91.Mümtehine Suresi

[Hasan Akçay]

2:158'in degisik bi çevirisi:

Bol sütlü büyük baslar ve üzerinde et pisirilen kaya elbet Allah'in isaretlerinden olup evi üstlenenlerin ya da ayakta kalisi saglayanlarin o ikisine ugramalari günah degildir. Hayir isleyenler gönülden iyilik yapanlardir. Allah deger bilir, alimdir.

Arapçanin kadim sözlüklerine göre safâ bol süt veren deve ve sigir gibi büyük bas hayvanlar demek, ayni kelimeden türeyen SAFiF ise ET anlamina geliyor. O halde safâ ihtiyaç sahiplerine et dagitilan yüksekçe bir yerdir. Merve ise üzerinde et pisirilen kaya demek.

Anlasilan o ki Mekke panayirina gelenlere
o iki düz yükseltide et ve süt dagitilirmis,
yine gelsinler ve daha çok gelsinler de Mekke'nin biricik ekmek teknesi dolsun diye.

Inne es safâ ve el mervete min şeâir allâh, fe men haccel beyte evi’temera fe lâ cunâha aleyhi en yettavvefe bi himâ ve men tetavvaa hayran, fe innallâhe şâkirun alîm

[Hasan Akçay]

Hac 36:

Vel budne
cealnâhâ lekum min şeâir allâh.
Lekum fîhâ hayr.

Fezkurûsmallâhi aleyhâ savâff,
fe izâ vecebet cunûbuhâ
fe kulû minhâ
ve at’ımûl kânia vel mu’terra,

Kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûn.


Deve ve sigir cinsi o hayvanlari
size Allah'in isaretleri kildik.
Onlarda sizin için hayir var.

Dizildiklerinde üzerlerine Allah'in adini anin
ve yanlarinin üstüne düstüklerinde
onlardan yiyin
ve isteyemeyenlere, isteyenlere yedirin.

Onlari size böyle boyun egdirdik ki degerbilir olasiniz.


Görüldügü gibi
2:158'deki SAFÂ da "deve ve sigir cinsi hayvanlar"dir,
22:36'daki budne de.

Arti,
SAFÂ ve Merve de Allah'in isaretleri olup sizin Allah'i anmanizi saglarlar (2:158),
etini muhtaçlara yedirmek üzere kestiginiz hayvanlar da (22:36).

HAC denen "şölen"li bir panayirdan söz edildigi açik ve net.

"HICEC"e yani "panayirlar"a alis veris yapmaya gelenler
büyük baslar tepesine ve üzerinde et pisirilen kayaya ugruyorlar ki
o iki yerde dagitilan et ve süt ile açliklarini gidersinler
çünkü evlerinden uzaktalar, yiyecekleri içecekleri yok.

*

O iki yerde et ve süt dagitmak bir müsrik etkinligidir
yani yazili bir din hükmü gibi belirli bir YASA olmayip
insanlarin kendiliginden uyup gelenek niteligi kazandirdigi bir etkinliktir, kisacasi Mümtehine 12'de sözü edilen örf:

Ey emîr, inanan kadinlar sana gelip
örfte isyan etmeyeceklerini bildirdiklerinde...
yubâyi'neke alâ en...lâ ya'sîneke fî ma'rûf...

Bu kadar açik ve net.

Müminler yöneticiye
yönetici örfe uygun davrandiginda isyan etmeyecekler,
ÖRFE AYKIRI davrandiginda isyan edecekler.
Allah'in Mümtehine 12'deki hükmü bu.

Örnegin
yöneticinin eyaletler olusturup vatanimizi parçalamasi bizim örfümüze aykiridir,
buna yeltenen yöneticiye HAYIR deyip isyan etmemiz gerekir.

*

SAFÂ ve MERVE "örf"ü,
tipki hacilara su dagitmak ve Mescid-i Harâm'i ayakta tutmak gibi (9:19),
ilkin müsriklere aitti.

Ama 2:158'de "lâ cünah-günah degildir" denerek o iki yere ugramak müminlere helal kilindi.

Elbet zorunlu degildir.
Isteyen ugrayip yer içer oralarda,
istemeyen ugramaz.

[galipyetkin]

Bazı şeyler dikkatimi çekti.

Canı kesmek/kurban etmek İbrahim Peygamber'den itibaren yasaklanmadı mı?
-Benim bildiğim yasaklandı. Ve dendi ki: "Eğer bundan sonra kurban gerekiyorsa kendinizi kurban edin-Yapılması gereken fedakarlıkları yapın-Kan ve etler Allah'a ulaşmaz ama yaptığınız iyilikler amel defterinize kaydedilir.

