18. November 2015, 11:54 AM | #101 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
himayesinde yetimler bulunan KADIN, erkek bütün inananlar elbet. Söz konusu olan evlendirmek ise mal ile desteklemek anlamina gelmiyor çünkü o kadinlar zaten mal sahibidir, malî destege muhtac degiller. Ama babalari yok; onlari mallarina kavusturup serbest birakan eski hamileri bir babalik daha yapip taliplerini sorusturacak ve "Verdim gitti" diyecek. 1.Allah'tan çekinin ey insanlar, yâ eyyuhân nâs... 2.Yetimlere mallarini verin ve temizi pisle degistirmeyin (ey insanlar)... 3.O kadinlari ikiser, üçer, dörder nikahlayin (ey insanlar)... 4.Kadinlara mallarini karsilik beklemeden verin (ey insanlar)... 5.Akli ermeyen yetimlere mallarini vermeyin (ey insanlar)... 6.Cinsel güç edinen + annelik ehliyetini kazanan yetimlere mallarini verin (ey insanlar)... Konu Hasan Akçay tarafından (18. November 2015 Saat 04:28 PM ) değiştirilmiştir. |
|
18. November 2015, 12:28 PM | #102 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Ayetin iki yerinde
yetim hamilerinin korkusundan söz ediliyor. 1. Yetimlerin haklarini koruyamiyacaginizdan korkuyorsaniz size temiz kilinan kadinlari ikiser, üçer, dörder nikahlayin. 2. Ama adil olamayacaginizdan korkuyorsaniz yalnizca birini (nikahlayin) ya da yeminleriniz kime malikse onlari (nikahlayin). Birincisi "Ya yetimlerimin mallarini kendi malimla yersem ve böylece büyük günah islersem" korkusu. Ayet 2: Yetimlerin mallarini kendi mallarinizla yemeyin, büyük günahtir bu. Ayet 3'te bu korkudan kurtulmanin yolu gösteriliyor: Elinizde yanlislikla yiyeceginiz yetim mali tutmayin. Yetimlerinizi taliplerine nikahlayin, mallarini iade edin ve yeni yuvalarina yollayin. Ikincisi "Evlenmek için mallarini geri isteyen yetimlerime mallarini vermek zorundayim ama yatirim yapmistim (Bkz ayet 5), su anda denklestiremiyorum; eksik verecegim. Ama ya eksiklik oraninda esitligi tutturamaz ve yetimlerim arasinda adaleti saglayamazsam" korkusu. Bu korkudan kurtulmanin yolu ise yalnizca BiR yetimenizi malina kavusturup talibine nikahlayin, ötekilerden süre isteyin. Ama o 1 yetimenizin mallarini da denklestiremiyorsaniz ondan da süre isteyin; yeminleriniz kime malikse onlar yani himayeniz altindaki beslemeler mal sahibi degildir; onlari taliplerine nikahlayin, sevap kazanin. Konu Hasan Akçay tarafından (18. November 2015 Saat 04:32 PM ) değiştirilmiştir. |
18. November 2015, 05:56 PM | #103 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Kızcağız baliğ olmuş/buluğa ermiş, rüştünü de ispat etmiş/reşit olmuş diyor ki:
"Allah senden razı olsun! Ver şu elini öpeyim; hakkını da helal et ve bizim sendeki şu mallarımızı ve paralarımızı ver artık da ben kendi kafama göre takılacağım, kendi çareme kendim ulaşacağım." -OLMAZZZZZ! -Niye - Seni evlendireceğim. -Yahu ne evlenmesi, ben evlenmek değil, kendi işimi kendim kurmak istiyorum; terzilik yapıp bir moda evi açacağım. Evlenmeyi aklımın ucundan geçirmiyorum! Bana bir iyilik yapmak istiyorsan bu işimi kurmama yardım et. Parasal durumun müsait olmayabilir, anlarım; ama benim hayatıma bu yaştan sonra hükmetmeye kalkma! - OLMAZZZZZ! Evleneceksin. Evlendirin, evlendirin. Nikâhta keramet vardır. İllaki "verdim gitti" diyecek. Maksat kişiliksiz, erkeğe tâbi/esir kadın! Nerede Bakara-l04; kadınlar bundan ayrık mı tutulmuş? Nisa-127 ile fetva istenen kadınları da mı evlendireceksiniz? Yetimin erkeği olmaz mı? - "Neyle çoluk çocuğa kavuşacağım? Ot mu toplayıp yiyeceğiz hayat boyu? Sana esir mi olacağız? Önce bana iş kur." demez mi? Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (11. June 2016 Saat 02:11 PM ) değiştirilmiştir. |
