![]() |
![]() |
#121 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
En’âm 41
Bilakis yalnız Allah'a yalvarırsınız. O da (kaldırılması için) kendisine yalvardığınız belayı dilerse kaldırır; ve siz ortak koştuğunuz şeyleri unutursunuz. |
![]() |
![]() |
![]() |
#122 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 830
Tesekkür: 191
545 Mesajina 1.168 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#123 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 9
Tesekkür: 17
7 Mesajina 19 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 ![]() ![]() |
![]()
iki konuda dusunce belirtmek isterim
Kuran 'ın Peygamber efendimizi takip etmemizi emrettiği doğrudur. Doğru olmadığını dusundugum nokta ise hadisler=peygamber eslemesidir. Hadisler peygamber degildir, Peygamberimiz yaklasik 1400 yıl once vefat etmistir. Cuma namazlarında ve pek cok yerde duydugum "peygamberimiz soyle demistir" yerine " soyle dedigi rivayet edilr" cumlesi kullanilirsa, Peygamberimize iftira atma riski de ortadan kalkabilir kanaatindeyim. diger mesele icin once su ayetleri vermek isterim Âl-i İmrân / 139 Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz. Nisa/90 Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir. BAKARA - 148* Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. Burada 3 kelimenin altı cizilebilir: ustunluk, ozgurluk, yarisma. Tespit kesindir ki dunyanin yonetimi asirlardir musluman olmayanlarin elindedir. Ustun olan onlar, bizler degiliz. Bundan daha vahim olarak, biz muslumaniz diyenleri hep horlanirken, itilip kakilirken, fakirlik ve pislik icinde gormekteyiz. Durum boyleyken hangi musluman gurup gercek dogru yolda oldugunu idda edebilir? ozgurluklerin korundugu bir yarisma ortami bunu saglayabilir, yoksa kimin daha dogru oldugunun ispati ancak hesap gununden sonra mumkun gozukuyor. |
![]() |
![]() |
![]() |
#124 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Mâide 66
Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). - Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür! Oysa kendisini müslüman yaptığı saçmalıkları da islam diye adlandıran doğu yabanilerinin üzerine sürekli Allahın pisliğinin yağdırılmaının nedeni nedir? Yoksa onların vahyi arkaya atıp onu çarpıtmaları ve onda olmayanları islam diyerek kendilerini ve insanları yoldan çıkarmarları olmasın???... günümüz avrupası daha müslümanca yaşıyorlar. Özellikle hristiyanlıktan kurtulup kafirliği rededen ve BİLİMsEL verileri (Allahın sünnetini) tek cevaplayıcı yol seçenler... |
![]() |
![]() |
![]() |
#125 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Allah, Kur'an ile islama dönebilme özelliklerini, döne döne defalarca anlatmış ve genel af çıkartmış, fakat bir güruh ''Hayır!.. Sen yalnışsın. Bizim koyduğumuz 5 şart var; doğrusu bu.'' demişler ve karşısına ''kutsal hadisler''le çıkmamışlar mı?...
Bu 5 şart dışında kalan eylemler, bu güruh tarafından af edilmiş olmuyor mu?... En basiti de Bakara-219/2 ve Nahl-71 karşında %2,5=1/40 ile yer almak. Niye papazlar kınanıyor ki. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (27. January 2012 Saat 01:46 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#126 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Bir de Sabiin denilen kimselere de dikkat edin.Onların bir çoğu Allah'tan gafildirler.Bir yaratıcı olduğunu sezmişlerdir.Ama iman konusunda tam müslüman değillerdir. İmanla küfür arasında mekik dokurlar.Bunların akibetinin ne olacağını Ancak Allah bilir.
Selamun Aleykum Fadakaradam, Bakara Suresi 62. Şüphe yok ki, mü'minler ile Yahudilerden ve Hıristiyanlar ile sabiîlerden her hangi kimseler Allah Teâlâ'ya, âhiret gününe İman edip salih amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için rabları katında mükâfatlar vardır. Ve kendilerine asla korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır. Bu Ayet'ten ne anlasiliyor? |
![]() |
![]() |
![]() |
#127 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun Aleykum! Değerli Merdem Kardeşim!
