![]() |
|
![]() |
#1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Google'ye huri yazınca görsel aramalarda karşıma çıkan şeyler bunlar.
Ama iftiraya alışmışınız ya eski alışkanlıkları yıkmak zor... bu konuda Allah zandan sakınmayı emreder, sizin tanrınız gavsul azam ne emreder bilmem benim dinim islam kitabım Kuran... size dininizde bol şans. /// tartıştığın konunun gereksizliğini vurgulamak için astım. Sen cehennemden kurtul, önce gururundan kibirinden, ben bilirimden kurtul sonra cenneti tartış bence. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
BÜYÜK iSLAM ALİMLERİ SİZE GÖRE YANLIŞ YAPMIŞ SİZ DOSDOĞRU YOLDASINIZ ÖYLE Mİ? “Kim bilgisi olmadığı halde Kur’an’la ilgili söz söylerse,Kur’an’ı tefsir ederse cehennemde ki yerine hazırlansın.” (Tirmizî) Aklı başında ve ehli sünnet alimi olan hiç bir alim bu hadisten sonra halen, bana göre şöyle ben böyle düşünüyorum,benim mantığıma göre böyle diyebiliyorsa,ya makam peşindedir ya da şöhret peşinde... Şeytanın ve nefsinin esiri olmuştur.... Allah tarafından gönderildiğinin apaçık olması, bir çok hakikatleri açıklaması, hakkı batıldan, doğruyu eğriden ayırması, mü'minlerin muhtaç oldukları hükümleri bildirmesi, demektir. Yoksa, ondaki her şeyin, biteviye ayan beyan ve hiç öğrenim görmemiş bir insanla bir üniversite profesörünün aynı şekilde anlayabileceği bir kitap olması demek değildir. Bu iddia sahiplerinin, vücudlarında bir operasyona muhtaç olmaları halinde, bir tıp kitabını okuyan herhangi bir kişiye kendilerini ameliyat etme iznini vereceklerini hiç kimse düşünemez. Oysa bir doktor nezdinde o kitabın manası açıktır. Aynen bunun gibi, insanlar Kur'an'ın mealini okuyarak, kapasiteleri nisbetinde ondan istifade etmeye çalışırlar. Fakat onun sayısız inceliklerini anlayabilmek, ondan isabetli hükümler çıkarabilmek, bazı ilimleri bilmeyi gerektirir.
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) Konu FEDAKARADAM tarafından (6. February 2011 Saat 03:39 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Tefsir ilminde dirayet deyince, tefsir çeşitlerinden biri olan "dirâyet tefsirleri" akla gelir. Tefsirler genelde ikiye ayrılırlar: Rivâyet tefsirleri ve dirâyet tefsirleri. Rivâyet tefsirleri, selef âlimlerinden nakledilen eserlere, Sahabe hatta Tâbiîn'in sözlerine ve Kur'ân'ın bizzat Kur'ân ile ve Hz. Peygamber'in hadisleri ile açıklanmasına ve yorumlanmasına dayanır.
Buna karşılık dirayet tefsirleri, rivâyet tefsirlerinde saydığının hususlarla birlikte dil, edebiyat, dinin genel prensipleri ve diğer genel bilgilere dayanılarak yapılan tefsirlerin genel adıdır. Bu tefsirlere "rey" veya "makûl" tefsirleri de denir. Fakat burada sözünü ettiğimiz rey'den kasıt ictihattan başka bir manaya alınmamalıdır. Bu tefsir çeşidi bir zorunluluk karşısında ortaya çıkmıştır. Çünkü İslâm'ın ilk devirlerinde Araplar, Arap Yarımadası'nda iken, dillerinin bozulmamış saf haline sahiptiler. Zamanla İslâm topraklarının sınırları genişleyip yabancı milletler ve yabancı kültürler ile karşılaşınca, daha önce dillerinde bulunan melekeleri zayıfladı. Bundan dolayı da Arap dilini korumak için kaidelere ihtiyaç duyuldu. Hele Arap olmayanların bu lisanı öğrenmesi, Arapça'nın gramerine bağlı bir işti. Kur'ân da Arap dili ile nazil olduğundan, onun anlaşılması bazı ilimlere ihtiyaç göstermekte idi. Bu ve bunun gibi diğer âmiller dirâyet tefsirinin doğmasında baş rolü oynadı. (İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, Ankara 1979, 230).
