14. December 2017, 06:52 AM | #131 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Canım, Ciğerim Hasan Bey.
Açıklama, izah ve tatmin etme ötesinde tehdidiniz para etti. Yazın be canım ciğerim dostum; yaza bildiğiniz kadar esintilerinizi yazın Biz mi? Boş verin. Başımızın çaresine bakar, başka bir çıkış yolu buluruz. Gerekirse gönlümüze taş basar, çenemizi çivileriz. Yeter ki Sayın Hasan Bey sıkılmasın. Buyurun Hasan Akçay. Sahne sizin. Saygılarımla. Galip Yetkin. |
14. December 2017, 09:23 AM | #132 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Anlayın diye şu açıklamayı ayaptım: Nisâ 4'teki sadukâtihinne mevcut çeviri sahiplerinin uydurduğu gibi VERiLECEK mehirler değildir, sizin uydurduğunuz gibi VERiLECEK sadakalar değildir; kadınların kendi mallarıdır ki eskiden EDiNiLMiŞTiR. Bu açıklama da işe yaramadı, yine anlamadınız. * Peki, bi daha: "Ve étun nisâe sadukâtihinde"deki SADUKÂT sadakalardır ki o kadınlar henüz küçük kızlar iken verilmiştir kendilerine. Ama o sadakaların verilmesi bitti gitti. O kadınlara sadaka verin denmiyor artık, geçmişte başkalarının onlara verdiği sadakalar iken şimdi kendilerinin olan mallarını verin deniyor NIHLATEN. NIHLATEN kelimesini büyük harflerle yazıp vurgulamamın nedeni kanıttır o. Kadınlara mehirlerini verdiğinizde bunun karşılığı onların sunacağı zevceliktir, sadaka verdiğinizde bunun karşılığı cennetteki bi köşktür ama kendi mallarını verdiğinizde bunun karşılığı olmaz, bunu NIHLATEN yapacaksınız tıpkı ayılara bal veren ARILAR gibi. Bi daha: Nisâ 4'te kadınlara sadukâtını KARŞILIK BEKLEMEDEN (نحلة) verin deniyor; o halde Nisâ 4'teki sadukât kadınların kendi mallarıdır. * BU KEZ anladınız mı ya da hâlâ anlamadığınız için kurgu, mi-zan-sen, "Hasan Bey durmadan üretiyor" diyerek hakaretler etmeye devam mı? Sizin tehdit diye çarpıttığınız "...ya da bu forumda yazmayı mı bırakayım?" sorusu sizin tasallutunuzdan kurtulmamın yollarından biridir. Kardeşim, buna ihtiyaç duymamı istemiyorsanız karışmayın yazılarıma. Hakaret etmenize izin vermiyorum. . Konu Hasan Akçay tarafından (14. December 2017 Saat 11:00 AM ) değiştirilmiştir. |
|
14. December 2017, 11:16 AM | #133 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Biz sahneyi terk etmiştik. Ama zorla bize rol verildi.
Biz de bu son görevimizi yapıp tekrar sahnesinden çekileceğiz. Sahne tamamen Sayın Akçay'a kalacak. Dilediği gibi oynasın. Allem ediyor, kallem ediyor, kendi kurgusuna uygun uydurmalarla her şeyi saptırıyor; sadaka'yı da "eskiden edinilmiş mallar" deyip uyduruyor Sayın Hasan Akçay. Halbuki "Eskileri de dahil "hak edişlerini" verin" anlamındadır. Çünkü eşek gibi karın yokluğuna çalıştırıldılar; bu çalışmalarının karşılığını iç ettiniz, gasp ettiniz, geri verin deniliyor Ayette kadın-madın da yok. Ayette geçen "nisa" kelimesi "çalışma/faaliyet/iş/işi yapan/işçi" demektir Bu ayeti de surenin üçüncü ayetinin ayrılmaz bir parçası/devamı olarak okumanız gereklidir. Bu durumda da: " yanınızda karın tokluğuna çalıştırdığınız "beslemeyi"/hizmetliyi/yanaşmayı/hizmetçiyi (kadın veya erkek) ücretlendirin ve çalışmalarına ait eski haklarını da verin . Eğer çalışan "hak ediş"lerinin bir kısmını rızaen almaz da size bırakır ise siz de onu afiyetle yiyin." anlamı çıkar Ayetlerin anlamı bu kadar basit ve net iken dolandırmak niye. Çünkü birinci ayetin anlatımında basit bir hata yapılmış ve bu hata bulaşıcı hastalık gibi diğer ayetlere de sirayet ediyor. Evet Sayın Akçay. Siz de bundan sonra benim yazdıklarımı dile getirerek ve benim adımı anarak bir şey yazmayın lütfen. Çünkü sizin hayal gücünüzde bir figüranlik veya oyunculuk istemiyorum. Buyurun. Sahne tekrar sizin. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (1. October 2019 Saat 07:34 PM ) değiştirilmiştir. |
15. December 2017, 05:14 AM | #134 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 |