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | bartsimpson (18. November 2015) |
19. November 2015, 02:39 AM | #104 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Özgür ve ehil olduktan sonra
evlenmek isteyen evlenir, kime ne? is kurmak isteyen kurar; kime ne? Dinde dayatma yok. Özgür ve ehil insanlara sizi nikahlayacagim diye dayatmak kimsenin haddi degil. size is kuracagim diye dayatmak kimsenin haddi degil. Yani burada sözü edilen o degil, o baska. Burada sözü edilen: size temiz kilinan kadinlar (mâ tâbe lekum minen nisâ) Size temiz kilinan kadinlari... taliplerine nikahlayacaksiniz. * Tâbe, eger bilinen bi kelimeyle karsilastirmak gerekirse, TAYYiB ile ayni kökten geliyor. TAYYiB, bilindigi üzere, TEMiZ demek. Pis olani TEMiZ ile degistirmeyin (ayet 2) lâ tetebeddelûl habîse bit TAYYiB Bi yetiminizin kuzulayacak 10 koyunu emaneten sizdeyse kuzulama dönemi geçmis 10 koyunu ona gösterip "Iste senin koyunlar" demeyin. * Yetimleriniz cinsel güç edindiginde (izâ belagûn nikâh) eger sonra bi de ehliyet bulursaniz onlarda (fe in ânestum minhum rusden) onlara mallarini verin. Allah'in emri bu (Nisâ 6). Bunun ötesinde sunu ya da bunu dayatmayi aklinizdan bile geçirmeyin. Mallarini verdiniz, özgür artik onlar. Ve talipleri çikmis. O eski yetimeleriniz "Bize bi babalik daha yap!" diyorlar, taliplerini sorusturup "Verdim gitti!" deme yetkisi veriyorlar size. Temiz kilinmak (mâ tâbe) iste bu, islem yapilmasina yetki verilmek. * Bakar misiniz ayet 4'te TIBNE var; ki "tâbe"nin bi baska söylenisi olup vermek, birakmak anlamindadir; bütün meallerde ÖYLE tercüme ediliyor. Kadinlarin mallarini (nahl = ARI, nihlaten = arilarin yaptigi gibi) karsilik beklemeden verin ama eger size kendileri ondan bi seyler VERiRLER ise (in TIBNE lekum an sey’in minhu nefsen) iste onu çekinmeden ve saglikla yiyin. TIBNE nasil vermek ise TÂBE de vermektir. Muhtevaya göre, tâbe YETKi vermek, tibne MAL vermek. * Size yetki veren = size temiz kilinan kadinlari taliplerine nikahlayin. Size yetki vermeyen = size temiz kilinmayan kadinlari rahat birakin. Temiz kilinmayani nikahlamak, kendisine baskalarinin is kuruvermesine muhtaç olmayana is kuruvermek hiç kimsenin haddi degil. Zaten... kendi mallarini kendileri kullanamayan, kendi islerini kendileri kuramayan yani ekonomik ehliyet edinememis, dolayisiyla çocuklarina bakamayacak akli ermez yetimlerinize mallarini vermeyeceksiniz; onlari basi bos salivermeyecek, yedirip giyindirecek, himayeniz altinda tutmayi sürdüreceksiniz. Allah'in emri bu. Bkz ayet 5, ayet 6. Konu Hasan Akçay tarafından (21. November 2015 Saat 11:34 PM ) değiştirilmiştir. |
20. November 2015, 06:24 AM | #105 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Nisâ 127'deki fiil "evlenmek"tir, evlendirmek degil. ASIL önemlisi, 4:127'deki kadinlar "yetimlerin kadinlari"dir, büluga ermelerinden söz edilen yetimler degil. Yetimlerin o kadinlari (anneleri) mallari olan kimseler mi degil mi hiç konu edilmiyor, yetimlerin ise MALLARI var. Biri ötekine emsal gömsterilemez. Karsilastirmak imkansiz. Ön inceleme yapmak isterseniz lütfen bkz. http://www.studyquran.org/resources/...ranslation.pdf NiSÂ 127: Malesef 4:127 geleneksel olarak yetim çocuklarla evlenilmesine Allah'in izin verdigi seklinde yorumlanip tercüme edilmistir ama gerçek bu degildir. Ayetteki yetame-l nisâi-l lati ya "kadin yetimler ki onlar" ya da "kadinlarin yetimleri ki onlar" diye tercüme edilmistir. Çeviri olarak "kadin yetimler ki