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Rey tefsirinin caiz olup olmaması konusunda da İslâm âlimleri başlangıçta fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Bazıları Hz. Peygamber'in "Kur'ân-ı kendi reyiyle tefsir eden kişi, isabet bile etse, hata etmiştir" hadîsini (es-Suyuti, el-Câmiu's-Sağîr, II, 543; Ebû Dâvud, Sünen, II, 287; Tirmizî, Sünen, V, 200) delil getirerek rey ile tefsire karşı çıkmışlardır. Bazıları da bu görüşe cevaben, hadiste; hadis ve eserleri hiç dikkate almadan, hevâ ve hevesine, hatta kişinin kendi arzusuna göre tefsir etmesinin kasdedildiğini söyleyerek kendilerine Kur'ân'daki düşünceye davet eden âyetleri de delil getirerek rey ile tefsirden anladıklarını ortaya koymuşlardır. Bu şekilde yapılan tefsîrin "memduh tefsir" olduğunu söylemiş ve böyle tefsirlerin caiz olduğunu savunmuşlardır. Böylece dirâyet tefsirleri yazarak, zamanımızda bize bile Kur'ân'la ilgili bir çok hakikatin anlaşılmasında yardımcı olmuşlardır.
Bu çeşit tefsiri benimseyenler, Kur'ân-ı Kerim'i yorumlamak için, önce Kur'ân'a, sonra hadîslere, âyetlerin "nüzul sebeplerine" ve Sahâbe'nin görüşlerine başvurmuşlardır. Şayet bunlarda aranılan bir meseleye çözüm bulunamazsa, kelimenin sözlük ıstılah ve sarf (çekim) ile ilgili yönlerini dikkate alarak; i'râb, belâgat, hakikat ve mecaz gibi Arap dilinin sanat ve diğer yönleri ile âyetlere açıklama ve yorumlar getirmeye çalışmışlardır. Yine bu tefsirlerde tarihî, ilmî ve sosyal birtakım gerçeklere de yer vererek âyetleri en iyi şekilde açıklamaya çalışma gayesini gütmüş olan dirâyet tefsircileri, usûl olarak konulan bu kaideleri genellikle ihmal etmişlerdir. (Cerrahoğlu, a.g.e. 231; Ayrıca bkz. ez-Zehebî, et-Tefsir ve'l-Müfessirun, Kahire, 1381/1961, I, 255 vd; ez-Zürkânî, Menâhilü'l-İrfah, Mısır, 1372, l. 517 vd.).
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Dirayet tefsiri, ictihada dayanır. Bu sebeple rey tefsirine karşı olanlar dirayet tefsiri hakkında şu eleştirileri yöneltmişlerdir: Rey ile tefsir Allah'a karşı bilmeden söz söylemektir. Zanna dayanarak cahilce sözlerle tefsir yasaktır. Hz. Peygamber (s.a.s.)'den başka birinin Kur'ân'ın manasını beyan ve izaha yetkisi olamaz. Kur'an hakkında kendi reyi ile söz söyleyen, Cehennem'deki yerine hazırlansın.
Bunlara karşı rey tefsirini câiz gürenler de şöyle demişlerdir: Zann da ilim çeşitlerindendir. İctihad edip de isabet edene iki, etmeyene bir ecir vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.) Muâz bin. Cebel'in Yemen'e gönderilirken verdiği cevapta Kur'ân, Sünnet ve reyimle hükmederim deyişinden memnun olmuş ve ona dua etmişti. Hz. Peygamber'in beyan ve izah etmediği hususlarda ilim sahipleri ellerinden geldiğince Kur'ân'ı anlamaya çalışacaktır. Gerçeği bildiği halde sadece nefis ve arzusuna kapılarak Kur'ân'ı tevil eden ve kendi görüş ve mezhebini takviye için çarpık görüşlerle Kur'ân'ı