Hasan bey,
Nisa 2 den itibaren nisa 11 e kadar bölüm kopuk değil kanaatindeyim. Yani bu ayetler,annesi ve babası ölüp,yetim kalan,mirastan hak elde edip küçük olduğu için miras payının, velayetinin verildiği kişide bulunan yetimleri ifade ediyor olabilir. Açıklama yazmıyorum çünkü nisa 12 ye kadar okursanız anlam bütünlüğü var görünüyor. Nisa 2 deki durum,evlenme çağına kadar evlerinde baktıkları yetimlere harcamaları, Nisa 3, evlilik çağına gelmiş kişileri evlendirmeleri, Nisa 4, evlenen bu kadınların,sadakalarını(söz verilmiş olan miras paylarını) verilmesini Nisa 6,evlilik çağına kadar nasıl harcama yapmak gerektiğini, Nisa7,miras payını, Kasdediyor gibi. |
15. December 2017, 05:54 AM | #135 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
ana dili Arapça olan Brother Yaseen tarafından yazılmış ve Yaseen sizinle nerdeyse AYNI görüşte: http://www.sistersinislam.org.my/news.php?item.1033.119 İngilizce bilmiyorsanız, makaledeki ilgili ifadeleri tercüme edeyim, inşallah. |
|
15. December 2017, 12:59 PM | #136 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Nisâ sûresinin başında sözü edilen konu açısından
ayet 1-2 ile ayet 7 ve sonrasını da bütünün içine aldığımızda ortaya çıkan anlam örgüsünü incelemek için 3-6'daki resmin bütününe bakalım. Ayete ve resme bağlı olarak vurgu ya "miras"ın üzerindedir ya da "mehir"in üzerinde. Resim 1 evlenDiRme ve yetim kadınların "miraslar"ı (sadukâtihinne): Nisâ 1 (insanın var edilişi) 2 (miras) 3 (evlenDiRme) 4 (miras) 5 (miras) 6 (miras) 7 ve sonrası (miras) Resim 2 evlenme ve "mehirler" (sadukâtihinne) Nisâ 1 (insanın var edilişi) 2 (miras) 3 (evlenme) 4 (mehir) 5 (miras) 6 (miras) 7 ve sonrası (miras) İyot gibi neyin açığa çıktığı görülüyor. "Sadukâtihinne"nin miras anlamına geldiğini kabul ettiğimizde (ki kabul edilmesi gereken odur) 2-6 ile 7 ve sonrasındaki konu birliği mükemmel olup 2-6'nın muhatapları ile onların görevleri de açık ve nettir yani muhataplar yetimlerin "hâmiler"idir, görevleri ise yetimlerin malî işlerini kotarmak. Gel gör ki kabulümüz evlenme ve mehir olduğunda muhataplık 2'deki "hâmiler"den 3-4'teki "kocalar/güveyler"e atlayıveriyor, sonra 5-6'da "hâmiler"e yeniden dönüş yapıyor! ___________________________________________ Let us look at the overall picture of verses 3-6 in relation to the verses before 1-2 and the verses after 7 and onwards from the topic in question. I put emphasis on inheritance or dowers depending on the verse and the scenario: Scenario 1 Marrying off and orphaned women's inheritance (sadduqatihina): Nisâ 1 (humanity origins) 2 (inheritance) 3 (marrying off) 4 (inheritance) 5 (inheritance) 6 (inheritance) 7 onwards (inheritance) Scenario 2 Marrying and dowers (sadduqatihina) Nisâ 1 (humanity origins) 2 (inheritance) 3 (marrying) 4 (dowers) 5 (inheritance) 6 (inheritance) 7 onwards (inheritance) The odd one out can easily be spotted. When "sadduqatihina" is taken as inheritance (as it should), there is consistency of topics in verses 2-6 and the following verses from 7 onwards. The audience and its role in verses 2-6 is also the same; that is, carers responsible for the welfare and the financial affairs of the orphans. However when the meanings marry and dowers are taken, we find that the audience switches from carers in 2 to husbands/grooms in 3-4, then it switches back again to carers in 5-6! . Konu Hasan Akçay tarafından (17. December 2017 Saat 01:42 AM ) değiştirilmiştir. |
15. December 2017, 06:21 PM | #137 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sizlere şöyle demiştim:
-Çünkü birinci ayetin anlatımında, tercümesinde basit bir hata yapılmış ve bu hata bulaşıcı hastalık gibi diğer ayetlere de sirayet ediyor , bulaşıyor. Bakın hiç kimseyi suçlamadan (bu bazılarınca irade dışı hata olup bazılarınca kasttır.) yukarıda anlattığım hataları ortaya koyalım Esasında burada benim herhangi bir ekstra çabam yok. Hatta hiç çabam yok. Çünkü dışarıdan anlatılan sihirlerden kendinizi kurtarıp da Kitaba olması gibi, yani kendisinin anlattıklarının has olduğunu bilerek baktığınızda/okuduğunuzda onun özüne ulaşıyorsunuz. Deneyelim mi? Ayet açılımı şu: Nisa:-1 1. yâ eyyuhâ : ey 2. en nâsu : insanlar 3. ittekû : takva sahibi olun 4. rabbe-kum(u) : Rabbinize karşı 5. ellezî : o ki 6. halaka-kum : sizi yarattı 7. min : ... den, ...dan 8. nefsin : bir nefs 9. vâhidetin : bir tek 10. ve halaka : yarattı 11. min-hâ : ondan 12. zevce-hâ : onun eşini, hanımını (Havva anamızı) 13. ve besse : yaydı, türetti 14. min-humâ : onlardan 15. ricâlen : erkekler 16. kesîran : birçok, çok sayıda 17. ve nisâen : kadınlar 18. ve ittekû : takva sahibi olun 19. allâhe : Allah 20. ellezî : o ki 21. tesâelûne : istersiniz, dilekte bulunursunuz 22. bihi : onunla 23. ve el erhâme : rahimler, akrabalıklar, yakınlar 24. inne : muhakkak 25. allâhe : Allah 26. kâne : oldu, ... idi, ...dır 27. aleykum : sizin üzerinize 28. rakîben : murakabe eden, kontrol eden Şimdi sizden ilk ricam havva anamız filan diyen zıpırları kaale almayın. Ve okumanızı ikiye ayırarak ilk kısmı 13. ifade ile bitirin. Ne diyor birinci kısım? -Bir tek nefisten eşini yaratıp da, bunlardan da türetip bu türettiklerini, bu yaratılanları/türetılenleri dünya yüzünde yaydığını anlatıyor. Anlaşılmayan bir şey var mı? Evet bundan sonrası ve bazılarının anlayamadığı Ayetin vurucu kısmı. İşte şimdi anlaşılamayan ikinci kısım olan 14 ve 17. ve arasındaki ifadeler: Ne diyor: -ONLARDAN (yani yaymış olduklarından, yani yayılmış dişi ve erkeklerden) Bir çok, çok sayıda RİCÂLEN (ki mealde ERKEKLER diyorlar) YARATTI. Yayılırken, çoğalırken erkek yok mu idi? Tabii ki vardı: olmasa çoğalamazlardı ki. O halde buradaki bu (erkek denen) RİCAL ne ola ki? Erkek demekse niye tekrarlansın? Ve birçok, çok sayıda NİSAEN (ki KADINLAR diyorlar) YARATTI. onlara erkeğin karısı olarak baktığınız zaman 12. sırada belirtildiği gibi -ZEVCE-HA- olarak zaten yazılıydı, varlardı. O halde Nisa - nisaen ne ola ki? Bunlar zaten vardı,yazılıydı da niye tekrarlanıyor? Allah tekrar yapar mı? Acaba başka bir mânâ mı taşıyorlar? Empoze edilmeye çalışılandan değişik bir anlamları mı var rical-in veya ricalen-in, ve -nisa veya nisaen-in? Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (2. September 2021 Saat 03:48 AM ) değiştirilmiştir. |
15. December 2017, 08:30 PM | #138 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18 |
Bu 1. Ayet diğer ayetleri nasıl etkiliyor açıklayabilir misiniz.
Konu yolcu42 tarafından (16. December 2017 Saat 05:06 AM ) değiştirilmiştir. |
16. December 2017, 06:20 AM | #139 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Sayın yolcu 42.
Biz burada ne yapmaya çalışıyoruz ki? Lütfen biraz sabırlı olur musunuz? Ya da yazdıklarım üzerinde biraz düşünür müsünüz? Saygılarımla. Galip Yetkin. |
16. December 2017, 10:51 PM | #140 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Kaldığımız yerden ayetin devamını getirirsek birinci kısımda 10. sıradaki "yarattı" ifadesini kullanmalıyız.
Evet ne diyor ayetin bizi ilgilendiren kısmı?: a:-) "Onlardan/türetilenlerden çok sayıda ricalen/işin yöneticilerini/işe yönlendiricilerini; ve de b:-) fiziksel performansları ile "nisaen/işi oluşturacakların-yapacakların faaliyetlerini" yarattı. Yani Ayet, Kitab'a apış arasından bakan zihniyet aksine "çalışan ile çalıştıran" ve bu ilişkinin sebebi "iş"ten, "çalışma hayatının adil yönetimi" ile "çalışanın ve de çalıştıranın alması gereken tutumu"ndan, adaletinden bahsetmekte Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (30. September 2019 Saat 11:46 PM ) değiştirilmiştir. |
Bookmarks |
Etiketler |
nisa, suresi |
|
|