onlar" tamamen yanlistir, "kadinlarin yetimleri ki onlar" ise dogru ama muglaktir: yani "ki onlar" yetimler midir kadinlar mi? Arapçada çogul zamir elleti (eril zamir "ellezîne"nin aksine) disildir, ve yetimleri degil kendilerine atifta bulunulan kadinlari temsil eder yalnizca. YETiMLER anlamindaki yetâme ise erildir! ... DISCUSSION OF 4:127 Unfortunately, verse 4:127 has been traditionally misinterpreted and mistranslated in such a way as to suggest that God permits marriage with juvenile orphans. This is clearly not the case. The Arabic expression yatama-l nisai-l lati in 4:127 has been routinely mistranslated as "women orphans, whom..." The expression is also sometimes translated as "orphans of women whom..." This later translation, though accurate, makes the crucial reference of the objective pronoun "whom" ambiguous: Does the phrase after "whom" describe orphans or women? As it happens, the Arabic plural pronoun in this verse is the female form allaty (not the male form allazyna), and it can only refer to the women just referenced, not to the orphans. This is because the Arabic word yatama (orphans) is male in gender! ... Konu Hasan Akçay tarafından (20. November 2015 Saat 10:03 AM ) değiştirilmiştir. |
|
20. November 2015, 11:26 AM | #106 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
İki gün evvel şöyle yazmışız:
"Nisa-127 ile fetva istenen kadınları da mı evlendireceksiniz? Yetimin erkeği olmaz mı?" 1-Sorular gayet basit ama Sayın Hasan Akçay demagoji yapmadan duramaz ki... Nisa-127. ayet ile sorduğumuz soruyu, ayeti her okumuş olan istisnasız herkes ne demek istediğimizi anlamıştır; Hasan Bey de anlamıştır ama bir kulp takacak ve mesleğini yapacak: demagoji. Türkçe yetmez, biraz Arapça karıştırarak, İngilizceyi de ekledin mi iş tamamlanır gibi olursa da yakında birleşmiş milletler genel kurulundaki hitap lisanları ile de gerekli açıklamaları yapacaktır insanları ikna için. Ama ikna edemez, çünkü, yanlışlarda dolaşıyor. 2-Erkek yetimler mi? O da ne? Vurun kıçına tekmeyi. Çünkü Hasan Bey diyor ki: "Arapçada çogul zamir elleti (eril zamir "ellezîne"nin aksine) disildir, ve yetimleri degil kendilerine atifta bulunulan kadinlari temsil eder yalnizca. Zira yetâma (yetimler) erildir! Şimdi size bir yetim tanımı vereceğim: "Yetâmâ (nedim ve nedâmâ gibi) yetimin çoğuludur, veya çoğulun çoğuludur. "Yetim" yalnız kalma mânâsına "yetem"den alınmıştır. "Eşsiz inci"ye de "dürr-i yetim"(sedefinde tek inci) denilmiştir. İşte bu yalnız kalma düşüncesi ile babası vefat etmiş olana da "yetim" denilmiştir ki böyle yetim kalmaya da "yütm" denilir. Bundan dolayı, gerek küçüğe, gerek büyüğe bu tür hitap edilebilmektedir. Çünkü "babadan yalnız kalma" mânâsı kalıcıdır. Fakat örfe göre henüz kendini kurtaracak çağa ermemiş bulunanlara aittir. Bu yönden "yetim" kelimesi bir zayıflık ve özellikle akıl zayıflığı ve fikir noksanlığı mânâsı ile ilgilidir. Ve bundan dolayı erginlikten sonra bile rüştünü bulamayanlar üzerinde "yetim" ismi , lügat ve örf açısından kalıcı olabileceği gibi kocasından yalnız kalan kadınlara da yetim denilir. (ELMALILI) İşini kaybetmişlere, işsizlere de yetim denmektedir. Nerede yetimin erili, merili? Vur tekmeyi! Neyse biz de kendimizi kaptırmayalım. Bizim yönümüzden küçük kız da olsa, küçük erkek de olsa yetim olmasıyla, yetişkin muhtaç erkek veya kadın olmasının arasında fark yok. Biz bir kelime üzerinde ısrar ediyoruz. O da "NİSA" kelimesi ki sözlüklerde ve kitapta kadın diye yazsa da Kur'an'cası "İŞ"dir, çalışma hayatıdır. Hasan Bey'e sorduk: "Nisa 127. ayetteki kadınları da mı evlendireceksiniz diye? Bize bir sürü şey anlattı. Halbuki burada istenen fetva yetimlerin kadınları hakkında değil, yetimlerin "iş"leri hakkındadır. Diğer ayetteki ifade de "size temiz kızlar" değil, yetimleri "sizin temiz işleriniz" ile (Nisa-l27 deki nitelikler) buluşturundur. "NİSA" kelimesinin yerine kadın değil de "İŞ" kelimesini getirin, işi bitirin. Günaha girmeyin. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (7. December 2019 Saat 02:55 PM ) değiştirilmiştir. |