tefsir edenler elbette Cehennem'e hazırlansın; ama bir delil ve burhana dayanarak tefsir eden iyi niyetli âlimler için bu söylenemez. Ayrıca Ebu Davud ve Tirmizî'nin Hz. Cündeb (r.a.)' ten rivâyet ettikleri "Kur'ân hakkında kendi reyi ile söz söyleyen kimse isabet etmiş olsa bile hatadadır." şeklindeki hadis sıhhatli değildir. Selef, reyden bahsederken onu bilgisizce, cahilce tefsir anlamında kullanmıştır. Kur'ân'da "...tanımazlar mı... bilmezler mi...düşünmezler mi..." denilerek ilim erbabının aklı kullanarak âyetleri tefsir edebileceğine cevaz vardır. Eğer rey ile tefsir caiz olmasaydı ictihad da caiz olmazdı. Kaldı ki Hz. Peygamber (s.a.s.) Kur'an'ın bütününü açıklamış değildir veya bize her âyetin açıklaması ulaşmış değildir. Ayrıca Hz. Peygamber İbn Abbas için niçin "Allah'ın, onu dinde fakih kıl ve ona tevili öğret. " buyurmuştur? Yani hoş görülmeyen ve yasaklanmış olan rey tefsiri, sırf hevâ ve kötü niyete dayanan, hatta Kur'ân'a sırt çevirdiği halde başkalarını tefsiriyle kitaba davet edenler içindir. Selef uleması, bilgiye dayanan tefsir hususunda hiçbir mahzur görmemişlerdir. Bildikleri veya bilgilerine dayanarak açıklama yaptıklarını açıkça söyleyen selef, bilmedikleri için susmuştur. Bildiğini saklamamış, bilmediği konuda da uluorta tefsir yapmamıştır. Rey tefsiri denilince sadece, akla dayanma anlaşılırsa, bu çok yanlış bir anlama olur. Oysa reye gelinceye kadar bir dirayet müfessiri şu konuları çok iyi öğrenir: Lugat, nahv, sarf, iştikak, meani, beyan, bedî' ilimleri, kırâat, fıkıh usulü, kelâm, nüzul sebepleri, kıssalar, nasih ve mensuh, hadîs, mevhibe ilimleri. Ayrıca bu şer'i ilimler yanında, rey tefsirinden önce hukuk, iktisad, siyasal, beşerî ve sosyal ilimlerin öğrenilmesi gerektiğini belirtenler de bulunmaktadır. Bazı müfessirlerin yaptığı gibi Kur'ân'ı tamamen çağdaş ilim ve teknolojik bilgilere dayanarak açıklamaya çalışan salt rasyonalist ve pozitivist bir tefsir caiz olmadığı gibi bu tefsir usulü, selefi tefsir geleneğiyle de bağdaşmamaktadır. Bu nedenle Mevdûdî, Seyyid Kutub, Said Havva... gibi ilim adamları da rivâyet ağırlıklı dirayet tefsiri yazmışlardır. Zaten rivâyet tefsiri olmaksızın sadece rey ile tefsirin de bir anlamı olmaz. Geçmişten günümüze meşhur rivâyet müfessirleri arasında Taberî, Semerkandî, Salebî, Beğavî, Endülüsî, İbn Kesir, Seâlibi, Süyûtî sayılabilir. Dirayet tefsirinde de, Fahreddin Razi, Beydâvî, Nesefi, Hazin; Ebu Hayyan, Neysabûrî, İmâdi, İsfehânî, Zemahşerî'nin eserleri zikredilebilir. Hiç bir kimse Kur'ân'ı mutlak manasıyla tefsir edemez. Demek ki, hangi müfessir Kur'ân'ı ister rivâyet ister dirayet yoluyla tefsir etse, mutlaka birçok eksiği kalacaktır. Zaten dirayet tefsirleri, genellikle müfessirin en fazla geliştiği ilim kolunda ağırlık kazanmaktadır. Meselâ filolog ez-Zeccac (ö. 311/923)'ın tefsiri nahv ağırlıklıdır. el-Cessas'ın tefsiri fıkıh