Tefekkürümüze ışık tutması dileğiyle: SÂBİÎLER Âyetlerde bir de, الصّابئين'den [sâbiîn'den/sâbiîlerden] söz edilmektedir. Bunların kimliği ötedenberi tartışmalıdır. Bu hususta klasik kaynaklardaki açıklamalar şu şekildedir: 1) Mücâhid ve Hasan Basrî, bunların kestikleri hayvanlar yenilmeyen ve kadınları ile evlenilmeyen Mecûsî ve Yahûdilerden olan bir tâife olduğunu söylemişlerdir. 2) Katâde, bunların meleklere tapan ve hergün beş kere güneşe doğru ibâdet eden kimseler olduğunu söylemiş; sözüne devamla şöyle demiştir: “Beş türlü din vardır. Dördü şeytânın, biri Allah'ın dinidir. Meleklere tapan Sâbiîlerin, ateşe tapan Mecûsilerin, putlara tapan müşriklerin ve Ehl-i Kitab'ın dini şeytânın dinidir. 3) Doğruya en yakın olan bu görüşe göre, Sâbiîler, yıldızlara tapan bir tâifedir. Sâbiîlerin bu hususta iki değişik görüşleri vardır: A) Kâinatın yaratıcısı Cenâb-ı Allah'tır. Ancak O, bu yıldızlara tazim edilmesini ve onların ibâdet, duâ ve tazim için kıble kabul edinilmesini emretmiştir. B) Allah felekleri ve yıldızları yaratmıştır. Fakat, âlemdeki hayır, şerr, sıhhat ve hastalık gibi şeyleri idare eden, düzenleyen ve yaratan bu yıldızlardır. Bundan dolayı insanların, onlara tazim etmesi gerekir. Çünkü bunlar âlemi idare eden ilâhlardır. Hem bu yıldızlar da Cenâb-ı Hakk'a ibâdet ederler. Bu mezheb, Hz. İbrâhîm'in (a.s) itikadlarını reddetmek ve iptal etmek için geldiği, Keldânilere âit bir mezhebdir. Sâbiîler; Mecûsîler, Yahûdiler ve Hristiyanlar arasında bir kavim olup dinleri yoktur. İbn Ebî Nûceyh de böyle rivâyet eder. Keza Atâ ve Sa‘îd ibn Cübeyr'den de böyle rivâyet edilmiştir. Ebu'l-Âliye, Rebî ibn Enes, Süddî, Câbir ibn Zeyd ve Dahhâk, Sâbiîlerin Ehl-i Kitabtan bir fırka olup Zebur'u okuduklarını söyler. Heşîm Mutraf'tan nakleder ki o şöyle demiş: “Biz Hakem ibn Uteybe'nin yanında bulunuyorduk. Basralının biri Hasan'dan nakletti ki o, Sâbiîlerin Mecûsîler gibi olduğunu söylemiş. Hakem, ‘Ben size bunu haber vermedim mi?’ demişti.” Abdurrahmân ibn Mehdi de Muâviye ibn Abdulkerîm'den nakletti ki o şöyle demiş: Ben işittim ki Hasan, Sâbiîleri anlatıyordu. “Onlar, meleklere tapınan bir kavimdiler” dedi. Ebû Ca‘fer er-Râzî dedi ki: “Bana ulaştığına göre Sâbiîler meleklere tapınan, Zebur'u okuyan ve kıbleye doğru ibâdet eden bir kavim imiş. Sa‘îd ibn Arûbe, Katâde'den aynı şekilde rivâyet eder. İbn Ebû Hatim der ki: Bana Yûnus... Ebû Zenâd'dan nakletti ki o şöyle demiş: “Sâbiîler Irak'ın ötesinde bir kavim olup Kûsâlıdırlar, bütün peygamberlere inanırlar ve her yıl otuz gün oruç tutarlar, Yemen'e doğru günde beş vakit namaz kılarlar.” Vehb ibn Münebbih'e, “Sâbiîler kimdir?” diye sorulduğunda, o “Allah'ı bir olarak tanıyan, fakat amel edecekleri bir şeriatı bulunmayan ve küfür sözü söylemeyenlerdir” demiştir. Abdullah ibn Vehb der ki: Bana Abdurrahmân ibn Zeyd şöyle dedi: “Sâbiîler dinlerden bir dinin mensubudurlar. Onlar Musul el-Cezire'sinde bulunurlardı ve ‘lâ ilâhe illallâh’ derlerdi. Ancak ne amelleri, ne kitapları, ne de peygamberleri