![]() |
|
![]() |
#1 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Nuh 17: Ve Allah sizi yeryüzünde bitki olarak bitirdi.
Meryem’in daha sonra erkeksiz hamile kaldığı da göz önüne alınırsa, bitki özelliğinde olması onun tıpkı çiçekli bitkilerin çoğunda görüldüğü gibi “erselik” yapıda olduğu, yani vücudunda hem erkek hem dişi üreme organı bulunduğu ihtimalini ortaya çıkarır ki, bizim kanaatimiz de bu yöndedir. Bu kanaatimizi doğrulayan bir husus da Âl-i Imran suresinin 42. ayetindeki “seni âlemlerin kadınlarına seçti” ifadesidir. Çünkü bu ifade ile belirtilen seçkinlik, Meryem’in meziyetleri dolayısıyla diğer kadınlardan üstünlüğünü değil, onun biyolojik farklılığını, fazlalığını, fizikî bakımdan diğer kadınlarla aynı yapıda olmadığını anlatmaktadır. Meryem’in erselik yapıda olması, ehlini terk edip uzak bir yerde tek başına yaşamaya gitmesinin sebebini de izah etmektedir. Yani Meryem, her problemli insanın yapabileceği gibi, bünyesindeki bu farklılığın meydana getirdiği psikolojik sıkıntı ile evini terk etmiştir. Ayrıca Meryem’in (20. ayette görüleceği üzere) “Bana bir beşer dokunmamıştır” şeklindeki ifadesi de, onun erselik yapıda olmasına uygun bir ifadedir. Çünkü Meryem “Bana bir erkek dokunmamıştır” dememiş, hem erkek hem kadın için söz konusu edilebilecek bir ifade kullanmıştır. Bütün bunlardan başka, Meryem’den rükû eden erkekler ile beraber rükû etmesinin istenmesi de çok ilginçtir. Yani Meryem’e haniflik konusunda erkek olarak görev yapması bildirilmiştir. Ayetteki “er-Rakiîn” ifadesinin müzekker getirilmesi herhâlde sadece seci’ [kafiye] olsun diye değildir. Tamamen Kur’an ayetlerindeki ifadelere dayandırdığımız bu tahminler, bilimsel gerçeklerle de hiçbir çelişki göstermemektedir: Erdişilik hermafroditlik ya da erseliklik olarak da bilinir. Aynı bireyde erkek ve dişi üreme organlarının birlikte bulunması. Çiçekli bitkilerin çoğunda … erdişilik görülür. (Ana Britannica; c:11, s:313) |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Verdiğim linkteki yorumları okursanız çift cinsiyet varsayımının yalnızca İsa'nın babasının -bizce- belirsiz oluşuna dayanmadığını, Kuran'da ilgili varsayıma delil gösterilebilecek başka detaylar da bulunduğunu görebilirsiniz.
__________________
www.facebook.com/zinedov |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Ekledim takib ediyorum
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
![]()
Bir xx sex genotipli bir kadından (tüm normal kadınlar gibi) bir erkek yani xy sex genotipli çocuk olma ihtimali erkek olmadan sıfırdır. İster tüp bebek ister normal fizyolojik yoldan.
Kadın genotipi ve bu genotipin fenotipi(izdüşümü, görüntüsü) elbette önemlidir. Bir kadında y kromozomu olması onu fenotipik olarak erkek yapar. Örn xxy genotipli biri y den dolayı erkek görünümündedir. Belirleyici olan y kromozomu varlığıdır. Y varsa fenotip görünüm erkektir. İstisnai özel kromozomal durumlar elbet vardır, ama doğal-genel olarak böyledir. İnsanda hermafroditizm konusunda ise nasıllığı nedenliği ve olup olmayacağı hakkında bilgim şimdilik yok. Selametle |
![]() |
![]() |
#6 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
__________________
www.facebook.com/zinedov Konu Zinedov tarafından (28. April 2013 Saat 04:17 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Zined selam anlamadığım şu? Neden kuranda elçilerin soy ve nesheblerinde bellir bir belirginlik yani anne ve baba ilişkisi varken neden isa'nın doğumunda bu denli sıradışı bir durum tercih edilmiştir.