ağırlıklıdır. Mutezilîlerin tefsirleri kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Mutasavvıflarınki de tasavvufu yansıtmaktadır. Yani tefsirlerde genel olarak mezhep, fıkhi ihtilaflar, doktriner eğilimler ağır basabilmektedir. Meselâ Ebu İshak ez-Zeccâc (ö. 311), Ebu'l Hasan el-Vâhidî (ö. 468) Ebu Hayyan el-Endelusî (ö. 745) gibi dil âlimleri nahiv ilmindeki ehliyetlerini Ma'ani'l Kur'ân, el-Basit, el-Bahru'l-Muhit adlı tefsirlerinde bariz bir şekilde ortaya koymuşlardır. Fahruddin er-Râzî (ö. 606) de, fıkıh, usuli fıkıh, kelam, edebiyat, felsefe, matematik, kimya, tıp, astronomi, Şâfiî fıkhı gibi çok geniş alanlarda sözü geçen bir âlimdi ve Mefatihu'l Gayb adlı tefsirinde bütün bu ilmî çalışmalarının, hatta tasavvufun etkileri görülür. Ebu Bekr el-Cessâs (ö. 370) da, bir Hanefî müctehidiydi. Ahkâmu'l-Kur'ân'ında Hanefi mezhebi yönünden ahkâm âyetlerini tefsir etmiş, Hanefiliği müdafaa etmiştir. Bazı Mutezilî fikirlerine de bu tefsirde rastlamak kabildir. Malikî âlimi Ebu İshak es-Salebî (ö. 427) ve el-Hazin el-Bağdâdî (ö. 741) el-Keşf ve'l-Beyan, Lubabu't-Te'vil fi Ma'ani't-Tenzil isimli tefsirlerinde İsrâiliyattan nakledilen kıssalara çokça yer vererek tarih ilmine ağırlık vermişlerdir. Tasavvufî tefsirlerde, Ebu Abdurrahman es-Sûlemî (ö. 412) ve Ebu'l-Kasım el-Kuşeyrî (ö. 465), Hakâyiku't-Tefsîr ile Latâifu'l-Şârât'ta İşârat tefsir yoluna gitmişlerdir. Dirayet tefsirinin öncülüğünü Irak müfessirleri yapmıştır. Aslında, tefsir geleneğinde, Hz. Peygamber'den gelen tefsire, Ashabdan, Tabiundan, Etbau't-tâbiin'den gelen tefsirlere itibar etmeksizin, bugüne kadar yazılmış tefsirleri gözden geçirmeksizin tefsir yapılması caiz değildir. Tarihte, aklî tefsirlerin çıkış ortamına bakıldığında, siyasî, ameli, itikadi mezheplerin vücut bulduğu felsefe ve kelam tartışmalarının yoğunlaştığı, tasavvuf akımının belirdiği bir çağ görülür ki, yapılan tefsirlerde müfessirlerin bu hareketlerin etkisi altında kaldıkları ve bunu tefsirlerine yansıttıkları bir gerçektir. Bu tefsirlerdeki ilmi terimlere, tanımlara, kavramların kullanılışına bakıldığında bu dilin neyi ifade etmek istediği anlaşılabilir. Muhakkak ki tefsir kitapları da çağının kültürünün bir parçasıdır. Oysa Kur'ân ezelîdir ve çağlar boyunca nice tefsirleri yapılacaktır. İslâm dini var olduğundan beri ona karşı sinsi, yıkıcı, suret-i haktan görünerek onu içten yıkmaya çalışan hareketler de var olmuştur. Bunlar çok defa İslâm'ın temelleri olan iman, ibadet ve ahlâk esaslarından müslümanları uzaklaştırmak istemişlerdir. Gayeleri için, Kur'ân'ı sapıkça, kendi kafalarına göre, günün çıkar hesaplarına göre tefsir etmekten geri durmamışlardır. Şamil İslam Ansiklopedisi
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
arkadaşım hem kurana açıklama getireni suçluyorsun, hemde oturmuş yok ziyaret tefsiri yok rezalet tefsiri diyip küçücük aklınca bişiler açıklamaya çalışıyorsun.