vardı. Sadece Allah'tan başka ilâh bulunmadığını kabul ederlerdi.” Abdurrahmân ibn Zeyd dedi ki: “Onlar bir peygambere de inanmazlar, bunun için müşrikler Hz. Peygamber ve arkadaşlarına, ‘Bunlar Sâbiîlerdir’ diyorlardı.” Yani, Allah'dan başka ilâh olmadığını söyledikleri için onlara benzetiyorlardı. Sözlerin en açığı –Allah en iyisini bilir– Mücâhid ve onun ardından gidenlerden Vehb ibn Münebbih'in sözüdür ki buna göre; Sâbiîler ne Yahûdi, ne Hristiyan, ne Mecûsî ne de müşrik olan bir kavimdir. Onlar kendi fıtratları üzere oldukları gibi kalmışlardır. Tâbi olup uyguladıkları bir dinleri yoktur. Bunun için Araplar, müslüman olanlara Sâbiî ismini veriyorlardı. Yani, o gün yeryüzünde mevcûd olan dinlerden dışarı çıkmışlar, diyorlardı. Bazı ilim adamları da dediler ki: “Peygamber'in çağrısının kendisine ulaşmadığı kimselerdir.” Mücâhid, Hasan ve İbn Ebî Necih de der ki: “Bunlar dinleri Yahûdilik ve Mecûsilikten meydana gelmiş bir topluluktur, kestikleri yenmez.” İbn Abbâs da, “Onların kadınlarıyla da evlenilmez” demiştir. Yine el-Hasen ve Katâde şöyle demiştir: “Bunlar meleklere tapan, kıbleye doğru namaz kılan, Zebur'u okuyan ve beş vakit namaz kılan kimselerdir.” Ziyad b. Ebû Süfyân bunları görmüş ve onların meleklere taptıklarını öğrenince üzerlerinden cizyeyi kaldırmak istemiştir. İlim adamlarımızın anlattıklarına göre, görüşlerinin hülasası şudur: Bunlar muvahhid kimselerdirler, bununla birlikte yıldızların etkisine ve faal olduklarına inanırlar. Bundan dolayı Ebû Sa‘îd el-İstahrî hakklarında soru soran, el-Kâdir Billâh'a kâfir olduklarına dair fetva vermiştir. Sâbiîler, Yahûdilik ile Hristiyanlık arasındaki tek tanrılı bir dinî grup olarak bilinmektedir. İsimleri (bu isim, “kendini (suya) daldırdı” anlamındaki Ârâmîce tsebha‘ fiilinden türetilmiştir), onların Hz. Yahyâ'nın takipçileri olduklarına işaret etmektedir, ki bu durumda, bugün hâlâ Irak'ta yaşayan ve Mandeliler diye tanınan bir topluluğa mensup olabilirler. Ancak onları, İslâm'ın ilk çağlarında mevcut olan ve Müslümanlarca bütün tek tanrılı din sâliklerine tanınan avantajları elde etmek için gerçek Sâbiîlerin ismini bilinçli olarak kabullenmiş olmaları muhtemel bir irfânî/bilinirci [gnostic] mezhep olan “Harran Sâbiîleri” ile karıştırmamalıyız. Biz bu konuya sözcüğün anlamından hareket ederek yaklaşmayı tercih ediyoruz: صبئين[sabiîn] sözcüğü, “devenin, davarın tırnağının, çocuğun dişinin çıkması, yıldızın doğması anlamlarını ifade eden ص ب ا[s-b-e] kökünden türemiş, çoğul ism-i fâil olup, anlamı “çıkanlar” demektir. Bunlar kendilerinin Nûh peygamberin dini üzere olduklarını kabul eden bir topluluktur. Sıhah'ta ise bunların Ehl-i Kitaptan oldukları, kuzey yönünü kıble edindikleri yer alır. Tehzib'de Leys'in, bunların Hristiyanlara benzedikleri, yalnız güneyi kıble edindikleri ve bunların Nûh dini üzere olduklarına inandıkları, ama yalancı olduklarını söylediği yer alır. Rasûlullah zamanında, Müslüman olanlara Mekkelileler قد صبأ[qad sabe’e/bir dinden başka bir dine