş-şuhûr diye geçer. Oruç işte o "dolunaylar dizisi"inde yer alan "kavurucu dolunay"la ilgilidir. Kavurucu dolunay farkettiren o okumanın indirildiği andır, o dolunayı görenleriniz o dolunayı savmlasınlar. . Konu Hasan Akçay tarafından (15. August 2018 Saat 05:07 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Hasan Bey yine aldın sazı eline hep aynı, hep aynı...
Bakınız! Forum konusundan epey saptınız. Olay yolcu42 ile monolog şekline dönüştü. Lütfen Galip Bey'in açtığı konu başlığı üzerinde ve manasında yoğunlaşalım. Farklı bilgi ve görüşleri tartışalım. Sizin imsakiye programlarınızın değil... 21. yüzyılda yaşıyoruz. Hala şu bedevi zihniyetinden kurtulamadınız.
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 825
Tesekkür: 0
166 Mesajina 234 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Galip Bey'e göre ŞEHR dolunay değil "belirti"dir
ve Şehru Ramazân: zorluk belirtisi... tıpkı başka birilerine göre ŞEHR nasıl "şehir"se. Ben Kuran'nın kelimeleriyle bu şeklide oynanmasına karşıyım ve yolcu42'ye cevaben bunu dile giriyorum. Sen bunun ayırdında değilsin. Ve kullandığın üslup... Neymiş, almışım sazı elime imsakiye programım mış mış bedevi zihniyetim miş miş. Aynen iade ediyorum, piserif. FORUMDA KİMSENİN KİMSEYE HAKARET ETMEYE HAKKI YOKTUR. HASAN BEY ELEŞTİRİLERİMİZE CEVAP DOZUNU KAÇIRARAK UYGUNSUZ KELİME KULLANMIŞTIR. BU SEBEPLE KENDİSİ FORUM KURALLARI GEREĞI 10 GÜN FORUMDAN YASAKLANMIŞTIR. BİZ MODERATÖRLER OLARAK GEREKLİ GÖRDÜĞÜMÜZ KİŞİLERİ FORUM KURALLARI ÇERÇEVESİNDE UYARIRIZ. ELEŞTİRİ YA DA USLUP KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞEN KAVRAMLARDIR. HAKARET EDİLMEYİ YA DA AŞAĞILAYICI KELİMELER KULLANMAYI GEREKTİRMEZ. Konu bartsimpson tarafından (17. August 2018 Saat 01:01 PM ) değiştirilmiştir. Sebep: uygunsuz kelime kullanımı |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Hasan Bey
demiş ki..... Alıntı:
Halbuki bakın biz ne demişiz. Kısa ve öz yazmışız; çünkü ayet çevirisi yapmışız. İşte: "2/185.-: Kur'an bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici olarak " iner"(çare olur). Bundan dolayı sizden her kim (toplum) bu belirtiye/alamete/(ramazana)/(eşşehre) şahit olursa hemen onda/ona karşı SAVM/mücadele etsin(ler)............. Okunduğu gibi ayet çevirisinin birinci cümlesinde: "bunalımın(ramazanın) herkese açık/aşikâr/alamet/belirti/(eşşehr) olduğunda" denilerek Eşşehr sıfat olarak kullanılmış ve "bunalım/ramazan"ın herkese aleni, herkes için aşikârlığı nitelenmiştir. İkinci cümlede ise "her kim bu belirtiye, bu alamete yani ramazana yani eşşehre" denilerek yüklem, dolayısı ile de isim olarak kullanılmıştır. Bizi dışlamaya kalkan Sayın Hasan Akçay bakın kendisi ne yazmıştır: "oruç "Şehru Ramazân"da tutulur (2:185), ki dolunaydır; takvim ayı değildir." Bunun bir günlük oruç ifade ettiğini söylediğimizde eyyamen ma'dudatı ortaya atarak yok elin parmakları, yok ayakların parmakları bilmem kimin iddiaları gibi hiç bir dayanağı olmayan afaki bir ifade ile 3 günü ortaya atmış ve O'na göre oruç 3 gün olmuştur. Fakat Hasan Bey değişir mi? Dün, yani 15/08/ 2018 tarihinde yine "Kavurucu dolunay farkettiren o okumanın indirildiği andır, o dolunayı görenleriniz o dolunayı savmlasınlar." diye yazmıştır. "o dolunayı savmlasınlar" ifadesi o dolunayı savsınlar, defetsinler ve de dolunayı "savlamak" da, eğer "savlamayı oruç tutmak olarak alırsanız" onu put yapmak anlamına da gelir; ama çekişmek istemiyorum. Saygılarımla. Galip Yetkin Konu galipyetkin tarafından (17. April 2022 Saat 03:10 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Bu konu için son olarak iki durumu ortaya koymak gerekiyor.
