1. July 2012, 01:12 AM | #1 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 234
Tesekkür: 60
55 Mesajina 155 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Mushaf'taki besmeleler
Mevcut Mushaflarda her sûrenin başında bulunan besmeleler Kur’ân'dan olmayıp iki sûre arasını belirtmek amacıyla sonradan konulmuştur. Kur’ân'da 2 tane besmele vardır. Biri Fâtiha sûresi diye adlandırılan âyetlerin (14. necmde görülebilir) başındaki besmeledir. Diğeri de Neml sûresi'nde Süleymân peygamberin Sebe melikesine yazdığı mektubun (144. necmde görülebilir) başındaki besmeledir. Biz, necmleri numaralandırmak sûretiyle necmleri birbirinden ayırdık.
|
Taner Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (2. February 2014) |
9. May 2013, 06:17 PM | #2 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 192
Tesekkür: 83
41 Mesajina 74 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Alıntı:
Bu konuya kimse cevap yazmamış,ilgi göstermemiş.Halbuki çok önemli bir konu aslında kur'an da iki yerde geçmesi.Her işi yaparken besmele çeken bir toplumuz,bende öyle uyguluyordum ama neye göre,neden?! işte asıl önemli şey bu.Madem ki Kur'an dan öğreneceğiz ve hayatımıza geçireceğiz Kur'an da geçen bir kelimeyi kafamıza göre,istediğimiz gibi uygulamak ne kadar doğru?.Sizlerle Hakkı Yılmaz a ait youtube daki videoyu paylaşmak istiyorum
Bu çıkış noktasıyla mesela maaşallah,inşaallah... gibi Kur'an da geçen diğer kelimelerinde gündelik hayatta kullanım alanları nasıl olmalı? Birde ek olarak bu besmelelerin sonradan konulduğunda herkes hemfikirmi-yoksa a,b,c topluluklar buna karşı çıkıyormu bunuda merak ettim açıkçası? Selam ve dua ile...
__________________
Karşılarında okunup duran Kitab'ı sana indirmemiz yetmedi mi onlara? Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve ilahi bir ihtar vardır..ANKEBÛT - 51 |
||||
Araştıran Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (2. February 2014) |
9. May 2013, 07:37 PM | #3 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Şimdi burada bence çok ince bir nüans var...
Söylenenlere katılmak yada katılmamak konusunda bir fikir beyan etmeyeceğim. Allah, Rasullük, Zikr ve Kul Olma kavramlarını kendi inanç sistemimdeki bilgiler ve bu forumdaki büyüklerim sayesinde bir çerçeveye oturtmuştum. Ama Hakkı Bey diyor ki; "Elçi sözü dediğin zaman, Allah adına konuşan elçidir. Devlet bir devlete elçi gönderdiği zaman, elçi gider kendi lafını söylemez, ülkesi, devleti, yetkilisi ne yazdıysa gider onu söyler. Elçi sözü dediğiniz zaman elçisini arkasından gönderenin sözü demektir. Allah'ın sözü demektir, Allah elçisi ise ?" Sorular; 1 - Rasullere "Allah adına" hareket etme yetkisinin verildiğinin ispat mercii nedir? (belge, mühür, şahit vs..." 2 - Elçi "Allah'ın sözlerini" iletiyor ve gayrısını söyleyemiyorsa (söylenenlere göre misyonu bu) sorulan sorular ve verilen cevaplarda "Allah adına olmalıdır" (mı?) 3 - Rasullerin "Nübüvvetlerini" ilan ettiklerinden sonraki hiçbir hareket ve söylemleri kedilerini bağlamaz, bağlayamaz çünkü "Allah adına" hareket ederler. (mi?) 4 - Eğer yukarıdaki madde ile çelişen bir durum varsa neyin "Allah adına" neyin "Allah adı haricinde" olmadığını kim ve hangi yetki ile belirler, ispatı ve onay mercii nedir? neresidir? 5 - Belki hadis olduğu için itibar edilmeyebilir ama, sahabeler dahi Muhammed birşey yaptığında yada söylediğinde "Bu Allahtan gelen bir vahiy midir? Yoksa senin sözün müdür?" demişlerdir. 6 - Bu konularda Muhammedin beyanlarının doğruluğu yada yanlışlığının ölçüsü, ispatı nedir? 7 - Yukarıda yazılan soruların tümüne "İMAN" kavramı ile mi cevap bulacağız yoksa başka bir referansımız var mı? Saygı ve Sevgi ile kalın
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (2. February 2014) |
Bookmarks |
Etiketler |
besmeleler, mushaftaki |
|
|