geçti] derlerdi. Ebû İshâk ez Zeccâc, Kur’ân'daki Sâbiîlerin, “bir dinden başka bir dine geçenler” olduğunu söylemiştir. Araplar Rasûlullah'ı da Kureyş'in dinini terkedip İslâm'a girdiği için Sâbiî ismini takmışlardı. Bu açıklamalardan sonra vardığımız kanaat şudur: Bunlar, Allah'ın lütfuna mazhar olmaları hasebiyle şirkten uzak bir gruptur. Hristiyan, Yahûdi ve mü’minlerden ayrı bir grup olarak sayıldıklarından bunların, Rasûlullah'ı tanımayan-bilmeyen bir grup olduğu anlaşılıyor. Bizce bunlar, akıllarıyla Allah'ın varlığı-birliği ve âhiret hakikatine ulaşan, fakat kendilerine elçi ve vahiy ulaşmayan “doğal dindarlar”dır. Kaynak: İşte Kur'an Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
![]() |
![]() |
![]() |
#128 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Ayrildiktan sonra, hic bir almanca kursu görmedigim halde bir meslek yaptim, hem de üstün bir basariyla. Hic bir bilgisayar kursu görmedigim gibi, kendime bir bilgisayar aldim ve bilgimi kendim arttirdim. Hic bir sekilde bir kurs, bir ögretim görmedigim halde ben almanca mesleksahibi olabildigime göre, bilgisayarla basa cikabildigime göre neden Kur'an ögrenemiyeyim. Demekki kabiliyetim var. Ve de ögreniyorum. Allah'ima sirk kosmamanin önemini kavramis durumdayim. Okuyorum, arastiriyorum ve aklimi kullaniyorum. Bu yüzden bu sitede bulunuyorum. Allah'in esit yarattigi mahluklar arasinda en degerlisi olan ademoglu iman bakimindan degerlendirilir, ölcülür. Beni yaradan Rabbimin bana verdigi degeri elimden almaya kalkan bir mezhebe ben nasil olurda uyarim, kendimi kücük düsürürüm. Yüce Rabbimin bana va'dettigi bana yeter, O'nun sözünün yaninda bir beserin sözüne ben nasil kanarim. Kalin saglicakla. Allah'in rahmeti üzerinize olsun. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#129 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
genis aciklamanizdan dolayi cok tesekkür ederim.
Allah'in rahmeti ve selami üzerinize olsun sayin dost1 kardesim. |
![]() |
![]() |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | hiiic (9. November 2012) |
![]() |
#130 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Bunda anlasilmayacak bir sey yok, hersey apacik. Neden Rabbimiz biz cekistigimiz müddetce bizleri batila karsi üstün kilsin? Kendi aramizda cekistigimiz müddetce ilerlemeye zaman olmayacaktir. Seytan sözünde duruyor, ama karsi duran kim. Ehl-i Sünnet kendilerinin (yalniz Ehl-i Sünnet degil, tüm bütün mezhebciler ayni fikirdeler) dogru yolda olduklarini, cennetlik olduklarini savunup duruyorlar, ayni yahudilerin ve hristiyanlarin iddiasi gibi. Unuttuklari önemli bir nokta var: Uzun lafi kisasi: Furkan Suresi 30: Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular." Hangi yüzle bizlere kafir diyebiliyorlar hayret dogrusu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | hiiic (9. November 2012) |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
beylere, gündelik, hanım, hayat, mezhepçi, tavsiyeleri |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|