Birincisi şehr kelimesinin mânâsı. Konumuz olduğundan -şehru ramazan- ifadesini ele alalım. Biliyoruz ki ramazan kişisel veya toplumsal sıkıntıyı, zoru bela vs. gibi bir hali/durumu anlatmaktadır. Şehru ramazan ise herkesi ilgilendiren/meşhur ramazan halinin, hükmünü sürdürme başlangıcı yani ne zaman olacağı belli olmayıp, hükmünü sürdürmeye başladığında da ne kadar zaman boyu hükmünü sürdüreceği de belli değildir; çünkü kendisiyle savaşmama veya savaşanların sayısı ve karşı koymanın şiddeti bunu belirler. Bu nedenle ramazanı sonlandıracak olan ona "müdahale ve yeterli güçtür"; zamanında ve etkin bir güç ile karşı gelindiğinde belirli bir zaman sonra sona erdirilir. Dolayısı ile Şehr, gelecekte oluşacak, başlangıcı belli ve ne zaman sona ereceği belli olmayan, fakat müdahele ile mutlaka sona erecek müddetli ve meşhur, öne çıkmış. ön sırada, herkesi ilgilendiren bir zaman aralığıdır. Böyle olunca da -şehru ramazan- ne zaman başlayacağı ve ne zaman biteceği belli ve bir toplumda herkesi ilgilendiren sıkıntılı, zorlu, problemli, bunalımlı bir zaman aralığıdır. Şu andaki Türkiye deki ekonomik problem anlattığımız -şehru ramazandır-; Türkiye-nin ve Türk Halkının şehri ramazanıdır ve bununla Bakara-185. ayette belirtildiği gibi gerek ferden mücadele(savm), gerek toplumca mücadele(siyam) edilmelidir. İkinci konu ise Bakara 187. ayetteki: -SİYAM GECELERİNİZDE kadınlarınıza yaklaşmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah, sizin nefslerinize ihanet ettiğinizi bildi. Bunun üzerine tövbelerinizi kabul etti ve sizi affetti. Şimdi artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şeyleri isteyin......- kısmı. Buradaki kadınlar ifadesi bildiğimiz kadınları tanımlamaz. Kadın ifadesinin Kurancasının iş/menfaat sağlayan çalışma olduğunu Nisa suresinin yetimler hakkındaki söyleşimizden biliyoruz. Yani bir eylem/iş sonucu elde edilecek kazanımların elde ediliş yol ve yordamı, ve bu yolla menfaatlenilmesidir. İşin veya ortamın zorlu yönlerinin/ramazan çatışmasının bir insanı yapacağı bir fiilinden vazgeçirmemesi, eylemini önlememesi, aksine kişinin kendisini çalışmalarının neticesini elde etmeye motive etmesi, zorlukları bir plan çerçevesinde göğüslemesidir. İş kuracaksa, zorlu yönlerin o insanı, fiilinden vazgeçirmemesi, eylemini önlememesi, aksine elde etmeye motive edilmesi, zorlukları bir plan çerçevesinde göğüslemesi. tembelliğin ortadan kaldırılmasıdır. Kişinin ve işinin birbirlerinin elbisesi olmasını ele alır isek: -Çünkü siz işinizin, işiniz de sizin düzgün yaşam umududur. Siz işinizi kurup, çalışıp ihtiyaçlarınızı sağladıktan sonra kurulu işinizi ne kadar geliştirirseniz siz de toplum da o oranda gelişir. Çünkü kazanacak ve kazancınızdan zekât/vergi vereceksiniz toplum da kazanacaktır.- anlamını vermektedir. Toplum kazanıp geliştikçe toplumun fertleri de dolayısı ile siz de, işiniz de gelişecektir. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (9. May 2021 Saat 07:32 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Yazımıza başlarken şöyle bir soru sormuştuk:
Oruç görevi biter bitmez mutluluk saçan bayram neden yapılır? Şimdiye kadar bir cevap alamadık. Bu yönde bir fıkra var. Okur musunuz?... 'Bektaşi babası "baba erenler" imama sormuş: -Ramazanı pek seversin değil mi? İmam tereddütsüz: -Sevmaz miyiz? demiş. Bektaşi: -Oruç tutmak sizin için çok önemli değil mi? İmam: -O nasıl soru? diye biraz ciddileşmiş Baba erenler devam etmiş: -Ramazan gelsin diye de çok dua edersiniz, öyle değil mi? İmam biraz öfkelenerek: -Ne diyorsun yahu böyle, haddini bil artık! demiş -Sakin ol imam efendi hazretleri demiş bektaşi, -Madem bu kadar çok seviyorsunuz. gelsin diye dualar ediyorsunuz, ne diye bitince bayram yapıyoırsunuz? Saygılarımla. Galip Yetkin. - |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamın aleyküm,
Bayram sohbeti. Bayram nedir niçin yapılır?
__________________
Halil Ay |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
akşama, değil, geceye, kadar, neden |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|