![]() |
![]() |
#4 | ||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.018
Tesekkür: 3.568
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 ![]() |
![]()
Selamun aleyküm, değerli Abdullah Tanrıkulu kardeşim.
Alıntı:
Kur'an'da "Allah'ın dostu" ifadesi geçmez. Halilullah tamlaması Allah'ın dostu diye çevrilmiştir. Bu tamlamada kullanılan iki sözcük de Arapçadır. "Allah'ın dostu" tamlamasında geçen sözcüklerden "dost" sözcüğü, arkadaş, yar vb anlamlarda Farsça bir sözcüktür. Size cevabımda sadece Arapça "halil" sözcüğü ile ilgili bir değerlendirmede bulundum. Alıntı:
Arapça olan ve Arabiyyen olduğu belirtilen Kur'an'da geçen “İmam” sözcüğü, “kastetmek, amaçlamak” anlamındaki “emm” sözcüğünden türemiştir. “Emm” sözcüğünün iftial ve tefe’ul bablarındaki kalıpları; “yol oluşturma” anlamını ifade ederler. Nitekim “temmene” ve “ı’temene” sözcüklerinin anlamı; “yol oluşturdu” demektir. “Emmel kavme (toplumu amaçlandırdı)” ve “emme bihim (onları amaçlandırdı)” ifadeleri de; “kavmin, toplumun önüne geçti, onlara önderlik etti” anlamında olup, yapılan bu işe “imamet / imamlık, önderlik” denir. “İmam” sözcüğü ise, “me’mum (uyulan)” anlamında “isim”dir. Buna göre, çoğulu “eimme” olan “imam” sözcüğü; “toplumu iyi ya da kötü bir amaç uğruna, söz ve eylemleriyle yönlendirip, arkasında birçok gönüldaş (ümmet) oluşturan kişi” demektir. “İmam” sözcüğü Kur’an’da, tekil olarak sekiz yerde (Bakara; 124, Hud; 17, Hicr; 79, İsra; 71, Furkan; 74, Ya Sin; 12, Ahkaf; 12) ve çoğul olarak da beş yerde (Tövbe; 12, Enbiya; 73, Kasas; 5, 41, Secde; 24) geçmektedir. Bu ayetlerde sözcük, hem iyiliğe veya kötülüğe önder olanlar için, hem de insanların uyduğu kitap ve benzeri şeyler için kullanılmıştır: Bakara; 124: Ve bir zamanlar İbrahim’i Rabbi, bir takım kelimeler ile belâlandırdı (imtihan etti). O da onları tam olarak yerine getirince, Rabbi ona, “Ben seni bütün insanlara imam yapacağım.” demişti. (İbrahim), “Zürriyetimden de (yap)!” dedi. (Rabbi ona) “Zalimler benim ahdime nail olmaz!” dedi. Furkan; 74: (Onlar) “Bilakis biz atalarımızı böyle yapar bulduk.” derler. Tövbe; 12: Ve eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür öncüleriyle hemen savaşın. Şüphesiz onlar için yeminler yoktur. Belki vazgeçerler. (Görüldüğü gibi bu ayette, küfre öncülük yapanlara da “imam” denmektedir.) Hud; 17: O dünyayı isteyenler hiç Rabbinden açık bir belge üzere olan ve kendisini Allah’tan bir şahidin takip ettiği ve de kendinden önce bir imam (önder) ve rahmet olarak Musa’nın kitabı bulunan kimse gibi midir? İşte onlar (böyle olanlar), ona (Kur’an’a) inanırlar. Hangi hizipten olursa olsun kim onu inkâr ederse, ona vaat edilen yer ateştir. İşte bütün bunlardan dolayı sen de bundan (Kur’an’dan) şüphe içinde olma. Kesinlikle o Rabbinden bir hakktır / gerçektir. Fakat insanların çoğu iman etmiyorlar. (Bu ayette ise, insanların uyduğu kitap ve benzeri şeyler için “imam” ifadesi kullanılmıştır. Kur’an’daki bu kullanıma uygun olarak, Halife Osman döneminde oluşturulan ilk Mushaf’a da “İmam Mushaf” adı verilmiştir.) Bilindiği gibi, İslâm dünyasında “imam” unvanı, fikirleriyle insanları etrafında toplamış olan; İmam Azam, İmam Şafiî, İmam Malik gibi büyük İslâm bilginlerine, müçtehitlere verilmiştir. Fakat sözcüklerin Kur’an’daki kullanımlarından hareketle denilebilir ki, küçük bir birlik komutanı da dâhil olmak üzere toplumun öncüsü durumunda olan; Lenin gibi bir devlet başkanı da, Buda, Konfüçyüs, Karl Marks gibi okul olmuş şahsiyetler de birer “imam”dır. Tabiî ki bunların yolundan giden, bunlara tâbi olmuş yandaşları da bunların “ümmet”idirler. Halil ve imam sözcükleri ile ilgili yazılanların yanlış olduğunu düşünmez sizin zann ve takdirinizdir. Alıntı:
Alıntı:
İyi bayramlar olsun kardeşim. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
||||
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
>, habibullah, halilullah |
|
|