Deve ve sigir cinsi o hayvanlari
size Allah'in isaretleri kildik.
Onlarda sizin için hayir var.

Dizildiklerinde üzerlerine Allah'in adini anin
ve yanlarinin üstüne düstüklerinde
onlardan yiyin
ve isteyemeyenlere, isteyenlere yedirin.

Bu yazılanlar kurban ritüeli değil mi?
(Yanlarına düştüklerinde ifadesi "hayvanları ayakta iken kesin" mi demek? "Dizildiklerinde" ne anlatıyor?)

Hayvanı kurban etmek İbrahim Peygamber'den beri yok iken buradaki deve ve sığır cinsi hayvanlar diye geçen ifadeler müteşabih olamazlar mı?

Koyun kesilemez mi? (Bizimkiler hep kurban adı altında ve fakirleri doyurmak palavrasıyla doğurgan olmadıklarından, süt vermediklerinden (bu nedenle yük olduklarından) koçları katlediyorlar ve bunu da bayram diye kutluyorlar.)

Bu hayvanlar(deve ve sığır) hem Allah'ın birer işareti olacak, hem kesilip yenecekler, hem de boyun eğdirilecekler (hac-36).
Anlayamadım.

Bir de Safa ve Merve'nin tavaf edilmesiyle bir günah işlenmiş olmayacağının bildirilmesi gidip oralarda heriflerin kesip pişirdiklerinden yemek midir?
Yoksa, Müşrik bile olsalar, yani amaçları sömürü olsa bile, yaptıklarının esası "iyilikte bulunmak "olduğundan müşrik eylemi olsa bile iyilik gösteren eylemlerin alınıp da yapılmasından bir günah doğmayacağı mı?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

[Hasan Akçay]

Arapçanin "kadim sözlükler"ine göre safâ bol süt veren deve ve sigir gibi büyük bas hayvanlar demek, ayni kelimeden türeyen SAFiF ise ET anlamina geliyor. O halde safâ ihtiyaç sahiplerine et dagitilan yüksekçe bir yerdir. Merve ise üzerinde et pisirilen kaya demek.

Anilan kadim sözlükler:

Al-Mufradaat fi Ghariib al-Qur'aan,
Lisaan al-Arab,
Taaj al-Aruus min Jawaahir al-Qaamuus,

Safâ ve SAFiF kelimeleri için lütfen bkz: http://www.studyquran.co.uk/PRLonline.htm

[kuman]

Demek ki Sözlük ile Kur an açıklamak sıkıntıya neden olabiliyor.
Kimse kimse nin söylediğini kabul etmeyebiliyor ben bu anlamı verdim sen bu anlamı.....

[galipyetkin]

Saygın Kuman.

Burada "Safa ve Merve Tepeleri" üzerine yazılmış olanlar muhakkak ki doğruluklar içeriyor. Ama Onlarla anlatılmak isteneni daha da gerçekçi ve etraflı anlatan bir tahlil yazısı var: "Safa, Merve, Say".
Daha evvel yazmıştım. Ama konu Mümtehine Suresi olduğundan ve de konu dışına taştığından sana linkini vereyim. Biraz uzun ve biraz zor bir yazı ama çok önemli ve faydalı. Bir göz atıver. Faydalanacaksın.

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2657

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

[Hasan Akçay]

Mümtehine 12'de inanan kadinlarin yönetime baglilik sözü vermelerine atifta bulunulup nebiye seslenilerek "örfe UYGUN islerde sana isyan etmeyeceklerine söz verdiklerinde" deniyor, yubâyi'neke alâ en... lâ ya'sîneke Fî ma'rûf. Konu budur. Yönetici örfe AYKIRI davranirsa toplumun yönetime isyan etme hakki var.

Mekke'deki Safâ ve Merve tepeleriyle ilgili örf
yalnizca bir örnektir,
ASIL KONU DEGiLDiR.

Baska örnekler de verdim
milleti aile sayan bizim örfümüzde evimiz yerine koydugumuz Türkiye'mizin eyalet eyalet parçalanmasini reddetmemiz gibi
ve Mekke'lilerin hacilara su dagitip Mescid-i Harâm'i ayakta tutmalari gibi (9:19),

Bunlar yasa degil toplumlarin kendiliginden uydugu kurallar. Yönetici ÖRF denen bu kurallara AYKIRI davrandiginda toplum itiraz edebilir, hattâ isyan edebilir. Mümtehine 12'deki hüküm bu.

Ben bunu dile getirmeye çalistim.

Siz de
benim görüsüme itiraziniz varsa belirtin
ve KENDi görüsünüzü açiklayin. Lütfen.