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 | |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Bulunduğu yer: http://fb.com/zinedov
Mesajlar: 71
Tesekkür: 46
28 Mesajina 56 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
Hem Kuran'da hem de kainat kitabındaki Rabbimizin tüm ayetlerinin ortak özelliği şudur: Hak edeni doğru yola iletir, sapmayı hak edeni ise saptırır. Durumun özeti bu. Yani Allahın ayetleri hem hidayet hem dalalet özelliklidir, adamına göredir. İçinizde ne varsa size YİNE onu verir. Hem İsa'nın doğumu ve İsrailoğullarının durumuna bu açıdan bakabilirsiniz hem de Kuran'daki bir çok ayeti herkesin farklı anlamasına bu açıdan bakabilirsiniz.
__________________
www.facebook.com/zinedov |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Alıntı:
ben meryemin "cins"iyetine takılmadım, neden isa'nın doğumu için böyle sıradışı bir yol izlenmiş, normal bir anne ve babadan olmamış... onu sordum. velev ki bu şekilde bir doğum ve hamilelik mümkün, tarihte ve literatürde emsal ve örneğinin olması gerek diye düşünüyorum.
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." Konu bartsimpson tarafından (28. April 2013 Saat 05:41 PM ) değiştirilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Adem’in Çocukları ve İsa’nın Doğumu
posted in *PEYGAMBER | ÂDEM’İN ÇOCUKLARI KİMİNLE EVLENDİ? İlk etapta yalnızca iki veya ikiden fazla kız çocuğunun dünyaya gelmiş olması mümkündür, kardeş kardeşe evlilik olmaması için bu kızların yetişkinliklerinde eşeysiz, başka bir ifadeyle babasız, erkekli kızlı çocuklar doğurmaları mümkün olabilir. Örneğin bu şekilde iki kız çocuğu düşünelim. Yetişkinliklerinde her bir tanesi babasız olarak iki kız, diğeri iki erkek çocuk veya her birisi bir erkek ve bir kız çocuğu dünyaya getirseler, bu çocukların teyze çocukları olarak evlenmelerinde İslam dini açısından bir sakınca yoktur, böylece bu ilk aşamadan sonra artık eşeyli çoğalma rahatlıkla sürebilir. İsa peygamberin babasız olarak dünyaya gelmesini örnek gösterebiliriz. “Şüphesiz, Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona “ol” demesiyle o da hemen oluverdi.” 3/59 İSA’NIN BABASIZ DÜNYAYA GELMESİ Mesaj: İsrail soyunun ırkçı tutumuna ve erkeğin otoriter egemenliğine meydan okumadır. Ey İsrail, işte sizin soyunuzdan gelmeyen bir nesil! Ey erkekler, işte siz olmadan da kadınlar çocuk dünyaya getirebilirler. Ey insanlar, bir kadın kendi başına pek çok şeyi başarabilir. Hz. Âdem de hem annesiz hem babasız var olmuştu; ancak, bu Allah’ın onun annesi ya da babası olduğu anlamına gelmiyordu. Allah, O’nun yaratıcısıdır. Hz İsa’nın durumu da bundan farklı değildir. 4130. soru: Erkek olmadan üreme olur mu? (Murat Elitaş): Canlılarda çeşitli eşeysiz ve eşeyli üreme tipleri görülüyor. Eşeysiz üremede zaten cinsiyetlere ihtiyaç duyulmuyor. Eşeyli üreme tiplerinin bazılarında da, erkek olmaksızın üreme gerçekleşebiliyor. Bunlar hakkında daha önce bize yollanan sorulara uzun uzadıya cevaplar verildi. Çok “genel” karakter taşıyan sorunuzun insanlara yönelik olduğunu düşünerek devam ediyorum. Çok ender olarak, erkek gamet hücresi olmaksızın yumurta hücrelerinden gebelik oluşması görülebiliyor. Tıp literatüründe bununla ilgili, çok sınırlı sayıda da olsa, örnekler bulunuyor. Yumurta