20. November 2015, 12:56 PM | #107 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Yanlis anlamalar, yanlis iddialar ortaya konuldugunda
açiklamaya çalisiyorum. Örnegin "127 ile fetva istenen kadinlari da mi evlendireceksiniz?" denmis alayci bir üslüpla. Üslubu kâle almiyorum çünkü yanlis anlama ya da yanlis iddia degildir üslup. Sorunun beni ilgilendiren kismi ayetteki fiilin evlendirmek mi oldugudur. Cevap: Hayir, 127'deki fiil "evlenmek"tir, evlendirmek degil. Erkek yetimler mi? O da ne? Vurun kıçına tekmeyi. Vurun KIÇINA tekmeyi... Üslubu kâle almayacagimi söylemistim. Beni ilgilendiren, erkek yetimlerin DISLANDIGI iddiasidir. Cevap: Yok öyle bisey. Erkek yetimler de kiz istemeye gidilmek suretiyle evlendirilecek. Ama izin verin tekrar edeyim: Evlendirmek mal ile desteklemek seklinde degil. Çünkü o yetimlerin zaten MALLARI var. Himaye edenler birakin yetimleri malen desteklemeyi yetimlerin mallarini yemesinler yeter. Allah uyariyor (ayet 2): Onlarin mallarini kendi maliniza katip yemeyin, büyük günahtir bu, hûban kebîra. Hasan Bey diyor ki: "Arapçada çogul zamir elleti (eril zamir "ellezîne"nin aksine) disildir, ve yetimleri degil kendilerine atifta bulunulan kadinlari temsil eder yalnizca. Zira yetâma (yetimler) erildir! Hasan Bey demiyor onu kardesim; linkini verdigim yazida EDIP YUKSEL, LAYTH SALEH AL-SHAIBAN, MARTHA SCHULTE-NAFEH diyor. Bunlarin yaptiklari çalismalar ve verdikleri eserler hakkinda orada bilgi var. Ama Ingilizce. Ingilizce bilmiyorsaniz tercüme edeyim. Sizin Elmalili'dan yaptiginiz alintiya göre yetame yetim erkekler ve yetim kizlardir ama Arapça metindeki disil zamir ELLETî yetim erkekleri kapsamaz, ve bu da gösterir ki sizin kendileriyle evlenmek istedikleriniz, yetim erkekler ve yetim kizlar anlamindaki yetame degil onlarin kadinlaridir (ANNELERi). Ingilizceden tercüme edip sundugum alintida bu anlatiliyor. Nisâ 127: Yanlis: kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kilinan (miras)i vermediginiz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlar... (Diyanet) Muglak: yazilmis haklari olani kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediginiz kadinlarin yetimleri... (Y N Öztürk) Deneme: yetimlerin anneleri ki ONLARLA, kendilerine yazilmis olani vermeksizin, nikahlanmak istiyorsunuz... (H Akcay) ...yetâmen nisâi ELLETî lâ tu’tûnehunne mâ kutibe lehunne ve tergabûne en tenkihû HUNNE... Arapça metindeki ELLETî kesinlikle "kadinlar"dir, anneler... ama Y N Öztürk'ün çevirisindeki yetimlerin kadinlari anneler midir ya da onlarin yetimleri mi belli degil, muglak. Konu Hasan Akçay tarafından (22. November 2015 Saat 09:47 AM ) değiştirilmiştir. |
21. November 2015, 01:07 AM | #108 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Vurgulamak için