Kendi içinde çelişkiye düşmüşsün çıkışın da zor Allah yardımcın olun diyim ne diyim. Seni ataların ve taptığın şu gavsların yalanları zehirlemiş. Sana hidayet zor. Bu din öyle işine geleni seç sonra ziyaretten tefsir et dini değil,,, Kuran zaten Allahın açıkladığı bir kitaptır,, taptığınız gafsların ne tür tefsirleri varsa hepsi gafslarının başına topraklarıyla beraber geçsin. Biz kuranı dinliyoruz.. Bak bizim Allahımız senin tanrıların hakkında ne diyor.. onların tefsirleri hakkında ne diyor.. Artık hangi rezalet tefsirine düşersen düş,, buralarda kuru gürültü namına her akılsız lafı alıp satma, bak bakalım rizalet tefsirini hangi manadan çıkaracaksınız,,, mürşide tabi olun diyor mu? Hud suresi 1. Elif. Lam. Ra. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır. 2. (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. 3. Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım." 4. Dönüşünüz yalnız Allah'adır. O, her şeye kadirdir. o küçücük beyninizle bu dini yıkmaya çalışıyorsunuz ama bütün bu hazırladığınız tuzaklar başınıza bir bir geçecek islama ve kurana tefsir açıklama adı altından attığınız iftiraların cezasını burdada ahirettede çekeceksiniz.. rezillik size haktır hak. Konu hiiic tarafından (6. February 2011 Saat 03:39 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | yeşil (5. November 2011) |
![]() |
#7 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Allahu alem, sen Türkçe namaz kılarsındır veya hiç namaz kılmazsındır.Mantığınıza ters gelen şeyler Kur'an da varsa bunu da mı inkar edeceksin? REZİLOLAN SİZSİNİZ.NAMAZI, ABDESTİ, GUSÜLÜ, KESİNLİKLE BİR İLMİHALDEN ÖĞRENMİŞSİNİZDİR.O İLMİHAL EHLİ SÜNNET ALİMLERDEN BİRİSİNİN OLMALI DEĞİL Mİ? KUR'AN'DA; NAMAZ NASIL KILINIR, GUSÜL ABDESTİ NASIL ALINIR, TEYEMMÜM NASIL YAPILIR, NİKAH VE BOŞANMALARDA Kİ HÜKÜMLER, TİCARET İLMİ HANİ NERDE BUNLAR? BU VE NİCE MESELELER KUR'AN VE HADİSLERDEN ÇIKARILMADI MI BRE EY GAFİL ADAM!. BU İLİMLER KENDİLİĞİNDEN Mİ OLUŞTU.NE GAFİLLİKTİR BU! BİZ KUR'AN'I MI İNKAR EDİYORUZ, HADİSLERİ Mİ YALANLIYORUZ, KUR'AN'IN HANGİ AYETİNİ YALANLIYORUZ DA BÖYLE BİZİ TENKİT EDERSİNİZ? SİZ ASLA TEBLİĞ ERBABI OLAMAZSINIZ.GİTTİĞİNİZ YERLER DE SORMAZLAR MI? "KARDEŞİM İYİ GÜZEL ANLATIYORSUNUZ DA BUNLARIN HAKKINDA HİÇ Mİ HADİS YOK, HİÇ Mİ FIKIH YOK DEMEZLER Mİ SİZE?.VAH YAZIK SİZE! İSLAM SİZDEN ŞİKAYETÇİ OLACAK.HELE DE KUR'AN!.O KUR'AN Kİ KIYAMET GÜNÜ "BENİ KENDİ GÖRÜŞÜNE GÖRE YORUMLADILAR, ANLATTILAR BENİ BÖYLE ANLADI BİLDİLER" DİYE SİZDEN ŞİKAYET ETMEYECEK Mİ? HAKİKATEN SİZİNLE TARTIŞMAK KARA CAHİLLİKMİŞ.BOŞUNA KENDİMİ YORUYORUM.ALLAH SİZE AKIL VE ŞUUR VERSİN,BİLDİĞİNİZ YOLDA YÜRÜYÜN!.KIYAMET GÜNÜ KİM AKLANACAK KİM KÂRLI ÇIKACAK GÖRECEĞİZ BAKALIM... SELAMETTE KAL, ALLAH'A EMANET OL!...
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 27 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Arkadaşım dikkat edersen burada kimse Kuranı yorumlamıyor,,, size ayetlerde ne yazıyorsa aynen gönderiyoruz,,, yorum bizim işimiz değil yorum sizin işiniz. Biz diyoruzki işte ayet..
Yorum var mı? direk ayeti sunuyoruz... Eğer kuran yorumdan dolayı şikayet edecekse sizden edecektir,,, oturup daha dikkatli düşünün. |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() |
![]()
İstemem senin cennetten istediklerini,
Tasdik etmem mümkün değil senin söylediklerini. Hurilerin elinden alınacak diye bağırıp durma, Senin cennetin sana, benim cennetim bana.
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif. Konu Barış tarafından (6. February 2011 Saat 11:45 PM ) değiştirilmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 604 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17 ![]() |
![]()
Fedakar
Mesele şu veyabu tefsir metodu değil. Mesele, arabça kelimelere alakasız manalar verip rayından çıkarmak meselesi. HURİ hiçbir zaman gelenekçi şehvetperestlerin anlamlandırdığı CENNET GEYŞASI manasına gelmez. Burada anlaşırsaük gerisi kolay olacaktır
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
hurİ, meallerde, yanılgısı |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|