hücresinde diploidi (2n olma durumu), ya da iki yumurta hücresinin kaynaşması gibi aslında “patolojik” sayılabilecek vakalar sonucunda embriyonun gelişmesiyle “kendiliğinden üreme” gerçekleşebiliyor. Bunun dışında, dünyanın farklı yerlerinde çok sayıda araştırmacı, sperm hücresi olmaksızın yumurta hücresini başka yollarla döllemeyi başardılar. Ayrıca klonlama gibi bazı özel yöntemlerde de, erkek varlığına gerek duyulmuyor. (Deniz Candaş) http://www.biltek.tubitak.gov.tr/mer...iniz/arama.php Seks olmadan üreme: “Üremek için mutlaka erkek ile dişinin birleşmesi gerekmez. Örneğin bakteriler biyolojik kopya makineleri gibi çalışarak trilyonlarca benzer yaratır. Her bakteri büyür ve bölünerek iki tam bakteri oluşturur. Sekle ilgili olmayan bu aseksüel üreme sırasında her bakteri kendisini yaratan bakterinin genetik bir kopyasını oluşturur(mutasyonlar hariç). Demek ki her bakteri bir klon (aynı hücreden üremiş hücreler yığını) yaratır. Bazı hayvanların dişileri erkekle birleşme yapmadan üremeyi sağlar. İki düzineden fazla yılan türü partenogenezle (döllenmemiş yumurtanın gelişmesi) çoğalır. Yeni Meksika kamçıkuyruk kertenkeleleri gibi bazı türlerde erkek yoktur. Partenogenez kısa vadede bazı yararlar sağlar: Çevresi değişen bir hayvan, kolayca başka bir yere göçüp çoğalmaya orada devam edebilir. Fakat partenogenez uzun vadede zararlıdır, çünkü erkek ve dişinin birleşmesi olmadığından genlerin karışması ve bundan doğan çeşitlilik yoktur. Bunun yerine aynı genetik işaretleri taşıyan hücrelerden oluşmuş kolanlar vardır; bu ise, mutasyonlar hariç, evrim açısından bir çıkmaz sokaktır. Çünkü ortama uyum, ancak bir türde değişik karakterde bireyler oluşu ile mümkündür. Bazı hayvanlarda partenogenez ve seksüel üreme bir arada bulunur. Meksika’da yaşayan üç balık türünde dişiler diğer türlerin erkekleri ile birleşme yapar; fakat sperme yalnızca yumurtaların gelişmesini başlatmak içindir. Erkek genleri yumurtaya girmez ve yeni nesil yine yumurta klonlarından oluşur. Meksika’daki diğer üç balık türü ise “hibridogenez” ile çoğalır. Yani dişiler yabancı türden erkeklerle birleşme yapar; fakat oluşan hibrid (melez), seksüel olgunluğa erişince babadan gelen genleri dışarı atar. Böylece nesilden nesile yalnızca anadan gelen genler geçer. Arı, eşekarısı ve karıncaları içeren zarkanatlılarda (Himenoptera) erkeklerin yumurtadan çıkıp çıkmaması dişinin keyfine kalmış bir şeydir. Döllenmemiş yumurtalardan dişi çıkar. Dişi sperme depolama organındaki spermleri yumurtaya katarak veya katmayarak yumurtladığı yumurtaların cinsiyetini belirler. Genellikle yıl boyunca yumurtalardan yalnız dişiler çıkar, yalnızca üreme mevsiminden hemen önce yeteri kadar erkek üretilir. Birçok hayvan türü, örneğin tatlısı polipleri ve bitki bitleri, çevre koşulları elverişli ise eşeysiz (aseksüel) üreme yapar. Ortam koşulları kötüleşince eşeyli (seksüel) üremeye geçerler. Hermafroditlerde aynı bireyde hem erkek, hem dişi seks organları bulunur. Bu gibi hayvanlar üremek için kendi kendilerini döllerler. Deniztavşanı denilen deniz salyangozu böyledir. Ağzının sağında erkek üreme organı (penis) ve sırtının ortasında vagina bulunur. Bu hayvanlar birleşmeyi klasik biçimde veya bir seks cümbüşü şeklinde yaparlar. İki salyangoz