bi daha: Yetame konusunda Elmalili ne diyorsa Edip Yüksel, Layth Saleh al-Shaiban... onu diyor: yetame "erkek ve disi yetimler"dir. Ek olarak ki ONLAR anlamina gelen elletî zamirine dikkat çekiyor Edip ve Layth: ELLETî disil olup "erkek yetimler"e gitmez; dolayisiyla "erkek yetimler"i içeren "yetame"ye gitmez. "yetamen nisâ"daki "nisâ"ya gider, kadinlara, annelere. Sizin kendileriyle, haklari olduguna hükmedilen her ne ise onu vermeden, evlenmek istedikleriniz yetim kizlar degil "yetim kizlar"in ve "yetim erkekler"in anneleridir. Çeviriyi buna göre yapmak gerekir. Konu Hasan Akçay tarafından (22. November 2015 Saat 12:20 AM ) değiştirilmiştir. |
22. November 2015, 11:27 AM | #109 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Alıntı:
Niye kızlar size de dullar bize? b)-Anneleri ikişer, üçer, dörder evlendirdiniz, iyi-güzel. Evlendirdiklerinizle evlenen adil olmaktan korkmuyorsa, adil olacağından emin ise, ikişer, üçer, dörder nasıl olacak? "Eş üstüne eş" alma yasak değil mi? Alıntı:
O yetimlerin kimsesi olmaz da, kendisine ailesinden mal kalmış olabilir. Bunları anlarım. Ya annesi ya da bekar teyzesi veya halası varsa niye heriflerin himayesine girsin ki; mal var, kendisini yetiştirecek ve de " verdim gitti" diyebilecek bir büyük de var! Diyelim ki kimsesi yok ve mallarını verdiniz, özgür artık onlar. Ve bir müddet sonra hayatını tek başına sürdürürken taliplileri çıkmış. Ve diyorsunuz ki:"O eski yetimleriniz 'bize bir babalık yap' diyorlar. Taliplerini soruşturup -Verdim gitti. deme yetkisini veriyorlar size". Niye versinler ki: - Al malını, mülkünü, paranı; git kendi hayatını bundan sonra kendin kur, başının çaresine bak! diyorsun, Fakat evlenme hürriyetini vermiyorsun; illaki sen "verdim gitti" diyeceksin! Yok ya! Kendisi "kendimi sana verdim gitti" derse evlilik geçersiz mi olacak? "Ma meleket eymanu-kum" dedikleriniz evinizde küçük yaşta hizmetçi/besleme/uşak olarak kullanılan kız ve erkek çocukları, zamanı geldiğinde, istekleri halinde, o güne kadarki hizmetlerinin karşılığını tazminat kabilinden vereceksiniz; gönül rızası ile bıraktığına afiyet olsun. Değil mi? Ayetin son cümlesi, bu eymanu-kum'ları da "nikahlayın" diyor. Siz bundan karı-koca hukukunu mu anlıyorsunuz? Küçük yetim erkek ise kim evlenecek, veya kiminle evlendireceksiniz; kız ise kimle evlenecek veya kiminle evlendireceksiniz? İlan mı verecek siniz? Niye "Nisa" kelimesini "iş", "evlendirmeyi" de "iş ile buluşturmak" diye anlamayı denemiyorsunuz. Gerek bu çocukları, gerekse bu çocukların kadınlarını heriflerin altına yatırma yerine, onurlarıyla çalışıp hayatlarını kendi kazançlarıyla düzenlemeleri gerektiğini düşünmüyorsunuz. Bırakın "kadınları-kızları" yatağa atmayı!.. Becerileri(mehir=maharet) ile uygun veya maharet kazanacakları bir "iş ile evlendirin" veya uygun "işlerle evlendirin" ki maharet/beceri sahibi birer birey olsunlar. Tercümelerinizi Bakara-177. ayete uygun yapın. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (2. September 2020 Saat 05:01 PM ) değiştirilmiştir. |
||
22. November 2015, 02:13 PM | #110 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 817
Tesekkür: 0
157 Mesajina 225 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Tam aksine.
Ayet 3'ün konusu olan eski yetim kizlarinizi taliplerine nikahlayacak (evlendirecek)siniz, ayet 127'nin konusu olan annelerle ise nikahlanmak (evlenmek) istiyorsunuz. Niye? Çünkü o eski yetim kizlariniz ayet 6'da sarta baglanan cinsel gücü ve annelik ehliyetini edinip kadin olmus, size kendilerini evendirme yetkisi vermisler (mâ tâbe lekum). Kisacasi sizden kendilerini evlendirmenizi istedikleri için evlendireceksiniz onlari; istemeyeni evlendirmeyeceksiniz, haddiniz degil dayatmak. Bunu daha önce anlatmaya çalistim, anlasilmamis; simdi anlatabildiysem öteki iddialariniza geçeyim. |
Bookmarks |
Etiketler |
hac, izlenimleri |
|
|