eşleyebilir, o zaman biri dişi, biri de erkek rolünü alır. Ya da bir grup salyangoz zincirleme birleşme yapar, her biri aynı zamanda hem dişi, hem de erkek görevini üstlenir. Mercan kayalıklarında yaşayan bazı balıklar, örneğin şakayık balığı, hem erkek hem de dişi özelliklerini taşıyarak doğar, fakat hayatı sırasında önce erkek, sonra dişi olarak davranır. Bu balıklar sosyal birimler halinde yaşar, her sosyal birimde iri bir dişi, küçük bir erkek ve birkaç yavru bulunur. Dişi ölür veya kaybolursa ilginç bir seks değişmesi olur, erkeklerin en irisi 60 günden az bir zamanda dişiye dönüşerek yumurtlamaya başlar. (Bilim ve Teknik, sayı 246, s.57-58, Mayıs 1988) Bakire Doğumlar: “Bazı yılan türlerinin dişileri bir erkekle bir araya gelmeden bile doğum yapabiliyor. Dişi yılanlar çiftleşmeden sonra sperm depolayabiliyorlar ve bilim adamları dişi yılanların bunu uzun yıllar soyutlanmış halde yaşadıktan sonra gebe kalmak için kullanabildiğini düşünüyorlardı. Ancak, 2 yıl önce Colorado Üniversitesi’nden David Chiszar çıngıraklı yılanının ikisi ölü biri yaşayan 3 yılan doğurduğunu görmüş. Doğum yapan yılan bir erkekle hiçbir zaman birlikte olmamıştı. Bebek yılanların babasız olduklarını ispat etmek üzere Chiszar, zehirsiz ufak bir yılan cinsi olan bir Thamnophis’in de bakire doğum yaptığını görmüş olan Arizona Eyalet Üniversitesi’nden Gordon Schuett ile birlikte, yılanlar üzerinde genetik testler yapmış. Bebeklerin annelerinin kopyaları olmadıklarını görmüşler.” (Bilim ve Teknik, sayı 360, s.10 Kasım 1997. New Scientist, 27 Eylül 1997) İnsan kopyalayamadı ‘bakire doğumu’ buldu: WASHINGTON – Dünyada ilk kez insan embriyonunu klonlayarak kök hücre ürettiği açıklamasını yapan Güney Koreli bilim insanı Hwang Woo-suk, bu konuda yanıldı; ama bu sayede sandığından çok farklı bir buluş gerçekleştirmiş oldu. ABD’li uzmanlar, Hwang’ın 2004′te ürettiği kök hücreler üstünde yaptıkları yeniden incelemede şaşırtıcı bir sonuca ulaştı: Bu hücreler dünyada partenogenez (döllenmesiz üreme) yöntemiyle geliştirilen ilk insan embriyonik kök hücreleri. Bitkiler ve bazı sürüngenlerde yaygın bir üreme metodu olan partenogenezde dişi, döllenmemiş yumurtaların yapay aktivasyonu yoluyla, erkeğin katılımı olmadan döl üretebiliyor. Memelilerde partenogenez ise çok güç. Klonlamadaysa, bir yumurtanın çekirdeği, farklı bir bedenden alınmış bir hücrenin çekirdeğiyle değiştiriliyor ve bu işlemle, teorik olarak, genetik olarak eş embriyonik kök hücreler üretiliyor. Hwang, 2004′te insan hücreleri üzerinde bu işlemi yaptığını iddia etmiş, bir sene sonra araştırmasının hatalı olduğunu itiraf etmişti. Hwang’ın kök hücrelerinin genetik malzemesinin sadece donör kadının yumurtasından alındığı, insan embriyonundan klonlanmadığı ortaya çıkmıştı. ABD’li uzmanlar Hwang’ın ‘tesadüfen’ gerçekleştirdiği ‘bakire doğumu’nun, büyük bir buluş olduğunu vurguladı. Embriyonik kök hücreler yeni tıbbi tedaviler yaratmakta kullanılabilecek. Partenogenez kök hücrelerin, klonlanmış hücrelerden elde edilenler kadar faydalı olmasa da çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülüyor. (afp, Reuters) (Radikal-04/08/2007) |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
isa, kuranda, meryem, peygamber, resul, İsa, zekeriya |
|
|